Son Dakika
Halis ÖZDEMİR
Türkiye’yi bekleyen tehlikeler ve Türkiye’nin sorumlulukları
TBMM’de Uygurlarla ilgili araştırma önergesinin reddedilmesinin arifesinde Çin dışişleri bakanı Türkiye’ye geliyor.
Dünyada pek çok ülke Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara SOYKIRIM uyguladığı konusunda kararlar aldığı sırada Ülkemizden İHH ve uluslararası bağımsız insan hakları kuruluşlarının raporlarında;
Bu konuda genel kanaat ise; Çin yetkililerinin önceden yaptığı gibi gene iddiaları reddedeceği ve AŞIRI UÇ TERÖR ÖRGÜTÜ UYGURLARA karşı tedbirler gibi saçma sapan ipe sapa gelmez anlatacakları yönündedir. Uygurların ve vatandaşlarımızın Türkiye’den beklentisi ise Çin’in “yalanlarıyla” zaman kazanmasına fırsat verilmeyeceği ayrıca Türkiye ekonomik ve ticari kaygılarla Uygurlara reva görülen zulümleri görmezlikten gelmeyeceği şeklindedir.
Türk halkı, Çin dışişleri bakanına; Uygurlara yapılan SOYKIRIMI ve zulmü durdurması konusunda net tavır alması ve Türkiye’nin bu fırsatı ISKALAMAMASI beklentisindedir. Çin devletinin şimdiye kadar yapmayı başardığı karartmanın bir işe yaramadığı çok açık ifade edilmelidir. Ve gene ÇİNLİ Bakana Doğu Türkistan’da kanayan yaraya rağmen ilişkilerimizi geliştiremeyeceğimizi Türkiye’nin önceliğinin Uygurlara uygulanan SOYKIRIMIN durdurulması olduğu çok açık ifade edilmesi Türkiye’yi örnek alan ülkeler açısından da önemlidir.
Türkiye’nin bu tavrı göstermesi mazlumların kalbinde büyük kabul görecek ve itibarına itibar katacaktır ya da tam aksi olacaktır.
Çin’in Türkiye’ye ihtiyacı ve Türkiye’nin önemi tartışmasız gerçektir.
Ayrıca Türkiye’nin Uygur konusunda mesafe almak için kesinlikle bir tavize ihtiyacı yoktur. Türkiye’nin talebi hem insani hem milli hem dinidir. Uygurlar hem soydaşımızdır hem dindaşımızdır. ÇİN dışişleri bakanına Çin’in Uygurlara yaptıkları konusunda Türk halkının hassasiyeti hatırlatılmalıdır.
Ayrıca ÇİN yetkilisine, UYGURLARA zulmünü devam ettirmeleri halinde hiçbir Çinli şirket ve girişimcinin, İslam coğrafyasında kabul görmeyeceği gibi dostluğun kaybedilmesi halinde kendilerini güvende hissetmeyecekleri de bir başka husustur. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır.
Kuşak yol projesi de dahil Çin ile ilişkilerimiz konusunda Çin’in Asya ve Afrika’daki uygulamalarından ders çıkarılmalıdır.
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var!
Çin zulmü durdurulmalıdır. Gerisi lafı güzaftır. Dünyada barışın sağlanmasına katkı ancak böyle sağlanır.
Türkiye çok net olarak Çin dışışleri bakanına böyle gitmeyeceğini, kampları kapatmazlarsa,
Uygur kadınlarına tecavüzleri durdurup, suçluları yargı önüne çıkarmazlarsa, çocuk asimilasyonuna son vermezlerse, Uygurları yerlerinden yurtlarından etmekten vazgeçmezlerse, Uygurlara ait tarihi eserleri yok etmeye devam ederlerse, Uygurların mal varlıklarını iade etmezlerse, Diasporadaki özellikle Türkiye’de özellikle eğitim için gelen Uygurları ve ailelerini TERÖRİST olarak yaftalayıp suçlamaktan vazgeçmezlerse hasılı kelam artık propagandalarının iftiralarının işe yaramadığı böyle devam etmeleri halinde ve TÜRKİYENİN SOYKIRIMI TANIYACAĞI kesin dille ifade edilmelidir.
