Son Dakika
GULİYEVA, Gatibe Vagifkızı*( Azerbaycan)
Ferhat Zeynalov 1957 yılında “Türk Dillerinde Nutuk Hisselerinin
Geleneksel Bölgüsü” kitabında eski Türkçe ve çağdaş türk lehçeleri hakkında topladığı örnekler mukayeseli bir şekilde tahlil olunmuştur. Bu çalışmanın devamı olarak 1971 yılında “Çağdaş Türk Dillerinde Yardımcı Nutuk Hisseleri”, 1974-1975 yıllarında iki bölümlü “Türk Dillerinin Mukayeseli Grameri”, 1980 yılında “Eski Türk Yazıtları”, 1981 yılında devrinin ve çağdaş türkoloji
ilminin genel egitim kitablarından ve tüm Türkologların ilmî delillerin zenginliği ve sahihliği bakımından güvenerek örnek aldığı “Türkoloji’nin Esasları” adlI birbirinden değerli muhtelif ilmî eserleri yayımlandı. Daha çok, Azerbaycan Türkçesi’nin geçtiği gelişme yolunu, dil tarihini, dialektolojini, dil hususiyetlerini, edebî dil normalarını tetkik eden E. Demirçizade, H. Mirzezade, M. Şireliyev, S. Elizade, T. Hacıyev, A. Ahuntov, M.Mirzeliyeva, E. Azizov, N. Caferov, K. Nerimanoğlu, K.Abdullayev, A. Gurbanov, Y. Memmedov, M. Adilov, A. Abdullayev, N. Hudiyev, B. Halilov, F.
Celilov ve başkaları zaman zaman bu ve ya diğer yönden muhtelif makalelerde, ilmî eserlerde Eski Türk Yazıtları ve az da olsa dolayısıyla Uygur yazıtlarıyla ilgili kendi fikirlerini aktarmış, dil meselelerine ortak türk dil meselesi açısından yanaşmış, Eski Türkçe’de Azerbaycan Türkçesi’nin mevkiyini müeyyenleştirmek
bakımından araştırmalar yapmışlar.
1976 yılında Alisa Şükürov Abbaskulu Muharremovla birlikte “Eski Türk Yazılı Abidelerinin Dili” kitabında eski Türk alfabeleri yayımlanmış, metinler Eski Türkçe’de, tercümesiyle beraber sunulmuş, eski türkcenin fonetik, leksik, morfoloji, sintaktik kuruluşları değerli ilmî belgelerle şarh olunmuştur.
1985 yılında Bakü’de Rusça yayımlanan A. Memmedov’un “Türk Ünsüzleri Anlaut ve Kombinatörlük”, 1993 yılında yayınlanan Alisa Şükürlü’nün “Eski Türk Yazılı Abidelerinin Dili” kitapları Türkoloji araştırmalar arasında özel bir yere sahiptir. Son eserde Uygur Yazıtlari ayrıca bir bölumde tahlile celp olunmuş, eski uygur yazıtlarının tetkik tarihi, muhtelif ülkelerde ayrı-ayrı bilim adamları
tarafından araştırılma tarihi ve yöntemleri şerh olunmuştur.
E. Guliyev’in “Eski Türk Yazılı Yazıtları Müntahabatı” (1993) kitabı
V-XI. yüzyıllara aid birçok Eski Türk Yazıtlarını yansıtıyor. Bu kitapta OrhunYenisey ve Eski Uygur Yazıtları iki bölume ayrılmıştır. Eserde zengin tarihî bilgilere de geniş yer verilmiş, metinler hemEski Türkçe varyantında, hem de tercüme edilerek sunulmuştur. Memmedali, Kıpçak Türk dillerinde kemiyet kategorisinin oluşması, teşekkülü, gelişmesi tarihi hakkında yazdığı “Türk Say Sistemi” (1996), “Kemiyet Anlayışının Dilde İfadesi” kitaplarında kemiyyet manası ifade eden söz ve rakamların eski dönemlerden bu günümüze kadar geçtiği gelişme yolunu inceleyerek tüm Türk lehçelerinden aldığı örneklerle değerli ilmî mulahazalar
ileri sürmüştür. 1996 yılında dilci Ebulfez Recepov, “Dünya Türkleri” seryasından Uygur Türkleri hakkında kitapını neşrettirmiştir. Kitapda uygurların tarihinin en eski devirlerinden bu günümüze kadar geçtiği tarih, uygur devletlerinin tarihi, dil ve edebiyyat tarihi, onların gelenekleri ve birçok başka ilginç bilgiler vermiştir. Tofik Hacıyev’in 2002 yılında A. N. Serebrennikov ve N. Hacıyeva’nın “Türk Dillerinin Tarihi Mukayeseli Grameri” adlı değerli ilmî eseri, 2006 yılında Ramiz Asker 11. Y.y.-da yazıya alınmış “Divanül-luğatit-türk” tercümesi (Kitap Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in önsözü ve yardımıyla yayınlanmıştır), Buluthan Halilov’un “Tükologiyaya Giriş” adlı kitabı Azerbaycan Türkolojisi’ne son yılların en önemli armağanlarındandır. İsmi geçen son eserde muellif türk dillerinin tipolojisi, tarihi, tesnifatı, alfabesi, kuruluşu hakkında esaslı ilmî delillere dayanarak araştırmalar etmiştir. Kitapta
tetkikatçı Uygur kültürü, uygurların istifade ettiği Sogd alfabesiyle, Mahmut Kâşgarlının hayatı, onun meşhur “Divanü’l-Luğatit-Türk” eseriyle alakadar değerli ilmî fikirlerini kaleme almıştır.
