Son Dakika
Çinli İşgalcılarca bir insanlık utancı olarak 1765 yılında Doğu Türkistan’ın Aksu Vilayetine bağlı Uçturfan İlçesinde gerçekleştirdikleri Katliamının 257 yıldönümü muhacerette yaşayan Doğu Türkistan Türklerince dünyanın dört bir yanında ve yaşadıkları ülkelerde çeşitli etkinlikler ile anıldı. Şehitlerimiz için hatimler indirildi ve dualar edilerek kutlu ruhları yad ve şad edildi.
ABD.merkezli Özgür Asya(rfa.org/Uyghur) radyosu Uygurca bölümünden Gazeteci -Yazar ve aynı zamanda Tarihçi de olan Dr.Nebican Tursun Uçturfan Azatlık Ayaklanmasının 257. yıl dönümü münasebetiyle özel bir program yaparak yayınladı.
Kendisi de Aksu Vilayetine bağlı Uçturfan İlçesi doğumlu olan Dr. Nebican Tursun bu şanlı ayaklanmanın yıl dönümünde hazırladığı bu özel programında Özbekistan’da yaşayan Doğu Türkistanlı Uygur Tarihçi ve Araştırmacı Prof. Dr.Abdulahat Hocayev ile Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi Uygur Türkü Mehmet Ali’nin değerlendirme ve yorumlarına de yer verdi.
Bu özel programın yapımcısı Dr.Tursun ile bu programa Uçturfan Ayaklanması ile ilgili tarihi bilgileri ve yorumları ile katkıda bulunan Dr.Hocayev ve Doktora Öğrencisi Mehmet Ali, Mançur Çin işgal ordularının Doğu Türkistan’ın Uçturfan’da yaptıkları bu insanlık dışı acımasız katliamının Çin’in Doğu Türkistan’da gerçekleştiği ilk katliam ve aynı zamanda tarihin en iğrenç ve insanlığın utanç kaynağı bir Soykırım cinayeti olarak tarihe geçtiği konusunda ortak görüşte olduklarını açıkladılar.
Prof.Dr. Abdulahat Hocayev : Uçturfan Katliamı Çin’in Doğu Türkistan’da gerçekleştiği ilk katliamdır.
Özgür Asya(rfa.org/Uyghur) radyosu Program yapımcısı Tarihçi yazar Dr.Tursun’un Uçturfan Milli Azatlık Hareketi ile ilgili programına katkı amaçlı açıklamalarda bulunan Dr.Abdulahat Hocayev Uçturfan Ayaklanmasının 1759’da meydana gelen ilk Mançur-Çin istilasından 6 yıl sonra meydana gelen en büyük ve kapsamlı bir özgürlük savaşı olduğunu belirterek şunları ifade etmiştir : ” Ben 1979-1991 yılları arasında Sovyetler Birliği zamanında Doğu Türkistan’a yönelik ilk Mançur-Çin istilası ile ilgili bir çok yazılar kaleme aldım ve o tarihlerde Sovyetlerin bir çok pretijlı bilimsel dergilerinde yayınladım. Mançurların hakim olduğu Qing İmparatorluğunun batı’yı isgal ve istila etmek amacı ile Doğu Türkistan’a saldırıları 1759’da başlamış ve ancak Doğu Türkistan Türklerinin sert ve kahramanca direnişi sonucunda bu istila hareketi yıllarca sürmüştür. Mançur- Çing Hanedanlığından günümüze kadar ulaşan arşiv belgelerine göre İşgal’dan 6 yıl sonra İşgalcılara karşı en sert ve kapsamlı Milli Direniş Uçturfan merkezli olarak başlamıştır. Uçturfan halkının Ciğde Yığılığı(İğde İsyanı) olarak anılan bu bağımsızlık hareketi Çin kaynaklarında Uçturfan İsyanı olarak geçmektedir.
