HUİ AKTİVİST : ÇİN,DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ SOYKIRIM MODELİNİ HUİ BÖLGESİNE DA YAYIYOR

ABD’de yaşayan Çinli Müslüman(Hui) aktivist Ma Zhu: “Çin’in Uygur bölgesindeki yüksek basınçlı baskı, zulüm ve soykırım uygulamalarını Çince konuşan komşu Hui(Tungan) Bölgelerine de yaymakta olduğunu açıkladı. ÇKP Yönetimi şimdiye kadar Çince konuşan ve Çin etnik soyundan gelen Hui’lere şimdiye kadar hiç ilişmiyor, dini eğitimleri ibadet ve diğer Müslüman kimliklerine hiç müdahalede bulunmuyordu.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Uygur Özerk Bölgesi Hükümet Ağı’nın 15 Şubat tarihli sayısında, 14 Şubat’ta Uygur Özerk Bölgesi Hükümeti ile Gansu Eyalet Hükümeti’nin Lanzhou’da ortak bir toplantı düzenleyerek “Sincan-Gansu Stratejik İşbirliği Anlaşması”nı imzaladıkları bildirildi.

“Tangritag” tarafından 15 Şubat’ta yayınlanan habere göre, Ma Xingrui, Free Tuniyaz vb. liderliğindeki Uygur Özerk Bölgesi Parti Komitesi ve hükümetten bir heyet, karşılıklı öğrenme ve deneyim alışverişi faaliyetlerine katılmak üzere 14 Şubat’ta Lanzhou’ya gitti. Gansu İl Parti Komitesi ve hükümet ile. . Lanzhou’da düzenlenen iki bölgenin ortak iş birliği toplantısında Uygur Özerk Bölgesi Başkanı Özgür Tuniyaz ve Gansu Eyaleti Valisi Liu He ortaklaşa “Sincan-Gansu Stratejik İşbirliği Anlaşması”na imza attı.

New York’ta bir Tungan aktivisti olan Bay Ma Zhu, “Sincan-Gansu Stratejik İşbirliği Anlaşması”nın aslında “Çin’in kuzeybatı bölgelerindeki Tunganlar arasında Çin’in Uygur bölgesindeki soykırım modelinin bir tezahürü” olduğuna inanıyor.

Ma Ju, “Bütün bu yerler artık Sincan’dan öğreniyor” dedi. Sincan’ın yönetim modelini izliyorlar. En son haberler, Çin Ulusal Din İşleri Bürosu’na göre Gansu, Ningxia, Qinghai ve diğer eyalet ve bölgelerin Xi Jinping’in Sincan’daki Uygurlara yönelik politikasını uygulamadığını gösteriyor. Bu alanların bu politikayı uygulamada katı olmadığına inanıyorlar. Şu anki haliyle bu, başta Müslüman Tungular olmak üzere tüm Kuzey Batı bölgesindeki herhangi bir azınlığı tamamen kontrol altına almak ve ortadan kaldırmak için yapmaya çalıştıkları şeyin sadece başlangıcı. Çünkü Uygurlara yönelik zulümleri, küresel ölçekte güçlü ve pratik bir muhalefetle karşılanmadı. En fazla yalnızca suçlamalar tatmin edildi ve hepsi bu kadardı. Yani şu anda yaptıkları şey aslında güçlerini dünyanın dört bir yanındaki insan hakları kurumlarına göstermek. Bu devam ederse, bastırılmalarının hedefi Gansu ve Ningxia’daki Tunguzlar, Moğollar ve Tibetliler ile Uygurlar olacaktır. Bu konudaki çalışmaların yeterli olmadığını, ancak artık bu tür baskıları yoğunlaştırmak istediklerini söylediler.

Sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda bu tür bir politikanın Gansu, Ningxia, Qinghai, vb.’de uygulanıp uygulanmadığına gelince, Çin’deki Tunganların çoğu bu eyaletlere dağılmış durumda. Tungalıların farklı illerdeki dağılımları ve yaşam tarzları da farklıdır. Yani farklı illerde farklı baskı yöntemleri kullanıyorlar. Bazı bölgelerde camiler büyük çapta yakılıyor. Tungalıların yaşadığı alanlar yanıyor. Gansu camileri yıkıyor, din adamlarını kaçırıyor veya Komünist Parti’nin kendi yöntemleriyle din adamları yetiştiriyor. Şimdi de İslam’ın Gansu’daki özgün kalkınma modelini yıkıyorlar. “İslam dini okulları kapatıyor.”

Bay Ma Zhu, Çin hükümetinin mevcut baskısının tüm Müslüman inananları hedef aldığını vurguladı.

“Uygur bölgesinde Çin komünist hükümeti tarafından hedef alınanların Müslüman olduğunu, yani İslam’ın imanı kuvvetli takipçileri olduğunu unutmamalıyız. Çin Komünist Partisi’nin düşmanları olarak görülüyorlar. İşte bu yüzden hiçbir Müslüman cemaati esirgemezler. Tungalıların şu anda nasıl bir durumda olduklarını tahmin edebiliyoruz.”

Bay Ma Ju, geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’e otuz iki sayfalık bir rapor sunduğunu ve kaçırılıp Uygur bölgesindeki kamplarda hapsedilen Tunganların durumunu duyduğunu söyledi.

“Tabii bu kez Birleşmiş Milletler’e sunduğum raporda bile Tunganların baskı altına alındığını, kamplara kapatıldığını, yargılanıp hapse atıldığını ve öldüğünü duydum” dedi. Bütün bunlar Çin Komünist Partisi’nin sızan belgelerinden alınmıştır. Çok sayıda Tungalıya ek olarak, Dongxianglar, Salarlar ve Baoanlar gibi Müslüman etnik grupları da hedef alıyorlar.”

Bay Maju, BM’ye sunduğu raporunda, tutsak Tungan alimleri arasında 2018 yılında Uygur bölgesinde Sanji’den kaçırılan Müslüman adı David Ahun olan Jing Haide’nin; Yunnan’da kaçırılan Ma Changsheng, Ahun ve diğerlerinin durumundan detaylı olarak bahsedildiğinden bahsetti.

Bay Ma Ju, Çin hükümetinin bütün bir ulus olarak Uygurlara karşı soykırım yaparken, Tunganlara karşı onların dini inançlarını yok etmeyi amaçlayan bir kültürel soykırım uyguladığının altını çizdi.