AB Genel Kurulunun açılışında konuşan Ulf : ” AB’yi güvenilir bir uluslararası güç haline getirmeliyiz. Demokrasi, insan hakları başta diğer aynı değerleri paylaşan tüm ülkelerin yakın bir işbirliği içinde çalışarak demokrasi ve özgürlük modeli haline gelen Avrupa Birliği’nin otoritesini güçlendirmeliyiz. AB.nin onurlu geleceği için bu çok önemlidir. Dünyadaki demokrasiler ancak güçlerini artırdıkları takdirde rekabetçi, başarılı ve çekici olabilirler. Değerlerimizi korumak her şeyden çok önemlidir. Ancak bunu yaparken, dünyadaki her bölgede en iyi sonuçların elde edilmesini sağlamamız gerekiyor. İhtiyacımız olan, AB içinde stratejik birlik ve ittifakımızın dışında stratejik ortaklıklar. Bu, AB’nin çıkarlarını korumak ve evrensel değerler için mücadele etmek için ihtiyaç duyduğu güveni oluşturmanın temeli olmalıdır.” şeklinde konuştu.
Çin Dünya Barışı İçin Tehdit Oluşturmaya Devam Ediyor
AB:Dönem Başkanı ve İsveç Başbakanı Ufl konuşmasında Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan(Uygur bölgesi) Tibet ve Hong Kong’taki durumu de gündeme getirdi ve şunları söyledi : ” ÇKP’nin otoriter tek parti yönetimindeki Çin dünya barışı için tehdit olmayı sürdürürüyor. Çin’in yarattığı tehdit ve tehlikelerin şiddeti günden güne artmaktadır. AB. olarak bizler Batılı değerlerler ile birlikte Çin’in Uygur Bölgesi ve Hong Kong’ta yaşayan insanların da temel insani haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bunun yanında insan hakları, demokrasiyi ve uluslararası hukuku korumaya ve savunmayı sürdüreceğiz. AB. ülkeleri başta diğer müttefik ve aynı değerleri savunan dostlarımız ile birlikte Çin’in Tibet, Uygur Bölgesi ve Hong Kong’daki insanlara yönelik insan hakları ihlallerine karşı birlikte karşı koyacağız ve onların bu temel haklarını koruyacağız.” dedi.
Batı’nin Çin Tezi Hüsranla Sonuçlanmıştır.
Batılı ülkelerin Çin hakkındaki tezleri hüsranla sonlandığını belirten Ulf şöyle konuştu : ” Batı ve AB. Çin’den 20 yıldır beklediği özgürlük ve demokrasi umutlarının balona dönüştüğünü hep birlikte tanık oluyoruz. Küresel bir güç haline gelen Çin’in 1970’lerden bu yana elde ettiği başarıları ortadadır. Ancak, bütün bunlara rağmen, iklim değişikliği, küresel sağlık sorunları, silahsızlanma ve toplumsal gerginlikler ve bölgesel çatışmaların çözümü gibi uluslararası alanlarda Çin ile iş birliğinin sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum.
Bu nedenle Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Çin hakkındaki “Riski frenlemektense(durdurmaktansa) azaltmak daha iyidir.” söylemini destekliyorum.
ABD ve AB üye devletlerinden temsilcilerin katıldığı toplantıda dünya düzeninin sağlanması ve Çin’le başa çıkmak için önlem alınması konularının ele alındığı belirtilen raporda, şu anda AB başkanı olan İsveç Başbakanı Ulf Kristerson, Çin’in Çin’deki tutumuna ilişkin konuştu. açılış konuşmasını yaptı, çeşitli fikirler sundu. Bu 3 fikirden biri “riski azaltma ihtiyacı ve bunun ne anlama geldiği”, ikincisi “diğer ülkelerle ilişkilerin nasıl güçlendirileceği ve Çin ile başa çıkmak için önlemlerin nasıl oluşturulacağı” ve üçüncüsü “AB’yi güvenilir bir uluslararası hale getirmek”. güç”.
AB üyesi devletlerin temsilcileri ile ABD temsilcilerinin Çin ile başa çıkmak için önlemleri tartıştığı toplantı hakkında konuşan Norveç’te bir durum analisti olan Bay Balshiyar Omar, hala bazı fikir ayrılıklarının ve kafa karışıklığının olduğuna inanıyor. İki tarafın Çin’e karşı ortak mücadelesi konusunda.
Ulf Kristerson, “Diğer ülkelerle ilişkiler nasıl güçlendirilir ve Çin ile başa çıkmak için önlemler nasıl oluşturulur” konusundan bahsederken, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Çin’in Rusya’ya verdiği destek, Amerika’nın Ukrayna’ya yardım etmek için Batılı ülkelerle işbirliği gibi bir dizi konuyu ele aldı. , ve Çin’in Tayvan’a yönelik büyüyen tehdidi.Bir örnek verdikten sonra “Avrupa’nın dostu Çin değil ABD” sonucuna vararak değerleri farklı olmayan ABD ile ilişkilerin daha da güçlendirilmesini savundu.
İsveç Başbakanı Ulf Kristerson’a göre İsveç hükümeti geçtiğimiz günlerde “Ulusal Çin Ofisi” adında özel bir ajans kurdu ve ona büyük miktarda fon ayırdı ve Çin’i her alanda incelemeye başladı. DUC’nin İsveç Sözcüsü Sayın Dilshat Reşit’e göre, İsveç hükümetinin Uygur soykırımı karşısında ABD hükümetine yönelik tutumu Çin’e yönelik tutumundan çok farklı bir seyir izliyor.