Son Dakika
Furkan DAYIOĞLU
Hong Kong yüzyılı aşmış bir zaman diliminde İngilizlerin en gözde sömürgesiydi. İngiltere 1997 yılında belli şartlar altında Hong Kong’u Çin’e devretti . Çünkü İngiltere bu yüz yıllık sömürgesinden kısmen idari olarak vazgeçse de ticari olarak dışlanmayı asla kabul etmedi.
Yaklaşık bir yıl kadar önce Hong Kong’ta devam eden Çin Komünist Partisi iktidarına karşı yapılan gösterilerde son günlerde Doğu Türkistan’ın ay yıldızlı gök bayrağı ve bu ülkedeki Çin baskı zulüm ve soykırım uygulamalarını protesto eden pankartlara rastlamaktayız. Aslında bu gösteriler Doğu Türkistan için değildir ve Hong Kong Doğu Türkistan için toplanmıyor. Hong Kong kendisi için toplanıyor. Bu zamana kadar nerdelerdi? Çin’in ipeği yumuşaktı, ne ara o ipek ilmik oldu? Hong Kong’lu Çinlilerin 2020’de hükümet ve kabineleri değişecek. Bu zamana kadar sokaklardan ayrılmaya ve protestolara son vermeye zerre lüksleri yok çünkü Çin’in bölgedeki özerk statüye son vermesi söz konusu. Onun için her gündemi, her olayı eyleme dönüştürmeye ihtiyaçları var. Ve ben Hong Kong meselesinde Çin’i kabahatli bulmuyorum.
Çünkü; Hong kong’da genel seçimler yoktur, yerel seçimler vardır. Bu yerel seçimleri kazanan adaylardan Çin yönetimi 1200 kişilik bir komite kurar. Bu komite Hong Kong’daki hükümet ve kabineyi belirler. Yani halkın seçtiği yerel adaylar siyasi yapı gereği komiteye girer ve ardından Hükümeti kurar. 1996’dan 2016’ya kadar Hong Kong’daki idare “halkın verdiği yetkiyle” Çindeydi. Eğer Çin Hong Kong’un özerk statüsünü yok edecek yasa tasarılarını icat etmeseydi bugün Hong Kong’da olay yoktu, protesto yoktu. Kasım 2019’daki yerel seçimleri ezici bir çoğunlukla Çin karşıtları kazandı. 452 yerel yönetim sandalyesinin 344’ünü Çin karşıtları, 58’ini Çin yanlıları kazandı. Yani 2020’de hükümeti kuracak ve kabineyi belirleyecek olan 1200 kişinin %76’1’i Çin karşıtı olacak. Böylece Hong Kong Çin kıskancına seçimle ve demokratik yollarla girmekten kurtulabilecek.
Kısacası Hong Kong 10 milyon kişi ile bir Doğu Türkistan mitingide yapabilir. 20 sene bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi ile Çin’i kendi eliyle başına bela etmiş bir millet, Çin’in soktuklarına sessiz kalmış bir millet şimdi Çin mağduru olan Uygurları, Tibeti dünyaya örnek göstererek “Benim elimi bırakmayın, bende bunlar gibi olmayım” mesajını veriyor. Hatta adeta yalvarıyor.
Kaynak : Sayın Furkan Dayıoğlu’nun kişisel sosyal medya hesabi
Etiketler: Çin » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SoykırımBENZER HABERLER