logo

trugen jacn

35 TÜRKÇÜ SİVİL TOPLUM PLATFORMU’DAN ÇİN’E: DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIMA SON VER !

30 ئاممىۋى تەشكىلات بىلەن 5 نەشرىيات ئاخبارات ئېلان قىلىش يىغىنى چاقىرىپ: «خىتاي ئىرقىي قىرغىنچىلىقنى توختات» دېدى

 

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

İçlerinde Dünya Uygur Kurultayı,Ötüken Eğitim ve Kültür Derneği,Tülpar  Milliyetçiler Derneği başta Türkiye’nin çeşitli illerinde faaliyet gösteren 30 Türk STK.ile içlerinde 60 yıllık Ötüken Neşriyat’ın ye yer aldığı  5  Yayınevnin yer aldığı toplam 35 Kuruluş’un  olşturduğu Platform  bir basın açıklaması düzenleyerek Çin’e çağrıda bulundular ve  işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı,zulüm,İşkence ve insanlık dışı soykırım uygulamalarına son vermesi talep ettiler.

12 Nisan 2021 Pazartesi Ankara’da  Ulus Meydanında  bir araya gelen  35 STK.Platfmunun  Başkan ve yöneticilerin ortak imzaları ile hazırladıkları  basın bildirisini Türkiye ve uluslar arası toplumun bilgisine sunduklarını Çin’in soykırım cinayetlerine kayıtsız kalmamaları çağrısında bulundular.

Türkçü Sivil Toplum Kuruluşlarının  Basın Açıklaması 

  Aşağıdaki bildiri, yüreği TÜRK ve TÜRKLÜK için çarpan TÜRK Milliyetçisi sivil toplum kuruluşları, Doğu Türkistan konusundaki  kaygılarını dile getirmek amacı ile kaleme alınmıştır.  Bu amaçla  Konunun takipçisi olacağınızı düşünen çok sayıda sivil toplum kuruluşu,  Doğu Türkistan  Türklerinin  geleceği  için bir araya gelmiştir.

” NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ”

Değerli  basın mensupları, saygı değer STK temsilcileri ve değerli destekçiler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biz bugün burada Türkçü STK’lar ve bazı  Doğu Türkistan sivil toplum kuruluşları  tek yürek olarak, Çin’in Doğu Türkistan halkına karşı uygulamakta olduğu soykırıma “dur” demek, Türkiye Hükümetini, TBMM’yi, Siyasi Partileri ve Yüce Türk Milletini Doğu Türkistanlılara sahip çıkmaya  çağırmak için bir  arada bulunmaktayız.

1949’da başlayan 71 senelik Çin işgalinin son dönemlerinde, Doğu Türkistan’da soykırım kültürel, etnik ve başka tüm boyutlarında yaşanmaktadır.  Çin hükümeti 2017 yılından beri Doğu Türkistan’da kendi yasası ve hukuk sistemine aykırı bir şekilde öldürme, yargısız infaz, müebbet hapis gibi yollarla geniş çapta katliam yürütmektedir.  Ayrıca Çin yönetimi 2 milyon insanı toplama kamplarına kapatarak çeşitli işkence, organlarını çalma, beyin yıkama, toplu ve sistematik tecavüz, aşağılama, tıbbi deneylere maruz bırakmaktadır ve genel olarak etnik  ayrımcılığı, köle işçilik, hukuksuz tutuklama, dini ibadet, eğitim ve yaşamları yasaklama, kendi inanç ve düşünce özgürlüğünden mahrum bırakma, 30 bine aşkın camileri ve kutsal mekanları tahrip etme gibi yollarla Doğu Türkistan halkında ciddi zihinsel ve fiziksel zararlara neden olmuştur.

Bir 3 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava görseli olabilir

21.yüzyılda hâlâ ırkçılıkla karşı karşıyayız. İnsanlar dinleri, etnik kimlikleri ve kıyafetleri, cinsiyetleri  nedeniyle öldürülüyor, işkence görüyor, sistematik tecavüze uğruyor, kısırlaştırılıyor  veya dışlanıyor. Ve bu zulümlerden bazıları insanların dikkatini çekiyor ve gündem oluyor, bazıları ise ya hiç duyulmuyor ya da göz ardı ediliyor.  Hep göz ardı edilen, duyulmayan zulümlere bir örnek; Doğu Türkistan’daki Uygur, Kazak ve diğer Türk topluluklarıdır.

