Son Dakika
Mihrigül Tursun 29 yaşında Doğu Türkistanlı bir Uygur Türkü Hanıım .Yüksek öğreniminden sonra Merkezi Çin’deki bir şirkette çalışmaya başladı.Daha sonra Mısır Vatandaşı olan bir Uygur Türkü ile evlendi ve Mısır’a yerleşti. 15 Mart 2015’de üçüz bebeklerini alarak Mısır’dan Doğu Türkistan’ın petrol ve doğal gaz üretim ve dağıtım merkezi Korla’nin Çerçen ilçesinde yaşayan ailesini ziyaret için ülkesine geldi. Urumçi hava alanında uçaktan iner inmez Çin işgal polislerince hemen tutuklanarak hapsedildi ve Çin’in çok ağır baskı zulüm ve işkencelerine maruz kaldı. 25 Ağustos 2015’de Üçüz çocuklarından birisinin vefatı üzerine şartlı olarak tahliye edildi. Üçüzlerinden birisi bakımsızlıktan ölmüş diğer ikisi ise,çok hasta durumda idi. Cep telefonu ve pasaportuna el konuldu. 28 Nisan 2018 tarihine kadar toplam 3 kez aralıklarla Çin Nazi Kamplarına kapatıldı. Kamplarda psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldı. ve sara hastalığına yakalandı. Bu arada ruh sağlığı de bozulmuştu. Bunun üzerine Çinli işgalcılar ana babası ve tüm aile bireylerini rehin alarak kendisini Çin Nazi Kampından serbest bıraktı. Daha sonra Mısır Vatandaşı olan eşinin çabaları ile ve 2 çocuğunu alarak Mısır Elçiliğinin himayesinde 28 Nisan’da Mısır’a geldi. Üçüzlerinden birisinin donmuş cesedi daha sonra kendisine teslim edildi. Eylul ayında ise ABD’e gelerek yerleşti.Mihrigül Tursun’in hiç bir siyasi veya ideolojik bir bağlantısı yoktu.Üçüz çocuğunun bakımı ile meşguldu. Suçu Mısır’a yerleşerek yurt dışında inancına uygun ve özgürce yaşaması ve ailesini ziyaret için ülkesine geri gelmesi idi. Mihrigül Tursun bunun için ÇKP Faşizminin düşmanı idi ve o bu sebeple Çin Nazi Kamplarına kapatılarak cezalandırılmalı idi. Allah onun Üçüzlerinin yüzü suyu hürmetine onun için bir mucize nasip etti. Bakımsızlıktan hasta olan 2 çocuğunu yaşaması için onu Çin Nazi Kamplarından kurtardı. Ana Baba ve tüm ailesi Çin işgal yönetimince rehine alınması karşılığından Çin Nazi Kampından serbest bırakıldı.Kendi deyimi ile bu kurtuluş çocuklarının Mısır Vatandaşı olmaları sebebiyle adeta bir mucize idi. Pekin’deki Mısır Elçiliğinin himayesinde 28 Nisan 2018’de Kahire’ye gelebildi.Mısır hükümeti islam dini öğrenimi için ülkesine gelen yüzlerce Doğu Türkistanlı öğrenciyi 2017 yılında Çin Ajanları ile işbirliği yaparak tutuklamış ve Çin’e iade etmişti.Belki de Çin, Mısır yönetimine bu işbirliği ve hiyanetinin karşılığının diyetini ödüyordu kim bilir ? Her neyse ki sonuçta Mihrigül Tursun Çin’in Doğu Türkistan’daki Nazi Kampı Cehenneminden kurtulmuş ve özgürlüğüne kavuşmuştu.
Mihrigül Tursun da Çin Nazi Kamplarının mağduru Doğu Türkistan asıllı kazak Türkü Ömir Bekali gibi vatandaşı olduğu özgür ve bağımsız Kazakistan’da Çin baskı ve şantajları yüzünden kalamadığı gibi Mihrigül de Mısır’da yaşaması mümkün olmadı . ÇKP’nin yedi kollu faşizmi Doğu Türkistanlılara sadece kendi ülkelerinde değil, her ülke’de zülmediyor şantajlar korku salabiliyor ve tehditler savurabiliyordu. Mihrigül Tursun da Mısır’da aynı Çin şantaj ve tehdidi ile karşılaştı ve en sonunda Daha sonra ise 21 Eylul 2018’de ABD’ye iltica etmek zorunda kaldı.
