Son Dakika
ABD.merkezli ve dünyanın önde gelen yayın organlarından sayılan The New York Times gazetesinin Pekin Temsilcisi Chris Buckley Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’a giderek bu bölgede Çin’in “Yenider Eğitim Kampları” adı altında ülke genelinde açtığı yüzlerce Toplu Cezalandırma Kamplarını araştırdı ve inceledi .Bu kamplardan birinde aylarca kaldıktan sonra kurtulan HotenliAbdusselam Muhammed adlı bir genç ile kampların durumu ve buradaki yaşam hakkında raportaj yapmayı başardı. 08 Eylul 2018&de The New York Times gazetesinde yayınlanan ve Çin Nazi Kampları hakkında çarpıcı bilgilerin yer aldığı “ÇİN’İN UYGURLARI TOPLUCA TUTUKLAMASININ AMACI ONLARI DÖNÜŞÜM YOLU İLE ASSİMİLE ETMEK.” başlığı ile yayınlanan bu raportajin Türkçe çevirisini Uyghurnet.org okuyucaları için aşağıda yayınlıyoruz. (UYHAM)
Abdusalam Muhammet, Çin’in bu eğitim Kempları için ; ” küçükken sünnet olduğumda yaşadığım duygu ve korkularımı tekrarlayan kaos dolu korkunç bir yerdi ”diyerek söze başladı ve kendisi ve diğer Müslümanların aylardır tutulduğu Sincan’daki toplama kamplarını anlattı. “ New York Times “
Hoten Şehri ve Çevresi
Hoten, Çin’in uzak kuzeybatısındaki Uygur bölgesinin güneybatısında -Teklemekan çölünün kenarında yer alan bir kent. Bu kentin bir bölgesinde , heybetli bir bina inşa edilmiş ve bu bina dikenli tellerle kaplı bir çitin arkasında karşımızda duruyor. Giriş kapısı (Cephesi) üzerindeki büyük kırmızı karakterli Çin yazısında insanları Çince öğrenmeye, yasaları öğrenme ve incelemeye ve iş ve meslek becerileri edinmeye zorluyor. Burayı koruyan Çinli Muhafızların ziyaretçilerini pek hoş karşılamadıkları de açıkça görülüyor.
İçeride tutulan yüzlerce etnik Uygur Müslüman, günlerini yüksek basınçlı bir dozajlama programında zorlamalı bir eğitim ile geçiriyor, burada verilen Çince dersleri dinlemeye ve ezberlemeye mecburlar. Çin Komünist Partisini öven dizeler ve ilahiler söylüyorlar.Bu kamplardan serbest bırakılanlar bu eğitime “öz eleştiri” diyorlar.
Çin’in Amacı onları İslam’a Olan bağlılıktan ” Kurtarmak “
41 yaşındaki Abdusalam Muhammet, polisin kendisini bir cenaze töreninde Kuran ayetini okuduğu gerekçesiyle gözaltına aldığını söyledi. Yakın bir kampta iki ay sonra, o ve 30’dan fazla diğer tutukluların geçmiş yaşamlarından vazgeçmelerinin emredildiğini bildirdi. Muhammet diğerlerinin yanına gittiğini ama onların sessizce oturduklarını ve donuk gözlerle kendisini izlediğini de belirtti.
Kamplar kin.nefret ve intikam duyguları doğuracak ve Uygur Kimliğini silecek bir Yerdir.
Abdusselam Muhammet, bu kampların “ Aşırılıktan kurtulmak için açılan bir yer değildi,” dedi ve ekledi ve “Burası kin.nefret ve , intikam dolu duyguları doğuracak ve Uygur kimliğini silecek bir yerdir.”
Taklamakan Çölü’nün antik bir vahası olan Hotan’ın dışındaki bir bölgede yer alan bu kamp, Çin’in son 2 yıl içinde inşa ettiği yüzlerce kamptan biri idi. Buraya kapatılanların sayıları yüz binlerce olarak ifade ediliyor. Kapatılanların tamamı Çinli olmayan Müslüman azınlıklardan oluşuyor. Bu kampları eleştirenler burada tutulanların genellikle hiç bir suçlama olmaksızın beyin yıkaması olarak tanımlıyor. Bu kamplarda verildiği söylenen “Eğitimlerin” haftalar hatta aylar boyunca süren nefes kesici bir şiddet,acımasız bir gaddarlık kampanyasının bir parçası olduğunu söyleniyor.
Kamplar Mao’dan Sonraki En Kapsamlı Bastırma Ve Dönüştürme Uygulaması
Bu kamplar Çin’in kuzey batısındaki Sincan bölgesi ile sınırlı olsa da, Mao döneminden bu yana ülkenin en kapsamlı bastırma (internasyon) programı bu bölge’de uygulanıyor. Bu durum ise Çin’e karşı uluslararası tepki ve eleştirilerin giderek daha da büyümesine ve uluslar arası toplum tarafından bir koru haline dillendirilmesine yol açıyor.
