logo

trugen jacn

TANIK Dr. ENVER TOHTİ : ÇİN ORDUSU UYGUR TUTUKLULARI ORGANLARI İÇİN KATLEDİYOR

Dr. Enver Tohti, Çin’in  Uygur bölgesinin başkenti Urumçi’de  bir Hastanede  cerrah olarak çalışırken, kişisel olarak Uygur mahpuslarının organ toplama işlemini gerçekleştirdi. Bu teknikler daha sonra ifadelere göre  hapishanede bulunan Falun Gong müritlerine de uygulandı.      (Li Zi / Epoch Times)

 Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

“ Çin’de birisi bir organa ihtiyaç duyduğunda, o gün  Hapishane’de tutulan bir tutuklu veya hükümlü  birileri mutlaka  ölecek.”  İsabel Van Brugen
                                                                                                
Dr. Enver Tohti,  Uygur bölgesinin  başkenti    Urumçi’de  bir  Hastane’de cerrah olarak çalışırken, kişisel olarak Uygur  hükümlülerin  organlarını  toplama işlemini gerçekleştirdi.  Anlattığına göre bu  işlem ve teknikler  daha sonra  Hapishanede bulunan Falun Gong  müritleri için  de  uygulandı. (Li Zi / Epoch Times)
Tanıklar, Çin Ordusunun Organları İçin Uygurları Katletmekten Çekinmediklerini  Söylüyor. 
Dr.Tohti Çin’in kuzeybatısındaki Uygur bölgesindeki  gizli “ Yeniden Siyasi  Eğitim” kamplarında gözaltına alınan Uygurların  organlarının 1995 yılında  yürürlüğe konan bir yasal prosedüre göre  ameliyetla alınmakta   olduğunu,bu organ satma işleminin  eskiden beri  Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından   devlet hazinesine gelir (kar için) sağlamak için yapıldığını ifade ediyor.

Eski Uygur cerrah Dr. Enver Tohti, 23 yıl önce  çalıştığı  Hastanede düşman olarak tanımladıkları  Uygur mahkum ve tutukluların Karaciğer ve  ve böbreklerini  zorla çıkararak satmak için  canlı mahkumların bu organlarının alınmasını Baş Hekim/Cerrah tarafından emredildiğini ve kendisinin de verilen bu görevi  yerine getirmek zorunda kaldığını söylüyor.

ÇKP’nin Sincan’ın etnik azınlıklarına yönelik baskıcı politikaları tırmandırmasıyla ilgili Epoch Times’a konuşan Tohti, “ Çin’in bu  Canlı organ toplama ve satma”  işleminin  halen  de eskisi gibi devam ettirdikleri inancında olduğunu belirtiyor.  “ÇKP,  yönetiminin  bölgede yaşayan  ve Türkçe konuşan etnik Müslüman Uygurların organlarını çalarak satma uygulamasının normal bir  işlem olarak yıllardan beri sürdürüldüğünü de söylüyor.

Çin  Uygurların Organlarını Etnik Soykırım Amacı İle  Zorla Alıyor

Dr.Tohti,  Çin’in bu acımasıız organ çalma ve satma işlemini  neden  yapmış olabileceği yolundaki sorumuzu ise şöyle cevaplandırdı ; “ Çin yönetimi  kendilerine  organ temin etmeleri yolunda talep geldiğinde  veya kendileri satmak için ihtiyaç duyduğunda  o  gün derhal bir Uygur mahkumu katlederek organlarını canlı olarak sattığını ve bu acımasız ve insanlık dışı uygulamayı  ise ÇKP yönetiminin ırkçı ve ayırımcı   düşünce ve tutumu sebebiyle yaptığını de belirtiyor.

Bir Milyon Uygur ve Kazak Kamplarda

ABD Kongresi-Çin İşleri  Komitesi  ve Birleşmiş Milletler tarafından  açıklanan  rakamlara göre,  halen Uygur bölgesinde “1 milyondan fazla”  Müslüman Uygur ve Kazak’ın   hiç bir yasal dayanak olmadan  hapiste olduğunu belirtiyor.  Çin’in internet üzerinden 9 Ekim 2018 tarihinde  yaptığı açıklamalara göre ise  kendilerine yöneltilen bu suçlamaları ilk kez kabul ve itiraf ediyor.  Bölgede yaşayan Müslüman azınlıkları   hukuk kuralları işletilmeden ve yargısız   bir şekilde  gözaltına almaya devam edildiğini bildiriyor.