Şimdi Türk dillerinin eski ve çağdaş durumunu mukayeseli tarihî metotla araştıran Azerbaycan bilim adamları, genç türkologlar eski Türk yazıtlarının komple şekilde tahliline çalişıyor, incelemeğe merak gösteriyorlar. Çağdaş Azerbaycan Türkolojisi’nde Köktürkçeyi ve çağdaş Türk lehçelerini mukayeseli tarihî metotla araştıran, yazıtları fonetik, leksik, gramer açıdan tetkik ederek hem uygur, hem de Orhun-Yenisey yazıtlarının üslup ve tertip olunma farklarını,
grafik hususiyetlerini, onların oluşma ortamını, yazılma tarihini, inceleyen genç Türkolog nesli yetişmektedir. Eski Uygur Türkçesi, Köktürkçeden kaynaklandığı kadar, kendine özgün özelliklerle de dikkat çekiyor. Uygur türkçesi Uygur Türklerinin kültürel seviyesinin kanıtı olarak mükemmel bir dil olarak geniş alanda kullanılmıştır.
Dilci Ebulfez Guliyev bununla ilgili mulahazalarını böyle açıklıyor. “Uygurlar bazı dünya dillerinden alınan yeni söz ve istilahlarla ve yahut dilin dâhili imkânları vasıtasıyla onların eşanlamlarıyla kendi dillerini zenginletmişler… Eski Uygurca Eski Türkçe esasında oluştuğu için büyükkullanım çevresine sahip olmuştur…
Bu dil eski edebî dille orta asır Türk edebî dili arasında köprü olmuş, yeni edebî dillerin meydana çıkmasına neden olmuştur…”
Türk yazıtları mazmun, karakter, mühteva, edebî tür bakımından ayrı ayrı grublara ayrılıyor. Eski Uygur yazıtları Türkologlar tarafından mutelif şekillerde tasnif olunmuştur. Biz yazılma karakterine göre yazıtları: İlmî eserler (Bu bölüme tebabet ve astronomi mazmunlu eserler dâhil olmaktadır. Eserler ilmî uslupun özelliklerinden dolayı lakonik bir dilde yazılmış, ilmî terimler, anlayışlar hem Türkçe, hem de yabancı kelimeler vasıtasıyla ifade olunmuştur), Bediyi eserler (Buraya Eski Uygur dilinde olan şiir örnekleri (poetik örnekler Reşit Arat’ın 1965 yılında (yeni baskı 1986 yılında) İstanbul’da neşrettirdiği “Eski Türk Şiiri” kitapında okuyuculara sunulmuştur), dini mazmunlu bedii örnekler, manihey şiirleri, buddist edebiyatı örnekleri, “İki Kardeş”, “Süyan Tszyan’ın
Biografisi” dâhildir.), Hükuk evrakları (Toplanılan tüm hukuki karakter yansıtan belgeler, yarlıklar, kolofonlar ve başkaları bu bölümün örnekleridir), dini-felsefi mazmunlu eserler (Uygur Türklerinin mueyyen zaman döneminde Manihey, Budda, Hristiyan ve İslam dinini kabul etmeleri, onların ard arda hem manihey, hem Brahma-Hindi, hem de Arap alfabesinden istifade etmelerine neden olmuştur. Manihey dinî mazmunlu yazılar V-VI. asırların dil hususiyetlerini ifade ediyor.
