logo

trugen jacn

DOĞU TÜRKİSTAN’IN YAKIN TARİHİ VE UYGUR TÜRKLERİNİN DİRENİŞİ

1x-005.jpg

Okan İŞBECER

1911 yılında Sun Yat-sen liderliğinde Mançu İmparatorluğu yıkılarak yerine Çin Cumhuriyeti kuruldu. Çin için görece ileri bir hareket olarak görülebilecek olan imparatorluktan cumhuriyete geçiş, Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri için baskı ve asimilasyonun artmasıyla sonuçlanmıştır.

“Çin milliyetçiliği” söylemine dönüştürülerek “Büyük Han milliyetçiliği” ve “asimilasyon” niyetlerinden vazgeçmemiştir. Milliyetçi Çin (Kuomintang) hükümetinin Doğu Türkistan’a yönelik uyguladığı tüm politikalarının Sun Yat-sen’in benimsediği asimilasyon ilkesi yatmaktadır.

Bunun Doğu Türkistan’a yansıması ise nüfus uyarı şeklinde olmuştur. Doğu Türkistan’ın idari memurluklarına Çinli memurlar atanarak idarede Türklerin etkisi kırılmaya çalışılmıştır. Doğu Türkistan’da tarım ve hayvancılıkla uğraşan Türkler zorunlu göçe tabi tutulmuş ve yerine Han Çinlileri yerleştirmişlerdi.

Dünyada iktidar değişikliği olurken, Doğu Türkistan’da Uygurlar bu değişim ve boşluktan faydalanarak bağımsızlık için önemli olan attılar. Uygurlar, Doğu Türkistan’ı işgalden kurtarmak için geçtiler. Uygur Türkleri bu işleri çok sayıda isyan başlattılar. Bu isyanlar Çin yönetimi adı tarafından kanlı bir bastırıldı, Uygur Türkü hayatını kaybetti.

Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ardından da 12 Kasım 1944’te Doğu Türkistan Cumhuriyeti kuruldu.Bir anıt ve yazı görseli olabilir

DOĞU TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ (12 Kasım 1933 – Kaşgar)

Bu devletlerden ilki olan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, 1931’de Kumul, 1932’de Turfan ve 1933’te Hotan’da `isyanları sonucu Kaşgar’da kuruldu. Cumhurbaşkanlığına Kumul’u temsilen Hoca Niyaz, başbakanlığına Hotan’ı temsilen Sâbit Damulla Abdulbaki seçildi. Turfan’ı işgal eden eden eden Ma Chungying ordusunun tehdidine karşı Urumçi’deki Sincan Eyalet hükûmeti adına Sheng Shicai Sovyetler Birliği’nden yardım istemiş ve 1934’de Kızıl Ordu’ya bağlı iki tugay Doğu Türkistan’a girmiştir. Kızıl Ordu’dan kaçan Ma Chnagying, ordusuyla 6 Şubat 1934’te cumhuriyeti Hotan’a saldırmış ve yıkmıştır.

Seyit Tümtürk on Twitter: "1944 Gulca'da Kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti Reisicumhur Mareşal Alihan Töre Sagunıy'ın Taşkent'de bulunan mezarınnın yeniden onarımı yapılmıştır. Rahmet ve minnetle anıyoruz, Mekanı Cennet olsun. https://t.co/xfImRPzL5I ...

DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ (12 Kasım 1944-Gulca)
Uygur Türklerinin bu ters kurdukları ikinci devlet ise Doğu Türkistan Cumhuriyeti’dir. Devlet, Alihan Töre Saguni tarafından Gulca’da diğer ayaklanma sonucu 12 Kasım 1944’te kurulmuştur. İlk iş milli ve İslâmi bir yapı arz eden Doğu Türkistan Cumhuriyeti, kısa süre sonra Sovyetler Birliği’nin müdahaleleriyle karşı kaldı. Ahmetcan Kasımi’nin yönetime tıklamasının ardından, Alihan Töre 1946 yılında Sovyet temsilciliğine davet edilmesinin ardından kayboldu. Töre, 1976’daki Özbekistan’ın başkenti Taşkent’teki vefatına kadar, ev hapsinde yaşayacaktı. (Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin kuruluş ve yıkılışını birinci ağızdan anlatan, Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin ilk Devlet Başkanı Alihan Töre Saguni’nin Tarih ve Kuram Yayınları tarafından basılan Türkistan Kaygısı isimli eser bu konudaki en önemli kaynaktır.)
1949’da komünistler iç savaşı kazanınca bu kez Sovyetler Birliği, Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin yöneticilerini Çin’e bağlamak için devletin ileri gelenlerini Almatı’ya davet etti. Almatı’ya gitti heyet, görüşmelerini tamamladıktan sonra Pekin’e hareket etti. Mao Zedong tarafından Pekin’de düzenlenen “Çin Halk Politik Danışma Toplantısı” na davetlilerdi. Heyetin bindiği uçak 24 Ağustos 1944 tarihinde Baykal Gölü’ne düştü ve Türkistan Cumhuriyeti’nin yönetici kadrosu hayatını kaybetti. Aynı yılın Aralık ayında Doğu Türkistan’da işgal eden Çin Kızıl Ordu’su Doğu Türkistan Cumhuriyeti hakimiyetine oğul verdi.1949-1960 ARASI UYGUR TÜRKLERİNİN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİÇin komünist rejim kurulduktan sonra da Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik zulüm ve asimilasyon azalmadı tam tersine katlanarak arttı. Mao Zedong’un devrim öncesi yaptığı pek çok açıklamada ve Çin Sovyeti Anayasa Taslağı’nda milletlerin kendi kaderini tayin etme haklarının kesin olarak tanınacağı ve uygulanacağı; Moğol, Uygur, Tibet gibi milletlerin devletten ayrılma haklarının tanınacağı; bu milletlerin Çin Sovyet Federasyonu’na katılma veya bağımsızlıklarını ilan etmede tamamen özgür bildiklerini ifade edilmiştir. Ancak komünistler iktidara gelince, kendilerinden önceki Kuomingdang yönetiminin uygulamalarını mumla arattı.