Çin, İslam’ın pratiğini’ibadet ve vecibelerini kısıtlamak ve neredeyse 24 milyonluk nüfusunun yarısından fazlasının Müslüman etnik azınlık grupların oluşuturduğu bu bölgede yıllardan beri demir bir kafes içinde yönetiyor. Neredeyse ABD’nın Alaska eyaleti kadar büyük bir bölge olan Sincan’da Çin, demir gibi sert bir kavram ve uygulamalarını sürdürmek için uzun yıllardan beri yeni gerekçeler ve fırsatlar arıyor. Müslüman Uygurlar dinleri, dilleri ve kültürlerini korumak,yaşamak ve bunları yasaklayan ve engelleyen Çin yönetimine karşı direnişleri ve bağımsızlık hareketleri ile uzun zamandır Pekin’i ciddi şekilde rahatsız ediyor.
Çin Komünist Parti genel Sekreteri ve Çin devlet başkanı Xi Jinping, 2014’ten itibaren bölgede yaşayan Müslüman etnik azınlıklara karşı bir dizi şiddet içerikli uygulama ve saldırılarını başlattı ve zamanla bu bir devlet terörü haline geldi. Bu şiddete dayalı gerilim içerikli uygulamaları bölgedeki çatışma ve şiddetin sınırlarını zirveye ulaştırdı. Çin yönetiminin baskı ve sert uygulamaları Müslüman Uygurlar başta diğer Müslüman azınlıklara karşı gitgide şiddetini arttırdı. Kendisine sadık Müslüman azınlık vatandaşlarını ÇKP. birer üyesi ve taraftarlarına dönüştürmek için acımasız bir süreç başlattı.
Bir resimdeki bina , Hoten kentinin kenarında inşa edilmiş olup, “Yoğun bir eğitim-dönüşüm Merkezi” olarak tanımlanmaktadır.
Geçen yıl Çin’in devlet güdümlü medyasında çıkan haberlerde “Xinjiang terörist faaliyetlerin aktif olduğu bir yerdir. Bu dönemde, bölücülüğe karşı şiddetle mücadele edilecek ve bunu tedavi etmek (ortadan kaldırmak ) için acı verici müdahalede bulunulacaktır.” ifadeleri yer almakta idi.
Kitlelerin gözaltına alınması ve nezaretine ek olarak, yetkililer, bazı insanların ve ailelerin evlerine kameralar kurdular. Uygurları kontrol ve gözetlemek için Muhbirlerin kullanımını genişletti ve bölgedeki polis sayısı ile güvenlik tedbirlerini olağanüstü bir şekilde arttırdı. İnsan hakları aktivistleri ve uzmanlar Uygurlara karşı başlatılan bu bastırma ve sindirme kampanyanın zaten deprasyon ve kriz içindeki Uygur toplumunu travma geçirmesine yol açtığını ve binlerce olarak ifade edilebilecek sayıda hayata küstürülmüş aileler ve topluluklar yarattığını de ifade ediyorlar.
Bölgede Gündelik Hayatın nabzı neredeyse tamamen Durmuştur
Avustralya’nın Canberra kentindeki Avustralya Ulusal Üniversitesi’ndeki Uygur bölgesi uzmanı olan Prof.Dr. Michael Clarke, bölge ile ilgili bir söyleminde “ Uygur bölgesinde gündelik hayatın nabzı neredeyse tamamen durmuş vaziyettedir. Mademki Etnik kimliğiniz var, özellikle Uygur kimliğine sahipseniz, bu durum Çin için bir patolojik hastalık olarak görülmektedir.” demiştir.
Çin yönetimi kendisine yöneltilen, Sincan’de uyguladığı baskılar ve yasaların ve hakların suistimal edilmekte olduğu yolundaki raporlarını kategorik olarak reddediyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında Cenevre’de Birleşmiş Milletler Irkçılık ile Mücadele Komitesi’nce yapılan toplantılarda konuşan Çin delegeleri bölge’de yeniden eğitim Merkezleri adındaki Toplama kamplarının mevcut olmadığını ve söz konusu tesislerin buraya getirilen kişilere iş eğitimi veren veya onların yanlış düşünce ve fikirlerini hafifçe düzeltmek amacı ile kurulan kurumlar olduğunu ileri sürdüler.
Çin’in Doğu Türkistan (Sincan) politikasında görevli bir yetkili olan Hu Lianhe, “Rasgele Gözaltına Alma” konusunda BM Komitesi’ne ““Yeniden eğitim merkezleri diye bir şey yok Keyfi bir tutuklama da yoktur” dedi . .”
BM,Irk Ayırımıcılığı ile Mücadele Komitesi, Pekin’e bölge’de kaç bin kişinin gözaltına alındığını sordu ve onları serbest bıraktığını açıklaması için Çin’i sıkıştırdı. Ancak Çin Dışişleri Bakanlığı bu talebi “gerçeklerden yoksun ve dayanaksız” olduğunu iddia ederek reddettiğini açıkladı. Çinli Temsilci bu cevaba şunu de ekledi ; “ Çin’in kendisi için aldığı güvenlik önlemleri diğer ülkeler ile de karşılaştırılabilir olduğunu “ söyledi.
