logo

trugen jacn
11 Ağustos 2015

TÜRKİYE TÜRKLERİNİN DOĞU TÜRKİSTAN-UYGUR TÜRKLERİ İLE SERÜVENİ

Türkiye Türklerinin Uygur Türkleri ile yakınlaşması, 1473 senesinde Fatih Sultan Mehmet Han ile başlar. Fatih Sultan Mehmed Şebinkarahisar’ı fethedişini  Uygurca yazdığı bir fermanla nakleder ve duyurur.  Bununla da  yetinmez, sarayda Uygurca dersleri  de alır.

Elvan ALKAYA

Sene 1873.  Atalık Gazi  Yakup Han Doğu Türkistan’da Çin istilasına karşı savaşırken, yeğeni Seyyid Muhammed Yakup Han’ı (Hoca Töre’yi) Sultan Abdülaziz’in yanına Fekelade Elçi olarak gönderiyor. Hoca Töre’nin getirdiği Farsça mektup okunduktan sonra Abdülaziz derhal 6 Krupp topu, 2 bin tüfek ve diğer silah mühimmatlarından oluşan bir yardım paketi hazırlattırıyor. Gönderilen silahları kullanmayı bilmeyen Doğu Türkistanlılar için AbdulazizayrıcaKaşgar’a gitmesi için 4 Subay görevlendiriyor. Osmanlı Subayları Doğu Türkistanlıları savaş için eğitmekle kalmayıp, savaşta da yer alıyorlar. Hatta Çinlilerin eline esir düşüyorlar. Zindana atılıp 33 gün boyunca ağır bir Çin işkencesine tabi tutuluyorlar. Ölümlerine bir kala Doğu Türkistanlı bir vali sayesinde azap dolu zindandan kurtulup memleketlerine geri dönüyorlar.
Sene 1890. II. Abdülhamid’in Halife ünvanı ve İslam Birliği Siyaseti Çin’deki Müslümanlar arasında etkisini gösteriyor. Özellikle Pekin’deki Müslümanlar başta olmak üzere, ülkedeki Müslümanlar Cuma namazlarındaki hutbeyi II. Abdülhamid adına okumaya başlıyorlar.
Sene 1898. Avrupalılara karşı Çin’de ayaklanan Müslümanları yatıştırmak için,Sultan Abdülhamid devreye giriyor. Çin’e Osmanlı’dan birbiri ardına heyetler gidiyor ve İslam Birliği siyasetioluşturulmaya devam ediliyor.Osmanlı’nın resmi görevlileri Çinli Müslümanların nüfus sayısına kadar ilgileniyor.
Sene 1901. II. Abdülhamid’in Çinli Müslümanlara mesajlarını içeren risaleler dağıtılıyor.
Sene 1905. Sultan Abdülhamid tarafından görevlendirilen Süleyman Şükrü Bey Çin’deki Müslümanların toplumsal ve ekonomik durumlarıyla ilgili araştırmalarını “Seyahat-ı Kübra” adlı eserinde topluyor.Ayrıca Osmanlı’nın ünlü hocaları ve hafızları Çin’deki Müslümanlara dini eğitim vermeye başlıyor.
Sene 1908. Sultan Abdülhamid Çin’de yaşayan Müslümanları’nın da eğitilmesi amacıyla Pekin’de Hamidiyye Üniversitesi’ni kuruyor. O dönemde Çin’de yaşayan bütün Müslümanların, II. Abdülhamid’e karşı bağlılıkları devam ediyor. Pekin’de 38 cami var ve Cuma günleri Sultan Abdülhamid’e dua ediliyor.

