logo

trugen jacn

11 EKİM DÜNYA ÇOCUK GÜNÜNDE DOĞU TÜRKİSTAN’DA TÜRK ÇOCUĞU OLABİLMEK !

Dünya, 11 Ekim Kız Çocukları Günü’nü kutlarken, işgalci Çin rejimi Doğu Türkistan’da yaklaşık yarım milyon Uygur Türkü çocuğa  ailelerinden ayırarak ” Melekler Mektebi” adını verdiği Çinliye Dönüştürme Kamplarında asimilasyonla  Çinlileştirme uygulaması yapıyor.  

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MEREKEZİ(UYHAM)

Birleşmiş Milletler tarafından 2012’de alınan bir kararla, kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla kabul edilen 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dünyanın dört bir yanında kutlanıyor. Bir tarafta mutlu ve huzur içinde yaşayan çocukların durumu sosyal medyada paylaşılıyor. Diğer tarafta dünyanın çeşitli bölgelerinde aç kalan, okula gidemeyen, taciz edilen ve ailelerinden koparılan çocukların durumları da gözler önüne seriliyor.

Dünyanın görmezden geldiği Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkü çocuklar ailelerinden koparılarak zorla alıkonuluyor. Çin rejiminin son yıllarda inşa ettiği kamplarda Uygur Türkü çocuklar her türlü taciz ve asimilasyon politikalarına maruz kalıyor. Ailesinin izni alınmadan Çin’in iç bölgelerine götürülen çocuklar Çinlileştiriliyor.

 

YARIM MİLYON UYGUR TÜRKÜ ÇOCUK KAMPLARDA ASİMİLE EDİLİYOR

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre anne-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçme konusunda hak sahibi iken Çin rejimi, Doğu Türkistanlı ailelerin bu hakkını gasp ediyor. Çin rejimi “Ülkeye sadakat aşılamak” adı altındaki sloganıyla yaklaşık yarım milyon Uygur Türkü çocuğu kamplara hapsederek onları asimile ediyor. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ise Çin rejiminin Uygur Türkü çocukları ailelerinden ayırarak “Çocuk Kampları”na gönderdiğini delillere dayanan bir rapor yayımlayarak duyurdu. UAÖ raporunda, Doğu Türkistanlı ailelerin rızası olmadan Çin’in söz konusu “Çocuk Kampları”nda tutulan bütün Uygur Türkü çocukların özgürlüğüne kavuşturulması için çağrıda bulundu.

İnsan hakları örgütleri, her platformda Çin rejiminin 3 milyondan fazla Uygur Türkünü Çin’in Nazi kamplarında tuttuğunu dile getiriyor.

DOĞU TÜRKİSTAN’DA NELER OLUYOR?

Doğu Türkistanlılar Etnik, kültürel ayrımcılık, insan hakları ihlallerine, günümüzdeki ikinci Nazi Kamplarında işkence, asimilasyon ve Soykırım’a maruz kalıyor. Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise, ÇKP rejiminin soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında üç milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Türkleri zorla tutuyor. Kamplarla birlikte inşaa edilen devasa fabrikalarda ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor.

Çin’in Uygur Türklerine karşı bu denli vahşi, acımasız ve pervasızca soykırım uygulamasının en büyük nedenlerinden biri de Çin için her zaman farklılığın tehdit olmasıdır. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri ve diğer Türkler Çin’den farklılıklarını koruyarak yaşıyorlar ve Çinliye benzememek için direniyorlar. Bu sebeple Çin var oluş tarihinden bugüne hiç bir faklılığı kabul etmediği gibi karşılaştığı bütün farklılıkları ya kendi kültüründe boğarak eritmiş veya günümüzde olduğu gibi Doğu Türkistanlılara yaptığı soykırım ve benzeri uygulamalarla farklılığı ortadan kaldırmıştır.

Diğer bir neden ise Doğu Türkistan topraklarındaki yer üstü ve yer altı zenginlikler ve Türkistan topraklarına açılan bir kapı olmasıdır. Şu ana kadar Doğu Türkistan topraklarında 143 çeşit maden türü, Tarım havzasında keşfedilen milyarlarca metreküp doğal gaz, ham nefit Çin’nin enerjisi için büyük önem arzetmektedir. Elde edilen bilgilere göre Çin’in %55’lik enerjisi Doğu Türkistan’dan sağlanmaktadır.

ÇİN’İN  DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEZA KAMPLARINDA NELER YAŞANIYOR?

Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklulara işkence ediliyor. Sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. Tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyorlar.

Milyonlarca genç Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Birçoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor. Genç kadınlar Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyor.

Milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor. Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk- İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.

“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.

KAYNAK : https://qha.com.tr/haberler/guncel/11-ekim-dunya-kiz-cocuklari-gunu-ve-dogu-turkistan-da-cocuk-olmak/448735/

Share
4269 Kez Görüntülendi.