İnanın Türkiye’nin NET TAVRI Çin ile ilişkileri bozmayacağı gibi zulmü sona erdirecektir.
Uygur meselesi ABD ve diğerlerinden çok önce Türkiye’nin meselesidir.
Gelelim Çin Türkiye ilişkilerinde Türkiye’yi bekleyen tehlikelere;
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Türkiye’ye getireceği muhtemel konular
Wang Yi görüşmesinde Türkiye’nin masaya getirmesi beklenen konulara gelince;
Şimdi yukardaki görüşme konularına kısa kısa temas etmek istiyorum.
KUŞAK YOL projesi;
Çin’den kalkan bir tren bir hafta gibi kısa bir sürede Avrupa’nın içlerine ulaşabilecek böylece ÇİN MALLARI GÜNLER SÜREN DENİZ YOLCULUĞU VE NAVLUN MASRAFININ BÜYÜK BÖLÜMÜNDEN KURTULACAKTIR.
Bize ne bundan?!
Çin malları Avrupa’ya daha az masrafla daha kısa sürede ulaşacakmış bize ne bundan ÇİN’İN GÖZÜ AYDIN OLSUN!
Bize faydadan çok zarar vereceğini de dış ticaret uzmanları anlatsınlar bir zahmet. Ne Türkiye ne de Avrupa’nın Çin’le rekabet edemeyeceği bilinen bir gerçektir.
Afrika Ülkeleri ile ORTAK ilişki önerisi;
Afrika ülkeleri geç olmakla birlikte Çin konusunda uyanmaya başladılar işin içine Türkiye girerse Afrika Türkiye’ye olan güveni dolayısı ile adeta “efsunlanacak” Çin sömürmesini ve Afrika’ya yerleşmesini kolaylaştıracaktır.
Aşı!
Bu konu konuşulduğunda hayretler içinde kalıyorum, 1928’de kurulan ve dünyaya örnek gösterilen aşılar üreten hatta ürettiği aşıları dünyaya satan AŞI ÜRETİM MERKEZİ Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü KHK ile 2011 yılında geliştirmek desteklemek yerine kapatılması ile hayati bir konuda Türkiye dışa bağımlı daha da doğrusu dışarının adeta himmetine muhtaç haline düşürüldük. Hıfzıssıha Entitüsü’nün kapatılması ders alınacak bir yanlıştır.
Kanal İstanbul projesi;
Daha önce bu konuda uzunca makale yazdım merak edenler internetten bakabilirler.
Ben Kanal İstanbul Projesi’ne karşı değilim.
Ben projenin TÜRKİYEYE AĞIR BORÇ YÜKÜ BIRAKMASINA karşıyım.
Ayrıca projenin ÇİN tarafından finanse edilmesi ve yapılması içinde tehlikeler barındırmaktadır. Ona dikkat çekmek istiyorum.
Çin’in şimdiye kadar yaptığı birkaç uluslararası işe bakmalı ve ders almalıyız.
Pakistan’daki Gwadar Limanı, Sri Lanka’daki Hambantota Limanlarının ya da Cibuti’deki askeri üssün Kırgızistan’daki Akıllı Şehir Projesi ve iki altın madeninin işletme hakkının alınması ile Tacikistan’ın borçlarına karşılık ülke yüzölçümünün %1’ini Çin’e devretmesi unutulmamalıdır. Şu anda ise Çin yirmi iki ülkede ELDE ETTİĞİ LİMANLARLA SERBEST BÖLGE İLAN ETMİŞTİR. Ayrıca gene unutulmamalıdır ki Çin diğer emperyalist ülkelerin yaptığı gibi “DEMOKRASİ” vaadi ile yakıp yıkıp yüzyıllarca borçlandırıp gitmemekte tam tersi çay kahve içerek alış veriş yatırım ve borç sarmalı ile ülkelere insan taşımak sureti ile işgal etmektedir.
Kanal İstanbul Projesi illa Çin’e yaptırılacaksa Pakistan ve diğer örneklerden ders çıkarılmalı, KANAL İSTANBUL çevresinde toprak almalarının YASALAR ÇIKARILARAK önüne GEÇİLMELİDİR.
Aksi halde İstanbul’da ÇİN MAHALLESİ DEĞİL KANAL İSTANBUL ÇİN MAHALLESİ oluşturacakları katiyyen akıldan çıkarılmamalıdır.
