Sempozyumda ilk konuşmayı yapan Nazgül Kencitay ” Çin’in Türkistan bölgesine yönelik taşma ve yayılma emellerine karşı Orta Asya’daki bağımsız Türk Cumhuriyetleri Doğu Türkistan Türklerinin Çin’e karşı verdiği özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini Uygurları desteklemesi gerekir. ” açıklamasında bulundu. Özgür Asya radyosu internet sitesinde yer alan haberde Nazgül Kencitay Sempozyumdaki konuşmasında şunları ifade ettiği bildirildi.
1991’de eski Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanmıştır. özellikle 2001’deki “11 Eylül Terör saldırılarından sonra ABD birlikleri Afganistan’a girdi. 2001 yılından sonra ise, Komünist Çin, Orta Asya ve Türkistan coğrafyasına yayılma stratejisini başlatmış ve bu taşma ve yayılmacı politikasına hız vermiştir. O tarihten beri Çin’in Türkistan Cumhuriyetleri üzerindeki etkisi her geçen gün artarak devam ediyor. Çin, Rusya’nın Sovyetler döneminde Orta Asya’da kurduğu sisteme meydan okuyan bir güç olarak etkisini her geçen gün daha da arttırarak sürdürmektedir. Çin, aynı zamanda Rusya’da olmayan bir güce sahip ve bu da onun günden güne güçlenen ekonomik gücüdür. Çin bölge Ülkelerine borç verme diplomasisi kullanıyor. Ne yazık ki Orta Asya ülkelerinin en büyük zaafları ekonomik güçlerinin olmaması, yaşam standartlarının düşük olması ve kendilerini Çin’e borçlu hissetmeleridir. Ayrıca, yetişmiş yeterli sayıda eğitimli kadroları da bulunmamaktadır.
Türkistan Ülkeleri Doğal Kaynakları Bakımından Çok Zengin
Aslında dünyanın en değerli yer altı kaynaklarının % 80’i bu Türkistan Cumhuriyetlerinde bulunmaktadır. Örneğin Kazakistan uranyum madenciliğinde dünya birincisi. Kazakistan dünyada petrol üretiminde 12. ve Doğalgaz üretiminde ise 16. sırada yer almaktadır. Altın ve diğer yeraltı kaynakları da bol miktarda bulunur. Maalesef biz Kazaklar bu kaynakları kullanamıyoruz. Çin Türkistan ülkelerini borç diplomasisinin tuzağına düşüyor. Şu anda Çin, borç diplomasisini çok aktif bir şekilde kullanıyor. Bu borç diplomasisini en iyi şekilde kullanıyor. Çin, Tacikistan’a kredi vermişti. Borçlarını ödeyemeyen Tacikistan, borçlarının karşılığı olarak topraklarının % 3’ünü Çin’e bırakmak zorunda kaldı. Tacikistan kabul etmemiş olsa da Çin, Tacikistan sınırına askeri üs kurdu. Paniğe kapılan ülkelerden biri de Çin’den aldığı kredilerde temerrüde düşen ülkeler arasında yer alan Kırgızistan. Çin şimdi de Kırgızistan’ın yer altı kaynaklarına göz dikmiş bulunuyor.
Çin, Türkistan Ülkelerinde Hızla Yayılıyor ve Sömürgeleştiriyor
Çin, Kazakistan’da petrol üreten ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Uranyum madenciliği şirketlerinin çoğu Çinli şirketlerdir. Çin, Kazakistan’da çok sayıda Konfüçyüs Enstitüsü kurarak kültürel olarak hızla yayılıyor. Türk Devletleri Teşkilatımızı(TDT) kurduğumuz için biz Türkler mutlu olurken, ve bununla gurur duyarak avunurken, tüm kaynaklarımızı Çin’e tahsis ve teslim ediyoruz.
Türkistan Ülkeleri Kendi Güvenlikleri İçin Doğu Türkistan’a Yardım Etmelidir
Kazakistan’in nüfusu 19 milyon, Özbekistan 35 milyon ve Kırgızistan 6 milyondur ve toplamı 50 milyondur. Türkistan Cumhuriyetlerinin toplam nüfusları Çin ile karşılaştırıldığında hiçbir şey ifade etmiyor. Çinliler Türkistan Bölgesine hızla taşıyor ve bölgeye yerleşiyorlar.”
