logo

trugen jacn

AFGANİSTAN’DA ABD – ÇİN SAVAŞI VE DOĞU TÜRKİSTAN

Ömür ÇELİKDÖNMEZ

Son günlerde Afganistan’daki ABD askeri hedeflerine yönelik saldırılar dikkatimi çekiyor. Afganistan’daki direniş geleneğine bakılırsa işgalci ABD güçlerine saldırılmasının anlaşılmayan bir yönü yok. Aslında var! Çünkü Ruslara karşı cihat temelli direnişin mimarı Amerikalılardı. Şimdi kendi kazdıkları kuyuya düştüler. Her geçen gün ABD’ye ceset torbasında dönen Amerikalı Coni sayısında artış yaşanıyor. Bugün ajanslara düşen haberlere göre; Afganistan’ın güneyindeki Kandahar’da Taliban güçlerince NATO konvoyunu hedef alan bomba yüklü araçla intihar saldırısı gerçekleştirildi. Bölgedeki Fransız haber ajansının aktardığı bilgilere göre, saldırı sonrası patlayan bir araçtan 3 ceset çıkarıldı. Afganistan’daki NATO sözcüsü de, NATO konvoyunun Kandahar’da saldırıya uğradığını ve kayıplar verildiğini doğruladı.

ABD öncülüğündeki koalisyonun Afganistan’ı işgali ve Taliban yönetimini devirmesinden sonra ABD’nin Afganistan’a askeri müdahalesi neredeyse 16 yılını doldurdu. Bu süreçte ABD bütçesinden 700 milyon dolar harcandı ve 2400 ABD askeri Afganistan’da öldürüldü. ABD’nin halen Afganistan’da 9 bin 800 askeri bulunuyor. Yaklaşan Çin fırtınasına bakılırsa ABD işgalinin devam edeceği anlaşılıyor. Donald Trump’ın, halen ABD’nin Ankara Büyükelçiliği görevini yürüten John Bass’ı Kabil Büyükelçiliğine aday göstermesi önümüzdeki süreçte Afganistan’ın hayli karışacağına yorumlanabilir. Gürcistan ve Türkiye deneyimli Afganistan’ın yeni büyükelçisi John Bass Kabil’deki dünyanın en büyük sefaretinde görev yaptığı sürece milyarlarca euroluk bütçesi ile ABD’li, Afgan ve diğer ülkelerden 3 bin personelden sorumlu olacak. Eğer ihtiyaç hissedilirse terörle mücadele kapsamında 9 bin 800 askeri personele 5 bin ABD askeri daha eklenebilecek.

ABD Afganistan’daki askeri varlığını neden devam ettirmek istiyor? İlk akla gelen emperyalist geleneğinden dolayı ABD’nin Afganistan’ın enerji kaynaklarını ele geçirmek için böylesi bir askeri harekâtta bulunduğudur ve doğrudur ancak adıl neden bu değildir! ABD’nin Afganistan’ı işgal sebeplerinin belki de birincil nedeni bu bölgede oluşmakta olan Rusya, İran, Hindistan, Çin ve Pakistan’ı yakından takip etmek ve kendi karşıtı bir blok haline gelmesini önlemekti. Öncelikle Afganistan içinde kontrol edemeyeceği aktörleri tasfiye çerçevesinde Rus ordularına direnişindeki başarısından dolayı halk arasında Pencir Vadisi Aslanı lakabıyla anılan Tacik asıllı Ahmet Şah Mesut İkiz kulelerin vurulmasından 2 gün önce öldürülmüştü. Sonrası zaten malum. Son günlerde Afganistan’daki NATO birliklerine özellikle ABD kuvvetlerine yönelik saldırıların artması Afganistan silahlı muhalefeti haricindeki güç odaklarının inisiyatif kullandıklarını düşündürüyor. İran, Pakistan, Rusya ve Çin gibi bölgesel güçler kendi stratejik çıkarlarını güçlendiriyor ve bu çıkarlarının önünde engel gördükleri ABD kuvvetlerini hedef alıyorlar. ABD askeri varlığının Rusya, İran, Pakistan, Orta Asya ve Taliban Hareketine şu an destek veren ülkeler ile hükümetin arasına büyük düşmanlık aşıladığı genel kabul görüyor. Hemen her bölge ülkesinin dağarcığında bir Afganistan hesabı var. Bölge ülkeleri ve küresel güç odakları Afganistan üzerinden hesaplaşıyor desek yeridir.

