Doğu Türkistan’dan son günlerde yurt dışına çıkmayı başaran ,ülkesindeki aile ve yakınlarının güvenliği nedeniyle ” Cemal” takma adını kullanan Uygur Türkü Doğu Türkistan’daki son gelişmeleri dünya medyasına : ” Çin’in Uygurlara yönelik soykırım cinayetleri ile insanlık suçlarına karşı Türk-İslam dünyasının sessizliği, Uygar dünyanın kayıtsızlığı Çin’in soykırım ile yok olma tehdidindeki Uygurları yalnızlık, ümitsizlik, korku ve çaresizliğe alıştırmıştır.” dikkat çeken ve çarpıcı cümleler ile açıkladı.
- Çin işgal yönetimi geçtiğimiz yıl yıllardan beri Toplama Kamplarında tuttuğu bir kısım Uygurları Uygur bölgesi veya merkezi Çin’deki fabrikalarda ve üretim tesislerinde zorla Köle/İşçi olarak çalıştırmak üzere naklettiler
- Toplama Kampına hapsedilen ve sanra serbest bırakıların hiç birisine eski işlerine dönmelerine izin verilmiyor. Onlar işsizlik ve açlık ile boğuşuyorlar.
- Üniversiteden tanıdığım ve bize ders veren bir edebiyat profesörü Hocamın kamptan çıktıktan sonra çalıştığı Üniversitenin kampüsündeki gözlem odasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığına şahit oldum.
- 2017’den beri Toplama Kamplarında hapsedilenler zaman zaman serbest bırakılıyor. Ancak, bir süre sonra tekrar tutuklanarak kamplara atılıyorlar
- Tanıdığım bir üniversite öğretim üyesi 2022’den önce iki kez tutuklandı, ancak geçtiğimiz yıl tekrar üçüncü kez gözaltına alınarak kampa hapsedildi. Ancak, nerede tutulduğu hakkında ve başına gelenlerden ailesinin hiç bir bilgisi yok.
Doğu Türkistan’daki Son Durumun Özeti : Ümitsizlik,Çaresizlik ve Korku
“Cemal” takma adın ile açıklamalar yapan Uygur doğu Türkistan’daki son durumu şu sözlerle sonlandırdı : ” Mayıs 2022’de dönemin BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’nin Urumçi’yi ziyaret ettiğinde ben de bu kentte idim. Çinli işgalcılar, Başkomiser Bacahlet’i Uygurların çoğunluk olarak yaşadığı Tenritagh bölgesini Kovid salgını bahanesiyle Karantina Kuşatması altına aldılar. Bunun amacı Uygurların Michelle Bachelet ile bir şekilde temas kurmasını veya bizzat onu görmesini veya görüşmesini engellemekti.
Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurların son 2022’deki durumunu ve yaşamlarını özetleyecek olursam, onların normal hayatı ve olağan yaşantısı ümitsizlik, korku çaresizlik ortamına alışmış durumda. Onlar Kardeşleri, Soydaşları, Dindaşları ve insandaşlarından adeta ümidini kesmiş durumdalar ve bu hayatı normal olarak karşılıyor ve kabul etmek zorunda kalıyorlar.” şeklinde konuştu.