ÇKP yetkilileri,  Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman azınlık  halk arasındaki kitlesel tutuklamaların, devletin ülkedeki  “dinsel aşırılık- Etnik  Ayrılıkçılık ve Terörizm” ile mücadele  kapsamında  ve ayrıca “ Üç Kötülük’e ”  karşı önlem alma operasyonlarının bir parçası olduğunu ileri sürüyorlar.  Bölgedeki Uygurlar ve diğer etnik azınlıkların çoğunluğu İslam dinine inanıyorlar . ÇKP’nin “aşırılıkçıların  tehditleri”   iddialarının   nedenleri, bölgedeki Uygurlar ve diğer azınlık gruplarını bu gerekçeleri ileri sürerek  daha sıkı ve daha  katı  bir şekilde kontrol  ve gözetmek   olduğu anlamına gelmektedir.

ÇKP yönetimi aylardan beri kendilerine yöneltilen Toplama Kampların  ve Eğitim Tesislerinin  varlığını reddediyorlardı. Ancak,  Bölgesel Yönetim  yetkilileri 9 Ekim’de  bu  kampların varlığını  resmi olarak “ Mesleki eğitim merkezleri ” olarak  tanımlayarak kabul etmiş bulunuyor.  Bu kamplarda   hapsedilen  tutukluların  her zaman  risk altında olduğuna inanılıyor.Ancak,Çin  bu tutukluları “ Mesleki yönden eğitmek ve  Yeniden dönüştürmek” için kullanılmakta olduğunu öne sürüyor.

Eski tutuklu Uyghur Omir Bekli

Toplama Kampı Mağduru Ömir Bekali’in Anlattıkları

İş seyahati yapmak   ve Ana babasını ziyaret etmek amacı ile gittiği Uygur bölgesinde tutuklanan önce 7 ay hapiste tutulduktan sonra Toplama kampında bir ay kadar tutulan  ve daha sonra vatandaşı olduğu Kazakistan yönetiminin girişimi ile serbest bırakılan   54 yaşındaki bir Kazakistan uyruklu eski Uygur bölgesi sakini Ömir Bekal  Epoch Times’a  şunları açıklıyor ;

” ÇKP yönetimi Toplama Kamplarına hapsettiği  tutukluları  iki gruba ayırıyordu ;

1.- Yurt dışında  yaşayan aile üyeleri bulunanlar

2. Yurt dışında yaşayan  aile üyeleri olmayanlar.

ÇKP yetkilileri bu   sınıflamalara göre tutukluların organlarını çalıyorlar.  Böylece “organ  çalma-satma ”  işlerini   daha sorunsuz  icra edebiliyorlar. Böylece  ülke dışından yakınları olanlardan  kimseyi  organları için  öldürmüyorlar.  Ancak,yurt dışında kimi ve kimsesi olmayanların organlarını  sormadan ve sorgulamadan organ çalma işini yapıyorlar. Bekail  bunları anlatırken  canlı organları çalınarak satılanlardan bazılarının isimleri bildiğini ancak onların can  güvenliğinden  endişe ettiği için isimlerini  açıklayamayacağını de ifade ediyor.

Yurt dışında (Denizaşırı ülkelerde örneğin ABD,Kanada veya Avustralya) yaşayan  aile üyeleri olmayan tutuklulara  “arkalarında numaralandırılmış” üniforma verildiğini ve  bu numaralandırılmış kıyafetleri ile ” Tıbbi Kontrol ”  için hastaneye gönderildiklerini söylüyor.

