Son Dakika
Dr. Enver Tohti, Çin’in Uygur bölgesinin başkenti Urumçi’de bir Hastanede cerrah olarak çalışırken, kişisel olarak Uygur mahpuslarının organ toplama işlemini gerçekleştirdi. Bu teknikler daha sonra ifadelere göre hapishanede bulunan Falun Gong müritlerine de uygulandı. (Li Zi / Epoch Times)
Eski Uygur cerrah Dr. Enver Tohti, 23 yıl önce çalıştığı Hastanede düşman olarak tanımladıkları Uygur mahkum ve tutukluların Karaciğer ve ve böbreklerini zorla çıkararak satmak için canlı mahkumların bu organlarının alınmasını Baş Hekim/Cerrah tarafından emredildiğini ve kendisinin de verilen bu görevi yerine getirmek zorunda kaldığını söylüyor.
ÇKP’nin Sincan’ın etnik azınlıklarına yönelik baskıcı politikaları tırmandırmasıyla ilgili Epoch Times’a konuşan Tohti, “ Çin’in bu Canlı organ toplama ve satma” işleminin halen de eskisi gibi devam ettirdikleri inancında olduğunu belirtiyor. “ÇKP, yönetiminin bölgede yaşayan ve Türkçe konuşan etnik Müslüman Uygurların organlarını çalarak satma uygulamasının normal bir işlem olarak yıllardan beri sürdürüldüğünü de söylüyor.
Çin Uygurların Organlarını Etnik Soykırım Amacı İle Zorla Alıyor
Dr.Tohti, Çin’in bu acımasıız organ çalma ve satma işlemini neden yapmış olabileceği yolundaki sorumuzu ise şöyle cevaplandırdı ; “ Çin yönetimi kendilerine organ temin etmeleri yolunda talep geldiğinde veya kendileri satmak için ihtiyaç duyduğunda o gün derhal bir Uygur mahkumu katlederek organlarını canlı olarak sattığını ve bu acımasız ve insanlık dışı uygulamayı ise ÇKP yönetiminin ırkçı ve ayırımcı düşünce ve tutumu sebebiyle yaptığını de belirtiyor.
Bir Milyon Uygur ve Kazak Kamplarda
ABD Kongresi-Çin İşleri Komitesi ve Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan rakamlara göre, halen Uygur bölgesinde “1 milyondan fazla” Müslüman Uygur ve Kazak’ın hiç bir yasal dayanak olmadan hapiste olduğunu belirtiyor. Çin’in internet üzerinden 9 Ekim 2018 tarihinde yaptığı açıklamalara göre ise kendilerine yöneltilen bu suçlamaları ilk kez kabul ve itiraf ediyor. Bölgede yaşayan Müslüman azınlıkları hukuk kuralları işletilmeden ve yargısız bir şekilde gözaltına almaya devam edildiğini bildiriyor.
ÇKP yetkilileri, Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman azınlık halk arasındaki kitlesel tutuklamaların, devletin ülkedeki “dinsel aşırılık- Etnik Ayrılıkçılık ve Terörizm” ile mücadele kapsamında ve ayrıca “ Üç Kötülük’e ” karşı önlem alma operasyonlarının bir parçası olduğunu ileri sürüyorlar. Bölgedeki Uygurlar ve diğer etnik azınlıkların çoğunluğu İslam dinine inanıyorlar . ÇKP’nin “aşırılıkçıların tehditleri” iddialarının nedenleri, bölgedeki Uygurlar ve diğer azınlık gruplarını bu gerekçeleri ileri sürerek daha sıkı ve daha katı bir şekilde kontrol ve gözetmek olduğu anlamına gelmektedir.
ÇKP yönetimi aylardan beri kendilerine yöneltilen Toplama Kampların ve Eğitim Tesislerinin varlığını reddediyorlardı. Ancak, Bölgesel Yönetim yetkilileri 9 Ekim’de bu kampların varlığını resmi olarak “ Mesleki eğitim merkezleri ” olarak tanımlayarak kabul etmiş bulunuyor. Bu kamplarda hapsedilen tutukluların her zaman risk altında olduğuna inanılıyor.Ancak,Çin bu tutukluları “ Mesleki yönden eğitmek ve Yeniden dönüştürmek” için kullanılmakta olduğunu öne sürüyor.