Şunu söylemek lazım ki, manihey dinini kabul edilmesi yeni alfabenin, tarihte uygur alfabesi gibi tanınan alfabenin oluşmasına neden oldu. Manihey, sonradan Budda, Hristyan ve Müsliman metinleri, Habile Turfan hukuk evrakları şu alfabe ile yazılmıştır. Tercüme olunduğu için farsca kökenli kelimeler yer almışsa da, şu yazıtlar dil özelliklerine göre Göktürk yazıtlarından az farklıdır. Buddizm dinî mazmunlu yazıtlar, Hristiyan dinî mazmunlu yazıtlar tarihine göre daha çok sonrakı devirleri yansıtıyor. Günümüze kadar korunan uygur yazıtlarının çoku budda dini mazmunludur. Hristiyan dinli Suriyalıların Merkezî Asya’ya ilettikleri bu din Uygurlar arasında geniş yayılmamıştı. Bundan dolayı Hristiyan dinî mazmunlu metinler azlıkta kalıyor. Bu tür uygur yazıtları Orhun Yenisey yazıtlarından farklı olarak genelde kâğıt yüzerinde yazılmıştır:“Huastuanift”, “Hakana Erz”, “Altun Yaruk”, “Maytrı-Simit”, “Kuanşi im Pusar”, “Kşanti kilğuluk Nom”, “Bögü Han Şerefine Metin”, “Sekiz Yükmek”, “Sihirkarların Sitayişi”, “Nasihetlerden İbaret Olan Metinler” ve başka dinî mazmunlu eserlerdir.)
Dilci E. Recebli Uygur Yazıtlarını böyle değerlendirmiştir: 1. En Eski Devir Yazıtları. Bunlar Göktürk (Orhun-Yenisey) alfabesiyle taş ve kâğıt üzerinde yazılmıştır. (“Selenga Taşı”, “Irk Bitig”) 2. Eski Uygur Yazıtları. Bu yazıtlar Eski Uygur Alfabesi’yle yaratılmıştır. Bir kısımı orjinal, bir kısımı tercüme olan yazıtlardır. Eski Yazıtlar yalnız bediyi sanat örnegi değil. Ayrı ayrı konularda ve türlerde yazıya alınan Uygur Yazıtları eski Uygurcanın öğrenilmesi yanında tarihin bilgilerinin kazanılmasında da büyük önem taşıyor. Eski Uygur kabilelerinin oluşturduğu bu degerli Yazıtlar, yalnız Doğu Türkistan’ın değil, tüm Türk dünyasının tarihini araştırmakta, tarihî faktların inceden inceye tahlil olunmasında muhim yere sahiptir. Bu eserler Doğu Türkistan’ın, tüm Türk dilli halkların tarihinin ayrı ayrı dönemlerini aydınlatmakta bilim adamlarına, türkologlara eşsiz bilgiler sunuyor. Ünlü Rus Türkologu S. Q. Klyaştornı şu yazıtların Doğu Türkistan’nın, Merkezi ve Orta Asya’nın tarihinin araştırılmasında büyük önemi olduğunu kendi eserlerinde göstermiştir. (Klyaştornıy, 1964: 98-101)
Uygur edebî dilinin gelişme sürecini ve merhalelerini araştıran A.Kaydarov’un fikrince Hun epohasında Türk kabilelerinin birleşmesi ve yahut diferensasiyası- ayrılması nedeniyle ayrı ayrı Türk dil grubları (Doğu ve Batı grubları) gelişiyor ki, uygur dili de doğu Türk dil grubuna ait olan diger akraba dillerden seçiliyorsa da, söz varlığının aynı olmasına, gramer göstericilerinin sabitliğine göre Köktürkçe’den farklanmıyor. (Kaydarov, 1969: 97-99) Eski Uygur
edebiyatının temsilcileri, Uygur Yazıtlarını yazanlar kendi dillerini “Türkçe” adlandırmışlardır. Bu fikirlerin devamı olarak şunu söyleye biliriz ki, Ortak Türkçe’den kaynaklanan, gidalanan Eski Uygurca da başka Türk lehçelerinin sahip olduğu genel fonetik, gramer, leksik özellikleri kendinde ehtiva etmişdir. Bu özellikler devrinden, mazmunundan, türünden asılı olmayarak tüm eski yazıtları bir noktada bileştiriyor. Şu, değişmeyen söz kalıbının, sabit kalan gramer tutumunun artık normalaşmasından, alfabe sisteminden, dininden, arazisinden asılı olmayarak tüm Türkler için aynı seciye taşımasından ileri geliyor. Şimdi Azerbaycan’ın ünlü Türkologları ile omuz omuza genç araştırmacılar, Çağdaş Türkoloji problemlerin çözülmesıyle elakadar büyük başarılar elde ediyorlar. Orhun-Yenisey, Uygur Yazıtlarının, orta asır umumtürk yazıtlarının, türk inin karakterik hususiyetleri, onların yazılma tarihi, ortak tarihimizin, kültür mirasımızın ve ortak dilimizin araştırılması, medeniyeti ve diline aid muhim ilmi araştırmalar yapılıyor. (G.Vagifkızı, A.Paşayeva, G. Mahmudova, V. Sultanzade, A. Familkızı, A. Mammadov vb.) (Makalenin 2. ve son bölümü – Bitti)
KAYNAKÇA
BENZER HABERLER