Abdurehim Gheni UYGUR( Uygur İnsan Hakları Aktivisti-Hollanda)
2018 yılından beri Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Annem, Babam, Kardeşlerim ve yakınlarımdan toplam 19 kişinin ve diğer milyonlarca soydaşlarımın Çin tipi Toplama kamplarına hapsetmesi ve onlara çeşitli fiziki ve psikolojik işkencelerle katletmesi ve halkıma karşı toptan etnik soykırım cinayetleri uygulamasını protesto etmek ve işgalci Çin’in Uygurlara yönelik insanlık suçlarını Hollanda halkı başta uluslararası topluma anlatmak amacı ile her hafta sonu günleri tek başıma protesto eylemi yapmaktayım. Holllanda’nin başkent Amsterdam’in ünlü Doom meydanında devam ettirdiğim bu yasal ve demokratik eylemimin Doğu Türkistan’daki insanlık faciasının kamu oyuna duyurulması noktasında bir hayli etkili olduğunu düşünüyorum. Doğu Türkistan’daki bu insanlık faciası ile İşgalci Çin’in soykırım cinayetlerine tepki gösteren ve bu konuda beni destekleyen vicdanlı ve onurlu dostlarıma ve tüm insanlara buradan bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Başkent Urumçi’de 24 Kasım’daki Meydana Gelen Yangın Faciası ve Sonrası Olaylar
Çin İşgal Yönetiminin ” Sıfır-COVID ” uygulamaları sırasında Doğu Türkistan’ın merkezi Urumçi kentinde 24 Kasım 2022’de 21 katlı apartman dairesnde çkan yangında kadın ve çocukların oluşturduğu 44 kişi yanarak can verdi. Çin, ağustos ayından beri bölgede sıkı bir sözde”Karantina” uygulamak iddiası ile apartmanın tüm kapılarını dışarıdan kapatmıştı. Yangın esnasında halk evlerinden dışarı çıkamadığı çaresizce yanarak veya dumandan zehirlenerek can verdi. Bu bir tam bir insanlık faciası idi.
Yangın faciasının duyurulmasından sonra Urumçi başta olmak Çin’in büyük kentlerinde ve diasporada Uygurların yaşadıkları tüm ülkelerde Çin işgal yönetiminin bu acımasız baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarına tepki ve yangın olayının soruşturulması ve sorumluların cezalandırılmasını talep eden protesto gösterileri yapılmaya başlandı. Urumçi olay ÇKP baskı ve zulmünden bunalan merkezi Çin’deki etnik Han Çinlilerin de protestoları için bir de bir sebep oldu.
ÇKP Rejiminin Kiralık Adamları Bana ve Protestoculara Saldırıyor.
Hollanda yaşayan Demokrasi yanlısı Çinliler de yangın olayını protesto etmek amacı ile 27 Kasım akşam saatlerinde yangında vefat edenleri anmak ve Çin’in baskı,zulüm ve insanlık suçlarını kınamak amacı büyük bir protesto eylemi gerçekleştirdiler. Ben de davet üzerine Uygurların Haklarını Koruma Teşkilatı başkanı olarak bir kısım Uygur Kardeşlerim ile bu gösterilere katıldık.Ayrıca,ben Yangında can veren Kardeşlerimizin resimlerini sergiledim. Ayrıca resimlerle saygı için konulan Çiçeklerin arasına mum yakarak yangında can veren Kardeşlerimi anmak istedim. Akşam saatlerinde vefat eden kardeşlerimizin resimleri konulan çiçeklerin arasında yanan mumlar hermesin dikkatını çekti ve kalabalık göstericilerin bu bölgeye toplanmasına yol açtı. Sürekli resimler ve viedolar çekiliyordu. Ayrıca ellerimizde Hollanda ve Ay yıldızlı Doğu Türkistan bayrakları ile şehit olan Kardeşlerimizin resimlerine taşıyarak ayakta durduk. Ayrıca bu sahneleri ve diğer protesto eylemlerini facebook üzeriniden canlı yayınla kamu oyuna iletmeye çalıştık. Ben bu canlı yayında ÇKP işgal rejiminin 44 Uygurur yanarak ölmesine sebep olduğunu belirtiyor ve sorumluların cezalandırılmasını İngilizce olarak canlı yayında anlatıyordum. Bu esnada Çin yönetiminin kiralık militanı olduğu düşündüğüm bir etnik Çinli bir kadın gelerek ” Sen Çin yönetimine saygısızlık eriyorsun.Böyle konuşamazsın” sözleri ile bana sözlü mudahalede bulundu. B u esnada protestoculardan bir Çinli Kadın” O, gerçekleri konuşuyor.Beğenmiyorsan derhal buradan gidebilirsin !” karşılığını verdi. Bana sataşan kadın kendisine karşılık veren Çinli Bayana ” Sen Çinli misin?” sualını yöneltti. Hayır ben asla Çinli değilim. Çinli olmak benim için bir utançtır.”karşılığını verdi.
