logo

trugen jacn

GP GENEL BAŞKANI DAVUTOĞLU : DOĞU TÜRKİSTAN’I UNUTMAK, TARİHİ BİR HATA OLACAKTIR !

exmet-dawutoglu-tayland-48-ay-1
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
 Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek, Saadet ve DEVA  Partilerin Yeni Yol adı ile oluşturduğu Yeni Yol Gurubunun  05 Mart’taki  TBMM toplantısında,  2014’te Tayland’a sığınan ve 11 yıldır bu ülkede tutuklu bulunan   40 Uygur Türkünün durumunu gündeme getirdi ve bu Konuda Hükümetin tutumunu eleştirerek tepki gösterdi. GP Genel Başkanı açıklamasında ” Doğu Türkistan’i Unutmak Affedilemez ve Tarihi bir Hata Olacaktır!” dedi.   2014’de  kendisinin Dışişleri Bakanı  iken yine Tayland ve Malzya’ya kaçan binlerce Doğu Türkistanlı Uygur Türkü’nü uçaklarla Türkiye’ye getirdiğini belirtti ve ” Hükümet aslında bu 40 Uygur Türküne sahip çıkmalı ve onları da Türkiye’ye kabul etmeliydi.” dedi. 
Özgür Asya(rfa.org/Uyghur) Radyosu Ankara Temsilcisi Erkin Tarım’a Tayland’ın  27 Şubat’ta Çin’e teslim ettiği 40 Uygur konusunda  şunları da  söyledi : “Dışişleri Bakanı olduğum dönemde Malezya ve Tayland’dan Türkiye’ye getirilen bir grup Uygur, gözyaşları içinde beni  ziyarete geldiler. aramaya geldiler. Bu Uygur soydaşlarımız   ormanlar ve  dağlar yayan aşarak  Tayland ve Malezya’ya kaçmışlardı. Bu Uygurların çoğunu biz Türkiye’ye getirdik. Türk Milleti  ve devleti olarak “Kaşgar’dan Gazze’ye kadar  tüm mazlum Müslümanların yardımına koştuk,  bundan sonra da koşmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak ;  Tayland’da  halen hapiste tutulan  8 Uygur’u koruma yükümlülüğü altında olduğumuzu düşünüyorum. Uygur kardeşlerimin yürekleri  yaralı ve kalpleri kırıktır. Hiç olmazsa bu 8 Soydaşımızın  kaçtıkları Çin’e   iade edilmesi  ivedilikle önlenmelidir. Doğu Türkistan meselesine ve bu geri verme olayına hangi açıdan bakarsanız bakın çok  üzücü bir durum. Uygurları korumak ve onların haklarını savunmak  Türk Milleti ve Devleti olarak bizim için   bir tercih değil, insani ve vicdanı  bir zorunluluktur. Tayland hükümetinin  bu insanlık dışı geri verme eylemi aslında insani kurallara ve  uluslararası hukuka aykırı  bir davranıştır. 2015’de  Çin’e teslim edilen  109 Uygur’un akibetlerinin bilinmediğini ve bu kez geri gönderilen Uygurların da ciddi işkence ve hatta ölüm cezasıyla karşılaşacakları mukadderdir.   Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta diğer Türklerin   kendi  öz ana vatanlarında içinde bulunduğu  durum içler acısı ve bir insanlık faciasıdır.   Çin’in  Türklere yönelik baskı, zulüm ve soykırım politikalarının şiddeti günden güne artarak sürmektedir.” dedi.
Türkiye Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM toplantısında, Tayland'dan sınır dışı edilen 40 Uygur konusunda Türkiye hükümetini eleştirdi. 5 Mart 2025, Ankara.

Doğu Türkistan’ı Unutursak, Tarih Bizi Asla Affetmeyecektir !
Gelecek Partisi Genel Başkanı ve T.C.  eski Dışişleri ve Başbakanı   Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu  Türk Hükümetine de çağrıda bulunarak sözlerini şöyle sonlandırdı : ”  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Türkiye’nin Çin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa’ya sesleniyorum : Lütfen mazlum Uygur Türkü Kardeşlerimiz için  diğer mazlumlar gibi  onların yanında da durunuz.  Türk Milleti çok  kadim  tarihlerden beri her zaman  mazlumların  yanında olmuş ve onların koruyucu olmuş ve Türkiye de onların sığınağı olmuştur. Türk Milleti ve Devleti olarak bugün de aynı tarihi  misyonumuzu devam ettirmeliyiz. Türkiye, Çin’in  Uygurlara yönelik  baskı, zulüm ve etnik soykırım uygulamaları  karşısında sessiz kalırsa tarih  bizi  asla affetmeyecektir.” ifadelerini kullandı.

