logo

trugen jacn
14 Aralık 2014

JAPONLARIN NANKİNG KATLİAMI VE ÇİN’İN YARKENT KATLİAMI

141213030651_nanjing_remembrance_624x351_xinhua

Ahmet Muhammed
Çin yönetimi, 13 Aralık gününü ilk kez bu yıl ülke genelinde Milli Yas günü ilan etti. Çünkü, 13 Aralık 1937’de Japon İşgal Ordusu Çin’in o o zamanki başkenti Nanking şehrini işgal etmiş ve büyük bir sivil katliam gerçekleştirmişti.
Dün sabah Çin devlet başkanı Xi Jing Ping başta olmak üzere bütün Çin’in devlet ve hükümet üyeleri,ÇKP.nin yüksek dereceli bütün kadroları ile tüm yüksek dereceli mülki ve askeri erkan toplu şekilde Nanking’e geldiler ve 77 yıl önce bu şehri işgal eden Japon Ordusu’nun büyük bir katliama girişerek öldürdükleri masum ve sivil Çinlilerin anısına çok büyük ve çok görkemli yas törenleri gerçekleştirdiler.
Dün (13 Aralık günü ) sabah başlayan Anma törenleri Çin merkez Tv.ları başta olmak üzere eyalet ve şehirlerde yayın yapan bütün kanallar bu törenleri canlı olarak yayınladılar.
Çin devlet başkanı Xi, konuşmasında,” Japon saldırganlarının Çin ulusuna karşı gerçekleştirdiği bastırma ve katliamlarını Çin halkı olarak hiçbir zaman unutmayacağız.Bu katlıamın anılarını de hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayacağız..” ifadesinde bulundu.

indir  Çin Devlet Başkanı Xi Kurbanlar anısına  saygı duruşunda

Bütün Çin Televizyon kanallarında yayınlanan program,haber ve analiz programlarında program yöneticileri “Nanking Katliamı kurbanlarının kendi vatanlarında yaşama hakları vardı,onların da ve hayalleri vardı. ancak,bu masumların düşman tarafından zamansız olarak katliama tabi tutularak yaşam hakları ellerinden alındıkları için bu hayalleri gerçekleşemedi” ifadesini kullandı.

Geçen Temmuz ayında Yarkent/İlişku’da katledilen ve gerçek sayıları Çin işgal yönetimince hiçbir zaman açıklanmayan ancak,işgalcilerin sansür duvarını aşarak bu katliam haberini dış dünya’ya duyurmayı başaran kahraman Uygur genci Ebubekir’in bildirdiğine göre bu katliam’da Çin İşgal güçleri 3- 5 bin arasında yaşlı,kadın ve çocuklardan oluşan Müslüman masum Uygur halkını katlederek büyük soykırıma imza atmıştır. Elbette bu soykırıma uğrayanların de kendi ana vatanları Doğu Türkistan’da yaşama hakkı ve hayalleri vardı. Yarkent’te topluca katledilen masum Uygurlar Nanking’daki 300 bin Çin’li gibi dışarıdan gelen düşmanlar tarafından değil,Çin yönetiminin 65 yıldan beri sürekli Uygurlara dayattığı “Çin’in Eşit Vatandaşları” iddiasındaki Çin Devletinin resmi devlet ordusu olan “Çin Halk Kurtuluş Ordusu’ tarafından katledilmiş oldu. Kendi vatandaşlarını koruması ve “Kurtarması”gereken Çin Kurtuluş ordusu bu kez Yarkent’te Çin Vatandaşaları olduklarını iddia ettikleri masum sivil Uygur halkını kurtarmak ve korumak yerine onları topluca katletti.
Nanking katliamı bir tarihi  gerçektir. O yıllarda Nanking’de kurulan “Savaş Suçluları Mahkemesi” bu katliamda ölenlerin sayısını 200 bin kişi olarak açıklamıştır. Ancak,Çin yönetimi bu sayı 300 bin ile 350 bin olduğunda ısrarlı.ve Japon işgal Ordusu’nun seks kölesi olarak kullanan 20 bin Çinli Fahişeyi de bu sayıya dahıl etmektedir.

 Japon Ordusu Çin’in kıyı bölgelerinin tamamen işgal ederek,geçici başkent Nanking’e yaklaştıklarında Nankin’ın savunmasına mamur edilen 150 bin Çin askeri (bunların içinde Şanghay’ı Japonlara teslim ederek buraya sığınan Çin ordusu de vardı.)şehri savunmak yerine Nanking’i ve sivil halkı kendi kaderine terk ederek kaçmayı tercih etmiştir.