Osman Batur ve İsa Yusuf Alptekin (Осман Батур мен Иса Юсуф Альптекин) | Osman, Fotoğraf, Tarih

Bu baskıların, katliamların ve zulümlerin artması üzerine Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri yine ayaklanmalara ve bağımsızlık mücadelesine girişti.

30 Ocak 1950 tarihinde, Abdullah Hakim ve Seyidullah Araturuk (Çin Yiwu) ve Kumul bölgelerinde Uygurları organize ederek “İşgal karşıtı grup” adı altında Çinli işgalcilere karşı savaştı. Savaşta 500’den fazla Uygur şehit oldu.

1950 Nisan ayında yaklaşık 20.000 insan Kumul’da Osman Batur liderliğinde Çin işgalini protesto etti. Protesto daha sonra 2 yıl bir gerilla savaşına evrildi ve sonuç olarak ortaya çıktı öldü.

1953 yılında tüm Doğu Türkistan genelinde direniş hareketleri gerçekleşti. Çin devleti, bu özgür özgürlüklerini bastırmak için Çinli General Wang Zhen’i bölgeye gönderdi. Wang Zhen warriorların yanında aralarında Mısır’da öğrenim gördü Cengizhan Damolla, Molla Esadullah ve Abdulaziz Mahdum’un ve Türkiye’de Necati Bey Öğretmen Okulunu tammalayarak Ülkesine dönmüş olan Eğitimci -Yazar Kurban Koday’ın de kendi aralarında alimi ve kanaat önder tutuklattı, işkence etti ve infaz ettirdi.

1954 Aralık ayında Molla Abdulhamid Damolla ve Fetheddin Mahdum Hotan’ın Atçoy köyünde Doğu Türkistan İslami Kurtuluş Partisi adında bir oluşum kurdu. Çinli askerlere saldırdılar ve Atçoy Hapishanesi’ni af buradaki Uygur mahkûmları serbest bıraktılar. Serbest kalan Uygurlar, Hotan şehrini almak üzere askeri bir harekat başlattılar ancak bu harekat başarılı olamadı.

1956 Mart ayında, Molla Baki ve Molla Samed, Hotan’ın Karakaş bölgesinde bir grup Uygur’a Doğu Türkistan’daki Çin işgaline karşı mücadelelerinde liderlik etti. Direniş hareketi boyunca 800 Uygur, Çin askerleri tarafından katledildi.

1956 Mayıs ayında Abdulkadir liderliğindeki 1.300 Uygur Türk’ü, Hotan’ın Lop bölgesinde rejimine karşı bir protesto gösteri yaptı. Ancak protestocular Çin devleti tarafından acımasız olarak birleştirilerek bastırılarak dağıtıldı.

1957 yılında, Urumçi ve Ulanbay, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Milli Ordusuna mensup iken, Çin İşgal Ordusu bünyesine dahil edilen Uygur Atlı Birliği (Milli Ordu Atlık Polkı / Milli Ordu Süvarı Taburu) oturan işgalcılara karşı hareketine giriştiler. Çinliler buna karşılık daha önce Doğu Türkistan Cumhuriyeti askeri olan tüm asker ve subayları tutukladı.

1957 yılında Hatice isminde Hotan’ın bir kadının liderliğinde Hotan’ın Hanırık (Han Arık) köyünde Çin işgali protesto edildi. İşgalciler tüm protestocuları tutukladı ve İsyan Lideri Hatice Hanım’ın idam ettiler.