Doğu Türkistan ve Afganistan haritası ile ilgili görsel sonucu

Trump yönetiminin savaş tamtamları çaldığı bir süreçte ABD tarafından yönetilen bir Afganistan, İran için tehlikelidir. İran Afganistan’a iki kanal üzerinden nüfuz edebiliyor. Birincisi, Afganistan’daki Şiilerdir. Özellikle Şii Hazaralardan devşirdiği güçleri Suriye’de cepheye sürüyor. Diğer nüfuz kanalı Taciklerdir. Dolayısıyla Afganistan’da ABD’ye yönelik saldırıların perde arkasında İran varsa bu iki kanalın kullanıldığı söylenebilir. ABD tarafından yönetilen bir Afganistan, özellikle Çin ve Rusya için açısından bölgesel değere sahip ekonomik projelerin gerçekleştirilmesi açısından engeldir. Çünkü Afganistan’daki Amerika varlığının Çin’in Batı ve Güneybatı sınırlarında asker bulundurma olanağı verdiğini Çinli yetkililer çok iyi bildiği gibi Çin hükümeti, Xinjiang’daki Uygur Türkleri ayrılıkçılar Afganistan’daki ABD destekli İslamcı grupların, CIA marifetiyle irtibat kurmasını bir tehdit olarak algılıyor. Çin neden Afganistan’a yaklaşıyor ve Afganistan’daki ABD güçlerinin ülke sınırları dışına çıkarılmasını istiyor? Hindistan’ın Afganistan’da ABD ile birlikte hareket etmesi Çin’i rahatsız ediyor mu? Budist Çin ve Hindistan neden Müslüman bölge ülkelerine yaklaşıyor? Son günlerde Afganistan’daki ABD güçlerine yoğunlaşan saldırıların arkasında Çin istihbaratı var mıdır?

Çin’in İran-Hindistan-Afganistan arasında imzalanan üçlü işbirliği anlaşması Çabahar Anlaşması’ndan rahatsızlığını bilmeyen yok! Çünkü Hindistan bu anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle, Çin’in bölgedeki etkisine karşı koyabileceği gibi Afganistan yoluyla enerji zengini Orta Asya ülkelerine daha fazla erişim sağlayabilmeyi hedeflemişti. Çin’in rahatsızlığına konu alan bir başka nedende Çabahar Anlaşmasıyla, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoruna ve Pakistan’ın Gwadar limanını Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne bağlayacak olan projeye alternatif oluşturma teşebbüsüdür. Bu anlaşmadan çok önce Hindistan’ın Afganistan’da istikrar arayışlarına zemin hazırlama girişimlerinde bulunmuştu. Bu çerçevede Türkiye’nin de temsil edildiği ‘Delhi Policy Group tarafından, 19-22 Temmuz 2012 tarihleri arasında Delhi ve Jaipur’da Barış ve çatışma Programı’ çatısı altında “Afganistan’da Barış ve İstikrar: Komşularının Katkısı” başlıklı bölgesel bir konferans düzenlenmişti.

İlgili resim

Hindistan Afganistan’ın tekrar yapılanma sürecinde söz sahibi olma niyetini saklamıyordu. Hindistan’ın bu girişimlerinden en az Çin kadar rahatsız olan bir başka bölge ülkesi hiç şüphesiz Pakistan’dı. Hindistan rahatsız olan Pakistan ABD’nin Afganistan’daki askeri varlığını da hazmedemiyordu. Çünkü ABD işgalinden önce Afganistan’da siyasi nüfuza sahip olan Pakistan bu etkisini günümüzde kaybetmiş gözüküyor. Pakistan’ın Afganistan’da istediği gibi hareket etmek istemesinin arka planında Hindistan’a karşı stratejik derinlik arayışı etkiliydi. Pakistan’ın güvenliğine en büyük tehdit olarak gördüğü Hindistan ise Amerika’nın da yardımıyla Afganistan’daki yeni süreçte Kabil üzerinde etkisini artırmış ve ülke çapında siyasi ve ekonomik varlığının yanı sıra istihbarata faaliyetlerini pekiştirmiştir.
Çin’in tüm bu olanlara seyirci kalması beklenemez. Çin’de burnunun dibine sokulan ABD ile siyasi/dini/kültürel ve hatta jeopolitik rakibi Hindistan’a karşı gardını, Sovyet-Afgan Savaşında kazanılan başarı sonrasında ABD’nin bölgedeki güçlere olan desteğinin zayıflamasıyla almakta gecikmedi. Çin, Taliban’a bölgedeki gücünü koruması için çeşitli alanlarda yardım önerdi. Çin kökenli Huawei ve ZTE firmaları ile Taliban arasında Telekomünikasyon alanlarında anlaşmalar imzalandı.11 Eylül 2001 tarihinde patlak veren küresel terörizm neticesinde birçok uluslararası kurum ve devlet güçleri Taliban ile ilişkilerinin olmadığını veya Taliban’la olan ilişkilerini kestiklerini bildirdiğinde ABD’nin tepkisinden korkan Çin’de bu konuda Taliban ile herhangi bir bağının olmadığını uluslararası temsilcilikleri aracılığı ile açıklamak zorunda kaldı. Sonraki yıllarda Çin, Afganistan ile ilişkileri geliştirmek için her yolu denedi.

