Son Dakika
Tecrübeli Gazeteci, Yazar ve Tv.Program yapımcısı Sayın Halis Özdemir bugünkü köşe yazısında günümüzden tam 26 yıl önce 5 Şubat 1997’de 10 binden fazla kişinin tutuklanıp, yüzlerce kişinin şehit ve yok (kayıp) edildiği “Gulca Katliamını ” mercek altına alarak gündeme taşıdı. Ayrıca, İşgalci Çin yönetiminin günümüzde de Müslüman Türklere yönelik baskı, zulüm, insanlık suçları ile soykırım cinayetlerine hala devam ettirdiğine dikkat çekerek : ” Türk İslam Dünyası ile uluslararası toplumun sessizlik ve kayıtsızlığına” dikkatleri çekti.
Halis ÖZDEMİR(Gazeteci-yazar ve Tv.Prog.Yapımcısı)
5 Şubat 1997’de 100 binden fazla kişi tutuklandı, çok sayıda kişi ise şehit edildi!
“İlk aşamada 2 bin kişi tutuklanırken ölen 400 kişinin 16’sı havaların aşırı soğuk olması nedeniyle üzerlerine sıkılan tazyikli su etkisiyle donarak öldü. 90’ı dövülerek öldürülürken 160’ı da Çin güvenlik kuvvetlerinin açtığı ateşle şehit edildi. 5 Şubat 1997 ile 31 Aralık 1997 tarihleri arasında bütün Doğu Türkistan’da 100 binden fazla Doğu Türkistanlı Türk tutuklandı ve tutuklulara ağır işkenceler yapıldı. 9 Aralık 1997 tarihinde binden fazla Doğu Türkistanlı komünist Çin hükumeti tarafından idam edildi.”
Doğu Türkistan’ın Gulca şehrinde 26 yıl önce Çin’in Doğu Türkistan’daki dini özgürlüklere karşı acımasız müdahalesi sonunda meydana gelen olaylarda yüzlerce Doğu Türkistanlı Uygur ve Kazak acımasızca katledil. 5 Şubat 1997’de Çin katil yüzünü bir daha gösterdi.
“26 yıl önce Doğu Türkistan’ın Gulca şehrinde yaşanan olayların dini hareket ile çıktığı çeşitli kaynaklara göre Kur’an okunulan bir eve Çin hükümetinin baskını sonrasında patlak verdiği kayıtlara geçti. Baskınlardan sonra Doğu Türkistanlılar, Gulca sokaklarında ellerinde besmele ve kelime-i şehadet gibi yazıların bulunduğu pankartlar ile barışçıl yürüyüşler düzenledi. Ancak Çin polisinin provakasyonları sonucu yürüyüş kontrolden çıktı. Şiddet olaylarına çekilen Doğu Türkistanlılar günah keçisi ilan edilerek olayların akşamı ve ertesi gününden itibaren kent genelinde büyük bir gözaltı ve infaz kampanyası başlatıldı. Olaylardan sonra çok sayıda Doğu Türkistanlı idam edilirken birçok Doğu Türkistanlının da tutuklandığı ve kayıp ilan edildiği biliniyor.
Doğu Türkistan’ın Urumçi’den sonra ikinci büyük şehri olarak bilinen ve Kazakistan sınırında bulunan Gulca’da Uygurlar ile beraber diğer Türk dilli halklarından Kazak, Kırgız ve Tatarlar da bulunuyor. Doğu Türkistan’ın sanayisi ve ekonomisi gelişmiş kuzey kuşağında bulunan şehri ayrıca Altay dağları ile Tanrı dağlarının kesişim noktasında bulunan hayli eski bir yerleşim olarak dikkat çekiyor. Şehrin güneyinden geçen İli nehri de bölgeyi tarım açısından elverişli hale getiriyor.”
Gulca katliamı adeta bir dönüm noktasıdır!
Gulca’daki olaylar Doğu Türkistan’da ilk defa şehir merkezlerinde bu tür olayların görünmesi açısından önem taşıyor. Daha önce ülkenin gelişmemiş ve kırsal bölgeleri olan Kaşgar ve Hoten gibi bölgelerin çeşitli kasaba ve ilçelerinde çıkan isyanlar ilk defa uluslararası basının da izleyebileceği bir ortamda gerçekleştirilmişti. 2009 Urumçi katliamı haricinde Gulca’da yaşananlar Doğu Türkistan’da yaşananların sonuncusu olmamış olmayacaktır.
Komünist Çin Doğu Türkistan’da soykırıma devam etmektedir.
Olayların Doğu Türkistan’daki totaliter baskıcı komünist Çin yönetimin kalıcılığını sağlamak için yapıldığı anlaşılmaktadır.
1990’lı yıllar Çin’deki politik değişimin Doğu Türkistan’a da olumsuz yansıması ile sonuçlanmıştır. 1980’li yıllarda Deng Şiaoping ile başlayan Çin reformu 1989 Tiananmen Olayları ile siyasi alanda bitirilmişti. 1980’lerde Doğu Türkistan’da göstermelik bir özgürlük ortamı vardı. Bu ortamdan yararlanan Uygurlar kültür, sinema, müzik ve eğitim gibi alanlarda faaliyetler yapmaya başlamışlardı. 1989 sonrasında komünist Çin’in yeniden totaliter bir politikaya dönmesi zulmün şiddetlenmesi ve alenileşmesi sonucunu doğurdu.
Tüm bu gelişmeler 1997’deki Gulca katliamına kapı aralamıştı. Gulca’da yaşananlar ise 1990’lı yılların kendini hissettiren totaliter yönetiminin artık Doğu Türkistan’da kalıcı bir hale gelerek bugünlere uzanmasına yol açtı.
Doğu Türkistan’da zulüm ve soykırım tam gaz!
Dünya sessiz!
İslam alemi sessiz!
Çin komünist yönetimi insanlığın sessizliğinden istifade ederek zulmünü artırarak devam ettiriyor! Çin’in zulmünden sessiz kalanlar da sorumludur!
Sessiz kalanları tarih affetmeyecektir!
Geçtiğimiz gün Kanada parlementosu on bin Doğu Türkistanlıyı kabul edeceğini açıkladı!
Hiçbir islam ülkesinden görmediğimiz bu kadirşinaslığı Kanada devleti gösterdi!
Şöyle söylenebilir; Kanada’nın insan gücüne ve nüfusa ihtiyacı var onun için Doğu Türkistanlıları kabul etmiştir. Bu görüşün doğru olması bir başka husustur. Müslüman toplumları ilgilendiren ise madem Doğu Türkistan’da komünist Çin zulmüne sessiz kalmak gibi bir aşağılık içindesiniz bari diasporada yaşayan kardeşlerinize kucak açın da onlar da ezan okunmayan gavur beldelerinde yaşamak zorunda kalmasınlar; belki ikinci belki üçüncü nesil doğu Türkistanlı kardeşlerimiz asimile olmakla karşı karşıya kalmasın, dillerini dinlerini örf ve adetlerini, kültürlerini unutmasınlar!
Doğu Türkistan’da müslümanlara zulüm tam gaz devam ediyor!
İslam dünyası derin sessizlik içinde,
Doğu Türkistan’da Kuran’ı Kerim’ler toplatılıp yakılıyor kimseden ses yok!
Camiler yıkılıyor ses yok!
İnsanlar hapsediliyor ses yok!
Köle işçi olarak çalıştırılıyor ses yok!
Müslüman çocukları ailelerinin elinden alınıp komünist Çinli olarak asimile ediliyor kimseden ses yok!
Derin ve hazin bir sessizlik var!
Zulme rıza zulümdür!
Vesselam
Kaynak : https://www.bncmedyahaber.com/haber-dogu-turkistan-da-soykirim-tam-gaz-devam-ediyor-7831.html
BENZER HABERLER