UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Meksika Parlamentosu Milletvekili Salvadorn Karo ve bazı Milletvekillerinin ellerinde Tibet bayrakları olduğu halde, Meksika Meclisini ziyaret eden Çin Büyükelçisine Çin’in Doğu Türkistan ve Tibet’te işlediği insanlık ve soykırım suçlarına tepki göstererek ” Çin tipi toplama kamplarını kapatın-Uygur tutukluları Serbest bırakın ! Tibet’e Özgürlük! ” sloganlarını yüksek sesle dile getirerek Çin’in yeni Mmeksika Büyükelçisini protesto ettikleri bildirildi.
Çin Büyükelçisi Parlamontoyu Terk Atmak zorunda Kaldı
Özgür Asya radyosunun haberine göre Çin’in Meksika Büyükelçisi Jing Run’un 30 Nisan Pazar günü Meksika Parlamentosunu ziyareti sırasında Sivil Vatandaşlar partisi Milletvekili Salvadon Karo ile bazı parlamenterler ayağa kalkarak Çin Elçisine Hitaben ” Uygur tutuklular Serbest bırakılsın ! Toplama Kamplarını Kapat !- Tibet’e Özgürlük ! ” sloganlarını yüksek sesle dile getirerek protesto ettikleri, Çin’in yeni Meksika Büyükelçisi Ru’un beklemediği bu protesto eylemi karşısında şaşkınlık ve büyük bir bir hayal kırıklığı yaşadığı bildirildi. Bazı Milletvekilleri ise Tibet Bayrağı açtı. Yükselen protesto sesleri karşısında Çin Büyükelçisi,, parlamento binasını terk etmek zorunda kaldı. Çin’in yeni Meksika Büyükelçisi Jing Ru süresini dolduran eski Büyükelçi Ju Çingçiyav’nun yerine Büyükelçi olarak atanmış ve ilk ziyaretini Meksika Parlamentosuna yaptığı bildirildi.
DOĞU TÜRKİSTAN’DA BİR SOYKIRIM YAŞANIYOR!
Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyona ve soykırıma uğradı, uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise Çin Komünist Partisi, kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında, milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.
TOPLAMA KAMPLARI
Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklular, işkenceya uğruyor, sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara, ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. İnsanlar, burada tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor, kadınlar toplu tecavüze uğruyor.
GENÇ NÜFUS KAMPTA YOK EDİLİYOR
Milyonlarca genç, Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Doğu Türkistan’da bir çoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kamplarda, kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor ve genç kadınlar da Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya, Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyorlar.
Meksika Parlamentosu'na ziyarete gelen Çin Büyükelçisi "Uygurlara özgürlük! toplama kamplarına hayır!" sloganlarıyla karşılandı ve Tibet bayrağı açıldı. Büyükelçi, parlamento binasını terk etmek zorunda kaldı. pic.twitter.com/gYkQoJbl9h
— Uygur Haber (@UygurHaber) May 1, 2023
TÜRK VE İSLAM DEĞERLERİ HEDEFTE
Doğu Türkistan’da milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor, Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk-İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.