Ne olursa olsun,biz Doğu Türkistanlı Uygurlar olarak Japon Ordusunun yaptığı bu katliamı kınıyoruz.1937’da Japonlar tarafından horlanan,hakarete uğrayan ve aşağılanan Çin Milletini temsil eden Komünist Kızıl Çin yönetiminin 2014 yılına gelindiğinde Yarkent’ın İlişku ve bağlı küçük kent ve köylerinde 3-5 bin arasında silahsız,masum Müslüman Uygur halkını katlettiklerini ve bu insanlık ayıbı ve suçunu dünya’dan ve uluslar arası toplumdan kaçırarak , yüzsüzce susarak utanmaz bir şekilde ve ustalıkla dünya’dan gizlemeye çalışması, 21.yüzyılda uygar ve çağdaş dünya’nın kabul edebileceği bir durum, asla değildir.
Ben Uygur Türkü Kardeşlerimin bugünlerdeki karanlık tabloya bakarak hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamaları ve mücadele azmindan dönmemeleri ve sabretmeleri için şu gerçek kanıtların bilinmesini özellikle istiyorum : Nanking katliamının gerçekleştirildiği 1937-1945. yılında deniz sahilinde yer alan bütün Çin şehirleri Japonlar tarafından ele geçirilmişti.Japonlar gün geçtikçe güçleniyorlar ve işgallerini daha geniş topraklara doğru yayıyorlardı. Japonlar o kadar kudretli ve güçlü idi ki, Asya.Pasifik ve Büyük Okyanus bölgelerindeki toplam 36 ülke ve bölgeyi ele geçirmiş ve işgal etmişti. ABD,İngiltere,Fransa ve Hollanda gibi çok güçlü olduğu bilinen devletleri de bu bölgelerden kovmuştu. Çin’in Mançurya bölgesi Japonya’ya bağlı kukla ve yeni bir devlet olarak kurulmuştu. Bugünkü İç Moğolistan’in merkezi Kohhut şehri dahi Japonların eline geçmişti. Japon ordusu  Moğolistan bölgesindeki Moğolların talebi ve teşviki ile,dış Moğolistan’a,Sovyelere bağlı Sibirya’ya saldırmakta idiler. Japonlar Doğu Türkistan ile nerede ise,komşu hale gelmişti. Japonlar Doğu Türkistan’ı de işgal etmeyi ve Karamay bölgesindeki Petrol kuyularını ele geçirmeyi düşünüyordu. Japonlar burada kuracakları hava üslerinden havalanacak savaş uçakları ile Azerbaycan’ın Bakü Petrol bölgelerini bombardıman ederek,Sovyetlerin petrol kaynaklarını yok etmek için planlar yapmaya başlamışlardı ve bu planlarını gerçekleştirmek için büyük ve geniş çapta askeri herekata hazırlanıyorlardı. ABD.’nın Çin’e yapmakta olduğu askeri yardımlara sinirlenen Japonlar 7 Aralik 1941’de ABD.’nın Hawai eyaletindeki Pearl Harbor deniz üssüne hücum ederek bu deniz üssünü tamamen tahrip etti.Bu saldırı’da ABD.12 Savaş gemisi,188 savaş uçağı ve 2 bin 403 askerini yitirmiştir.
Bu yıllarda Çin ulusu Milli Bağımısızlıklarına kavuşmalarından tamamen ümitsizdi. Mao Liderliğindeki Çinli Komünistler ise, Yang En’de Sovyetlere bağlı “ Çin Sovyet Cumhuriyeti” adı ile kukla bir hükümet kurmuş ve dağlardaki  mağaralara gizlenmişlerdi. Çin Halk Partisi (Gomindang) Hükümetine bağlı Çin ordusu kedinin önünden kaçan fareler gibi devamlı Japon güçlerinin önünden kaçıyordu. Çin’in bazı devlet ve Hükümet adamları, Askerler,İş adamları ve Çinli aydınlarında, Japonları yenmenin ve ülkelerini kurtarmalarının mümkün olmadığını düşünmekte işgale karşı savaştan vaz geçilmesini ve Japonlar ile ortak hareket etmeye razı olunması yönünde bir düşünce ve anlayış şekillenmişti. Çin Ulusunda Japonlara karşı koyma iradesi tamamen kırılmış,Köleliğe rıza göstermek ve ümitsizlik psıkolojisi bütün Çin’e hakim olmuştu. Hatta Çin halkı Nankıng katliamından dahi habersizdi. Çünkü,Çin yönetiminin bilgi,belge kaynaklarında ve arşivlerinde bu katliama dair inandırıcı hiçbir kanıt bulunmuyordu. Taki,Alman Tücaar John Rube ortaya çıkana kadar.