Dr,Tohti . Çin, Yurt Dışında Yaşayan Yakınları Olanların Organlarını Çalmaktan Çekiniyorlar

İngiltere’de yaşayan  Dr.Enver Tohti,  ÇKP.işgal yönetiminin tutukluların bazılarının yurt dışındaki bağlantılarına dayanarak  onları  ayırmalarının sebeplerini ise şöyle açıklıyor ; Tutuklunun organları alındığı takdirde bu kişinin yurt dışında yaşayan yakınları  bu durumu medyaya yansıtarak Çin aleyhinde kullanabileceğini belki de  uluslar arası toplumun bu  cinayeti  öne sürerek Çin’in içişlerine uluslararası  düzeyde karışabileceği ve  tepki gösterebileceğini ve  Çin’e baskıların sürdürmesine yol açabileceği  mantığı ile  böyle farklı uygulamalar yaptığını düşünüyorum. ÇKP,  tutukluların yurt dışındaki aileleriyle temas kurup kurmadıklarını biliyorlar ve sürekli takip ediyorlar. Aileleri  bu detayları  dünyaya anlatacaklarından çok endişe ediyorlar. Bu durum ise,ÇKP.yönetimini çok zor duruma sokabilecektir.”  dedi.

Bölge’de Yaşayan  Müslüman Azınlıklara Karşı  Sıkı Sağlık Kontrolleri Yapılıyor
Eylül 2016’dan itibaren, Sincan’daki Çinli yetkililer, “Genel Halk Sağlığı Muayene Projesi” veya “Genel Sağlık  Projeler için Fiziksel Uygulamalar ” adlı bir kampanya düzenleyerek 12 – 65 yaş arası  azınlık  Uygur Müslümanlara   ” ücretsiz zorunlu sağlık kontrolü Hizmetlerini ” zorla dayatıyor.

Özgür Asya radyosunun (Radio Free Asia -RFA) bu uygulamalar ile verdiği haber şöyle ;  ” Genel sağlık taramasından geçirilen Uygurların kalp,  Kan gurubu, DNA, idrar ve elektrokardiyogram, x-ışınları ve ultrason aygıt ve yöntemleri kullanarak kan şekeri dahil tüm verileri elde edilerek  veribankasında arşivleniyor.”

Dr.Tohti ÇKP yönetiminin bu örnekleri belirleme ve arşivleme işlemleri için şu ifadeleri kullanıyor ;  “ Uygurlara yönelik   doku eşleşmesi yaptıklarından şüpheleniyorum. Çünkü,bölgede yaşayan her Müslüman Uygur ve Kazak bu genel sağlık Taramasını  yaptırmak zorunludur  ve bu işlemden kimsenin  kurtulması ve yaptırmaması  asla  mümkün değil.Bu işlemlerde Kimse bağışlanmaz, zorunludur. “diyor.

Çin’in devlet medyası Xinhua , 2017 yılında Tibet’teki nüfusun yüzde 90’ında benzer sağlık kontrolleri gerçekleştirildiğini bildirdi .

Xinhua ayrıca ,  bu testlerden “ bölge halkının çok iyi şekilde  yararlandığını” ve “doktorların Tüberküloz tanısı koymasına yardım edebildiğini” de ayrıca iddia ediyor.

Geçtiğimiz Aralık/2017 ayında İngiltere Parlamentosunda  konuşan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa, biyometrik verilerin genel  olarak toplanmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

Isa, “Bu genetik bilgi aynı zamanda organ toplanmasını da kolaylaştırıyor, kan türlerini ve potansiyel Uygur mağdurlarının uyumluluğunu daha kolay bir şekilde karşılaştırıyor” dedi.

2006 yılından bu yana Kazakistan’da yaşayan ve 2008’de Kazakistan uyruğuna geçen  Kazak  vatandaşı   Omir Bekali, geçtiğimiz yıl  iş ve ana babasını ziyaret amacı ile gittiği Piçaan iliçesinde 2017 ‘in Mart ayında altı ay boyunca bir cezaevinde hapsedildi. Gözaltına alınmadan önce ağır ve çok sıkı  bir sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Karamay’da “yeniden eğitim” kampına götürüldü. Her gün kendisine  ağır işkenceler uygulandığını ifade ediyor.Bekali şunları belirtiyor ;  “Bir hastaneye götürüldüm ve üç saat  sıkı bir kontrol ve testlere tabi tutuldum. DNA’mı, kanımı, ciğerlerimi, kalbimi, böbreğim dahil bütün organlarımı ve tüm vücudumunu  kontrol ettiler ve hatta gözlerimi dahi incelediler. Bu işlemlerden  Çok korktum.Benim de organlarımın de  zorla almasından  endişeleniyordum. Çünkü  bu ülkede yaşayan herkesin Çin hükümetinin organ toplama konusundaki uygulamalarının içinde  yoğun bir şekilde yer aldığını biliyordum,Bu durum artık bölge’de bir  sır değil,herkesin normal olarak bildiği ve karşıladığı bir rutin uygulamadır.”

