logo

trugen jacn

DOĞU TÜRKİSTANLILAR İŞGALCİ ÇİN’E KARŞI TOPYEKÜN DİPLOMASİ ATAĞINA GEÇMELİYİZ !

Mehmet Emin HAZRET

17 Haziran 2020, Doğu Türkistanlılar için unutulmaz ve tarihi bir gün olarak kayıtlara geçmiştir. Bugün ABD Başkanı Donald Trump ülkenin Parlamentosundan (Senatosu ve Kongre’den) ezici çoğunluk oyu ile kabul edilen Uygur İnsan Hakları Politikası Yasa tasarını onaylamıştır. Bu yasa onay tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.  Tasarı, Doğu Türkistan Türklerini toptan katliam ile ebediyen yok etmek isteyen ve bu etnik katliamın siparişini veren ve icra eden İşgal yönetiminin Çinli sorumlularını fiziksel olarak cezalandırmasa da ÇKP’li işgalcıların bu Soykırımcı katil canilerinin bu insanlık dışı cinayetlerini hukuksal olarak tesbit etmesi ve en azından bir gün mutlaka adalete teslim edileceğine dair güçlü bir işaret olarak çok önemlidir.

Doğu Türkistan Türkleri 70 yıl önce Çin Komünist Partisi tarafından ilk işgalinden beri uluslar arası düzeyde İşgalci Çin’e karşı ayağa kalkabilmesi için ABD tarafından ilk kez “Uygurlara karşı etnik soykırımı durdurması!” için Çin’e karşı açık ve net şekilde yapılmış bir haykırış olarak tarihe geçmiştir. Bu olay son yıllarda içine düşürüldüğü zifiri karanlıklardan bunalmış,ümitlerinin son kırıntılarını yaşamakta olan Doğu Türkistan Türkleri için  hukuki ve yasal bir temeli olan mucizevi bir vak’a olmuştur. Bu yasa mazlumiyet ve çaresizlik çukurundan ümitsizce çıkış yolları arayan bedbaht bir ulusa uzatılmış bir mücizevi el’dir. Bu olay bizler için bir ümit ve sevinç sebebi olmuştur. Bu bizim için saniyeler, dakikaları,saatler ve velhasıl bu günler bizim için unutulmaz bir tarihi an olarak hafızalarımıza yer etmiştir.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi

Çin’den Bu Sevincimizi Gölgeleme ve zehirleme Tehdidi

Çin Komünist Partisi’nin güdümlü sözcüsü CCTV. (Çin Merkezi Tv.ları) Uygur İnsan Hakaları ve Politikaları yasasının onaylanmasının ertesinde 18 Haziran’da Uygur insan hakları politikası tasarısının ” değersiz bir kağıt parçası” olduğunu iddia eden bir haber analiz yayınlamıştır. Bu yasanın çıkarılması ve onaylanması için çaba harcayan ve yardım eden ABD’lı siyasi liderlerini “Amerika’nın uzun kollu Sarı maymunları” sözleri ile aşağılamış ve onlara hakaretler savurmuştur.  Çin Dışişleri Bakanlığı, Başkan Trump’ın Uygur İnsan Hakları Politikası Yasası’nı resmi olarak imzalamasını “Çin’in iç işlerine burnunu sokma olarak nitelemiş ve bunun ileride olacak sonuçlarından ABD’nin sorumlu olacağı ” tehdidini de savurmuştur. Diğer yönden ise.ÇKP’nin kurulduğu yıllardan beri resmi organı olarak Halkın Günlüğü( Ren Mir Zibao = People’s Daily) gazetesi
16 Haziran’da yayınlanan ” Hiç bir güç Çin-ABD halklarının dostluğunu asla baltalayamaz” başlıklı baş yazısında ABD’ye övgüler yağdırırken, 18. haziranda Amerikan halkına hakaret etmekle kalmamış, üstlük onları ” Şeytanlar, insansı maymunlar” sözleri ile de aşağılamıştır. Ayrıca, “ABD kendi kafasını kendisi yiyecek” ve “tüm sonuçlardan sorumlu olacak” diye de şantaj ve tehdit etmekten kaçınmamıştır. ÇKP.diktatörlüğünün Şüpheli popülizm söylemleri ile dolu bu ve benzeri siyasi propagandası onur kırıcı olsa da, bu sözleri ile Çin yönetiminin Uygur İnsan hakları ve Siyaseti Yasasının çıkarılmasından ne kadar tedirgin olduğunu ve Çin’in panik halinde olduğu bellidir. bu panik halı sağa sola saldırmasına yol açmıştır.

