İşgalci Çin, Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere yönelik baskı, zulüm ve etnik, dini ve kültürel sahalardaki soykırım cinayetlerini uluslararası toplumun kayıtsızlık ve sessizliğinden cesaret ve güç alarak sürdürmeye devam ediyor. En son Gulca’da yaşayan 60 yaşındaki Ayşemhan Abdullah’ı 20 yıl önce 3 çocuğunu Mahallesindeki bir Kuran kursuna gönderdiği için tutukladığı ve 21 yıl hapis cezasına çarptırdığı bildirildi.
Özgür Asya Radyosu internet sitesinde yer alan haberlere göre Gulca kentinin Karayağaç(Karağaç) köyünde yaşayan 60 yaşındaki Ayşemhan Abdullan 20 yıl önce 3 çocuğunu mahallesindeki bir gizli Aile Kuran Kursuna yolladığı için göz altına alındığı ve ÇKP’lı işgalcıların sözde Yargısınca 21 yıl hapis cezasına çarptırıldığı açıklandı.
Radyo muhabirlerinin Gulca kenti ile yaptığı telefon görüşmelerinde bu kente bağlı bağlı Karayağaç köyü bu mahkumiyet haberini doğruladı ve şunları söylediği bildirildi: ” Köyümüz sakinlerinden Ayşemhan Abdullah isimli kadının 20 yıl önce 3 çocuğuna Mahallesindeki Aile Kuran Kursuna gönderdiği yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca kendisi de bu kaçak Kuran Kursunda Öğretici olarak çalıştığı tesbit edilmiştir. Bunun üzerine kendisi göz altına alınarak tutuklanmıştır. Yapılan yargılamada kendisi de gizli Kuran Kursunda öğretmenlik yaptığı ve 3 çocuğunu Kuran kursuna yolladığı için her çocuğu için7’şer yıl olmak üzere toplam 21 yıllık hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca aynı köyden Hurşide isimli bir kadın da 2 çocuğuna Kuanı kerim öğrettiği için 14 yıl hapse mahkum edildi.” şeklinde bu mahkumiyet olayını doğrulamıştır.
Eski Polis Yolbars : Ayşemhan ve Hurşide’ye Verilen Cezalar Yasadışıdır
Geçtiğimiz yıllarda yurt dışına çıkmayı başaran ve şu anda İsveç’te yaşayan eski bir Çin polis memuru olan Yolvas(Yolbars) adındaki Uygur sığınmacı Çin Mahkemesinin bu kadınlara verdiği cezaların Çin ceza kanunlarına uygun olmadığını ve yasa dışı olduğunu belirterek : Bu mahkumiyet kararı Çin Komünist Partisi Siyasi-Hukuk Komitesi tarafından verilen bir cezadır ve Çin yasalarına aykırıdır. İşgalci yerel Yönetim bu ve benzeri cezalandırmalarda kişilerin işlediği suçlara ve Çin yasalarına göre değil, Pekin’den gelen tutuklanması gereken kişi sayısına ve bu kişilerin ne kadarının kaç yıl hapis cezasına çarptırılması gerektiği yolundaki talimatlarına göre hareket eder ve uygulamalar yapar. Bölgede görevli her düzeydeki ÇKP’li işgal yetkilileri ” Bir çocuğu Kuran Kursuna göndermenin cezasının 7 yıl olması” yolundaki talimatla belirlenen standart cezalandırma uygulayarak görevlerini yerine getiriyorlar. ” sözleri ile yorumladı.
Yolwas, Pekin’den gelen “böbrek çıktığı anda savaşın, kökleri kesin, tomurcuk halinde kalın” gibi sert emirlerin yerel makamları cesaretlendirdiğini ve bu ağır cezalar için ağır cezalar verilmesini istediğini vurguladı.
Kariyaağaç köyündeki güvenlik müdürü, Aysham Khan Abdullah’ın eşi ve çocuklarına cezanın geç bildirildiğini ve öğrendikten sonra bile ceza hakkında kimseye şikayette bulunamayacaklarını söyledi.
Eski bir polis memuru olan Yolwas, görevde olduğu 2000’li yıllarda bile bu kadar ağır cezaların varlığının, cezanın gizli ve sahte bir mahkemede aileye gönderildiği ve/veya tebligat gönderildiği anlamına geldiğini kaydetti ve karara itiraz hakkı olduğunu söyledi. Görevde olduğu yıllar ile mevcut durumu karşılaştırarak, o dönemde hukuk dışı infazların ciddi ve geniş çaplı olduğunu ancak o dönemde bu hukuksuzluğun üstünü örtmeye çalıştığını ancak şimdi yürütüldüğünü söyledi. açık bir şekilde.
Ortaya çıkarılan “Eski Şehir Polis Arşivleri”nde bile, 10 yılı aşkın bir süre önce çocuklarına evlerindeki din okullarında eğitim veren 60 yaşın üzerindeki kişilerin kaçırıldığı ve hatta ciddi şekilde sakat bırakıldığı birçok vaka var. Hatta bu belgelerde kaçırmanın hukuka aykırı olduğunu gösteren ayrıntılar gelişigüzel kaydedilmiştir.
Aslen “Çin Kamu Güvenliği Üniversitesi”nden mezun olan ve Urumçi’de çeşitli düzeylerde siyasi ve yasal kurumlarda görev yapan Yols, 2008’de istifa etti ve bilgilerini dünyayla paylaşmak için 2012’de göç etti.
Çinli yetkililerin etnik konularda hiçbir zaman yumuşak davranmadıklarını kaydeden Yolwas, bu zulümden kurtulmanın ilk ve gerekli adımının bu zulümleri dünyaya teşhir etmek olduğunu vurguladı.