Lütfen hikaye anlatmıyoruz!
Çin’in yatırım adı altında girdiği devletlere NÜFUSUNU TAŞIDIĞI VE TÜRKİYE İÇİN ON MİLYON nüfus taşımayı TASARLADIĞI unutulmamalıdır.
Türkiye’nin masaya getirmesi beklenen konular ise;
Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara uyguladığı dünyanın yirmi civarında ülkesinin SOYKIRIM olarak tanıdığı zulümleri konusunda
Türkiye asla ve asla hiçbir gerekçe ile meseleye yaklaşmamalı. Çin zulmü SOYKIRIMI durdurulmalıdır.
Türkiye için olmazsa olmaz şarttır.
Uygurlar soydaşımız, Uygurlar milletimiz, Uygurlar kardeşimizdir.
Aksi halde mazlumların ahı çıkar aheste aheste.
Kredi konusu;
Türkiye nasıl bir işgalci sömürgeci zalim zihniyetle karşı karşıya olduğunu asla unutmamalıdır.
Çin ne ABD ne Rusya ne de diğer sömürgeci Avrupa ülkelerine benzemez!
Benzese benzese işgalci ve Filistinlilere uygulamalarıyla İSRAİLE benzetebiliriz. Gerçi İsrail Çin’in eline su dökemez! Kredi mi alınacak iş mi yapılacak? TÜRK MİLLETİNE yeni KAPİTÜLASYONLAR benzeri miras bırakılmamalıdır.
Türkiye’nin öze dönmekten başka çıkar yolu yoktur.
Türkiye’nin kaynakları bütün dünyanın ağzının suyunu akıtırken bu imkanları değerlendirmek gerekmektedir. Hep yazıp söylüyorum bizim bürokratlarımız ne zaman koltuklarından kalkıp ÜLKEM İÇİN ve ÜLKEMİN GELECEĞİ İÇİN NE YAPMALIYIM NE YAPABİLİRİM DİYECEK!
Gavurdan medet ummaktan vazgeçmeliyiz!
Çin’in hali hazırda Türkiye’de şirketler devralmakta, BÜYÜK ARAZİLER satın almakta olduğu bilinen durumdur.
Böyle gitmez!
Çok tehlikeli bir süreçtir. Yasal düzenleme yapılmalıdır İki yüz elli bin dolar getirene VATANDAŞLIK VERİLMESİ yanlışından dönülmelidir. Çinlilerin ve emperyalistlerin Türkiye’den toprak almalarının önüne geçilmelidir. TARİH SAYFALARINDA övünülecek işler bırakılmalıdır aksini düşünmek dahi istemiyorum söylemeye benim dilim varmıyor.
Konu dışında görünse de Trakya bölgemizde Yunan Kilisesine ait olduğu söylenen bir banka çiftçilere topraklarını ipotek karşılığı krediler verdiği ve büyük arazilerin bankalarca haczedildiği ifade edilmektedir.
Ayrıca yurdumuzun pek çok yerinde yabancıların büyük araziler aldıkları da yazılıp çizilmektedir.
Çin dışışleri bakanının Türkiye ziyareti çok önemlidir. Türkiye Çin ilişkilerinde kendi gücümüzün şuurunda olmalı, Çin Afrika ve Asya ülkelerine daha derin nüfuz edebilmek için Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor. Asya ve Afrika ülkelerinin ülkemize güveninden istifade etmek istiyor, ZİNHAR BUNA MEYDAN VERMEMELİYİZ!
Türkiye İslam ve Türk dünyasının liderliği dururken başka emperyalist ülkelerin peyki durumuna düşmemelidir. Düşmeyecektir.
Yolun açık olsun Türkiye’m, mazlumların umudusun bu beklenti mazlumlara karşı sorumluluk yüklemektedir.
Türkiye Uygurlara uygulanan SOYKIRIMI tanımalıdır ve Soykırım suçlusu Çinli yetkililer uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır.
Uygurlar yalnız değildir.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Vesselam.
KAYNAK : https://www.yazargazetesi.com.tr/soykirim-golgesinde-wang-yinin-turkiye-ziyareti-makale,783.html
BENZER HABERLER