Çin yönetiminin iddialara karşı olağan savunması, resmi direktifler, araştırmalar, haberler, raporları ve büyük çabalar sonucu ortaya çıkarılan bu kampların inşaat planlarının yanı sıra, daha önce bu kamplardan kaçan eski tutukluların görgü tanığı olarak verdiği ifadeleri da dahil olmak üzere çok açık ve net bir şekilde ve ezici kanıtlarla çelişmektedir. Özellikle Türkiye ve Kazakistan gibi ülkelerde yaşayan Uygurlar ve Kazakların bu kamplarla ilgili çok inandırıcı ve güvenilir ifadeleri bulunmaktadır. .
Çin Hükümetininin kendi belgelerine göre de, gözaltıların genellikle kamuoyunda tartışılmadan, özel yasama organında görüşülmeden veya gözaltına alınanlar için herhangi bir yargılama ve temyiz sistemi olmaksızın günden güne genişleyen, genellikle “eğitim yoluyla dönüşüm” merkezleri olarak adlandırılan geniş bir kamplar ağının varlığı kesin olarak biliniyor.
Uygur Bölgesindeki Bir Toplama Kampında Eğitim
New York Times, Uygur bölgesinden gelen ve Kamp gardiyanları tarafından fiziksel ve sözlü olarak taciz edilen ve bu kamplardaki baskı ve işkenceleri anlatan ve tarif eden dört yeni mahkum ile görüştü; Bu tanıkların anlattıklarına göre Kamplardaki baskı ve iştencelerden bazıları şunlardır ;
• Tutukluları Zorla Çince şarkı söylemeye icbar etmek
• Rutin ve programlı olarak yapılan Konferansları dinlettirmek
• Tutukluların kendilerini aşağılamaları için “ öz eleştiri “ adı verilen rutin toplantı seanslarına katılmaya zorlamak
• Tutukluların ne zaman serbest bırakılacağını bilmemeleri
• Sürekli endişe, korku ve içlerini kemiren sürekli kaygı ve deprasyon hali
Bu tanıklar,halen kamplarda bulunan yakınları ile ortadan kaybolmuş onlarca akrabalar ile ilgili çarpıcı bilgiler verdiler. Ayrıca yine bir düzine Uygur ile çok çarpıcı ve dikkate değer raportajlar de yapıldı. Uygurların birçoğu ise Çin hükümetinin misillemesinden korunmak ve kaçınmak için kendilerini ve isimlerini gizleyerek konuştular.
New York Times, ayrıca, gözaltındaki akrabaları olan aileleri izlemek için atanan Çinli yetkililerden oluşan ekipler tarafından yazılmış çevrimiçi ve gizli raporlara da ulaşmayı başardı. Geçen yıl , bazı yerlerde Çinli yetkililerin sayısal kotaları karşılamadığı için (yer olmadığı için) kamplara yeniden etnik Uygurları göndermedikleri de ortaya çıktı.
ÇKP.’lı Araştırmacı : Durum böyle Devam Ederse bu uygulamaların Geri Tepme ihtimalı çok yüksek
Yetkililerin eğitim gördüğü ÇKP. Sincan Parti Okulu’nda görevli ve aynı zamanda bir araştırmacı olan Qiu Yuanyuan tarafından yapılan araştırma raporunun sonuç kısmında şu çarpıcı ifadeler de yer alıyor ; “ Uygur bölgesindeki bu toplu tutuklamalar devam ettirilirse bu uygulamanın geri tepme ihtımalı çok yüksek olarak tahmin edilmektedir. . Bazı alanlarda eğitim yoluyla dönüşüm için niceliksel hedefler belirsizdir ve yanlış biçimde tesbit edilmiş ve uygulanmaktadır. Amaçlanan hedefleme ve sonuç kesin olmadığı gibi bu uygulamanın kapsamı çok fazla genişletilmiştir. Ayrıca, bu sert uygulamaların bölge’de radikalizmi körükleyebileceği konusunda uyarıda bulunuyorum”
Ağustos ayında Hoten’deki Bir Kampın Uydu üzerinden çekilen bir görüntüsü,
Amaç ; Bir ‘Virüs’ ‘un ortadan kaldırılması
Yeniden eğitim kampındaki uzun tutukluluk döneminde günlük hayat genellikle bir koşu ile başlamaktadır. . Neredeyse her sabah, Muhammed ve onun kendisi gibi onlarca tutuklu arkadaşları ile içlerinde üniversite mezunu, iş adamı, çiftçinin – bir toplanma alanı etrafında koşmalarının emredildiğini hatırlattı. Kampın sabırsız ve haşin Muhafızları koşu sırasında veya daha sonraki eğitim seansları esnasında yaşlı tutuklulara kötü davrandıklarını onları itip kalktıklarını de belirtti.Üstelik bazılarını de gaddarca ve acımasızca tokat atarak dövdüklerini de ifade etti. (1.bölümün sonu.devam edecek)
Kaynak :www.nytimes.com/2018/09/08/world/asia/china-uighur-muslim-detention-camp.html
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Eğitim » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Haber » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER