UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Cumhurbaşkanı  Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Başbakanı olarak görev yaptığı   2012 yılının  Nisan ayında Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’den başlaması Uygur Türkleri için çok büyük mutluluk ve heyecana sebep olmuş ve uluslararası toplumun da büyük ilgisini çekmişti. Sayın Erdoğan’in Urumçi’nin Döng Körük(Yüksek Köprü) semtindeki Çong(büyük)Bazarı sırasında  kendi başkanlığındaki Türk Heyetinin  yüzlerce Uygur Türkü tarafından  adeta kuşatılarak  sevgi  seline boğulmuştu. Uygur Türkleri  ilk kez bir Türk devlet adamını görme sevinçlerini göz yaşları içerisinde sevgi ve saygı  ile karşılamışlardı. Ayrıca, kendilerine  ikramda bulunmak için  adeta yarışmış ve kendisini görmekten ve    konuşmaktan büyük mutluluk duymuşlardı. 

Abdullatif Kuçar, eşi Meryem Ahmet’in 20 yıl hapis cezasına çarptırılması ve  ve 2 küçük çocuğunun  kurtarılarak  Türkiye’ye  getirilmesi ile ilgili  gelişmeleri Özgür Asya(rfa.org/uyghur)radyosuna şöyle anlattı:

Meryem Ahmet Erdoğan İle Konuşuyor 

Meryem Ahmet,  evlendikten sonra Türkiye’ye gelerek İstanbul’da bir kaç yıl yaşamış ve daha sonra eşinin Türk Tekstil Ürünleri ticaretini yapan dükkanı dolayısiyle çocuklarını da yanına alarak ülkesine taşınmıştı.  Meryem Ahmet Türkiye Türkçesini iyi konuşabilen biri olarak Başbakan Erdoğan’ı hoş geldiniz  sözleri ile karşılayan ve konuşanlardan biri idi.

Başbakan Erdoğan’in eşi ve Kızı Meryem  ile  Otelde Özel Görüşüyor

Meryem Ahmet Başbakan Erdoğan ve eşine Türkçe olarak Hoş geldiniz  diye  hitap ettikten sonra  kendisini yanlarına çağırarak   konuştuğu güzel Türkçeyi  nerede öğrendiği  sormuş ve kendisini yanlarına alarak kaldığı Otelde özel olarak görüşmüş. Başbakan Erdoğan’in eşi ve kızı ile bir  saat kadar sohbet etmiş. Daha sonra Sözde Bölgesel Yönetimin Kukla Başkanı Nur Bekri(Kukla Başkan Bekri daha sonra tutuklandı ve ömür boyu hapse çarptırıldı)  bu sohbete müdahale ederek kendisine derhal çıkıp gitmesini söylemiş. Ancak, kendisine ” Siz karışmayınız,Bu Hanım bizim gelinimizdir.”sözleri ile tepki vermiş.

Meryem Ahmet ve 2 Çocuğu Tutuklanıyor

Ziyaretten 5 yıl geçtikten sonra Çin yönetiminin 01 Nisan 2017’de çıkardığı bir Terör yasası ile Çin devlet terörü kullanılarak  Türklere karşı büyük bir sindirme ve tutuklama kampanyası başlatıldı.  Türk vatandaşı olan  eşi Polis tarafından Türkiye’ye zorla gönderildi. Kendisi ve 2 küçük  çocuğu ile birlikte gözaltına alınarak tutuklandı. Daha sonra kendisi  memleketi Kuçar şehrine nakledilerek  bir  Çin Hapishanesine  hapsedildi.  3 ve 5 yaşındaki  2 çocuğu ise  bir birlerinden ayrılarak  Urumçi kentindeki  bir Çocuk Kampına konuldu.  Meryem Ahmet daha sonra sözde Çin Mahkemesinde yargılandı ve 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Meryem Ahmet’in Mahkumiyetinin Sebebi Türk Başbakanı İle Görüşmek

Çin  Yargısı Meryem Ahmet’in mahkumiyeti konusunda açık bir gerekçe gösteremiyor ve sadece Türk Vatandaşı bir Yabancı ile evlenmesini sebep gösteriyor. Ancak,Kuçar’da yaşayan Meryem Ahmet’in yakınlarının ifadesine göre ” Başbakan Erdoğan ile Urumçi ziyareti sırasında  özel olarak  görüştüğü ”   esas suç sebebi olarak görülüyor. Başbakan Erdoğan’in ziyaretinden sonra Meryem Ahmet sürekli Polis tarafından sorgulamaya tabi tutuluyor. Kendisinin   Başbakan Erdoğan ve eşi  ile  niçin  ve neler konuştuklarını  hakkında sorulara muhatap olduğu belirtiliyor.

Abdullatif Kuçar Çocuklarını  Çin  Çocuk Kampından Kurtarıyor

Abdullatif Kuçar bir kaç kez çocuklarını  Türkiye’ye yanına getirebilmek için Çin Başkonsolosluğuna vize için başvursa da  vize alamıyor.Ayrıca,Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliğine de çocuklarının kurtarılması için dafalarca başvuruda bulunuyor. Ancak bir sonuç alamıyor. Bunun üzerine  80 yaşındaki Annesi ile birlikte Ankara’ya  giderek Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı başta ilgili devlet kurumlarına şahsen başvuruda bulunuyor. Aralık 2019’da Dışieşleri Bakanlığının Çin yönetimi nezdindeki girişimleri sonucu kendisine Türk Vatandaşı olan  çocuklarını  getirebilmek için 10 günlük vize  alınıyor.

