logo

trugen jacn

PAKİSTAN, ÇİN EMPERYALİZMİNİN TEST SAHASI Mİ ?

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, oturuyor ve sakal

Mehmet Enes Beşer

(Boğaziçi Asya Araştırmaları Merkezi(BAAM) Uzmanı)

Pakistan’da 25 Temmuz 2018’de gerçekleşen federal ve eyalet meclisleri seçimleri, ülkenin kaderi açısından oldukça önemli görülüyordu. 193 milyonu aşan nüfusuyla Pakistan, İslam Dünyasının en kalabalık ikinci ülkesi konumunda. Komşu Hindistan’la süregelen sınır anlaşmazlıkları ülke kamuoyuna yön vermeye devam ediyor. 272 sandalyeli federal mecliste 116 vekille girmeye hak kazanan Pakistan Adalet Hareketi lideri İmran Khan, seçimlerin ardından kesin zaferini ilan ederek başbakanlık koltuğuna oturdu. Yeni başbakanın ajandasında Hindistan’la yaşanan gerilimin yanında daha büyük bir problem daha bulunuyor.

Ä°mran Khan

Eski bir kriket oyuncusu olan İmran Khan, İngiltere Bradford Üniversitesi’nde rektörlük de yaptı.

283 milyar dolar gayri safi milli hasılaya sahip ülkede kişi başına düşen milli gelir geçtiğimiz sene 1222 dolar seviyesindeydi. Gelir eşitsizliğinin dikkat çekici boyutlara ulaştığı Pakistan’da ekonominin iyileştirilmesi hedefi son yıllarda siyasetin ana gündem maddesi olmuş durumda. Hükümet, dış yatırımları ülkeye çekerek hem ülkenin altyapısını geliştirmeyi hem de ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor.

ABD ŞEMSİYESİNDEN ÇIKIŞ MI?
Bir nükleer güç olarak Pakistan’ın bölgesel stratejisindeki muhtemel değişim, kuşkusuz ABD’nin Asya’daki güvenlik şemsiyesi yaklaşımı içinde bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. 10 Ağustos’ta Ishaan Tharoor imzasıyla Washington Post’ta yayımlanan bir özel haberde, Pakistan’ın “Çin’in yeni emperyalizmi”ne teslim olduğuna dair yorumlara rastlamak mümkün. Çin’in birçok ülkede yatırım ve kredileri etkili bir araç olarak kullanarak siyasi etkinliğini artırdığını öne süren yazar Güneydoğu Asya’dan örnekler hatırlatıyor. Tharoor, Sri Lanka Hükümeti’nin bir havalimanı yapımında aldığı Çin kredisini ödeyemediğini, bunun karşılığında Pekin’e bazı liman ve arazilerin işletme hakkını verme yoluna gittiğini aktarıyor. Yazar ayrıca, bu tür örnekler sebebiyle Çin’in bir tür “alacaklı emperyalizmi”ne yöneldiğini savunuyor.Sınır anlaşmazlıkları, Pakistan’ın stratejisini doğrudan etkiliyor.

Pakistan

Son olarak, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun çiçeği burnunda başbakanı ziyareti öncesi Pakistan’a yönelik 300 milyon dolar tutarındaki askeri yardımın durdurulduğu açıklandı. ABD’nin bu hamlesi terörizmle mücadelede İslamabad’ın etkin bir duruş göstermediği gerekçesine dayandırılsa da Pakistan’ın Çin’le yakınlaşmasıyla ilgisiz olduğunu düşünmek mümkün değil.

KUŞAK VE YOLUN KİLİDİ: ÇİN-PAKİSTAN EKONOMİK KORİDORU
Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nde kritik rolü bulunan Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (ÇPEK), ülkenin dış yatırımlara açılması için bir fırsat olarak görülüyor. 2018 itibariyle Pakistan topraklarında Çinli firmalar tarafından yürütülen irili ufaklı projelerin sayısının 200’ü aştığı tahmin ediliyor. Çin ile Pakistan arasında ÇPEK çerçevesinde geliştirilmeye müsait olan ticarî alanlar arasında tarım, tekstil, madencilik ve gıda işleme gibi sektörler bulunuyor. Bu sektörlerde -bir kısmı hayata geçen- yatırımlar ile iki tarafın da avantaj sağlayacağı; bu haliyle girişimin bir kazan-kazan formülüne sahip olduğu değerlendiriliyor.

china-pakistan economic corridor

Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (ÇPEK) hattı  Doğu Türkistan’ın Kaşgar kentinden (Çin’in Sincan bölgesinden) başlayarak Pakistan’ın Gwadar limanında son buluyor.

Çin kaynaklı yatırımların artması, Pakistan’ın dış politika tercihlerinde de bir takım değişiklikler yapmasına sebep olmakta. Nitekim ÇPEK’in hayata geçirilmeye başlandığı 2015’te İslamabad Yönetimi, Çin’den 6 milyar dolar değerinde 8 denizaltı alımı yapacağını açıkladı.

ÇİN’İN DIŞA AÇILMA HAMLESİ, ABD’NİN ÇEKİNCELERİ
2013 yılında Başkan Xi Jinping tarafından duyurulan Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Çin’in 900 alt projede 890 milyar dolar harcaması, toplamda ise 5 milyar dolarlık bir yatırımın gerçekleşmesi öngörülüyor. Yatırımların yanı sıra Girişim kapsamında Çin tarafından 130 milyar dolarlık kredi verilmesi de planlanıyor. Çin’in dışa açılma stratejisinin en önemli ayağı olarak öne çıkan girişim, yeni dönemde ülkenin dış politika vizyonunun sacayaklarından biri olarak değerlendiriliyor. Pekin Yönetimi Kuşak ve Yol’un siyasi saiklerle yürütülmediğini ısrarla vurgulasa da, Sri Lanka gibi örnekler üzerinden Batı basınında çok sayıda eleştiriye rastlamak mümkün.

Gwadar Limanı ile Çin’in Umman Körfezi’ne açılmasını sağlayan Pakistan da eleştirilere maruz kalmakta. Nükleer silahlara sahip bir ülkenin Çin’le ekonomik ve siyasi ilişkilerini benzersiz biçimde derinleştirmesi, Pekin’in Asya’daki artan etkinliğinden rahatsızlık duyan ABD ve müttefikleri için tehlike çanlarının çalması demek. Bu açıdan, ABD basınında çıkan haber ve yorumlar, Çin’in yatırımlar ve krediler yoluyla eko-politik bir emperyalizm kurma peşinde olduğunu savunuyor. Ancak Çin’in emperyal saiklerle hareket ettiği sonucuna objektif bir bakışla ulaşmak henüz mümkün değil. Yeni Başbakan İmran Khan’ın Çin’le ilişkileri ne yönde geliştireceği ve bu süreçte ABD’yle ilişkilerin nasıl etkileneceğini ise zaman gösterecek.

Kaynak : http://bogaziciasya.com/pakistan-cin-emperyalizmi/ 

Etiketler: » » » » » »
Share
1286 Kez Görüntülendi.