Bekail bu bilgileri İstanbul’da bir telefon görüşmesinde The Epoch Times’a anlattı.

Götürüldüğüm hastanede test ve kontroller yapılırken, Çok korkmuştum. Çünkü beni de diğer tutuklular gibi  organlarımı almak için beni anında öldürebileceklerdi.  Çünkü o kadar detaylı ve ani bir kontrol oldu ki bu o zamanki en büyük korkum oldu.” diye konuştu.

Bekali, bütün Korkularına rağmen,  yurtdışında aile üyesi olmayanların organlarının  daha çok çalındığını ve daha sıkı bir şekilde toplanmasının daha muhtemel olduğuna inanıyor.

Bekaili açıklamalarına şöyle devam ediyor ; “Hiç kimse ÇKP’nin ne yaptığını bilmez ve yaptıklarını da asla  kanıtlayamaz.Bu mümkün olmayan bir şey.  olamaz da. Belki de Çinliler, Çin dışındaki akrabalarının organlarını alırlarsa, sırlarının dünyaya ifşa olacağından tepki ve baskılara maruz kalabileceğinden korkuyorlar ”dedi.

  Çin, Organ Toplanması İşlemini  Resmi Olarak Kabul Etmiyor 
önceki yıllarda David Kilgour, Ethan Gutmann ve David Matas gibi bazı Uzmanlar  tarafından  hazırlanan  bir raporda ,  Çin yönetiminin her yıl on binlerce tutuklu ve hükümlünün organlarını zorla alarak sattığını bildiriyorlar.  Raporda,  organları alınan veya organları için öldürülenlerin kurbanların çoğunluğu Falun Gong müritlerinden oluştuğunu de belirtiyorlar. Bir tür dini inanış olan  Falun Gong, 1999’dan beri Çin komünist rejimi tarafından yasa dışı  ilan edilmiş ve de yasaklanmıştır. Bu inanış ağır ve ciddi şekilde bastırılan bir Budist okul meditasyon uygulamasıdır.2015 yılında Çin, idam edilen mahkumlardan organları toplamaya son vermeyi ve bunun yerine yalnızca “gönüllü” organ bağışlarına güvenmeyi vaat etse de , New York merkezli Çin Organ Nakli Araştırma Merkezi (COTRC) tarafından hazırlanan 2018 raporunda “gönüllü bağışların sayısı” Halen devam etmekte olan transplantların hacmini tedarik etmek için yeterli olmaktan çok uzaktır. ”Organ bağışları ve organ nakli arasındaki boşluğa  doldurmak isteyen  Çin , organ nakli için  azınlık  ve Falung Gong  mahkum nüfusunu kullanıldığı iddialarını  ise reddetmeye devam ediyor .

Rapora göre, Çin yönetimi  Mart 2010’da bir organ bağışı sistemi kurma yoluna gitti. 2017 yılı sonu itibarıyla, sistemin ABD verilerine göre “29 donörden daha az verim alabilecek” 373 bin 546 kayıtlı donörü vardı. Kayıtlı bağışçılardan yapılan bağışların oranı ise tam olarak bilinmiyordu. .

Transplantların yanı sıra COTRC, 2006 yılında Şangay Changzheng Hastanesi’nde bir karaciğer nakli için bulduğu  bir hastane  hasta takip formunda, bir haftanın ortalama bekleme sürelerini belirttiğini ve bu sürenin en kısa süre zaman aralığının ise  dört saat olduğunu bildirdi.

Dr.Tohti “  Tutuklu ve mahkumların Organların çalınarak satılması şu anda Çin’in en karanlık sırrı. Dört saat içinde organları nasıl teslim edebilirler? Tek mantıklı açıklama, ise   canlı organ stoklarının bol olmasıdır. ”Dedi . Ä°nsan organlarının taşınması için Xinjiang havaalanında ekspres şerit

İnsan organlarının   Hızlı taşınması için Urumçi  havaalanında  bulunan yol işareti (ekspres şerit)

Dr.Tohti  “Çin onları (Uygurları) öldürmek için bir bahaneye ihtiyaç duyuyor . Bence bu kadar çok insanın hiçbir şey yapmadan bekletilmesi ve beslenmesinın maliyeti onların  öldürülmesinin en önemli sebeplerinin başında geliyor.”