Eşini Ziyaret Edebiliyor, Ancak  Yanında Getiremiyor 

10 günlük vize alan Abdullatif Kuçar   Aralık/2019’da gittiği  Urumçi Hava alanında  uçaktan indikten sonra yanına gelen 2 Çin polisi Türkiye’ye geri dönene kadar yanında kendisine refakat ediyor. Çocuklarını Çin Kampından aldıktan sonra Kuçar Hapishanesindeki eşini ziyaret ediyor.

Abdullatif Kuçar’ın bildirdiğine göre   Çin yönetimi eşinin pasaportuna el koyarak hapsetmiş,Eşini de yanında götürebilmek için çok çabalamış.Ancak,eşi Çin vatandaşı olduğu için onu bırakmamış. 3  yıldır  annelerini görmeyen çocukları annelerini görünce ağlıyorlar. Ancak Anneleri  çocuklarını görünce hiç bir tepki vermiyor. Meryem Ahmet’in eşi Abdullatif  Kuçar eşinin bu “Heykel” gibi sessiz ve tepkisiz durumuna bir anlam veremediğini belki kendisine ilaç verilerek bu hale düşürülmüş olabileceğini ifade ediyor.

Urumçi’de Doğan eşim, Ancak Kuçar’da Hapiste  

Abdullatif Kuçar 20 yıla hükümlü eşi hakkında şu bilgileri de paylaştı : ”  Ben eşimin hapsedilmesi ve 3 yıla yakın çocuklarımdan koparılmam ve  yıllarca  çalıştırdığım Urumçi’deki dükkanımın zorla kapattırılması  gibi sebepler yüzünden büyük sıkıntılar yaşadım. Küçük çocuklarım 3 yıl kadar Çin’in Çocuk Kamplarında ayrı ayrı ve  bizlerden uzakta  yaşamak zorunda kalmaları sebebiyle  travma yaşadılar ve geldiğinden beri  psikolojik destek alıyorlar. Şu  anda ben kanser tedavisi görmekteyim. Çocuklarımı aldığımda onlarda Türklük ve Müslümanlık bilincinden hiç bir şey kalmadığını dehşet içinde  gördüm. Onlara sürekli Çince  öğretilmiş ve Çinlilik  dersi verilerek körpe beyinlerini yıkamışlar. Türkiye’ye geldikten sonra onları Okula verdim şimdi biraz kendilerine geldi. Ancak yine de Annesini görmedikleri için   kalplerinin  bir tarafı yarım ve üzüntü duyuyorlar.

Çin’in Bana ve Eşime Yaptığı Tam bir Zulüm ve Aile Faciasıdır 

Eşim  Urumçi’de doğup büyümüş ve yakınları orada yaşıyorlar. Ancak, Çin hükümeti kendisine zulmetmek için özellikle Kuçar’da hapiste tutuyor. Annesi ağır hasta idi ve ona bakıyordu. Eşim  hapsedilince Annesi  bakımsızlıktan vefat etti.  Çin yönetiminin   eşime ve bize yaptıkları bir ağır bir zulüm ve tam bir aile faciası. Çin bizim ailemizi parçalayarak huzurumuzu   bozdu ve  aynı zamanda sağlığımızın  bozulmasına da sebep  oldu.

Çin, Doğu Türkistan’da Her şeyi Tahrip Ederek   Milletimizi yok ediyor 

Ben çocuklarımı getirmek için gittiğimde Urumçi ve Kuçar kentlerini görme fırsatım oldu.Çin Uygurlara ait maddi ve manevi ne varsa hepsini tahrip ederek yok etmiş.Yıllarca yaşadığım vatanım adeta tanınmaz hale getirilmiş.  Ben gittiğimde benim yakınlarım ve tanıdıklarım değil konuşmak yanımdan geçmeye bile korkudan cesaret edemediler. İnsanlar korku ve teşviş içinde biraz sonra başıma neler gelecek endişe içinde yaşıyorlar. Kimsenin can ve mal güvenliği yok. Sudan baheneler ile insanlar göz altına alınıyor, tutuklanıyor ve toplama kamplarına ve hapishanelere atılıyorlar.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’in Doğu Türkistan Ziyareti Tarihte Bir ilk

Cumhurbaşkanı  Sayın Recep Tayyip Erdoğan’in , Nisan 2012’de dönemin  Başbakanı olarak  eşi ve Dışişleri Bakanı ve diğer yetkililerden teşkil eden  kalabalık bir Türk Heyeti ile Doğu Türkistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirmesi tarihte bir ilk olarak tarihe geçmiştir. Ayrıca,Urumçi’de Türklerin çoğunluk olarak yaşadıkları bölgede bulunan  Nogay Mescidi/Camiisi olarak bilinen kadim bir camide  Uygur Türkleri ile birlikte  Cuma namazı kılmaları Uygur Türklerine büyük bir manevi destek ve ilham olmuş ve  bu durumdan çok büyük mutluluk duymuşlardı.Buna karşılık Çin yönetimi Uygur Türklerinin Türkiye Başbakanı ve yanındaki Türk Heyetine gösterdikleri olağanüstü ilgi ve sevgiden dolayı büyük bir  tedirginlik duymuştur.

Başbakan Sayın Erdoğan ve Türk heyetinin ziyareti esnasında kendilerine sevgi gösteren, konuşan, tokalaşan ve  hediyeler sunan bütün Uygurlar Meryem Ahmet Hanım gibi tutuklanmış ve  çeşitli ağır hapis cezalarına çarptırılmışlardır.  Meryem Ahmet’in  başına gelenleri ve onun akibetini eşi Abdullatif Kuçar’dan bu kadrcık de olsa öğrenebiliyoruz.Ancak,diğer onlarca belki de yüzlerce Türk Heyetine ilgi gösteren karşılayan ve sevgi gösterisinde bulunan diğer Uygur Türkleri Kardeşlerimizin   akibeti ise   bilinmiyor. ve hala meçhul.