Son Dakika
H.Nurcan YAZICI
Her takvim yaprağı, gösterdiği günün mazisinin de yükünü taşır omuzlarında, mazisi ne kadar aydınlıksa o da o kadar aydınlık, ne kadar karanlıksa o da o kadar karanlıktır.
Bazı günlerin dört bir yanının yara bere içinde olması bu yüzdendir. Büyük zulümlere tanık olan günlerdir bu günler. Omuzladıkları yük o kadar ağırdır ki onlar da “kan” ağlar, o “gün” yitip giden insanlar kadar.
İşte 5 Şubat, bu günlerden biri idi. Geçtiğimiz hafta bir tanesini daha idrak ettik, 1997’den bu yana 15. kez. Kaç kişinin zihnine, Doğu Türkistan’ın gözyaşını düşürdü? Peki, ama kaç kişinin yâdına düştü o gün Gulca’da yaşananlar? Sahi, Gulca neresi, bilen var mı?
Senelerdir Çin zulmü altında inlemekte Doğu Türkistan toprakları, sessizce. Kendi adına bile sahip olamadığı, göstermelik bir özerklik içinde yaşıyor “Sincan” adıyla. Ekonomik, siyasal, toplumsal ve dini her türlü baskıyla karşılaşırken, bir de zorunlu göç ve doğum kontrolü politikalarıyla asimile edilmeye çalışılıyor. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti’nden gördüğü fiziksel şiddet o denli büyük ki bu baskıları bile gölgede bırakıyor.
1949’dan beri Çin işgali altında yaşayan Doğu Türkistan’da, bu tarihe kadar 35 milyon Uygur Türkünün Çin hükümeti sebebiyle öldüğü söyleniyor. Bu insanların bir kısmı doğrudan Çin ordusu tarafından katledilmiş, bir kısmı da sosyal ve ekonomik baskılar nedeniyle oluşan kıtlık yüzünden hayatlarını kaybetmiş.
“İslamcı terörist(!)” suçlamasıyla sokak ortasında infaz edilen Doğu Türkistanlı gençler, çeşitli bahanelerle Çin polisi tarafından acımasızca dövülen Uygur çocukları, yerlerde sürüklenerek zorla kürtaja tabi tutulan Uygur kadınları, bu vahşetin canlı tanıkları olarak gözlerimizin önünden geçiyor. Daha 3 yıl önce Urumçi’de yaşananlar ise, bu acıların en tazesi. Açıkça bir katliam olan Gulca olayları ise, Doğu Türkistanlıların maruz kaldığı Çin zulmünün en yürek parçalayıcı olanlarından belki de.
Bir Kadir Gecesi evlerinde Kuran’ı Kerim okumakta olan Doğu Türkistanlı kadınlar, Çin polisince baskına(!) uğrayıp karakola götürülürler. Evet, sevgili özgür dünya, Çin’de ibadet etmek, Kuran okumak, daha doğrusu Müslüman olmak suçtur!
Bu kadarla da kalmaz sosyalist Çin rejimi; ibadet etme özgürlüğüne sahip çıkmak için direnen Doğu Türkistanlıları, hepinizin gözleri önünde katleder! Halk, tutuklanan kadınların serbest bırakılmasını talep edince, iki tanesini öldürüp halkın önüne atar. Bu insanlık dışı fiil karşısında doğal olarak galeyana gelen halkı ise, makineli tüfeklerle tarar Çin polisi. O gece olay yerinde yaklaşık 400 Doğu Türkistanlı, hiçbir sebep olmaksızın, Çin Hükümeti tarafından katledilir. Binlercesi hapse atılır. Yaralıların tedavi edilmemesi için, civardaki tüm hastane ve doktorlara emir verilir. Böylece daha onlarca, belki de yüzlerce Uygur Türkü ölüme terk edilir. Sadece Gulca’da da yaşanmamıştır bu vahşet. Sonrasında Doğu Türkistan’ın başka şehirlerinde de evlerin aniden basılıp insanların kurşuna dizildiğine dair haberler gelir.
Herkesin her şeyden çok kısa zamanda haber alabildiği bir iletişim çağında, yüzlerce insanın “yaşama hakkı” ellerinden alınmış ve her fırsatta insan haklarını savunan, demokrat ve özgürlükçü oldukları iddia eden Batılı ülkeler dâhil, tüm dünya bu dramatik hak ihlaline seyirci ve sessiz kalmıştır. Her ne kadar Çin’in kapalı rejimi sebebiyle ülkeden haber almak biraz zor ve geç de olsa, sonrasında çıkan olayları durdurmak için dahi hiçbir devlet, uluslararası örgüt ya da sivil toplum kuruluşu kılını kıpırdatmamıştır.
Ezcümle, mevzubahis çıkarları olunca “Uygar” Dünyanın gözünde, “Uygur” insan bile değildir!
Doğu Türkistan mes’elesi ezeli ve ebedi bir davadır ve bu davayı Müslüman Türkiye’de ne acıdır ki yalnızca Ülkücüler yüreklice savunmaktadır. Dün, Başbuğ Alparslan Türkeş bu hususta geçmiş dönem hükümetlere ikazlarda bulunuyordu, bugün MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli aynı hassasiyeti ortaya koyuyor. Peki başka? Maalesef başka seslerin yankıları ne Türkiye’de ne de Doğu Türkistan’da duyulmamaktadır.
Ne diyelim, 5 Şubat’ta bile olsa Doğu Türkistan’ı hatırlayanlara, yürekleri orada katledilenler için sızlayanlara, Çin’in Müslüman Türklere yaptıklarına, ses olanlara, çare arayanlara, velhasıl “hakikaten” halen “insan” kalanlara selam olsun!
Kaynak : http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi124550-Adi_Gulcadir_Ata_Yadigaridir.html
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Gündem » Haber » kÖŞE YAZARLARI » Makale AnalizBENZER HABERLER