Çin işgal güçleri Uçturfan İsyanını bastırdıktan sonra Çin imparatoru Çienlung’un emri ile kentte büyük bir kıyıma giriştiler. İlk gün 13 yaşından büyük 400 kişi daha sonraki günlerde ise 1.000 kişi katledildi. Esir alınan 3.000 kişi ise Cungarya bölgesindeki Çin Memurları ile merkezi Çin’e bir daha dönmemek üzere sürgün edildi.Bunların sürgün esnasında yollarda açlık,susuzluk ve diğer nedenlerle tamamının hayatlarını kaybettikleri tahmin edilmektedir.
Mançur – Çin işgal güçleri Doğu Türkistan’da hakimiyetini sağladıktan sonra Doğu Türkistan’ın genelinde(Tanrı dağlarının kuzeyi Cungarya ve güneyi Tarım bölgesi) her türlü itiraz ve karşı koymayı şafkatsız ve acımasızca bastıran bir terör esaslı bir işgal yönetim sistemi kurmuştur.O tarihlerde Tanrı dağlarının kuzeyinde bulunan Cungarya Bölgesinde yaklaşık 600 bin civarında Kalmuk(Cungar) Ulusuu yaşamakta iken,bu Cungarların 500 bin kadarı Çin’in soykırımları sonucunda katledilmiştir. Kalan 100 bin Kalmuk ise,Doğu Türkistan’ın İli, Karaşehir,Altay ve diğer bir çok yerleşim bölgelerine guruplar halinde mecburi iskana tabı tutularak tekrar başkaldırmalarını önlemek için dağıtılmışlardır. Özbekistan Fenler Akademisi Tarih bölümü uzmanlarından Dr.Abdulahar Hocayev, Çin’in acımasız ve vahşi soykırım uygulamaları ile bastırma uygulamaları Uygur Türklerini Başkaldırı veya Zulüm/ölüm seçeneklerinden birini seçmeye mecbur bırakmış ve 1760 Kaşgar Beşkirem ve 1765 Uçturfan Ayaklanmaları bu yüzden meydana gelmiştir.
18 ve 19.yüzyılda Doğu Türkistan’a yönelik isgal tarihini Çin kaynaklarına göre inceleyerek bu konuda hazırladığı araştırma sonuçlarını 1979-1991 yılları arasında ” Çin Emperyalızmı Cungarya ve Doğu Türkistan- 18.yüzyılda Çin İmparatorluğu ve Doğu Türkistan” adı ile kitaplaştırarak Moskova’da Rusça olarak yayınlandığını belirtti.
Özetlersek,Uçturfan Milli Ayaklanaması Çin_Mançur İşgal güçlerinin Uygurlara karşı acımasız ve vahşi şiddet politikaları ve devlet terörüne karşı yapılmıştır diyebiliriz.
Doktorant Mehmet Ali : Çin Uçturfan’da ve Tüm Doğu Türkistan genelinde Irkı Soykırım yapmıştır
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih bilimi Doktora öğrencisi Mehmet Ali,Uçturfan Ayaklanması ile ilgili olarak Çin’in resmi belgeleri ile resmi arşivlerinde önemli belge ve kayıtların bulunduğunu belirterek şunları ifade etmiştir : ” Doğu Türkistan’a ilk işgali gerçekleştiren Mançur-Çin yönetiminin resmi belgelerinde ve kayıtlarında Uçturfan ayaklanması ile ilgili önemli kayıtlar bulunmaktadır.Bize ulaşan bu tarihi belge ve bilgilere göre Mançur-Çin işgal güçleri Uygurların tarihinde ilk kez vahşi ve acımasız bir tarzda bölge halkına karşı etnik bir soykırım gerçekleştirmiştir. Rahmetullah ve İsmetullah Beg Kardeşlerin Liderliğinde başlayan Milli Ayaklanma kısa zamanda bölgenin tamamını kaplamıştir.Uygur Türklerinin özgürlük ve bağımsızlık için gösterdikleri kahramanlıkları Mayım Han ve Yette Kızlarım gibi halk hikaye ve destanlarına konu olmuştur.