Doğu Türkistan’daki Türk soylu  kadınlarını Çinli erkeklerle evlenmeye zorluyorlar ve hükümet tarafından evlerine Çinli erkeklerle  birlikte yaşamaları, birlikte yemek yemeleri … için gönderiliyorlar.

Müslüman Uygur, Kazak ve diğer Türk toplulukların  kadınlarının, türban (eşarp) takmaları yasak. Ana dilleriyle eğitim almaları  yasak.  Helal gıda bulunmuyor. Her evde domuz eti ve alkol bulundurmak zorunlu tutuluyor. Uygur kadınları toplama kamplarında sistematik tecavüze uğruyorlar.  Yüz tanıma sistemleriyle camilerin yanından geçenleri tanıyor ve cezalandırıyorlar.

Yukarıda bahsedilenlerin hepsi Uluslararası bağımsız kuruluşlar, Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Haber ajansları tarafından teyit edilen belgeler, raporlar ve şahitlerin ifadeleri ile tüm çıplaklığıyla ortaya koyulmuştur.

Çin devleti Doğu Türkistan’da işlediği 1.toplu katliam, 2.verdiği ciddi zihinsel ve fiziksel zararlar, 3.yaşam koşullarını yok etme, 4.nüfus çoğalmasını engelleme, 5. evlatları kendi toplumundan uzaklaştırma gibi bu 5 çeşit soykırım suçu  nedeniyle BM’nin “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmesi” ne göre, bazı ülkeler  Çin’in soykırımı yapmakta olduğuyla ilgili  karar kabul etmiştir.

Bir 1 kişi, ayakta, anıt ve açık hava görseli olabilir

Biz bugün bu etkinliği düzenleyen  STK’lar olarak Türkiye Türkiye hükümetinin Çin’in toplama kamplarını kapatmasını, köle işçiliği, zorla evlendirme, sürgün ve Çinli göçünü sonlandırmasını, demografik yapıyı değiştirmekten vaz geçmesini, Ana Dilde eğitim hakkının verilmesini,  inanç ve düşünce hürriyetini serbest bırakmasını, insan hakları ihlalleri ve tüm soykırım uygulamalarını durdurmasını talep etmesini talep ediyoruz.

Ayrıca Kaşgarlı Mahmud’un yurdu, kadim Türk toprağı Doğu Türkistan yıllardır Çin işgali altındadır. Oradaki baskı ve işkencelerden kurtulmak için can korkusu ile kimliksiz ve pasaportsuz bir şekilde ülkemize sığınmış olan Doğu Türkistan Türkleri kimsesiz değildir. Türkiye’de yaşayan ve vatandaşlık alamamış bütün Doğu Türkistanlılara vatandaşlık hakkı verilmelidir.

Malum olduğu üzere 26 Aralık 2020 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında “Suçluların İadesi Antlaşması” Çin Halk Kongresi Daimi Komitesi tarafından oylanarak yasallaştırılmıştır. Çin tarafı aynı yasanın Türkiye tarafından da onaylanmasını beklemektedir. Yine bilindiği üzere Çin, idam cezalarını asmak ve kurşuna dizmek şeklinde uygulayan totaliter bir ülkedir. Çin tarafından kabul edilen yasa metninde “ölüm cezasının uygulandığı ülkelere iade yapılamaz” ilkesinin olmaması bizleri derinden endişeye sevk etmiştir. Çin tarafından kabul edilen yasa, Türkiye’de ikamet izni ile yaşamakta olan ve vatandaşlık almaya henüz hak kazanmamış on binlerce Doğu Türkistanlıyı bir korku iklimine sokmuş durumdadır. Henüz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Yüce Meclisi’nde onaylanmamış olan antlaşma ile Çin’in hedefi ise teröristler değil, masum ve mazlum Uygurların tek umudu olan Türkiye ile arasını açmak, Türkiye’yi ise tüm devletler nezdinde itibarsızlaştırmaktır.

Bir 2 kişi, ayakta duran insanlar, anıt ve açık hava görseli olabilir

Çin’in on yıllardır Doğu Türkistan’da yürüttüğü zulüm siyasetinin son yıllarda soykırım boyutuna ulaşması dikkate alındığında, anlaşma Türkiye tarafından kabul edildiği takdirde, daha büyük insanlık facialarının yaşanmasına/yaşatılmasına neden olacağı aşikârdır.

Dolaysıyla Yüce Meclisimizin onaylamamasını talep ediyoruz.

 

https://www.facebook.com/volkan.gokturk.5492/videos/302103941302702

Share
373 Kez Görüntülendi.