Toplama Kampı Mağduru Ömir Bekali’in Anlattıkları
İş seyahati yapmak ve Ana babasını ziyaret etmek amacı ile gittiği Uygur bölgesinde tutuklanan önce 7 ay hapiste tutulduktan sonra Toplama kampında bir ay kadar tutulan ve daha sonra vatandaşı olduğu Kazakistan yönetiminin girişimi ile serbest bırakılan 54 yaşındaki bir Kazakistan uyruklu eski Uygur bölgesi sakini Ömir Bekal Epoch Times’a şunları açıklıyor ;
” ÇKP yönetimi Toplama Kamplarına hapsettiği tutukluları iki gruba ayırıyordu ;
1.- Yurt dışında yaşayan aile üyeleri bulunanlar
2. Yurt dışında yaşayan aile üyeleri olmayanlar.
ÇKP yetkilileri bu sınıflamalara göre tutukluların organlarını çalıyorlar. Böylece “organ çalma-satma ” işlerini daha sorunsuz icra edebiliyorlar. Böylece ülke dışından yakınları olanlardan kimseyi organları için öldürmüyorlar. Ancak,yurt dışında kimi ve kimsesi olmayanların organlarını sormadan ve sorgulamadan organ çalma işini yapıyorlar. Bekail bunları anlatırken canlı organları çalınarak satılanlardan bazılarının isimleri bildiğini ancak onların can güvenliğinden endişe ettiği için isimlerini açıklayamayacağını de ifade ediyor.
Yurt dışında (Denizaşırı ülkelerde örneğin ABD,Kanada veya Avustralya) yaşayan aile üyeleri olmayan tutuklulara “arkalarında numaralandırılmış” üniforma verildiğini ve bu numaralandırılmış kıyafetleri ile ” Tıbbi Kontrol ” için hastaneye gönderildiklerini söylüyor.
Dr,Tohti . Çin, Yurt Dışında Yaşayan Yakınları Olanların Organlarını Çalmaktan Çekiniyorlar
İngiltere’de yaşayan Dr.Enver Tohti, ÇKP.işgal yönetiminin tutukluların bazılarının yurt dışındaki bağlantılarına dayanarak onları ayırmalarının sebeplerini ise şöyle açıklıyor ; Tutuklunun organları alındığı takdirde bu kişinin yurt dışında yaşayan yakınları bu durumu medyaya yansıtarak Çin aleyhinde kullanabileceğini belki de uluslar arası toplumun bu cinayeti öne sürerek Çin’in içişlerine uluslararası düzeyde karışabileceği ve tepki gösterebileceğini ve Çin’e baskıların sürdürmesine yol açabileceği mantığı ile böyle farklı uygulamalar yaptığını düşünüyorum. ÇKP, tutukluların yurt dışındaki aileleriyle temas kurup kurmadıklarını biliyorlar ve sürekli takip ediyorlar. Aileleri bu detayları dünyaya anlatacaklarından çok endişe ediyorlar. Bu durum ise,ÇKP.yönetimini çok zor duruma sokabilecektir.” dedi.
Bölge’de Yaşayan Müslüman Azınlıklara Karşı Sıkı Sağlık Kontrolleri Yapılıyor
Eylül 2016’dan itibaren, Sincan’daki Çinli yetkililer, “Genel Halk Sağlığı Muayene Projesi” veya “Genel Sağlık Projeler için Fiziksel Uygulamalar ” adlı bir kampanya düzenleyerek 12 – 65 yaş arası azınlık Uygur Müslümanlara ” ücretsiz zorunlu sağlık kontrolü Hizmetlerini ” zorla dayatıyor.
Özgür Asya radyosunun (Radio Free Asia -RFA) bu uygulamalar ile verdiği haber şöyle ; ” Genel sağlık taramasından geçirilen Uygurların kalp, Kan gurubu, DNA, idrar ve elektrokardiyogram, x-ışınları ve ultrason aygıt ve yöntemleri kullanarak kan şekeri dahil tüm verileri elde edilerek veribankasında arşivleniyor.”
Dr.Tohti ÇKP yönetiminin bu örnekleri belirleme ve arşivleme işlemleri için şu ifadeleri kullanıyor ; “ Uygurlara yönelik doku eşleşmesi yaptıklarından şüpheleniyorum. Çünkü,bölgede yaşayan her Müslüman Uygur ve Kazak bu genel sağlık Taramasını yaptırmak zorunludur ve bu işlemden kimsenin kurtulması ve yaptırmaması asla mümkün değil.Bu işlemlerde Kimse bağışlanmaz, zorunludur. “diyor.
Çin’in devlet medyası Xinhua , 2017 yılında Tibet’teki nüfusun yüzde 90’ında benzer sağlık kontrolleri gerçekleştirildiğini bildirdi .
Xinhua ayrıca , bu testlerden “ bölge halkının çok iyi şekilde yararlandığını” ve “doktorların Tüberküloz tanısı koymasına yardım edebildiğini” de ayrıca iddia ediyor.
Geçtiğimiz Aralık/2017 ayında İngiltere Parlamentosunda konuşan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa, biyometrik verilerin genel olarak toplanmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi.