Dr.Nebican Tursun : Uçturfan Ayaklanması Ve Sebepleri
Özgür Asya radyosu Program yapımcısı Gazeteci-Yazar Tarihçi Dr.Nebican Tursun Uçturfan ayaklanmasının sebep ve sonuçları hakkında Çin kaynaklarında önemli bilgiler bulunduğunu belirterek şunları ifade etmiştir : ” Çing Hanedanlığı Tarihi Kayıtları ” ile “Çin’in Cungarları Bastırma Stratejisi ” adlı tarihi belgelerde Uçturfan Ayaklanmasına ait önemli belgi ve belgeler bulunmaktadır. 257 yıl önce Doğu Türkistan’ın Aksu iline bağlı Uçturfan ilçesinde meydana gelen bu milli ayaklanma tarihimizde Uçturfan Kozgilingi(Ayaklanması) Uçturfan halkı arasında Çigde Topılangı (İğde Ayaklanması) olarak geçmektedir. Mançur_Çin Sarayı kayıtlarında ise “Uçturfan İsyanı ” olarak yer almıştır. Mançur-Çin( Qing) İmparatorluğunun işgalindeki Doğu Türkistan’daki bu acımasız ve vahşi yönetim sistemini kurmasının esas amacı Doğu Türkistan Türklerinin Çin işgal ve esaretinden tekrar kurtularak yeniden milli devletlerini kurması için gerekli tüm şartları yok ederek ortadan kaldırmak esası üzerine kurulmuştur. Çin işgalinden bir yıl sonra Doğu Türkistan’da ilk başkaldırı 1760 yılında Kaşgar’in Beşkirem bölgesinde ilk isyan meydana gelmiştir. Ancak, İşgalcıların bütün bu acımasız ve vahşi kuralları ve uygulamalarına rağmen, Uygur Türkleri özgürlük ve bağımsızlıklarını tekrar elde etmek için mücadelelerini devam ettirmişlerdir.
Kaşgar/Beşkirem Ayaklanması- 1760 : İşgalden hemen bir yıl sonra 1760 yılında Kaşgar halkı Beşkirem bölgesinde ilk direnişi başlatmış ve kısa süre sonra Kaşgar’ı kurtarmıştır.Ancak bu kurtuluş çok kısa sürmüş Aksu’dan takviye olarak Çin İşgal Ordusu şehirde büyük katliamlar yaparak teker işgal etmiştir.
Uçturfan Ayaklanaması- 1765 : Aksu’ya bağlı çok kadim bir yerleşim yeri olan bu bölgenin o devirdeki adı Uç olarak geçmektedir. Şehir merkezi ve bağlı Köy ve Kışlaklarda 20 bin civarında insan yaşamakta idi. O tarihte Uçturfan’a Kaymakam(Ambal deniliyor) olarak atanan Çinli Su Çing ile onun zalim oğlunun bölge halkına baskı ve zulüm ve haksız uygulamaları dayanılmaz bir hal almıştır. Uçturfan’ın Uygur Hakimbeği(Sözde Yerli Kaymakamı) de kendi soyundan halkını koruyacak yerde Çinli zalim Kaymakam ve oğlunun zulüm ortağı olmştu. Çinli Zalim İdareciler ile İşbirlikçi Ortağının ve bölgede konuşlu Çin Garnizonunu Uygurlara karşı vahşet derecesindeki baskı, zulüm, etnik hakaret ve ırkı aşağılamalar İşgalcılara karşı kin ve nefretini zirveye taşımış ve bölge halkı topyekün patlamaya hazır bir bomba haline gelmiştir. Mançur-Çin işgal yönetiminin baskı,zulüm ve hukuksuz keyfi uygulamalarına ait şikayetler Çin Sarayının arşivlerinde ve resmi Saray Yıllıklarında dahi yer almıştır.
İğde Fidanı Vergisi(Ciğde Köçeti Alvanı)
Çinli işgalcılarının baskı ve zulmünden bunalan halkın bu psikoloji durumuna rağmen İmparatorluk Sarayının emri ile Çinli Kaymakam Su Çing bölge halkına 240 adet iğde fidanı(kökleri ile birlikte iğde ağacı ) temin ederek ağaç fıçılara yerleştirmesi ve Pekin’e yollanması için yeni bir vergi uygulamasını açıklamıştır. Bunun için yüzlerce kişiyi zorla ücretsiz çalışmak üzere ( Bu vergi Çin yönetimlerinin günümüzde dahi devam ettirdiği bir zulümdür ve buna Haşar denilmektedir.) tutuklamıştır. Daha sonra bu iğde Fidanlarının zayi etmeden ve kurutmadan Pekin’e kadar götürülmesi için bunların arasından seçilen 240 Uygur gencini İşgal Askerlerinin gözetiminde yaklaşık 4 bin Km. uzaklıktaki başkent Pekin’e yaya olarak yola çıkarmıştır. Bu insanların yayan olarak yapmaya mecbur edildikleri bu nakil işi ise kesinlikle imkansızdı. Ancak, Uygurlara bu zulüm zorla uygulanmıştır.
Uygur Haşarçılar İsyan Başlatıyor
14 Şubat 1765 tarihinde 240 kırık adet İğde ağacı kökünü alarak yola çıkan yaklaşık 300 civarında Uygur genç Haşarçılar Uçturfan’dan 18 km. uzaklıktakı Yılkıcı Döng(Yılkıcı Tepesi)mevkiye geldiklerinde bu ağır yükleri taşımaktan yorularak güçten düşerler ve bir az dinlenmek istediklerini Çinli Askerlere söylerler. Ancak,bu merhametsiz Çin Askerleri bu talepleri kabul etmez ve derhal yola koyulmalarını emereder ve onlara gözdağı vermek ve korkutmak için tamamını dayaktan geçirir ve bu arada bir kaç kışı dayaktan hayatlarını kaybederler. İşgalci Mançur Askerleri ile birlikte yola çıkan yerli memur Kiçik Beg (Küçük Bey) Rahmetullah bu duruma çok sert tepki gösterir. Haşarcıları de ikna ederek onlarla birlikte bir ayaklanma başlatır. Çin askerlerinin tamamını imha ederek Uçturfan’ı kurtarırlar. İşgalcıların Çinli Kaymakanı Su Çing ile oğlu intihar eder. Bu arada civar bölge halkı de Uçturfan’a gelerek isyancılara katılırlar. İşgalcıların yerli İşbirlikçisi kukla Kaymakam(Yurt Begi) Hakim Bek Abdullah de öldürülerek cezalandırılır.
6 ay süren ve başarıya ulaşan bu ayaklanma sonucunda Uçturfan ve civarı Çinli İşgalcılardan temizlenir.
Bu arada Çinli işgalcıların Aksu’dan üzerlerine gönderdikleri Mançur Komutanlar Naş Tung ve Kata Heyler komutasındaki İşgalcıların bir kaç saldırıları püskürtülür. Rahmetullah ve İsmetullah Beg Kardeşlerin Liderliğindeki Uçturfan Ayaklanması Milli Güçleri civar köy ve diğer bölgelere de yayılır ve bölge halkı tekrar özgürlüğüne kavuşturulur.
Yette Kızlarımın Kahramanca Direnişi
Uçturfan Ayaklanmasından günümüze kadar gelen Yedi Kız Kardeşlerin( Yetti Kızlarımın) gösterdikleri bir kahramanlık hikayesi de vardır. Çinli işgalcılara karşı aynı aileden 7 Kız Kardeşler babaları ve diğer aile fertleri ile birlikte bu azatlık savaşlarına katılırlar. Babaları ve ailesindekiler teker teker şehit olur. ‘7 kızlarımın tek başlarına savaşa devam ederler. Üzerlerine gelen İşgal güçlerine karşı savaşarak Tanrı dağlarının yüksek kısımlarına kadar çekilirler. Ancak, açlık ve yorgunluk onların savaşma gücünü günden güne azaltmaktadır. Kendilerine de hiç bir yardım veya takviye gelmez. Bu kahraman Yedi Kızlar Tanrı dağlarının bir yüksek tepesindeki bir uçurumun kıyısına kadar gelirler. Üzerlerine gelen Çinli Kaillerin ellerine diri düştükleri takdirde iffet ve namuslarının çığnenerek öldürülecekleri kesindir. Kendi aralarında anlaşarak kendilerini bu uçurumdan topluca atmaya karar verirler. Bir birileri ile göz yaşları içinde sarılarak vedalaşırlar. Daha sonra Kelime-i şahadet getirerek topluca kendilerini uçurumdan aşağıya bırakarak şahadet mertebesine erişirler.
Yedi Kızlarımın bu cesareti ve yiğitlikleri günümüze kadar yaklaşık üç yüz yıl geçmesine rağmen hiç unutulmamıştır. Uygur Türkleri Yetti Kızlarımın cesaret ve kahramanlıklarını hikaye ve destan şeklinde günümüze kadar söyleyegelmektedir. Bu Şehide Kızlarımız hakkında koşaklar koşulmuş ve acıklı hayat hikayeleri ağızdan ağıza nakledilerek günümüze kadar gelmiştir. Daha sonra Uçturfan halkı bu Kahraman Kızlarının cenazelerini bularak binlerce kişinin katıldığı cenaze namazından sonra göz yaşları içinde topluca defin ederler. Bölge halkı daha sonra Yette Kızlarımın toplu mezarlarının üzerine türbe de yapmışlardır. Yetti Kızlarım Uygur Türklerinin vatanseverlik, iffet, namus ,cesaret ve kahramanlıklarının en seçkin örneklerinin başında gelmektedir.
Uçturfan Ayaklanması Bastırılıyor
Uçturfan Ayaklanmasını haber alan Mançu Sarayı ve İmparator Qianlung bu ayaklanmayı bastırması için Cungarya’nın İli bölgesinde konuşlu Çin Garnizonunun Komutanı General Mingrui’ye emir verir. General Mingrui İli, Aksu ve Kaşgar’daki İşgal Birliklerinden de asker takviyesi yaparak 10 bir kişilik bir ordu kurar ve bu ordu ile Uçturfan şehrini kuşatır.
” Çing Hanedanlığı Tarihi Kayıtları ” ile ” Cungarları Bastırarak Barışı Sağlamak Staratejileri ” ve diğer tarihi belgeler ve kayıtlara göre Ayaklanmaya katılan tüm Milli güçler Uçturfan Kalesinin içine toplanarak kale kapılarını kapattı ve 6 ay süre ile işgalcı güçlere karşı direndiler. Düşmana karşı çocuklar,kadınlar ve yaşlılar olmak üzere Uçturfan halkının tamamı bu savunma savaşına katılarak eşsiz kahramanlık örnekleri gösterdiler. Kale duvarlarından İşgalci Çin askerlerinin üzerine taşlar fırlatarak, Kaynar su ve kızgın yağlar dökerek işgalcı askerlerden bir çoğunu öldürdüler. Zaman zaman Kaleden huruç harekatı gerçekleştirerek 6 ay süre ile onların Şehre girmesini önlediler.
Hain ve İşbirlikçiler Yine Devrede
Uçturfan şehrini ele geçiremeyen İşgalci Mançu komutanları sonunda şehri kuşattılar. Şehrin su yollarını tahrip ederek sularını kesti. Yiyecek maddelerinin girişini de engellediler. Açlık ve susuzluk bulaşıcı hastalıklara ve diğer bir çok problemlerin ortaya çıkmasına yol açtı. Uçturfan halkı buna raımen 6 ay süre ile kahramanca direnişini sürdürmüştür.
Bu kez İşgalcılar eski bir Çin yöntemine başvuurdular.Kale içindekilerden Hainler satın alarak direnişi içten çökertmek yoluna başvurdular. Kale içinde bulunan zayıf iradeli hain ruihlu kişileriden işbirlikçiler temin ettiler. Bu işbirlikçi satkın hainler ayaklanma Liderlerini tutukladılar. Bunun üzerine başsız kalan halkın direnişi kırıldı ve İşgalcılar şehre girmeyi başardılar.
