İstanbul Bağımsız Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Göç İdaresi Başkanlığı’nın Uygur Türkleri hakkında verdiği sınır dışı kararlarını savunan açıklamasına sert tepki gösterdi. Yeneroğlu, Göç İdaresi’nin gerçekleri manipüle ettiğini ve Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerinin belirsizlik içinde bırakılarak fiilen ülkeden gitmeye zorlandığını öne sürdü.
“Göç İdaresi Başkanlığı, Uygur Türklerine hukuki güvenlik sağlamıyor, yalnızca Çin’e doğrudan sınır dışı etmeyi ‘şimdilik’ dayatmıyor. Ancak fiilen Türkiye’de kalmalarını da engelliyor. Uygurlar, oturma izinleri ve vatandaşlık başvurularında sistematik olarak engellenerek Türkiye’den ayrılmaya zorlanıyor,” ifadelerini kullanan Yeneroğlu, Göç İdaresi’nin verdiği kararların hukuki olmadığını ve mahkemelerin bu kararları hiçbir sorgulamaya tabi tutmadan onayladığını savundu.
İstanbul 16. ve 18. İdare Mahkemeleri’nin iki Uygur Türkü’nün Çin’e iadesine hükmetmesi, insan hakları örgütleri ve siyasi çevrelerde büyük tepki çekmişti. Göç İdaresi Başkanlığı ise yaptığı açıklamada bu iddiaları reddetti ve Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun hareket ettiğini savundu.
“Bugüne kadar hiçbir Uygur Türkü Çin’e sınır dışı edilmemiştir,” denilen açıklamada, mahkeme kararına konu olan A.M. isimli şahsın kendi talebiyle ailesinin bulunduğu bir Batı ülkesine gittiği, A.A. isimli şahsın ise hakkındaki gözetim kararının 2023 yılında kaldırıldığı belirtildi.
Göç İdaresi, Türkiye’nin “hiç kimseyi işkence, kötü muamele veya zulüm görebileceği bir ülkeye göndermediğini” ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 4. maddesinin hassasiyetle uygulandığını vurguladı.

Göç İdaresi Başkanlığı @Gocidaresi
Uygur Türkü İki Şahısla İlgili Gerçek Dışı İddialar Hakkında Basın Açıklaması (https://x.com/Gocidaresi/status/1900663468723740823?ref_src=)
YENEROĞLU: “MANİPÜLATİF BİR AÇIKLAMA BEKLİYORDUM”
Göç İdaresi’nin açıklamasına sert tepki gösteren Mustafa Yeneroğlu, bunun gerçekleri örtbas etmeye yönelik manipülatif bir hamle olduğunu söyledi.
“Açıkçası böyle bir açıklama bekliyordum. Göç İdaresi, hukuk devleti ilkesine uygun hareket etmek yerine günü kurtarmaya çalışıyor. Gerçek şu ki, Türkiye’deki Uygur Türkleri sistematik bir şekilde hak mahrumiyetine uğruyor,” dedi.
Yeneroğlu, Türkiye’de yıllardır yaşayan Uygur Türklerinin vatandaşlık başvurularının cevapsız bırakıldığını, ertelendiğini veya doğrudan reddedildiğini, ayrıca insani ikamet başvurularının da sistematik olarak reddedildiğini belirtti. “Fiilen Uygurların Türkiye’de kalmalarına izin verilmiyor, ama doğrudan Çin’e iade edilmemeleri bir lütuf gibi sunuluyor,” diyerek yetkilileri eleştirdi.
“TÜRKİYE UYGURLARI BELİRSİZLİK İÇİNDE BIRAKIYOR”
Bağımsız Milletvekili Yeneroğlu, Göç İdaresi’nin tutumunun yalnızca sınır dışı tehdidiyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda Uygurların Türkiye’deki hukuki statülerini sürdürülemez hale getirdiğini vurguladı.
“Uygurlar Çin’e doğrudan iade edilmeyebilir ama Türkiye’de barınmalarını imkânsız hale getirerek dolaylı olarak ‘ülkeden çekip gitmelerini’ dayatıyorsunuz. Bu, temel insan haklarına aykırıdır. Türkiye, Uygur Türklerine hukuki güvenlik sağlamak yerine, onların çaresizlik içinde kalmasına neden oluyor,” dedi.
MAHKEMELER ÇİN’DEKİ ZULMÜ YOKSAYDI
Göç İdaresi’nin açıklaması ve mahkeme kararları, uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle çelişiyor. İstanbul 16. ve 18. İdare Mahkemeleri’nin kararları, Uygur Türklerinin Çin’de zulme maruz kalacakları konusunda “ciddi ve somut delil bulunmadığı” gerekçesiyle alındı. Ancak BM.İnsan Hakları Yüksek Konseyi -, Uluslararası Af Örgütü(Aİ) ve İnsan Hakları İzleme Örgütü(HRW) gibi kuruluşlar, Çin’in Uygurlara yönelik baskıcı politikalarını açıkça belgelendirmiş durumda.
Türkiye de, 2022’de 43 ülkenin imzaladığı Birleşmiş Milletler bildirisine taraf olarak, “Uygurların işkence, zorla çalıştırma, cinsel şiddet ve toplama kamplarında tutulduğu” yönündeki iddiaları desteklemişti. Ancak mahkemelerin Çin’de insan hakları ihlalleri olmadığına dair tutum sergilemesi, Türkiye’nin resmî duruşuyla çelişiyor.
“SOYDAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Yeneroğlu, Türkiye’nin Uygur Türklerine yönelik tutumunu değiştirmesi gerektiğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
“Türkiye, Uygur Türklerine belirsizlik ve baskı değil, hukuki güvence sunmalıdır. Göç İdaresi ve İçişleri Bakanlığı, insan hakları ihlallerine göz yummayı bırakmalı, uluslararası hukuk çerçevesinde hareket etmelidir. Uygur Türkleri sahipsiz değildir, biz de bu zulme sessiz kalmayacağız!”
İnsan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları da benzer bir çağrıda bulunarak, Türkiye’nin Uygurlara insani ikamet izni vermesi ve onlara kalıcı bir statü sağlaması gerektiğini vurguladı.