Yang – Pompeo Görüşmesi

ÇiN’in telebi ile ÇKP.Politbürosu Diplomasıdan sormlu Üyesi Yang Jiechi ile ABD. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile 17 Haziran’da ABD’nin Pasifik’teki ada eyaleti Hawai’de bir araya gelerek Hong Kong sorunu ile Tayvan ve Uygur insan hakları politikası tasarısının rafa kaldırılması ile konuları görüşmek ve tartışmak için bir araya gelmiştir. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin’in bu hususlardaki talep ve tekliflerini şiddetle reddetkiştir. ABD’lı Bakan ayrıca Hong Kong’un özgürlüğünün önemli olduğunu ve Uygurların temel insani haklarının geri verilmesini ısrarla savunmuştur.   7 saat süren Mike Pompeo ve Yang Jiechi arasındaki görüşmelerin tüm hızıyla devam ederken. müzakerelerin 4. saatinde Beyaz Saray yazılı bir açıklama yaparak Başkan Trump’ın Uygur İnsan Hakları ve Politikası yasa tasarısını imzaladığını açıklamıştır.

Bu yasanın çıkarılmasının Milletimizin acılarla dolu tarihinde belirleyici anlar olduğunu unutmamalıyız. Biz ÇKP’nin toptan yok etme saldırılarının girdabındaki bir ulus olarak ABD’nın hangi niyet, sebep ve gerekçelerle olursa olsun ABD’nın bu tarihsel yardımını ve Çin esaretinden kurtulmamız için verdiği bu desteğini asla unutmamalıyız.

Daha da önemlisi, tüm medya kuruluşlarını ciddi şekilde engelleyen Çin, karşı propagandadan bahsederken, bu konuda ne olup bittiği hakkında bilgileri karartırken, karşı propaganda ve saldırı amaçlı söylemleri ile Uygurlar ve Kazaklar ve diğer umutsuzca beklemekte olan insanlarımıza “Uygur insan hakları politikası tasarısının ABD’de ortaya çıktığını” öğrenme fırsatı veriyor. Doğu Türkistan halkı bu yasa ile belki de gelecek için umudunu yenilemiştir. Hapishanelerin karanlık hücrelerinde bir bahar havasının esmesini sağlamıştır. Çin tipi toplama kamplarında ölümü bekleyen anneler, babalar, ve onların evlatlarının yaşama tutunma umutları yeniden cılız de olsa doğmuştur. Muhacerette yaşayan Doğu Türkistanlılar anavatanlarındaki kayıp çocukları ve torunları için gözlerini ve gözyaşlarını kaybedenler. Gözyaşlarını sessizce kalbine döken özlem ve hasret dolu dertlı aynı zamanda inançlı inananlar …. Bunların tümünün yaşam umudu tekrar yeşermeye başlamıştır.  Umut hayat demektir. Umut, ruhun tekrar yeşermesi demektir.

Gün Küresel Çapta ve Kollektif Düzeyde Harekete Geçme Günüdür

Biz Uygurlar Çin hükümetinin ne kadar aldatıcı, yalancı, baskıcı, barbar ve namussuz bir yapı ve karakterde olduğunu çok iyi biliyoruz. Vatanındaki halkımız hala Çin’in elinde esir ve çaresiz. Çin, ABD.karşısındaki güç eksikliği nedeniyle, bu ülkeye olan nefretinin dozajini daha da arttırması mümkündür.  Bu nedenle Uygurlardan intikam almak için her şeyi göze alabilir ve her türlü aracı da kullanabilir. Bu nedenle, tüm halkımız bu konuda gereken tedbirlerini almalı ve tarihte benzeri görülmemiş ölçüde seferber olmalıyız.

Bugün yurt dışında yaşayan Doğu Türkistanlılar için küresel düzeyde harekete geçme ve eylem yapma günüdür. Son yıllarda, Avrupa Parlamentosu ile Birleşmiş Milletler Binası önünde büyük çaplı gösteriler yapıldı. İstanbul’da da birçok büyük çapta gösteriler düzenlendi.  Kışın en sert ve soğuk günlerinde bile İstanbul’dan Ankara’ya Çin zulmüne dikkat çekmek için yaya yürüyen fedakar ve vatansever Uygurlarımızın ortaya koyduğu bu yiğitlik ve cesarete hep birlikte şahit olduk. Bu konuda halkımızın karanlık vaziyetini din Kardeşlerimize duyurmak için Malezya ve Endonezya gibi Müslüman ülkelere ziyaretler gerçekleştirildi.  Almanya, Japonya, Avustralya, Kanada, Hollanda ve İngiltere gibi Batı ülkelerinde de güçlü ve ses getiren önemli ve güçlü faaliyetler gerçekleştirildi. Doğu Türkistanlı STK.ları,  Uygur ve Kazak Türklerinden yetenekli siyasi aktivistleri de bu süreçte zengin bir deneyim kazanmış oldular.

Şimdi yapacağımız en önemli girişimleri şöyle sıralayabiliriz ;

1- Yaşadığımız ülkelerin parlamentoları ile temas kurmak ,onları sürekli bir program dahilinde ziyaret ederek onlara Doğu Türkistan’daki dramatik durumu anlatmak,

2-  Siyasi partileri ve Milletvekilleri ile birebir iletişim kurarak Çin’in halkımıza yönelik baskı,zulum ve soykırım uygulamaları hakkında onları devamli bilgilendirmek ve onların bu konuda harekete geçmelerini sağlamak.

3- Ülkemizde Çin esareti altında varlık mücadelesi vermekte olan halkımıza bu konuda destek ve katkı sağlamak adına yaşadığımız ülkelerin de ABD.örneğinden yola çıkarak benzer UYGUR İNSAN HAKLARI VE SİYASETİ YASASI’ın çıkarlamalarını sağlamak.

4- Doğu Türkistan’daki insanlık dramına ilgi ve Uygurlara sempati duyan dost ülkelere heyetler halinde gidilerek onların da bu konuda harekete geçmelerini sağlamak

5- Bu konuda bize destek olma ihtimalları kuvvetle olan ülkeleri şöyle sıralayabiliriz ; Rusya, Hindistan, Malezya, Endonezya Japonya,Katar ve diğerleri

6- Bu ülke parlamentoları ile görüşmeler yapmak için heyetler yollnablir

7- Bizim sorunlarına ilgi duyabilecek ve destek olabilecek ülkelerin Ankara,Berlin.Brüksel ve Washington Büyükelçilikleri ziyaret edilmeleri ve sorunlar onlar kanalı ile ilgili ülkelere iletilebilir

8- Bu konuda olumlu sonuçlara ulaşabilmek için günümüzde etkili ve uluslar arası ilişkilerde güçlü olan ülkler ; ABD, Kanada, Avustralya, Türkiye, Japonya, Avrupa Birliği, Rusya, Hindistan ve diğerleri olabilir.

9- Bu ülkelerin destekleri elde edilebilirse ve bu ülke yönetimlerinin dikkatleri Doğu Türkistan sorununa çekilebilirse ve onların gözleri Uygurlar üzerinde olursa Çin yönetimi soykırım uygulamalarını bundan sonda sürdürmeye cesaret edemezler diye tahmin ediyorum.

10- Gelecekteki faaliyetlerimiz konsunda olumlu ve neticeler alabilime noktasında özellikle Japonya, Türkiye, Rusya ve Hindistan’ın Uygurlar konusunda ABD ile birlikte çalışılmasının sağlanması bizi Uygurların kaderinin olumlu yönde değişmesinde hayatı önem taşır.

Çin, aslında bizleri ; Uygurları.Kazakları,Kırgizları ve diğer ülkemizde yaşayan halkımızı yok etmekten korkmuyor. Çin,dünyanın ve uluslar arası toplumun Doğu Türkistan’daki bu katliam uyguyalamalarını bilimesinden ve görmesinden korkuyor. Faşist soykırımın gerçeklerini geçmişte şahit olan ve bu tür insanlık dışı uygulamalar konsunda hassas olan ülkeler üzerinden giderek bu gerçekleri Çin’in yüzüne karşı haykırmak ve onu mahkum etmek çin için çok daha da korkutucu olacaktır.

 Çin İşgal yönetimi Anavatanımız Doğu Türkistan’da yaşam mücadelesi veren Uygurlar, Kazaklar ve diğer Türk halklarımız ile bizlerin ; yanı yurt dışında yaşamak zorunda kalanlar arasındaki ilişkileri 4 yıl öncesinden tamamen koparmıştır. Doğu Türkistan’ı ise dünyadan tecrit ederek bir üstü açık Çin Toplama/Nazi kampı haline dönüştürmüştür. Bu üstü kapalı Kamplarda esir tuttuğu Kardeşlerimize karşı etnik soykırım cinayetlerini sürdürmektedir.

Doğu Türkistanlı Uygurlar,Kazaklar,Kırgizlar ve bu ülkeyi vatan olarak kabul eden bütün Türkler dünyada sadece gücün değil, aynı zamanda adaletin de olduğunu ABD’nin çıkardığı Uygur İnsan Hakları ve Politikası yasası ile bir kez daha görmüş olduk. Bu adalet kervanına katılabilecek daha bir çok ülkenin olduğunu görmeli ve buna da inanmalıyız.

 Uygur Türklerinin şu ata sözünü unutmayalım: ” Bebek ağlayınca Anne emzirmesi gerektiğini hatırlar.”
Muhaceret hayatı yaşayan yurtdışındaki bütün Doğu Türkistanlılar için Çin’e karşı kapsamlı ve kolliktif bir diplomatik atak başlatma zamanı gelmiştir. O gün bugündür.

19 Haziran 2020- İstanbul

Etiketler: » » » » » » » »
Share
770 Kez Görüntülendi.