1958 Ekim ayında, Kazak Türklerinden Camışhan ve Dalilhan; Altay bölgesinde aralarında Köktokay, Cıngel ve Beşbalık’ın bulunduğu yerde bulunan Kazaklar ve Uygurların birlikte yaşadığı protestolar düzenledi. Çin devleti protestoculara acımasızca müdahale etti.

1958 Ekim ayında Ali Kurban ve Şeyh Said, Kumul’da 7.000 kişinin katıldığı bir isyan tertip ettiler. Ancak isyancılar Çin devletinin sert müdahalesiyle bastırıldı.

Doğu Türkistan'da cumhuriyet tecrübeleri

1960-1990 ARASI DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ

1962 yılında Tursun Hafiz Liderliğinde ayaklanan Uygurlar Çin işgalini protesto Çin işgal ordusunca kanla bastırıldı ve isyancıların önemli bir bölümü infaz edildi.

1969’da Doğu Türkistan İnkılabı (Devrimci) Halk Partisi Çin işgaline karşı bir halk ayaklanması başlatmak istedi ancak Çinli casuslar tarafından plan farkedildi. Doğu Türkistan Halk Partisi mensubu 32.000 tutuklandı, işkenceye maruz kaldı, aralarından birçoğuna uzun süreli hapis cezası verildi, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Milli Ordusu Komutanlarından Genel Mehmet Emin Eminov önderlerden bir çokları da infaz edildi. Aynı yıl Doğu Türkistan Halk Partisi liderlerinden Taklamakan Çölü dolaşan Çinli askerlerle girdikleri çatışmada şehit oldu.

1980’de, Çin devleti bir Uygur yazar olan Abdulhamid Mahsud’u yazılarında milliyetçilik olduğu için idam etti. Bu olay neticesinde, Urumçi’de öğrenmek Uygur, yazarın cenazesini sokaklarda gezdirerek ve adalet talep ederek protesto gösterisi yaptı.

27 Mayıs 1981’de 200’den fazla Uygur Türkü Kaşgar’ın Payizabat hücresi Çin Halk Güvenlik Bürosu’na baskın yapan bazı silahları ele geçirdiler ancak ihanete uğramaları neticesinde Çinliler tarafından çevreleri çevrildi ve öldürüldüler.

12 Aralık 1985’de Uygur Türkü üniversite öğrencileri Urumçi’de Çin işgalini protesto ettiler. Daha sonra gösteriler Kaşgar, Aksu, Hotan ve Boratola’ya sıçradı, toplamda 15.000 öğrenci protestolara katıldı.

15 Haziran 1988’de Uygur Türkü üniversite sınav Çin devletinin Doğu Türkistanlılara karşı yürüttüğü ayrımcı politikaları görüşmek üzere bir toplantı düzenledi. Toplantının ardından 4.000 öğrenci Urumçi sokaklarında Çin rejimini protesto etti.

18 Mayıs 1989’da, Xingjiang İslami Enstitüsü öğrencileri  Çinli bir yazarın “Cinsellik ve Gelenek” isimli bir kitabında Müslümanlara hakaret edilmesini protesto ettiler. Kitap Çin devleti tarafından desteklenen Çinli bir yazar tarafından yayımlanmıştı. Kitabın amacı Uygur geleneklerini ve Müslüman ahlâkını İslami inançlara, Uygur geleneklerine ve cinsel hayat tarzına saldırarak değiştirmekti. Olaylar sırasında herhangi bir taşkınlık yapmayan 300 kişi tutuklandı.

1990’DAN GÜNÜMÜZE DOĞU TÜRKİSTAN’DA UYGUR TÜRK’Ü DİRENİŞİ

İşgalci Çin rejimi, 5 Nisan 1990 günü Doğu Türkistan tarihinin en kanlı katliamlarından birini yaptı. Kaşgar’a bağlı Barın kasabasında Çin rejiminin aile planlaması ve zorunlu iskan uygulamalarını protesto eden Uygur Türklerinin üzerine 22 bin 750 silahlı asker, tanklı birlik, helikopter ve uçaklarla saldıran Çin, 5.000’e yakın  bu ayaklanmayı başlatan Doğu Türkistan İslahatçı İslam Partisi Lideri Zeyiddin Yusuf  Karı başta Uygur Türkünü katletti.

1995 yılında Uygur Türkleri arasında büyük saygı duyulan Alim Abdulahat Mahdum’un Hotan’da Çinlilerce kaçılması üzerine Uygurlar yine sokaklara dökülerek protesto ettiler. Çin rejimi bu gösterileri her zamanki gibi sert bir şekilde bastırdı.

