İŞGALCI ÇİN ; DOĞU TÜRKİSTAN’DA MAO DÖNEMİNE GERİ DÖNÜYOR..!

Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Çin İşgal yönetimi Doğu Türkistan’da sözde “Milletlerin Birliğini ve İstikrarı Korumak İçin “ Mao’nun mutlak diktatörlüğündeki karanlık dönemlere yeniden dönüyor.
2014’da Doğu Türkistan’da halk ayaklanması niteliğindeki Çin işgalı karşıtı eylemlerin meydana gelmesi ve önlenmesinde başarısız kalınması,onları  örnek aldıkları Kızıl Maskeli Şovenist Çin Diktatörü Mao’nun yöntemelerine baş vurmaya mecbur bırakmakta.
İşgal yönetiminin Uygur Türklerine uyguladığı ekonomik ayrımcılık ve ekonomik soykırım ülkede etnik gerginliklerin artmasına ve giderek Çin aleyhtarlığına dönüşüyor.Bu de bölgeye çeşitli teşviklerle zorla getirilen Çinli göçmenler arasında tedirginliklere ve korkuya ve onların ülkelerine geri dönmelerine yol açıyor.

İşgalciler Doğu Türkistan’da dini ve milli duyguları tedricen bastırarak yok etmek,dini ve Milili radikalizme karşı koymak adı altında devlet terörü temelli uygulamaları daha de güçlendirmekte bölgedeki işgal polis ve asker sayısını günden güne arttırmaktadır.
Çin işgal yönetimi aldığı bütün askeri ve siyasi tedbirlerde başarısız olunca bu kez 1970’lerdeki “Halk Askeri”  uygulamasına yeniden dönmeye   başladığı bildiriliyor.

ABD.merkezli Hür Asya Radyosu’nun haberine göre Çin işgal yönetimi Mao döneminde,tarihin en vahşi sosyal felaketlerinden olan “Kültür Devrimi”nı hatırlatan Halk Askeri (Ming Bing)  uygulamasına pilot bölge olarak Doğu Türkistan’ın en büyük Petrol ve doğal gaz bölgesi olan Korla’yı  seçmiş bulunuyor.Bilindiği gibi Çin’in devlet Petrol ve Doğal gaz Şirketi’nin merkezi bu şehirde bulunmakta ve burada yaşayan  Uygur Türklerinin oranı de % 15-20 olarak tahmin edilmeketedir. Geçtığımız günlerde   150 kişinin “Halk Askeri” olarak seçildiği ve askeri eğitime hemen başlatıldıkları açıklanmıştı. 2 Ocak – 17 Ocak 2015 tarihileri arasında bu Halk Askerlerine özel eğitim verildiği ve tatbikatlar yaptırıldığı de gelen haberler arasında.
Uzmanlar  Doğu Türkistan’da istikrar ve güvenliğin bu tür Çin malı askeri ve baskı temelli tedbirlerle sağlanamayacağını,bunun sağlamanının yolunun ise, Çin şövenizmine dayalı dini, etnik,siyasi,ekonomik ve kültürel asimilasyon ve soykırım uygulamalarına son vermekle ancak,mümkün olabileceği noktasında birleşiyorlar.