ÇİN ; RAMAZAN’DA FARKLI UYGULAMALARI İLE MÜSLÜMANLARA FESATLIK SAÇIYOR

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin işgal yönetimi mübarek Ramazan ayında Doğu Türkistan’da Ramazan yasaklarını ülke genelinde sürdürürken,Müslümanların kutsalı Ramazan’ı kendi ayırımcı ve fitne fesat temelli uygulamalarına   alet  etmekten ve kullanmaktan çekinmiyor.  İşgalcı Çini Ramazan yasaklarında Uygur Türkü Müslümanlar ile Çinli(Hui)Müslümanlar arasında farklı icraatlar uygulayarak Müslümanlar arasına fitne ve fesat sokmaya ve Müslümanaları ayrıştırmaya ve kin ve nefret tohumları saçarak onları zehirlemeye devam ediyor.
Özgür Asya Radyosu Tokyo muhabiri Hacı Kutluk Kadir’in Doğu Türkistan’daki ramazan yasakları ile ilgili olarak hazırladığı bir program’da Tungan Müslüman görevliler ile yaptığı  mülakat,adı geçen radyoda canlı olarak yayınlandı. Muhabir Kadir’a koruşan Urumçi’deki Hui Camisinin İmamı Cami’ye Uygur müslümanlardan da 10-15 cıvarında kişinin teravih namazı icin geldiğini bunların Cami girişlerinde kimlik kontrölü eşya ve üst aramasına tabii tutularak ondan sonra giriş izni verildiğini bildirdi.
Özgür Asya Radoyusun’da canlı olarak yayınlanan mülakatın çözümü şöyle :

Urumçi Bulakbaşı Hui Camii İmam-Hatibi : Bizim Şenşi adını verdiğimiz ve Çin mimari üslubunda yapılan mabedimiz Urumçi’in en eski Hui camilerinden biridir. Bu bölge’de Uygur ve Hui Müslümanlar birlikte yaşıyoruz. Ramazan ayında teravih namazının ne zaman okunacağı ve başlama ve bitiş saatı Dini İşler İdaresi tarafından bizlere talimatla bildirilir.Biz buna uymak ve  uygulamak zorundayız.Bu talimatnameye göre Teravih namazı başlama saatı Pekin saatı ile 23,oo Urumçi’de 21,oo olarak belirlenmiştir. Bölgemiz sakinlerinin  1/3’ni  Uygur Müslümanlar oluşturur.Görevliler Cami’ye gelen Uygur Müslümanlara kimlik,üst ve eşya aramadan geçirdikten sonra Cami’ye girmelerine müsaade ederler.Müsaade edilmeyenler Cami’ye giremez.Biz namaz kılarken Güvenlik güçleri dışarıda bizleri gözetir ve kontrol eder.Bu gözetim camaat dağıldıktan ve Cami kapısı kapatıldıktan sonra sona erer. Cami’mizin 3 kişiden oluşan güvenlik görevlisi vardır.Onlar Teravih namazını bizimle birlikte eda eder ve aynı zamanda Cami’nin iç güvenliğini de sağlarlar. Uygur Müslümanların kimlik ve çanta ve eşya kontröllerini bu görevliler yapar.Cami’de icra edeceğimiz dini sohbet,vaaz ve nasbihatlar Cami yönetimi ile ÇKP’ne bağlı Siyasi Dayanışama Konseyi bünyesinde icraat yapan Din işleri İdaresi tarafından tesbit edilir ve onaylanarak bizlere ulaştırılır. Onaylanan yazılı metnin haricinde konuşmak yasaktır.İftar yemekleri de Camimizde hazırlanır.Hükümet görevlileri yemeklerin yapılmasından dağıtılmasına kadar olan süreci bizzat gözetir ve kontrol eder.Bu arada yemeklerin hijyenik şartlarda yapılması,dağıtımı dahi kontrole tabidir.Cami’de Tervahiv namazı için gelenlerin sayısı 100-300 kişi arasında değişir. Bunların içinde Uygur Müslümanlardan Cami’ye gelenlerin sayısı 10-15 kişi arasında değişmektedir.

Urumçi Altay Caddesi üzerinde bulunan bir Hui Çinghey Camii Görevlisi : Camimizde teravih namazına gelenlerin sayısı 100-300 kişi arasında değişiyor.Bu semette daha çok diğer bölgelerden iş bulma amacı ile gelen göçmen nüfus ikamet ediyor.
Muhabir’in daha fazla bilgi vermesi yolundaki ısrarına kaba ve kızgın  bir şekilde “ Cami’ye bizzat kendin gel ve kendi gözlerinle gör.” Sözleri ile cevaplandırdı.
Muhabir,Urumçi’nin Güney kapısı civarında bulunan ve daha çok Uygur Müslümanların devam ibadet ettikleri tarihi Hantengri Camisi ile Konsolosluklar caddesi üzerinde yer alan Beyit-Ul Ma’mur Cami’sine telefon etti.Ancak,telefonlar kesilmişti.

Uzmanlar,bütün bunların Çin Devlet Konseyi’nin Ramazan arafesinde yayınladığı ve büyük propaganda ve gürültüler yaparak reklamını yaptığı “Sözde Beyaz Kitap”’ın İşgalcı Çin’in diğer uygulamalarında olduğu gibi,sadece insanları kandırma, aldatma va uluslar arası toplumunu gözünü boyama amacı taşıdığını belirtiyorlar.

Müslümanların ortak ibadet mekanlarına ibadet için gelen Uygur Müslümanları kimlik kontrölü ile eşya ve üst aramasına tabi tutarak Cami’ye alırken,Hui Müslümanlara bu zulmü yapmıyor. Mübarek Ramazan ayında Müslümanların kutsallarını kendi  lanetli ve şen’i emellerine alet ederek ve kullanarak baskı,zulum,asimilasyon ve dini soykırımlarını sürdürüyor.

Ayrıca,Komünist Çin yönetiminin Kutsal Ramazan ibadetlerini dahi kullanmaktan çekinmeyerek Çinli Müslümanlar ile Uygur Müslümanlar arasında farklı uygulamalar yaptığının açık kanıtı olduğunu belirtiyorlar. Çin yönetiminin amacı Müslümanları bir birlerine düşürerek kin ve nefret tohumları atarak,etnik duygularını körükleyerek  birlik ve beraberliğini bozmak olduğu fikrinde birleşiyorlar.