Doğu Türkistan’dan Diersaadet’e gelen Kumul ve Turfan Müftüleri ile Kumul Kadısı,Halife ve Sultan 11.Abdulhamit Han’a bir muhtira sunuyor.Muhtira’da Doğu Türkistan’da Hütbenin Halife hazretleri adına okunduğunu ve Darulhilafe’ye(İstanbul’a) uğranılmadan yapıılan hac farizasının eksik  kabul ve telekki edildiğini ifade ediyorlar.
Sene 1949. Doğu Türkistan Çin’in komünist rejiminin  istila ve işgalı  altına giriyor. Sultan Abdülhamid’in açtığı Hamidiyye Üniversitesi Mao Devrimi ile Arapça eğitimine son veriyor. Bugün sadece tek bir dersliğinde İslam üzerine kurslar verilen bir yer olarak varlığını devam ettiriyor.
Sene 1992. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, Doğu Türkistan için artık bağımsızlık zamanının geldiğini söylemesiyle kızılca kıyamet kopuyor. Türkiye-Çin ilişkileri birden geriliyor. Turgut Özal Doğu Türkistan için çıkış yapan Cumhuriyet tarihindeki ilk lider sıfatını alıyor.
Sene 1995. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Sultanahmet Meydanı’ndaki bir parkın açılışında katılıyor. Parkın adı Doğu Türkistan’ın bağımsızlık simgesi İsa Yusuf Alptekin… Açılış sonrası Çin Büyükelçisi adeta kuduruyor.
Sene 1996. İsa Yusuf Alptekin Parkı Dış İşleri Bakanlığı’nin  müdahalesi ile kapatma girişiminde bulunuyor.Ancak,Doğu Türkistanlıların ve Türk kamu oyunun sert tepkisi üzerine akim kalıyor.
Sene 1999. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz  36 sayılı gizli bir Başbakanlık genelgesi ile Doğu Türkistan’ın “Şincang Uygur Özerk Bölgesi” adı ile “Çin’in Ayrılmaz Bir parçasıdır”  iddiasında bulunuyor. Doğu Türkistan STK.larının faaliyetlerinin ilişkileri zedelememesi adına titizlikle izlanmesi ve devlet memurların Doğu Türkistan ile ilgili toplantılara katılmamaları ve konuşma yapmamaları ve mesaj göndermelerinı  yasaklıyor. Doğu Türkistan’ın Gök Bayrağı da yasaktan nasibini alıyor…
Sene 2000. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile Doğu Türkistan sorunu Pekin lehinde ilerliyor. Türkiye ile Çin arasında imzalanan ortak bildirgede Doğu Türkistan’daki Uygurların Çinlilere karşı göstereceği tüm faaliyetler terörizm, ayrılıkçılık ve dinsel fanatizm olarak nitelendiriliyor.
Sene 2002. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit Çin Başbakanına; Doğu Türkistan’ın Türkiye’deki faaliyetlerine daha sıkı kısıtlamalar getireceklerini ve Türkiye hükümetinin “Doğu Türkistan” terör faaliyetlerine destek vermeyeceğini belirtiyor.
Aynı yıl Devlet Bakanı Tunca Toskay Çin Başbakanına üzerinde Başbakan ZhuRongjin’in portresinin ve isminin işlendiği altın kaplamalı bir tabanca hediye ediyor. Altın kaplama silah hediyesi ve liyakat madalyası verilme törenlerini Çin, Doğu Türkistan Türklerine hitap eden kanallarda günde 20-30 defa gösteriyor.
Aynı yıl Dönemin Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli Çin’e bir ziyaret gerçekleştiriyor. Ziyareti sırasında Doğu Türkistan’da Uygur Türkçesi ile eğitim ve camiye girişler yasaklanıyor. DevletBahçeli Çin Devlet Başkanına liyakat madalyası neden verildi sorusunu “Demirel çok ısrar etti, mecbur olduk, verdik” diye yanıtlıyor.
Sene 2009 Doğu Türkistan’ın Başkenti Urumçi’de, 197 Müslüman Uygur Türkü  öldürülüyor. Dönemin Başbakanı Erdoğan olayları ” Urumçi’de yapılanları adeta Soykırım” olarak niteliyor ve meseleyi uluslararası kuruluşlara taşıyarak olayların sorumlularının bulunmasını ve adalet önüne çıkarılmasını talep ediyor. Dünya Uygur Kurultayı Başkanı bu ifadeler kullanılıp Çin’e baskı yapmasa idi, binlerce kişi daha katledilebilirdi diyor. Olayları eleştiren Erdoğan’ın tutumu Çin basını ve televizyonları tarafından terörizme destek olarak yorumlanıyor.
Sene  1994 . Çin  Devlet Konseyi, Çin İstihbaratı En Çuen Ting, Ordu İstihbarat Kurumu ve  Çin’de mevcut 2 Sosyal Bilimler Akademisi’ne   387 sayfalık “Panislamizm ve Pantürkizm Hakkında Tetkikat”  adlı gizli bir araştırma Belgesi(Kitabı) hazırlatıp yayınlıyor.ve Üst düzey devlet görevlilireni imza akarşılığı bilgi almaları için dağıtıyor.

Sene 1996 Çin Devlet Konseyi(ÇKP Politbürosu) “Doğu Türkistan’da İstikrarın Korunmlası adı altında tek maddelik gündemle toplanıyor.Toplantı sonunda 15 maddelik bir rapor yayınlanıyor. ” Panisilamizim ve Pantürkizm’in Doğu Türkistan’daki yayılmaları ve buna karşılık uygulanacak tedbirler” adlı bu raporunda, Doğu Türkistan ayrılıkçı hareketinin menşeinin Türkiye ve başlangıç tarihinin II.Abdülhamid zamanı olduğu yazıyor.Türkiye’de artık Çin’in Doğu Türkistan üzerindeki baskıcı tutumları daha yüksek sesle konuşuluyor.
Günümüzde Sultan Abdülhamid’in Uygur Türkleri üzerindeki izleri, ne Gök Bayrağı yasaklamakla ne de altın tabanca hediye etmekle hala silinmedi. Örneğin, Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’ya cebinde sakladığı Çin parasını göstermesini rica edin. Size para üzerindeki Osmanlıca yazıyı okutacaktır. PekiÇin, inkar ve asimile ettiği Müslümanların dilini neden parası üzerine yazdı? Bazıları buna anlam veremeyebilir…
‘Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır’ diye boşuna demedi Necip Fazıl. Çin parasına kazınan Osmanlıca yazı neden hala silinemedi? Anlayabiliyor musunuz? Anladıysanız şimdi Doğu Türkistan’daki dini ve milli bağımız için destek vermeye daha kuvvetli bir şekilde devam edebilirsiniz…

Kaynak : Gazeteci-Yazar sayın Ali Kaya’beyin facebook hesabı.  12.08.2015

Etiketler: » » » » »
Share
1627 Kez Görüntülendi.