Tam bu esnada 2 Çinli daha geldi protestocu guruba ellerindeki Çince yazılı pankartları açarak Çince olarak ” Bu Uygurların dediklerine inanmayın. Bunlar insan öldüren Teröristtirler !” diye bağırdı. Ben de bir Kiralık Kışkırtıcılara cevap vermedim. Çünkü, bu protesto eylemini düzenleyen onurlu Çinlilerin medyadaki etkisi ve gücü çok fazla bizim davamızı daha çok gündeme gelmesine katkı sağlarlar diye düşündüm.
Bu ÇKP’nin bu kiralık kışkırtıcıları bu esnada video çekmekte olan bir Uygur Kardeşimizin eşarbıhrah çekerek ” Sen teröristsin ! Katilsin !” sözleri ile hakaret etmeye başladı. Biz de bunun üzerine ” Sen niye hakaret ediyorsun ? Doğu Türkistan’da Uygurlara yaptığını burada yapamazsin ? Doğunun Hasta Döşeği ÇKP’nin kiralık köpekleri !” sözleri ile karşılık verdik. Bunu duyan ÇKP militanları bize saldırmaya ve fiziksel müdahaleye yeltendi. Ben ÇKP’li militanların bu saldırı girişimlerini canlı yayınla iletirken, Saldırganlara da ” Şu anda 3 milyon Uygur ÇKP’nin ülkemdeki Toplama kamplarında ! Neden siz Çinliler bu insanlık faciasını karşı çıkmak ve kendi gururunuzu korumak yerine bize saldırmaya çalışıyorsunuz.Neden ÇKP’in Uygurlara yönelik bu insanlık dıyı zulümlerine karşı tepti göstermiyorsunuz ?” diye bağırdım.
Protesto gösterilere katılan Çinliler ÇKP yanlısı ve demokrasi taraftarı olarak derhal ikiye ayrıldılar. Aralarında sert tartışmalar yaşanmaya başladı.
Bu durumu gören Hollanda Polisleri derhal olay yerine gelerek ÇKP Militanı 2 Çinliye tutuklayarak götürdü. Göstericiler de bu arada dağıldılar.
Olayı Sosyal Medyadan Duyurmaya Çalıştık
Ben evime gelerek olayı bütün ayrıntılarını yazarak resim ve video görüntüleri ile birlikte bir çok sosyal medya platformunda paylaştım. Bu kez Demokra Çinliler ile ÇKP’li Çinliler arasında kavga sosyal medyaya taşınmış oldu. Karşılıklı olarak sert tartışmalar ve küfürleşmeye kadar varan söz düellüsü sosyal medyayı kapladı.
Bazı onurlu Çinliler olanlardan dolayı bizden özür dileyen mesajlar yazdılar,
Hollanda Polisi Geçmiş Olsun Dileklerini iletti ve Benden Bilgi istedi
28 Kasım günü(ertesi gün) Hollanda Polisi telefdnla beni aradı ve geçmiş olsun dileklerini ifade etti. Benden olay hakkında bilgiler aldı.Daha sonra Polis Merkezine giderek olay hakkında ifade verdim ve elimde mevcut resim ve video görüntülerini Palise teslim ettim. Ayrıca,Hallanda Polisinden Dom meydanındaki tek kişilik eylem ve resim sergisi esnasında benim kişisel güvenliğimi korunma talebimi yazılı olarak ilettim.
Ben Haklı Davamdan Asla Vazgeçmeyeceğim
Ben Abdurehim Gheni Uygur olarak 2018’de başlattığım tek kişilik özgürlük mücadelesinden asla vaz geçmeyeceğim. Benim Doğu Türkistan’da bulunan Annem, Babam, Kardeşlerim ve yakınlarımdan tam 19 kişi Çin tipi Nazi/Toplama kamplarında ve 6 yıldır, haklarında hiç bir bilgim bulunmamaktadır. Onların nerede ve nasıl tutulduklarını hayatta olup olmadıklarını dahi hiç bilmiyorum. ÇKP işgal yönetiminin Hollanda’daki kiralık Militanları sürekli beni takip ederek gözetliyor, ailem üzerinden bana şantaj yaparak tehdit ediyorlar. Ancak ben bunlardan asla yılmayacağım ve davamdan da asla vaz geçmeyeceğim.
Ben kutlu ana vatanım bağımsız ve mazlum halkım özgür olana kadar ömrüm ve şartlarım elverene kadar özgürlük savaşımı sürdüreceğim.
Çalışmak Bizden,Yardım Allah’tandır.