Çin işgal Güçleri 15 Ağustos 1765’de işbirlikçi hainlerin yardımı ile şehre girerek Ayaklanma Liderlerinden İsmatullah Bey başta olmak üzere 42 kişiyi yakaladılar. Bu işgalle birlikte 6 ay süren Uçturfan ayaklanması başarısızlığa uğradı ve 6 aylık özgürlük de böylece bir kez daha tarihe karıştı.
İşgal Güçleri Tarihin En Acımasız ve Yüz Karası Soykırımını Gerçekleştiriyor
Çin kaynaklarına göre şehre girmeyi başaran Çin işgal güçlerinin şehirde günlerce süren vahşi ve korkunç bir katliam gerçekleştirdiğini ve bu katliamın insanlık tarihinin en acımasız ve yüz karası karanlık bir devresi olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı : ” Mançu-Çin birliklerinin şehri işgal ettikten sonra Uygurların tarihinde bir kara gün ve insanlık için ise bir utanç verici leke olan korkunç bir katliam gerçekleştirmiştir. 13 yaşından yukarı eli silah tutabilen tüm erkekler topluca katledilmiştir. Uçturfan şehrinde Yağma,tecavüz ve katliamlar günlerce sürmüştür.
Halk Sürgün Ediliyor
Katliamlardan kurtulan halk ise, 13 yaşın altındaki erkek ve kız çocukları da dahil olmak üzere İşgal güçlerince dört gruba ayrılmıştır. Bu dört gurup aralıklarla Cungarya bölgesine sürgün edilmişlerdir. Yayan olarak yapılan zorunlu sürgülerde insanlar özellikle aç ve susuz bırakılmış ve bu duruma isyan edenler su ve yiyecek verilmemiş su vee yiyecek isteyenler ise acımasızca öldürülmüştür. verilmesini talep edenler ise öldürülmüştür.
Uçturfan ve Aksu’dan Cungarya bölgesine yapılan sürgünler ile ilgili Çin imparatorunun şöyle bir emri kayıtlarda rastlanmıştır :
Bu göçlerle ilgili insanın içini kanatan anılar ve hikayeler günümüze kadar anlatılagelmektedir. Sürgün ile ilgili koşulan Koşaklar hala Uygurlar arasında dilden dile dolaşmaktadır,
Sürgün edilenlerden bır kısmı İli ve diğer bölgelerdeki Çin Garnizonları ile İşgalci yönetiminin memurlarına Aşçi ve Hizmetçi ve diğer işleri yapmaları için dağıtılmıştır. Büyük bir kısmı ise,İşgal güçlerinin yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için bölgenin bakir ve verimli topraklarında tarım işçisi olarak çalıştırılmışlardır.
Çin İmparatoru Soykırım Emri Veriyor
Çin İmparatorluk Arşivinde bulunan tarihi belgeleri ve kaynaklarında Mançur-Çin İmparatoru Çien Lung’un 13.09.1765 tarihli bir Fermanında Uçturfan Azatlık Ayaklanmasının bastırılması ve kentin tekrar işgalinden sonra şöyle emir verdiği kaydedilmiştir :
” Uçturfan Halkınının Mançur-Çin Ordusuna karşı ” İnatla Karşı koymak ve Direnmek suçunu ” işledikleri için cezalandırılmaları ve Cezalarının derhal infazı için Fermanımdır ;
Çin işgal güçleri Mançur-Çin İmparatorunun bu fermanının gereklerininin tamamını yerine getirmiş ve Uçturfan şehrini tamamen haritadan silnmiştir.
Daha sonraki yıllarda ise, Uçturfan şehri başka bir yerde tekrar kurulmuş ve kente Aksu ve diğer civar bölgelerden Uygur aileler zorla göç ettirilerek Yeni kurulan kente iskan edilmişlerdir.
Kaynak : https://www.rfa.org/uyghur/tarix-bugun/uchturpan-qirghinchiliq 02172022200326 .html
BENZER HABERLER