ABD Dışişleri Bakanı Blinken 9 Mayıs’ta yaptığı bir konuşmada  Çin hükümetinin zo5rla topladığı    Uygurlar ve Tibetlilerin kişisel  biyolojik  ve genetik  verilerini    kullanarak onlara baskı ve zulüm yapmakla suçladı. Bakan Blinken konuşmasında ayrıca   Çin’in uyguladığı  bu kontrol ve gözetim tedbirlerini farklı etnik gruplara mensup insanları hedef almakla suçladı ve bu  baskı ve zulümlerini  günümüzde “Daha yaygınlaştırarak  uyguladığını” bildirdi.

“Newsweek” gazetesi 12 Mayıs’ta  geçtiği bir haberinde  son haftalarda  ABD ile Çin arasında diplomatik bir savaşın başladığını bildirdi. Haberdi  Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin düzenlediği basın toplantısında, ” ABD Dışişleri Bakanının bu suçlamalar tamamen temelsizdir. Bunların uydurma yalanlar olduğu  açıktır. Çin kanunlara göre yönetilen bir ülkedir. Ülkede yaşayan ve etnik Çinli olmayanlar da dahil olmak üzere tüm Çin vatandaşlarının insan haklarının yasalara göre korunduğunu ” öne sürdü.

News Week Dergisi  bu haberinde ,  Çinli Sözcü, Çin Komünist Partisi(ÇKP)’nin  her söyleminin “Yasa Yerine Geçtiğini” ve Uygur bölgesi  topraklarındaki milyonlarca Uygur’dan  kişisel genetik ve biyolojik örneklerini zorla  toplamak için hiç bir Uygur veya etnik Çinli olmayan Halklardan   izin almadan yapıldığı  gerçeğinden  söz etmediğini özellikle  vurguladı.  Dergi bu konuda Çin’in toplama Kamplarından kurtularak yurt dışına çıkmayı başaran  Toplam Kampları mağduru ve tanıklarının   dünya medyasına  yaptığı açıklamalar ve bazı ülkelerin Parlamentolarında tanık olarak ifade verdiklerinde bu konunun  özellikle vurguladıklarını ayrıca  Toplama Kamplarındaki Uygur  kadınları kısırlaştırma operasyonlarına tabi tutarlarken,onların onayını  almadıklarını ve bu işlemi onlar üzerinde zorla uyguladıklarına dikkati çekti.

Çin hükümetinin genetik örnekler toplayarak Uygurlar üzerinde  büyük baskılar ve bu verileri kullanarak  Uygurlar üzerinde yeni bir kontrol  mekanizması   kurduğu  bu mekanızmanın  şiddetini  daha da yaygınlaştırdığı ve şiddetini arttırdığı  hususu  kanıtları ve örnekleri ile  birlikte  The Washington Post, The New York Times ve The Financial Times  gazeteleri  başta  olmak üzere yüzlerce  küresel medya  organlarında  geniş çapta yer aldığı  bilinmektedir. Ayrıca,Çin yönetiminin Uygurlar, Tibetliler ve diğer etnik Çinli olmayan halklara yönelik  baskı ve zulüm uygulaması gerçeğine karşı  inkarcı ve yalanlayıcı tavrını inkar etmekten kaçınmıyor. Ayrıca,Çin’in Çin’in baskı,zulüm ve soykırım gerçeklerine  ve buna ait açık kanıtlara göz yumarak inkar etme tavrını   devam ettirdiği de  ifade ediliyor.