Uzaktaki' soykırım: Doğu Türkistan! "Doğu Türkistan daha çok gündem olmalı" - Dünya ve Türkiye Gündemini Anında Takip Edin | Haber Portalı - aslinda.com

Çin’in İnsanlık Suçları Karşısında  Suskun Kalmak Asla Kabul Edilemez !
Özgür Asya(rfa.Org/Uyghur) Radyosunun konu ile ilgili sorularını cevaplayan ve Türkiye Çin ilişkilerini değerlendiren  Doğu Türkistan Vakfı eski Başkanı ve Uyghurnet.org Haber Sitesi Yönetmeni Hamit Göktürk şunları  söyledi : ” Merhum Liderimiz İsa Yusuf Alptekin her konuşmasını  ”  Türkiye Mazlumların yegane sığınağı ve istinatgahıdır. Allah aziz Türkiye’mizi  ilelebed korusun ve daima payidar eylesin!”duası ile  tamamlardı. Türkiye tarihi boyunca dini ırkı ne olursa olsun tüm mazlumlara daima kucak açmış, bağrına basmış ve  sığınak olmuştur. Ben de 1965 yılında kaçtığımız Afganistan’dan Devletimizin engin  şafkati  ve ilgisi ile Türkiye getirilen  ve Kaseri’ye iskanlı göçmen olarak yerleştirilen bir Uygur Türkü’yüm. Ülkemiz son zamanlarda batı ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Çin’i bir denge unsunu olarak görmekte ve ilişkileri günden güne arttırmaktadır. Elbette ki Ülkemizin çıkarları bizim için  de çok önemlidir. Türkiye güçlü  olarak var ise Doğu Türkistan başta tüm mazlum Türk İslam  Milletleri  davaları ile birlikte  var olabilecektir.  Ancak, bugün Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri  BM. başta 11 batılı ülke ve uluslararası hukuk ve insan hakları kuruluşlarının raporlarında ” İnsanlığa Karşı işlenmiş ve Etnik Soykırım suçu ”  olarak  tanımlanmış ve Çin yönetimi ağır ve sert şekilde eleştirilmektedir. Çin işgal yönetimi 2017’den beri Doğu Türkistan’ı adeta Fani Dünyanın cehennemine dönüştürmüştür. Türkiye başta  yurt dışında yaşayan Doğu Türkistanlılar ülkelerindeki aile ve yakınları ile hiç bir şekilde iletişim kuramamaktadır. Çünkü, Çin telefon, internet ve diğer iletişim araçlarını  kullananları terörcü olarak suçlamakta ve ağın cezalara çarptırmaktadır. 8 yıldır, karşılıklı ziyaretler yasaklanmıştır. Doğu Türkistan’da bu kadar ağır bir zulüm sürerken ve Çin Türkleri toptan yer yüzünden  tamamen silmek ve Türklerden temizlenen bu ata topraklarımıza etnik Çinlileri iskan ederek Çin ana karasına katmak istemektedir. Bugün Doğu Türkistan’da tarihin hiç şahit olmadığı ve kaydetmediği bir etnik soykırım ve insanlık faciası yaşanmaktadır. Ülkemizin çıkarları için Çin ile ilişkilerimiz elbette  daha da geliştirilerek devam ettirilsin.  Ancak, ülkemizin çıkarları gerekçe gösterilerek  Doğu Türkistan’daki bu soykırıma ve bu insanlık trajedisine sessiz kalmak,  görmemek  ve suskun kalınması  en azından insanı ve ahlaki bir tavır olmayacaktır elbette.  Türkiye, bu konuda suskun kalmamalı en azından söz ile de olsa bu durumu tepki göstermelidir.  Doğu Türkistan Türklerinin Uluğ Yaradanı’mızdan sonra tek umudu, teselli kaynağı ve   güvencesi Türkiye Devleti ve Anadolu Türkleri Soydaşlarıdır. Doğu Türkistan Türklerinin “Işık  Bize Batı’dan/Türkiye’den Gelir!” inancı  asla boşa çıkarılmamalıdır.” sözleri ile  değerlendirdi.
Share
249 Kez Görüntülendi.