Son Dakika
Uygur Bölgesel yönetimi Adli İdaresinin WeChat hesabına gönderdiği bu fotoğrafta, Çin’in ” Yeniden Eğitim Merkezi” olduğunu iddia ettiği ve aslında bir Toplama kampı olan hapiste tutulan ve zorla Çince Sunumları dinlemek zorunda olan Uygurlar, Hoten kenti – 2017
Drew Pavlou
İkinci Dünya Savaşı’nın başlarında, elit İngiliz dış politika kuruluşları , Alman faşizminin yükselişinin onun doyurmak için izlenecek bir temyiz politika ile sonlanabileceğini umuyordu. Tarih, bu görüşün hepimiz için nasıl hüsranla sonuçlandığını kaydeder. Nazi Almanyası’nın insanlık ve medeniyete yönelik öfkeli saldırısı, Avrupa’nın ahlaki evrenini parçalayarak on milyonlarca insanı öldürdü. Bu savaş Öngörülebilirliği ile daha ahlaki açıdan özellikle felaket haline getirilmiş bir helaketti.
İngilterer Başbakanı Winston Churchill’ı bu konudaki şu erken teşhis ve stratejisi kendisini meşhur etti: “ Birileri timsahı yeterince ve iyi beslerse, en sonunda kendisini yanı iyi besleyeni yer !”
Ne yazık ki, günümüz dünyası ve özellikle Başbakan Scott Morrison’nun hepimizin izlemekte olduğumuz Çin’e karşı pasif tutumu Çin yönetimini giderek daha agresif, acımasız bir soykırımcı ve zalim bir Çin olarak karşımıza çıkarıyor. Bu durum 2.dünya öncesindeki dünyanın tutumu ile Churchil’in bu kehanet gibi sözleri ile bire bir örtüşüyor. 2019 yılının Mayıs ayına girerken Hong Kong halkının başlattığı demokratik protestolarına karşı İngiltere’nin anlaşılmaz ve pasif tutumu hala devam ediyor ve Hong Kong halkına destek mahiyetinde de olsa herhangi bir olumlu ifade bildirmeyi reddetmiş bulunuyor. Hong Kong’dan servis edilen son görüntülerde silahlı çevik kuvvet polisi, yönetimlerini barışçıl bir şekilde protesto eden öğrencilerin kafataslarını kaldırıma çarptığını gösteriyor. Bu görüntülere karşısında dahi İngiltere protestocuları “barışçıl” olmaya çağırdı ve “ protesto gösterilerinin azaltılmasını” istedi .
Çin devlet medyasının Hong Kong’taki gösterilere müdahale amacı ile Shenzen sınırındaki askeri yığınak yaptığı ve göstericileri tehdit ettiğine dair açıklamalarına hep birlikte dinledik.Üstelik,Çin sınıra yüzlerce tank ve zirhlı araçlardan oluşan büyük bir orduya konuşlandırdı. Richard Di Natale’nin hükümetin Avustralya’nın 18.839 Hong Kong’lu gösterilere kalıcı bir sığınak önerdiğini ve bu kararın bir tür “erken önlem ” olduğunu söyledi. Hong Kong’lulardan Avustralyalılarının korkacak hiçbir şeyleri yoktur. Morrison, Çin’in ” Halkın Kurtuluş Ordusu kaçınılmaz olarak Hong Kong’a saldırırsa ve Hong Kong halkının ailelerini ve sevdiklerini katletmek için şehre indiğinde “kaygıları” ifade eden mülayim bir ifade yayınlayacaklarından dolayı rahatlayabilirler.
Scott’ın Çin yönetiminin Uygur bölgesindeki insani felaketi günden günden arttırdığı ile ilgili bir soruya verdiği yanıt ise daha da çarpıcı ve düşündürücü. Önümüzdeki süreçte Çin’in bölge’de yapacağı etnik bir soykırım için tüm şartlar Uygur bölgesinde fazlası ile mevcut, Çin Komünist Partisi, eyaletteki en az bir milyon Uygur Müslümanını sırf müslüman Türk etnik kökeninden olduğu için toplama kamplarına hapsetmiş durumda. Etnik Uygurların gündelik hayatlarına müdahale ettiği geniş bir Orwell’in tahmin ettiği gözetim sistemi işletiyor. Toplama kamplarında hapsedilen insanlar Orada, köle gibi haksız olarak zorla çalıştırılıyor. Fiziksel ve psikolojik işkenceye tabi tutuluyorlar.Son raporlar, Çin devletinin Uygur halkına gruplar halinde ve kollektif bir tarzda onların nesillerinin devamı için gelecekteki doğumları önlemek için zorunlu kürtajlar ve sterilizasyonlar ve çeşitli yöntemlerle kısırlaştırma uygulamalarına da başladıklarını da gösteriyor. Bütün bunlar tüm ve bütün bir etnik insan topluluğunun geleceklerini ve insanı varlığından yok etmek için açık ve net bir insanlığa karşı işlenmekte olan bir cinayet. Çin devleti Uygur bölgesinde “Yeniden Eğitim Merkezleri” adı ile işlettikleri bu toplama kamplarını istediği zaman ve her hangi bir anda çok kolayca “Ölüm Kamplarına ” dönüştürülebilir.