Doğu Türkistan halkının Çin’e karşı verdiği özgürlük mücadelesi aslında Çinlilerin Orta Asya’ya taşma, yayılma ve akınını engelliyor. Çin yönetimi şu ana kadar, Doğu Türkistan’ı Çin’e asimile edemediği için Türkistan Ülkelerine daha çok sayıda Çinli nüfus aktaramıyor. Doğu Türkistan aslında Türkistan Cumhuriyetlerine yönelik Çin yayılmacılığı önünde bir settir ve müstahkembir korugandır sağlam bir Kaledir. Bu durum, Çin’in bu amacına ulaşamayacağı anlamına gelmez. Hepimizin bildiği gibi Doğu Türkistan, Çin’in Batı Türkistan’a açılan kapısıdır. 2016 yılından beri Çin’in toptan soykırım amacı ile Doğu Türkistan’da açtığı yüzlerce toplama Kamplarına milyonlarca Uygur, Kazak, Kırgiz ve diğer Türkleri hapsettiğini biliyoruz ve bunun farkındayız. Doğu Türkistan 1949’da Çin tarafından işgal edilmiş kadim bir Türk ülkesidir. fethedildi. Orta Asya ülkeleri 1991 yılında bağımsızlıklarını kazandı,ancak Doğu Türkistan bağımsızlığına kavuşamadı. Doğu Türkistan bölgesi , Çin’in dünyaya açılan kapısı ve Çin için çok önemli. Yani Çin çeşitli bahanelerle Doğu Türkistan halkını Çinlileştirmeye çalışıyor. Türkiye’de ” Çinliler Barışçıl ve dost. Çin asla Yayılmacı ve Sömürgeci Değildir.” yolunda gerçeklere tamamen aykırı ve yanlış bir görüş marjinal da olsa mevcut. Halbuki Çin, sonraki yüz yılda büyük ölçüde genişledi. Doğu Türkistan, Tibet, ve Güney Moğolistan gibi bir çok ülkeyi işgal etmiştir. Şimdi ise Batı Türkistan’a göz dikmiş durumda.
Doğu Türkistan’i Kaybetmenin Bedeli Çok Büyük Ve Çok Ağır Olur
Cesur Gazeteci Nazgul Kenjitay konuşmasının şu çarpıcı cümlelerle sonlandırdı : ” Doğu Türkistan’ı tamamen kaybetmenin bedeli Türkistan Ülkeleri ve Türk dünyası için çak büyük ve ağır olacaktır. Doğu Türkistan tamamen elimizden çıkarsa kaybedilirse, biz Türkler köklerimizin bir ve aynı olduğunu asla ispatlayamayız. Çünkü Doğu Türkistan, Türk dünyasının kalesidir ve biz Türklerin kadim ata yurdumuzdur.
Doğu Türkistan Sorunu Çözülmeden Türk Dünyasının Diğer Meseleleri Asla halledilemez
Son yıllarda Çin kültürel ve dini asimilasyon amacı ile binlerce Mescit ve yüzlerce yıllık tarihi Camiyi yıkarak yok etmiştir. Medreseleri,dini mekanları, Türbeleri ve hatta kadim mezarlıkları tahrip ederek ortadan kaldırmıştır. Çin Doğu Türkistan’da çok acımasız ve vahşi yol ve yöntemlerle bir insanlık su ve soykırım suçu işlemektedir. Doğu Türkistan sorunu çözülmeden Türk dünyasının diğer sorunları çözülemez. Çünkü bütün bunların hepsi bir birleri ile yakından ilişkilidir. Doğu Türkistan konusu ne yazık ki Türkiye dışındaki Türk Cumhuriyetlerinde gündeme getirilmekte ve söz konusu bile edilmemektedir. Bazı ülkelerde Doğu Türkistan konusunu gündeme getirmesi yasaklanmıştır. Doğu Türkistan sorunu bazı Türk ülkelerinde yasaklanmıştır. Doğu Türkistan sorununun çözülmesi noktasında Türkler ve Türk devletleri olarak hep birlikte çalışmalıyız.” şeklinde konuştu.
Türkistan Cumhuriyetleri Halkı Doğu Türkistan Meselesinde Yeterli Bilgi Sahibi Değiller
Nazgul Kanjitay Hanım konuşmasının sonunda kendisine yöneltilen “Bu yıl Eylül ayında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin 51. oturumunda Kazakistan ve Özbekistan, Uygurlarla ilgili teklifte Çin lehine oy kullandı, bu konuda ne düşünüyorsunuz?” Sorusunu şöyle cevaplandırdı :
“Çin’in Türk Cumhuriyetlerdeki baskı ve etkisini hesaba katmamız gerekiyor. Bu ülkeler Çin’e borçlu. Bu ülkelerde yönetim ile halk arasında yakın ve yeterli bir iletişim ve yakın bir münasebet yoktur. Bu ülkelerde yaşayan insanlar Doğu Türkistan’da olup bitenlerden tam olarak haberdar değiller. Doğu Türkistan’dan bahsetseniz Çin’in ağzı ile sizin “Teröristleri desteklediğinizi” iddia ederler. Bu ülke insanları Uygurlarla ve sizinle bile fotoğraf çektirmekten korktukları için çekiniyor. Bu nedenle, Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık dışı uygulamalarını daha bu ülke insanlarına daha çok ve daha iyi anlatmamız gerekiyor. Bu ülkelerin Kardeş Halklarının destek ve katkılarını elde etmeye çalışmalıyız. Çin’in “Bir Yuşak-Bir Yol” projesi her ne kadar yönetimler tarafından onaylanıp destekleniyor olsa da ama bölge halkının sürekle tepkileri ile karşılaşmaktadır. Halk bu emperyal projeleri asla kabul etmiyor ve onaylamıyor.” şeklinde konuştu.