Devlete ait maden şirketi grubu, Kabil’in güneyine yaklaşık 50 km uzaklıktaki Aynak Bakır Ocağına 3 milyar dolarlık yatırım yaptı. “Ülkenin en büyük petrol şirketi” olan Çin Ulusal Petrol Şirketi, 2011 yılında Afganistan’ın “Amu Derya” petrol havzasının geliştirilmesi için anlaşma imzaladı. Bu, 7 milyar dolar getirisi olan bir projeydi. Çin Ulusal Petrol Şirketi, Afganistan’ın ilk ve tek petrol rafinerisinin inşasına da yardımcı oldu. Burada yıllık 1,5 milyon varil üretim yapılması planlanmıştı. Buna ek olarak Çin son zamanlarda milyarlarca dolar maliyeti olan “Yeni İpek Yolu” projesini hayata geçirdi. Proje, üç parçadan oluşuyor. Birinci ayağı, Çin’in Xi’an kentinden başlıyor, Pakistan’dan geçerek Türkiye’ye uzanıyor. İkinci ayağı, Bangladeş’ten Myanmar’a uzanıyor. Üçüncü ayağı ise Çin’in Fujian kıyılarını dünyanın geri kalanı ile bağlıyor. Ekonomik ipek yolunu canlandırma projesi, Devlet Başkanı Jean Ping’in fikriydi. Afganistan, bu büyük projenin önemli bir parçası. Ayrıca Çin’in tıpkı ABD’nin çokuluslu şirketleri gibi Afganistan kaynaklarına yönelik iştahı herkesin malumu. Araştırmalara göre Afganistan’da 1 trilyon doların üstünde maden potansiyeli mevcut.

Çin, Afganistan-Çin sınırından kaynaklanan güvenlik sorununun farkında. “Vahan koridoru” olarak bilinen dar şerit, kuzeydoğu Afganistan topraklarından Çin ve Tacikistan’a kadar uzanır. Bu koridor; Pakistan’ın Pakistan Keşmir bölgesini Tacikistan’dan ayırır. Kuzeyden güneye kadar Pamir ve Hindukuş Dağları arasına sıkışmış bir koridor olup, uzunluğu yaklaşık 350 km ve genişliği 13-65 kilometredir. Güvenlik uzmanlarına göre Vahan koridorunun jeopolitiği Çin’in güvenlik algısında bir tehdit ve güvenlik açığı oluşturuyor ve bu koridorun Çin tarafından kontrolü hayati öneme sahip, Çünkü Çin’in içlerine müdahale imkânı sunuyor. Bu açıdan Vahan koridoru” Çin ordusu ile çatışan, Çin’e iç güvenlik sorunu teşkil eden muhalif Müslüman Uygur savaşçılarının hareketini kolaylaştıran bir kanal. Taliban’ın, Uygur “Doğu Türkistan İslami Hareketi” mensubu savaşçılarına Afganistan ve Pakistan’ın aşiret bölgelerinde hem barınak hem de eğitim sağlaması Çin’i rahatsız ettiği gibi bu yardımları durdurmaya gücü de yetmiyor. Türkiye ve dünya kamuoyunun yakından bildiği gibi Uygur Türkleri, Çin hâkimiyetinden bağımsız bir vatan kurmak için savaşıyorlar.

Çin Dışişleri Bakanı geçen yıl Kabil’e yaptığı ziyarette dile getirmiş, Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada “Güvenlik alanında işbirliğini güçlendirmek, terörle mücadele gibi diğer alanlarda işbirliği yapmak ve Doğu Türkistan İslami Hareketi ile mücadele etmek.” olduğu belirtilmişti. Her ne kadar ekonomik çıkarlarını geliştirmek ve sınır güvenliğini sağlamak amacıyla Çin’in Afganistan’da istikrara önem verdiği ayrıca Çin’in, Afganistan’ın istikrarı konusunda Amerika ile hem fikir olduğu söylense de bu iki ülkenin çıkarlarının çatıştığı bir gerçek. Çin; ABD destekli Kabil yönetimi ile Taliban arasında uzlaşma sağlanmasından yana. Bu uzlaşı sağlandığında Çin, Doğu Türkistan direnişçilerinin yardım hattını uygulanacak baskıyı gerçekleştirmiş olacak. Durum tam bu mudur? Sanmıyorum. Bana kalırsa Afganistan’a yönelik Hindistan yakınlaşması Çin’i rahatsız ediyor. Afganistan’daki ABD askeri varlığı Çin’i rahatsız ediyor. Sahi Afganistan’da ABD birliklerine kim saldırıyor?

Kaynak :  http://www.kafkassam.com/afganistanda-abd-cin-savasi-ve-dogu-turkistan.html

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
1089 Kez Görüntülendi.