Barış, Hong Kong ve Uygur halkına ihanet ederek asla güvence altına alınamayacaktır.
Scott Mitchell’le yapılan röportajda Çin’in Müslüman Uygur halkına günden güne artarak devam eden baskı ve zulmü hakkındaki görüşlerini şöyle cevaplandırdı ; ” “Etrafımızı gözetlemek ve dünyayı dolaşıp her ülkenin kendi şovlarını (uygulamalarını) ve bunu nasıl yaptıklarını söylemek ve sorgulamak bizim işimiz değil. Çünkü, Çin’i biz yönetmiyoruz.”
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da Ağitim merkezleri adı ile açtığı bu işkence kamplarındaki baskı,zulüm ve soykırım uygulamaları rekor oüzeye ulaşmış bulunuyor. Bu durum göz önüne alındığında, savunmasız etnik Müslüman Türk azınlıkların temel ve insani haklarına karşı bu kadar ihmalkar ve olumsuz anlamda cüretkar bir duruş ortaya koymasına doğrusu pek de şaşırtmamıştır. Ancak Uygurlara yönelik bu soykırım karşısında onlara karşı hiç te ahlakı olmayan ve takınılan bu tavır Avustralya’nın dünyadaki ahlaki değerler bağlamında bu ülkenini Liderliğinin kesin olarak sona erdirmiş olduğu sonucunu temsil ediyor.
Nihayetinde, Scott’ın giderek daha otoriter ve kana susamış bir Çin’le yüz yüze gelmesi stratejisinin ana hatları (ya da bunların eksikliği) böylece belirginleşiyor. Hong Kong’un ezilmesine izin verecek ve Hong Kongluların kanlarının sokaklarda oluk gibi akmasına sessiz kalacak. Uygur bölgesinde yaşayan Uygur Müslümanlarına karşı onlarca yıldır(1949’daki ÇKP. işgalinden beri) Çin’in baskı,zulüm ve soykırım cinayetlerini dünyanın görmediği ve duymadığı bir gerçek. Bu insanı ve ahlaki olmayan tavır,Çin’in daha da soğukkanlı bir şekilde etnik Müslüman Türk soykırımı ile binlerce yıldır bu bölgede yaşayan Etnik Müslüman Türklerin toptan jenosid ile imha etmesine izin verecek. Ağzını ve gözünü bu kadar kapalı tutacak ve bu körlük ve sağırlığın bedeli olarak ticaret akışlarının durgunlukla karşı karşıya kaldığımız günümüzde onun pes etmemesini sağlamak için Pekin’e koşacağı kesindir.
Dünya Çin Timsahının bu kadar çok ve aşırı kan emmesi ile onun doyacağını zannediyor. Çin Tımsahının kan emme sıradaki kendisine ve bize asla gelmeyeceğini iddia ediyor. Dünya bu konuda çok yanılıyor ve yanlış yapıyor. Şunu asla unutmayalım ki,Barış, İkinci Dünya Savaşı arifesinde Münih İhaneti tarafından güvence altına alınmadı mi ?
Barış, Hong Kong ve Uygur halkının en zor ve umutsuz bir devresin de onlara ihanet ederek asla güvence altına alınamayacaktır.
Umarız Morrison çok geç olmadan bu konuda uyanır ve gerekenleri yapar.
Kaynak : https://theqlder.com/2019/09/08/scott-morrison-hopes-the-crocodile-will-eat-him-and-us-last/amp/?_P
Etiketler: Çevre Sağlık » Çin » Dünya » Edebiyat » Genel » Gündem » insan hakları » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SanatBENZER HABERLER