Zorla Alınan Organlar nereye gidiyor?
“Yeniden eğitim” kamplarında ölen Uygurların cesetleri hiçbir zaman ailelerine gösterilmiyor ve  cesetlerine  bakmalarına de izin verilmiyor. Bunu bir kaç Uygur ailesi  aynı şekilde  Epoch Times’a anlattı.

 Özgür Asya radyosu (RFA) tarafından Haziran ayında   yayınlanan bir raporda , bölgedeki ÇKP. yetkililerinin “ Bir çok çok  kıtlı devasa binaların  düzinelerce  güvenlik  görevlileri nezaretinde inşaatçılar tarafından hızlı bir şekilde inşa edilmekte ” olduğunu bildirdi.  Ayrıca, bölge’de konuşlu  Sincan Üretim ve İnşaat Kolordusu’nun (Bing Tüen = XPCC) resmi web sitesinde  1.52 milyon dolar değerinde  bin inşaat  yapımı için ihaleye çıkıldığı ve ihale için  müteahhitlerin beklendiği ” bilgisi yer alıyordu.

Bir ay önce, Urumçi’nin resmi  bir  kurumsal hükümeti internet sitesi, “ çok  iyi derecede  (ortalamanın üzerinde) sağlık şartlara sahip olan  , fiziksel ve zihinsel  özellikleri çok düzgün o ve son derece cesur olan 50 güvenlik personeli için alımı için bir ilan yayınladı.   İlan’da  alınacak Güvenlik görevlilerinin Urumçi’nin Uygurların çoğunlukta yaşadığı şehrin Saybağ bölgesinde  çalıştırılacakları ve   maaşlarının da  da normalin çok üzerinde (ayda 8 bin Yuan = 1,250 $. ) olacağı de ayrıca bildiriliyordu.

 “Gömme (Yeralt) Yönetim  ve Yakma Merkezleri”

Çin’in eski Toplama kampı mağduru Ömir Bekali  geçen yıl gözaltına alınırken  kaldığı Hapishanenin  altında  Gömme Yönetim ve Yakma Merkezlerinin bulunduğu“ bu tesislerde çalışmaların gece ve gündüz devam ettiğini ve yakma tesislerinde (Krematoryumlarda)  organları için öldürülen Uygur ve Kazak tutukluların  cesetlerinin yakılmış olduğuna inandığını açıklıyor. Buna dair başkalarından  “acil ve ciddi”  duyumlar aldığını de belirtiyor.

Toprak İş  Makineleri ile  Kazılıyor 

Yaşadığı İstanbul’dan  The Epoch Times’a konuşan Ömir Bekali şu çarpıcı bilgileri de veriyor ; “Yıllar önce, insanlar hapishanede öldüğünde, bedenleri ailelerine  teslim ediliyordu  ve böylece onların  defin işlemlerinin İslami  esas ve ritüellerie göre yerine getirebilsinler  deniyordu. Ama şimdi,  bunun tam tersi bir uygulama var.Hapishanede bir  çok insanın öldüğünü duyduk, ama  cenazelerinin hiç biri ailelerine verilmiyor  ve vücutlarının görülmesine de  müsaade edilmiyor.  Peki bu bedenler nerede? Eğer insanlara iade edilmezlerse, gömülmezlerse nereye gidiyorlar? Elbetteki  ÇKP  yönetimi bu cesetleri krematoryumda  yakıyor, ”dedi

Uygurların cenazelerinin Krematoryumlarda yakılmasının, sadece, gözaltında iken ölenlerin cenazelerinin  İslami ölüm törenleri yapmalarını  engellemek için mi ?  yoksa daha  başka rahatsız edici bir amaç mı olduğu ise,net ve  açık değildir.

Kaynak :  https://www.theepochtimes.com/witnesses-fear-ccp-murdering-uyghurs-for-their-organs_2699333.html? 

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
2678 Kez Görüntülendi.