9 Şubat 1996’da Ahmedhan Hamut, Aksu’nun Unsu bölgesinde Çin rejimine karşı mücadele başlattı. Çin devleti Uygurlara en ağır şekilde saldırarak protestoculardan bazılarını öldürdü ve cesetlerini de Tarım Yolu yakınlarında Taklamakan Çölü’ne gömdü.

5 Şubat 1997 de Doğu Türkistan’ın en acı günlerinden biridir. Ramazan ayında Kadir Gecesi münasebetiyle düzenlenen bir meşrep toplantısına katıldıkları gerekçesiyle Müslüman gençler tutuklanmış, bu gençlerin salıverilmesini talep eden halk, ertesi gün (5 Şubat) sokaklara dökülmüştür. Barışçıl bir şekilde başlayan gösteriler güvenlik güçlerinin kalabalığın üzerine rasgele ateş açmasıyla bastırılmıştır. Gulca Katliamı’nda 560 Uygur Türkü öldürüldü. Çin devleti 75 bin Uygur’u sorguya aldı ve bunlardan 4 binini hapishanelere gönderdi.

1998 yılında, Şeyh İmin Haşim liderliğindeki Uygur savaşçılarıyla Çin polisi arasında Aksu bölgesindeki Karatağ Dağı’nda çatışma yaşandı. Liderleri dahil 9 Uygur savaşçı öldürüldü ve geri kalanlar hapsedildi.

23 Mart 2008’de Hotan’da yüzlerce Uygur kadın Çin işgalini ve Çinlilerin haksız ve zalim politikalarını protesto etti.

25 Haziran 2009’da fabrika işçisi kıyafetleri giymiş 10.000’den fazla Çinli asker ve polis Shao Guan şehrindeki bir fabrikada çalışan 800 Uygur Türkü işçiye saldırdı. Saldırıda 100’den fazla Uygur Türkü işçi katledildi.

5 Temmuz 2009’da binlerce Uygur üniversite öğrencisi Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’deki Halk Meydanı’nda toplandı ve Shao Guan saldırısını protesto ederek Çin’e olayın sorumlularını adalet karşısına çıkarması çağrısında bulundu. Çin devleti tam teçhizatlı binlerce polis ve zırhlı araç gönderdi ve halk üzerine ateş açılması emri verdi. Uygur kaynaklarına göre Çin devleti 3.000 Uygur’u öldürdü, 10.000’in üzerinde Uygur’u da tutukladı.

Çin rejiminin teşviki ile Urumçi sokaklarına çıkan Doğu Türkistan’daki Çinliler, sokakta gördükleri Uygur Türklerine saldırarak 30’dan fazla Uygur Türkünü katlettiler.

2013 yılının Nisan ve Aralık aylarında Kaşgar’da Çin asker ve polislerinin saldırılarına uğrayan 30 Uygur Türkü katledildi.

28 Temmuz 2014 tarihinde Ramazan bayramının ilk günü, Doğu Türkistan’ın Kaşgar iline bağlı Yarkent ilçesindeki İlişku kasabası, işgalci Çin ordusu tarafından ağır silahlarla bombalandı. Bölgede üç yerleşim yeri haritadan tamamen silindi. En az 2 binden fazla masum Uygur Türkü öldürüldü.

2015 yılının Ramazan ayında Çin’in oruç yasağına uymadığı gerekçesiyle Kaşgar’da 18 Uygur Türkü öldürüldü.

Doğu Türkistan’da, yani Türklerin ana vatanında, dünyanın en eski milletlerinden biri olan Türkler, faşist Çin rejimi tarafından sistematik bir soykırım ve asimilasyona tabi tutuluyor.

72 yıllık Çin faşist rejimi, binlerce yıllık Türk varlığını aile planlaması, zorunlu göç, milli ve dini kısıtlamalar gibi uygulamalar ve en ufak bir protestoyu bile ordu ve polis gücüyle, kanla bastırarak yok etmeye çalışıyor.

1949’dan günümüze kadarki gelişimi aktardığımız yazımızda da görüldüğü Uygur Türkleri tarihin dönemi olduğu 1949 sonrası Çin işali ile bitmiş gibi bitmeyen de bağımsızlık tarihi mücadelesinden asla vazgeçmemiştir. Bulduğu fırsatta işgalci rejime karşı ayaklanmış, sokağa çıkmış, milli bulmasını korumaya çalışmıştır.

Bugüne kadar Doğu Türkistan özgürlük mücadelesinde şehit edilen tüm Uygur Türklerini saygı ve rahmetle anıyorum.

Kahrolsun ÇKP Faşizmi!

Yaşasın Özgür Ve Bağımsız Doğu Türkistan! 

 
Share
470 Kez Görüntülendi.