Isa, “Bu genetik bilgi aynı zamanda organ toplanmasını da kolaylaştırıyor, kan türlerini ve potansiyel Uygur mağdurlarının uyumluluğunu daha kolay bir şekilde karşılaştırıyor” dedi.
2006 yılından bu yana Kazakistan’da yaşayan ve 2008’de Kazakistan uyruğuna geçen Kazak vatandaşı Omir Bekali, geçtiğimiz yıl iş ve ana babasını ziyaret amacı ile gittiği Piçaan iliçesinde 2017 ‘in Mart ayında altı ay boyunca bir cezaevinde hapsedildi. Gözaltına alınmadan önce ağır ve çok sıkı bir sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Karamay’da “yeniden eğitim” kampına götürüldü. Her gün kendisine ağır işkenceler uygulandığını ifade ediyor.Bekali şunları belirtiyor ; “Bir hastaneye götürüldüm ve üç saat sıkı bir kontrol ve testlere tabi tutuldum. DNA’mı, kanımı, ciğerlerimi, kalbimi, böbreğim dahil bütün organlarımı ve tüm vücudumunu kontrol ettiler ve hatta gözlerimi dahi incelediler. Bu işlemlerden Çok korktum.Benim de organlarımın de zorla almasından endişeleniyordum. Çünkü bu ülkede yaşayan herkesin Çin hükümetinin organ toplama konusundaki uygulamalarının içinde yoğun bir şekilde yer aldığını biliyordum,Bu durum artık bölge’de bir sır değil,herkesin normal olarak bildiği ve karşıladığı bir rutin uygulamadır.”
Bekail bu bilgileri İstanbul’da bir telefon görüşmesinde The Epoch Times’a anlattı.
Götürüldüğüm hastanede test ve kontroller yapılırken, Çok korkmuştum. Çünkü beni de diğer tutuklular gibi organlarımı almak için beni anında öldürebileceklerdi. Çünkü o kadar detaylı ve ani bir kontrol oldu ki bu o zamanki en büyük korkum oldu.” diye konuştu.
Bekali, bütün Korkularına rağmen, yurtdışında aile üyesi olmayanların organlarının daha çok çalındığını ve daha sıkı bir şekilde toplanmasının daha muhtemel olduğuna inanıyor.
Bekaili açıklamalarına şöyle devam ediyor ; “Hiç kimse ÇKP’nin ne yaptığını bilmez ve yaptıklarını da asla kanıtlayamaz.Bu mümkün olmayan bir şey. olamaz da. Belki de Çinliler, Çin dışındaki akrabalarının organlarını alırlarsa, sırlarının dünyaya ifşa olacağından tepki ve baskılara maruz kalabileceğinden korkuyorlar ”dedi.
Çin, Organ Toplanması İşlemini Resmi Olarak Kabul Etmiyor
önceki yıllarda David Kilgour, Ethan Gutmann ve David Matas gibi bazı Uzmanlar tarafından hazırlanan bir raporda , Çin yönetiminin her yıl on binlerce tutuklu ve hükümlünün organlarını zorla alarak sattığını bildiriyorlar. Raporda, organları alınan veya organları için öldürülenlerin kurbanların çoğunluğu Falun Gong müritlerinden oluştuğunu de belirtiyorlar. Bir tür dini inanış olan Falun Gong, 1999’dan beri Çin komünist rejimi tarafından yasa dışı ilan edilmiş ve de yasaklanmıştır. Bu inanış ağır ve ciddi şekilde bastırılan bir Budist okul meditasyon uygulamasıdır.2015 yılında Çin, idam edilen mahkumlardan organları toplamaya son vermeyi ve bunun yerine yalnızca “gönüllü” organ bağışlarına güvenmeyi vaat etse de , New York merkezli Çin Organ Nakli Araştırma Merkezi (COTRC) tarafından hazırlanan 2018 raporunda “gönüllü bağışların sayısı” Halen devam etmekte olan transplantların hacmini tedarik etmek için yeterli olmaktan çok uzaktır. ”Organ bağışları ve organ nakli arasındaki boşluğa doldurmak isteyen Çin , organ nakli için azınlık ve Falung Gong mahkum nüfusunu kullanıldığı iddialarını ise reddetmeye devam ediyor .
Rapora göre, Çin yönetimi Mart 2010’da bir organ bağışı sistemi kurma yoluna gitti. 2017 yılı sonu itibarıyla, sistemin ABD verilerine göre “29 donörden daha az verim alabilecek” 373 bin 546 kayıtlı donörü vardı. Kayıtlı bağışçılardan yapılan bağışların oranı ise tam olarak bilinmiyordu. .
Transplantların yanı sıra COTRC, 2006 yılında Şangay Changzheng Hastanesi’nde bir karaciğer nakli için bulduğu bir hastane hasta takip formunda, bir haftanın ortalama bekleme sürelerini belirttiğini ve bu sürenin en kısa süre zaman aralığının ise dört saat olduğunu bildirdi.
Dr.Tohti “ Tutuklu ve mahkumların Organların çalınarak satılması şu anda Çin’in en karanlık sırrı. Dört saat içinde organları nasıl teslim edebilirler? Tek mantıklı açıklama, ise canlı organ stoklarının bol olmasıdır. ”Dedi .
İnsan organlarının Hızlı taşınması için Urumçi havaalanında bulunan yol işareti (ekspres şerit)
Dr.Tohti “Çin onları (Uygurları) öldürmek için bir bahaneye ihtiyaç duyuyor . Bence bu kadar çok insanın hiçbir şey yapmadan bekletilmesi ve beslenmesinın maliyeti onların öldürülmesinin en önemli sebeplerinin başında geliyor.”
Zorla Alınan Organlar nereye gidiyor?
“Yeniden eğitim” kamplarında ölen Uygurların cesetleri hiçbir zaman ailelerine gösterilmiyor ve cesetlerine bakmalarına de izin verilmiyor. Bunu bir kaç Uygur ailesi aynı şekilde Epoch Times’a anlattı.
Özgür Asya radyosu (RFA) tarafından Haziran ayında yayınlanan bir raporda , bölgedeki ÇKP. yetkililerinin “ Bir çok çok kıtlı devasa binaların düzinelerce güvenlik görevlileri nezaretinde inşaatçılar tarafından hızlı bir şekilde inşa edilmekte ” olduğunu bildirdi. Ayrıca, bölge’de konuşlu Sincan Üretim ve İnşaat Kolordusu’nun (Bing Tüen = XPCC) resmi web sitesinde 1.52 milyon dolar değerinde bin inşaat yapımı için ihaleye çıkıldığı ve ihale için müteahhitlerin beklendiği ” bilgisi yer alıyordu.
Bir ay önce, Urumçi’nin resmi bir kurumsal hükümeti internet sitesi, “ çok iyi derecede (ortalamanın üzerinde) sağlık şartlara sahip olan , fiziksel ve zihinsel özellikleri çok düzgün o ve son derece cesur olan 50 güvenlik personeli için alımı için bir ilan yayınladı. İlan’da alınacak Güvenlik görevlilerinin Urumçi’nin Uygurların çoğunlukta yaşadığı şehrin Saybağ bölgesinde çalıştırılacakları ve maaşlarının da da normalin çok üzerinde (ayda 8 bin Yuan = 1,250 $. ) olacağı de ayrıca bildiriliyordu.
“Gömme (Yeralt) Yönetim ve Yakma Merkezleri”
Çin’in eski Toplama kampı mağduru Ömir Bekali geçen yıl gözaltına alınırken kaldığı Hapishanenin altında Gömme Yönetim ve Yakma Merkezlerinin bulunduğu“ bu tesislerde çalışmaların gece ve gündüz devam ettiğini ve yakma tesislerinde (Krematoryumlarda) organları için öldürülen Uygur ve Kazak tutukluların cesetlerinin yakılmış olduğuna inandığını açıklıyor. Buna dair başkalarından “acil ve ciddi” duyumlar aldığını de belirtiyor.
Toprak İş Makineleri ile Kazılıyor
Yaşadığı İstanbul’dan The Epoch Times’a konuşan Ömir Bekali şu çarpıcı bilgileri de veriyor ; “Yıllar önce, insanlar hapishanede öldüğünde, bedenleri ailelerine teslim ediliyordu ve böylece onların defin işlemlerinin İslami esas ve ritüellerie göre yerine getirebilsinler deniyordu. Ama şimdi, bunun tam tersi bir uygulama var.Hapishanede bir çok insanın öldüğünü duyduk, ama cenazelerinin hiç biri ailelerine verilmiyor ve vücutlarının görülmesine de müsaade edilmiyor. Peki bu bedenler nerede? Eğer insanlara iade edilmezlerse, gömülmezlerse nereye gidiyorlar? Elbetteki ÇKP yönetimi bu cesetleri krematoryumda yakıyor, ”dedi
Uygurların cenazelerinin Krematoryumlarda yakılmasının, sadece, gözaltında iken ölenlerin cenazelerinin İslami ölüm törenleri yapmalarını engellemek için mi ? yoksa daha başka rahatsız edici bir amaç mı olduğu ise,net ve açık değildir.
Kaynak : https://www.theepochtimes.com/witnesses-fear-ccp-murdering-uyghurs-for-their-organs_2699333.html?
Etiketler: Çin » Dünya » E-Kitap » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Haber » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER