“Keyfi Kaçırmaya Karşı Görev Gücü’nün raporu, sistematik keyfi kaçırmanın uluslararası hukuka göre insanlığa karşı bir suç olduğunu belirtiyor. BM.Çalışma grubunun Çin yönetiminin yıllar önce tutukladığı ve bugüne kadar yargı önüne çıkarmadığı Uygur bilim adamları,Aydınlar,Sanatçılar  raporu, serbest bırakılması istenen kişilerin ortadan kaybolmasının üzerinden 6-7 yıl geçmesine rağmen akıbetlerinin hala bilinmediğini gösteriyor. “Ve hepsinin derhal serbest bırakılması talep ediliyor.”

Kaçırılan Uygur aydınları (1. sıra soldan sağa) Taşpolat Teyip, Kuft Mamut, Abdurkerim Rahman, (2. sıra soldan sağa) Halmurat Ghopur, Abdurqadir Celalid, Arslan Abdulla, Rachel David, Yalkun Rosi’den ilham alıyor.

 Fotoğraf: RFA

Birleşmiş Milletler 2010 yılında 30 Ağustos’u Uluslararası Kayıp Kişiler Günü olarak belirledi. O tarihten bu yana her yıl 30 Ağustos’ta diktatörlük rejimleri tarafından kaybedilen insanlar anılıyor.

30 Ağustos’ta ABD Temsilciler Meclisi Çin İşleri İcra Komitesi, Twitter (X) üzerinden 2017 yılında ortadan kaybolan Uygur folklor araştırmacısı Dr. Rachel Davut hakkında özel bir paylaşım duyurdu. Gönderilerinde Çin hükümetinin Rachel David hakkındaki bilgileri sakladığını ve Rachel David de dahil olmak üzere kaybolan tüm Uygur rehinelerin derhal serbest bırakılması gerektiğini iddia ediyorlar.

Bugün 30 Ağustos’ta “Diplomat” gazetesi de Çin hükümeti tarafından kaybedilen Uygurlar hakkında özel bir yazı yayınladı. Makalede, BM Keyfi Kaçırmalar Çalışma Grubu, Çin’in Uygur bölgesinde Uygurların zorla kaybedildiğine dair daha fazla kanıt sundu.

Bu makalenin yazarı, Çin İnsan Hakları Savunucuları Ağı’nda araştırmacı olan Bay William Nee ile radyo istasyonumuz bu konuyla ilgili bir röportaj yaptı. Şöyle konuştu: “Şok edici olan, kaybedilen Uygurlarla ilgili herhangi bir kamu davası veya herhangi bir açıklamanın olmaması ve yakalandıklarına dair hiçbir bilginin olmamasıdır. Keyfi Kaçırmalarla Mücadele Çalışma Grubu’nun raporuna göre, hapse atılanların bile resmi yargılamaya tabi tutulup tutulmadığı belli değil. Özellikle kamp sistemi polisin herkesi kampa ya da hapishaneye gönderebileceğini gösteriyor. “Uzun süre cezaevinde kalan kişilerin yeniden hapsedilmediğine dair hiçbir kanıt yok.”

Birleşmiş Milletler Keyfi Kaçırma Çalışma Grubu, son iki yılda Çin hükümeti tarafından kaçırılan Uygurlara ilişkin üç ayrı rapor yayınladı. Yayınladıkları raporda edebiyat eleştirmeni Yalkun Rozi, gazeteci Kubat Mamut, “Bağdaş” ağının kurucusu Ekber Esat, doktor Gülşen Abbas ve Kaşgar’daki gazeteci Noor İman Abdurreşit’in hepsi Kaşgar’daki aile üyeleridir; baba Abdürreşit, anne Tacigül Kadir, anne. kayınpeder Amitjan Abdurreşit ve Muhammed Abdurreşit – Katarlıların özgürlüklerinden mahrum bırakılmasının uluslararası hukukun birçok maddesini ihlal ettiği ortaya çıktı. Raporda Çin hükümetine bu kişileri derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakması çağrısında bulunuldu.

Bay William Nye şunları ekledi:

Uygur Hareketi Örgütü, 30 Ağustos’ta Çin hükümeti tarafından kaybedilen Uygurlar hakkında özel bir açıklama yayınlayarak, Çin hükümetinden kaybedilenlere net yanıtlar ve adalet talep etti.

Konuyla ilgili radyomuza konuşan Uygur Hareketi Örgütü Başkanı Abdash Abbas, kaybolanlar arasında Hadi Gülşen Abbas’ın da bulunduğunu, 5 yıldır Hadi’nin hayatta olup olmadığını bilmediğini belirtti.

Uygur İnsan Hakları Vakfı Uluslararası Kampanya Departmanı Direktörü Bayan Louisa Greve, radyomuzun konuyla ilgili sorularını mektupla yanıtlayarak şunları söyledi: “Yazarlar, iş adamları, dini liderler ve sanatçılar dahil olmak üzere toplumun her kesiminden birçok insan var. Uygur bölgesinde ortadan kayboldu. Hepsi Çin hükümetinin kurbanları. Bugün Uluslararası Kayıpları Anma Günü, Çin hükümetinin Uygur halkına yönelik acımasız baskısına derhal son verilmesi çağrısının yapıldığı bir gün.”

https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/teragidiye-08302023183245.html