Mihrigül Tursun Kazak Türkü Ömir Bekali’den sonra ÇKP Faşizminin Nazi Kampı cehenneminden kurtulan ilk Uygur Türkü kadın mağdur idi. ÇKP’lı işgalcıların Doğu Türkistan’daki insanlık dışı cinayetlerini insanlık alemi ile uluslar arası topluma anlatarak soykırımın ifşa edilmesi için büyük katkılar sağlamayı sürdürüyor. Mihrigül Tursun yaşadığı ABD’de başından geçen acı ve istırap dolu hayat hikayesini 31 Ekim 2018’de Özgür Asya Radyosu muhabiri Gülçehre Hoca’ya anlattı. Muhabir Gülçehre Hoca onun başından geçen bu çok çarpıcı ve aynı zamanda dramatik olayı ” Çin’in Cehenneminden Özgürlüğe ” başlığı ile bir belgesel hikayeye dönüştürdü. Bu belgesel hikayenin 2.bölümünü siz okuyucularımız ile aşağıda paylaşıyoruz.
Mısır’dan Doğu Türkistan’a Gidişi
Mısır vatandaşı olan eşini ülkesinde bırakarak biri kız üçüz çocuklarını alarak yıllardan beri görmediği ailesini ziyaret etmek için Doğu Türkistan’ın Korla Vilayetine bağlı Çerçen İlçesinde yaşayan ailesinin yanına gelmek için Kahire’den uçakla Urumçi’ye geliyor. 13 Mayıs 2015 günü geldiği Urumçi hava alanında Uçaktan iner inmez Çin işgal polislerince tutuklanıyor.Pasaportuna ve tüm eşyalarına el konularak Urumçi yakınılarındaki Hicasen Hapishanesine kapatılıyor.
Daha birkaç aylık olan Üçüzler annelerinden zorla ayrılarak ana sütünden mahrum ediliyor.Bu arada anne sütünden mahrum ve bakımsız bırakılan üçüzlerin üçü birden hastalanıyor.Bu ara Mihrigul Tursun 25 Ağustos 2015’de aniden serbest bırakılıyor ve üçüzlerinin tedavi edildikleri Çocuk Hastanesine getiriliyor. Bu arada çocuklarının ağır hasta olması sebebiyle çocuklarına bakabilmesi için ailesinin kefaleti ile ev hapsinde serbest bırakılıyor. Hastaneden ayrılırken, bakımsızlıktan ölen Muhammed adlı oğlunun dondurulmuş cesedi kendisine teslim ediliyor.
Mihrigül Tursun’a Ağır İşkenceler Yapılıyor
Hapiste kaldığı 3 ay içesinde dafalarca en ağır sorgu teknikleri ile sorgulanıyor. Bu arada fiziki ve pisıkolıjik işkencelere maruz kalıyor.
Mihirigül Tursun Kendisine ve diğer Türk mahkumlara uygulanan işkence çeşitlerini ise şöyle anlatıyor ;
Mihrigül Tekrar Tutuklanıyor ve Nazi Kamplarına Kapatılıyor
Yüksek öğrenimli ve eğitimli bir Uygur aydını olan Mihrigül Tursun hayatında bir tek kez bile karakola gitmemiş ve hiçbir yasa dışı eylemde bulunmamış bir kişidir. Mihrigül Tursun kendisine yapılan bu insanlık dışı muamelelerin sebebini ise şöyle açıklıyor ; “ Bana yapılan bu insanlık dışı baskılar,zulüm ve işkenceler ve uygulanan bu acımasız ve adaletsiz muamelelerin tek sebebi Mısır’a gelin olarak gitmem ve kendi inancımı ve kültürüme Uygur olarak yaşamak istememdir.Çünkü Çin işgal polis ve işkencecilerinin bana yönelttikleri sorulardan bunu anladım.”
MihirigülAilesinin kefaleti altında ve kendi evinde göz hapsi hayatı yaşarken,Nisan 2017’de Çin’in Çerçen Gizli Güvenlik Örgütü elemanlarınca tekrar tutuklanıyor ve Çin Nazi Kamplarına tekrar kapatılıyor. Burada kaldığı 3 ay zarfında çeşitli psikolojik ve fiziksel işkenceler,ırkı ve dini aşağılanmalar ve hakaretler sebebiyle psikolojisi bozuluyor ve tutkaklık ( Despasyon ve Kriz Nöbeti) hastalığına yakalanıyor .Bunun üzerine kendisine tedavi olma izni verilerek Çin Nazi Kampından serbest bırakılıyor.Ancak,bu serbestlik de çok kısa sürüyor ve Ocak 2018’da 3.kez tutuklanarak Toplama kampına hapsediliyor. (2.bölümün sonu.yazı devam edecek.)
Etiketler: Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER