Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
İngiltere merkezli Sheffield Hallam Üniversitesine bağlı , Uygur Hakları, Demokrasi ve İnsan Hakları Gözlemevi Merkezi’nce yayınlanan bir raporda ünlü küresel giyim Firmalarının tedarik zinciri için Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da 2016’dan beri kurduğu Çin tipi Nazi Toplama Kamplarında hapsettiği yüzbinlerce Uygur Türklerini Köle/İşçi olarak çalıştırarak üretim yaptıklarını bildirdi. Aralık/2023 ayında yayımlanan bir araştırma, H&M ve Zara gibi ünlü giyim firmalarının ürünlerini Uygur Türklerinin zorla çalıştırıldığı Çinli şirketlerden tedarik ettiklerini ortaya koydu.
Yayımlanan raporun bulgularına göre devlet tarafından dayatılan iş gücü transfer programlarına katılmaya zorlanan Uygurlar tarafından üretilen ürünleri tedarik ettiği tespit edilen birçok tanınmış marka mevcut. Özellikle pamuk ve PVC gibi maddeleri tedarik edenler arasında H&M ve Zara gibi markalar öne çıkıyor.
Raporu hazırlayan Araştırmacılar Batılı markalarla üretim veya kaynak kullanımı yoluyla bağlantıları bulunan ve aynı zamanda Uygur Bölgesi (Xinjiang) ile “önemli bağlara” sahip önde gelen 4 Çinli hazır giyim şirketini de incelediler. Bu araştırmalar sonucu ulaşılan bulgulara göre ise, söz konusu Çinli şirketler Zara ve Primark gibi markalara tedarik sağlıyor. Verilen bilgiler doğrultusunda hazır giyim endüstrisinin Uygur Bölgesi ile bağlantılarının artık iyice yerleşmiş olduğunun altı çiziliyor.
Çin’in kuzeybatısında, etnik Müslüman Uygurların yaşadığı bir bölge olan Doğu Türkistan, Çin’in pamuğunun yüzde 80’inden fazlasını üretiyor. Bu bölge ayrıca dünya pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 23’ünü karşılıyor ve ayrıca koruyucu giyim ve aksesuar ürünlerinin üretiminde önemli bir madde olan PVC’nin yüzde 10’u da yine bu bölgede üretiliyor. Sonuç olarak, dünya pazarında bulunan kıyafetlerin ve ayakkabıların büyük bir kısmının üretim aşamasında Uygur halkının zorla çalıştırılmış olma yüksek ihtimali mevcut.
Uygurların Köle/İşçiliği İle Üretilen Malları Alan Batılı Şirketler Bu Suçlarını gizliyor ve İnsan Hakları değerlerini de Lekeliyor
Raporun temel bulgusu ise, Uygurların zorla çalıştırılmasıyla “lekelenen” önemli miktarda giysinin kısıtlama olmaksızın AB’ye ithal edilmesi. Raporda Avrupa Birliği politikalarının AB tüketicisini, Uygurların zorla çalıştırılması suretiyle üretilen giysileri satın almaktan korumadığı iddia ediliyor.Raporda ortaya konulan bir başka çarpıcı bulgu ise bölgedeki şirketlerin devlet tarafından dayatılan iş gücü transferlerine katılımlarını gizlemek için uyguladıkları yöntemler. Şirketlerin bölgedeki operasyonlarını gizlemek için, iş gücü transferi programına katılımlarının çevrimiçi reklamını yapmamak, şirket adlarını değiştirmek ve holdinglerini yeniden düzenlemek gibi bazı taktikleri mevcut. Raporda, bölgenin giderek daha fazla şeffaflığını yitiren tedarik zincirlerinde gezinirken şirketlerin, kanıt yokluğunun, bu kanıtların olmadığı anlamına gelmediğini bilmeleri gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, Raporun yazarları, bu programlara dahil olan Çinli şirketlere ilişkin çeşitli örneklerin altını çiziyor. Örneğin Beijing Guanghua Textile Group, iş gücü transfer programlarıyla bağlantılı bir firma olan Xinjiang Jinghe Textile Technology ile ortak bir girişime sahip. “Xinjiang Jinghe, 2018 yılında üretim tesislerini genişletmek ve kırsal kesimdeki ihtiyaç fazlası iş gücü programları aracılığıyla 2 bin kişiyi istihdam etmek için 200 milyon yuan (22,3 milyon £) yatırım yaptığını açıkladı. 2023 yılı Mart ayında bir Sincan gazetesi 73 “yoksulluk çeken hanenin” sanayi işçisi olmak üzere firmaya işçi gönderdiğini bildirdi. Beijing Guanghua’nın ana şirketi Beijing Fashion Holdings, aralarında Zara ve Next’in de bulunduğu bir dizi tanınmış Batılı marka ile olan bağlantılarının reklamını yapıyor. Grubun iştiraklerinden biri olan TopNew ise H&M’in tedarikçisi konumunda.
Çalışmanın bir kısmını yürüten ve Sheffield Hallam Üniversitesinde profesör olan Laura Murphy, araştırmanın politika yapıcıların, yatırımcılar ve tüketicilerin daha akıllı seçimler yapmasına yardımcı olacağını belirtti. Prof.Dr. Murphy, bazı şirketlerin Sincan pamuğunu tedarik zincirlerinden çıkarmak için gerekli adımları atmaya ve bağımsız gruplara bunu yaptıklarına dair kanıt göstermeye açıkça söz verdiklerini, ancak birçok markanın henüz benzer bir adım atmadığını ifade etti.
Raporun sonunda, bulgular ışığında Uygurların zorla çalıştırması ile üretilen malların Avrupa Birliği pazarına girişini de kapsayacak yasama faaliyetlerine yönelik tavsiyeler yer alıyor.
Önerilen Tavsiyelerin bir kısmı İse Şöyle :
Sincan Uygur Özerk Bölgesi tahminen 1 milyon kişinin yargısız gözaltı kamplarında tutulması dahil olmak üzere, insan haklarının yoğun bir şekilde ihlal edildiğinin belgelendiği bir bölge. Ancak gözaltı kamplarının yanı sıra, rapor boyunca bahsi geçen Uygur aktivistlerin ve insan hakları savunucularının yüksek baskı riski içerdiğini söylediği ve uzun süredir devam eden devlet destekli bir iş gücü transferi programı da var. Pekin yönetimi, bu transferleri yoksulluğu azaltma aracı olarak tanımlıyor. Programlar kapsamında işsiz bırakılan Uygurlar bölge için ve merkezi Çin’dekei işçi ihtiyacı olan farklı yerlerdeki çiftliklere veya fabrikalara transfer ediliyor.
BENZER HABERLER