1937-1938 yılları arasında Nanking ve Şanghay gibi Çin şehirlerinde ticaret ile uğraşan Alman John Rube Nanking katliamını bütün safhaları ile resim ve film olarak kaydetmeyi başarmıştı.2.dünya savaşından sonra elindeki bu resim ve filmleri Çin yönetimine takdim etti.Bu fotoğraf ve filmler Nanking katliamını bütün dehşeti ve ayrıntıları ile ilk kez ortaya koyuyordu. Çin halkı de bu kanıtlar vasıtası ile ancak, kendi ırkdaşlarına yapılan bu soykırımdan haberdar olabildiler.

      Biz Doğu Türkistanlıların elinde ise, günümüzdeki Çin baskı.zulüm ve katliamlarına ait yeterli derecede sayısız kanıt ve hatta şahitler mevcuttur.

petrol-ureten-ulkeler
     Çin İşgal Yönetiminin,Doğu Türkistan’daki zengin petrol,doğalgaz ve diğer yer altı servetlere sahip olabilmek için yer üstünde hareket eden  bütün canlıları imha etmesi mi gerekiyordu ?!

 Çin Ulusunun o karanlık devirde içinde bulunduğu ümitsizlik, bugün Uygur Halkının Bağımsızlığa olan ümitsizliğinden kat kat  daha fazla idi. Fakat,Nanking katliamından 8 yıl sonra Japonlar ABD’nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atom bombası atmaları üzerine kayıtsız ve şartsız teslim oldular.Japon Ordusu Çin’i tamamen boşalttı ve geri çekildiler. Mançurya bölgesi ise, Sovyet Kızıl Ordusu tarafından işgal edildi.
Çin Savunma Bakanlığı . elindeki bu resim ve filimleri kanıt olarak göstererek ABD.Ordusunun elinde savaş tutsağı olarak bulunan Nanking soykırımının emrini veren Japon Generallerinin kendilerine teslim edilmesini istedi. Şubat 1946’da kurulan “Japon Savaş Suçluları Mahkemesi “ ABD.’nın kendilerine teslim ettiği Japon General Tanaguçi başta katliamdan sorumlu Japon subaylarını yargılamaya başladı. Savuş Suçluları Mahkemesinin başkanı Şi Mey YU, 28 Ocak 1947’de kararları açıkladı.

200px-Shi_Meiyu

       Çin Savaş Suçluları Mahkemesi Başkanı General  Şi Mey Yu

Japon General Tanaguçi’nin idam cezasına çarptırıldığını  ve kendisinin de aynı gün kurşuna dizilmek suretiyle infaz edildiğini bildirdi.

zgsp42

       Nanking Katliamının emrini veren ve idam edilen Japon General Tanaguçi

Bütün bu ayrıntıları niçin yazdığımı açıklayayım ; Uygur Türkü Kardeşlerimin umutsuzluğa kapılmamaları içindir. Çünkü,umutsuzluk sadece  ölülere aittir!
Günümüzde Çin yönetimi gerçekten çok güçlü, kuvvetli ve acımasızdır. Onun Doğu Türkistan’daki işgal idaresi,Uygur Kardeşlerimizi canı istediği zaman ve canı istediği yerde,canı istediği şekilde tutuklamakta,işkence yapmakta ve katledebilmektedir.

   Japonlar savaş ortamında Çin’de düşman gördüğü masum ve sivil Çin halkını nasıl katliam yaptı ise,Çin günümüzde normal ve barış ortamında “Çin Vatandaşı”olduğunu iddia ettiği Müslüman Uygur Türklerini aynı şekilde katletmekte ve soykırım uygulamaktadır.

4437e68d893a15a6e2b04b

28  Temmuz 2014 yarkent katliamında,Katliama direnen Köy gençlerinin idama çarptırldığı Görüntüleri Pekin devlet TV kanallarından yayınlanmaktadır

Günümüzde Çin her ne kadar güçlü ise de,2.dünya savaşı esnasındaki Japonlardan daha da güçlü değildir.Günümüzde Komünist Çin 1940’lı yıllardaki Japon Militaristlerden daha da tehlikelidir.Çünkü,Çin,güçlendikçe onun Asya, bölge ülkeleri ile dünya barışı için tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Çin’in şimdiki yöneticileri 77 yıl önce meydana gelen ve günümüzde ise, unutulmaya yüz tutan “ Nanking Etnik katliamı” nı anmak bahanesiyle bütün Çin halkını seferber etmiş bulunuyor.Bunun esas amacı ise, Çin halkını ve kamu oyunu topyekün olarak Japonlara karşı kışkırtmak,onların kin,nefret ve intikam duygularını beslemek ve zirve yapmasını sağlamaktır. Çin’in bu yeni girişimi olağan ve tesadüfi değildir.

     İnşaallah  öyle günler gelecektir ki ; Barın katliamı,Gulca soykırımı, Yarkent ve Bügür Maralbaşı,Sırıkbuya,Turfan /Piçan,Hoten/Karakaş- Balmas ve Aksu/Uçturfan vebenzeri, Çinli işgalcılerin son yıllarda Doğu Türkistan’da gerçekleştirdikleri toplu öldürmeler ve katliam ve soykırımlar için “ Çinli Savaş Suçlularının Yargılandığı Mahkemeler ” kurulacak ve bu insanlık düşmanı katillerin insanlığa karşı işledikleri bu suçlar adil ve tarafsız ve hukuk normlarına ve dini ve milli değerlerimize uygun bir şekildeki hür ve bağımsız Doğu Türkistan devletinin şerefli  Mahkemelerinde  mutlaka yapılacaktır.

Masum, silahsız,savunmasız yaşlı,kadın ve Çocuk demeden, acımadan öldüren, insanlık onuruna ve savaş kurullarına de tamamen aykırı bu insanlık suçları için bu emri veren ve gerçekleştiren sözde “Çin Halk Kurtuluş Ordusu”nun üniformalı katilleri mutlaka hesap verecek ve layık oldukları cezalara mutlaka çarptırılacaklardır.

doguturkistanda_yeni_katliam_15_olu_h56435 Temmuz 2009. Uruçi Katliaminda Uygur gençlere yapılan işkence Görüntüleri.Bu görüntüler Çinli muhalifler tarafından Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesine Sunulmuştur.

   Doğu Türkistan’da ve muhacerette yaşayan bütün Doğu Türkistanlıların buna kesinlikle inanmalıdır diye düşünüyorum.
Nanking Halkını katliama tabi tutanlar katliamdan 10 yıl sonra nasıl ki cezalandırıldı ise,Müslüman Uygur Türklerinin katilleri de mutlaka en kısa zamanda cezalandırılacaklardır. Bu katilleri yargılayan ve cezalandıran Mahkeme üyelerinin tamamı mutlaka Müslüman Uygur Türklerinden oluşacak,Çin Komünist Partisinin kuklası  gibi bir mahkeme değil, adil,tarafsız ve hukuk normlarına uygun onurlu ve haysiyetli hukuk adamlarından teşkil edilecektir.


    Toprakları,tarlaları,evleri ve bütün varlıkları  ellerinden Alınıp Çinli göçmenlere verilmiş olan Uygur köylüler, işsizlik ve fakirlikten,ibadet,giyim-kuşamlarından dolayı baskı ve   işkencelere  maruz kalmış ve ülkelerinden   kaçarak  Tayland ve Malezya’nın karanlık  ormanlarına sığınmışlardır-Foto BBC

 

Zulmün en güçlendiği ve tavan yaptığı zaman, zalimlerin zevaline ve ölümlerine en  çok  yaklaştığı saatlerdir.

Uygur kardeşlerime tekrar şunu söylüyorum ki; Umutsuzluk sadece  ölülere aittir.
  Rahman,Rahim ve Adil olan Yaratıcımız,Sahibimiz, Kurtarıcımız Haliki Lemyezal, mazlumların,mağdurların,  güçsüzlerin, öksüzlerin ve yetimlerin feryat ve figanını,  yakarış ve gözyaşları içindeki   dualarını geri çevirmeyecek ve elbette kabul buyuracaktır İnşaallah.

Çünkü bu Kadir-i Mutlak  yaratıcımızın biz aciz , güçsüz ve mazlum kullarına vaat ettiği ilahi bir müjdedir.

“Allah Taala Muhakkak ki, en iyisini ve en doğrusunu bilendir ve bunu  biz kullarına lütfedecektir.”

dua3

NOT :Sayın Ahmet Muhammed’in  Uygur Türkçesi ile yazılan  bu Makalesi, Uygur Haber Araştırma Merkezi(UYHAM) için Hamit Göktürk tarafından Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

Etiketler: » » » » » » »
Share
4391 Kez Görüntülendi.