UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
ABD. merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü(Human Right Watch =HRW) yayınladığı raporunda : “Çin yönetiminin işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta olmak üzeri diğer Türk halklarına karşı karşı insanlık suçu işlemeye devam ettiğini” açıkladı.
HRW. Örgütü 16 Ocak 2025’de yayınlanan yıllık insan hakları raporunda Çin’in işgalindeki doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta diğer Türk halkları ile Çinli olmayan diğer halkına yönelik insan hakları ihlalleri ile özel ve özet bölümünde de Çin’in Uygur halkına karşı işlediği insanlık suçlarının devam ettiği vurgulandı.
2025 Yıllık Raporun Doğu Türkistan ile ilgili bölümü ana başlıkları ile şöyle ;
- Çin hükümeti, sözde ” Aşırılık ve terörizme karşı Savaş” olarak tanımladığı ÇKP.devlet terörünün icra edilmesi kapsamında Uygurlara ve diğer Türk halklarına karşı insanlık suçları işlemeye devam ediyor. Bu suçlar arasında Uygurların keyfi olarak gizlice veya açıkça toptan tutuklanması, Çin tipi toplama kamplarına esir olarak kapatma, Uygurların Köle/İşçi olarak zorla çalıştırılması, Ailelerin zorla parçalanarak yok edilmesi, 7/24 süre ile bütün gündelik yaşamlarının izlenmesi. etnik, kültürel ve dini baskılar ve engellemeler
- Çin hükümeti Ocak 2024’te Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Konseyi ‘nin yıllık Periyodik İncelemesi sonucunda Uygur konusunda kendisine yapılan nde konuyla ilgili olarak Çin’e yapılan tavsiyelerin uygulanması konusunda başarısız olmuştur.
- Çin yönetimi BM. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 31.08.2022 tarihli Uygur İnsan hakları raporunu “Gerçeklerden yoksun, Yasadışı ve Geçersiz” olarak ilan ederek reddetmiştir.
- Çin yönetimi aralarında Prof. Rahile Davut(Sosyal Antropolog) Dr.Gülşen Abbas gibi bilim insanları, Farhat Saif, Adil Tuniyaz, Yalkun Ruzi başta onlarca yazar ve eğitimci, Serbest Gazeteci ve Blogger Ekber Esat, tanınmış ve sevilen Sanatcıler ve Sporcular ile toplumun her kesiminden önde gelen binlerce aydınları keyfi olarak tutukylamış ve Çin Hapishaneleri ile Çin tipi toplama kamplarına hapsetmiştir. ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Uygur aydını İsma Asda’nın da bulunduğu yarım milyon kişi Çin hükümeti tarafından hapse atıldı. belirtilenİnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yıllık raporuna göre, Çin hükümeti geçtiğimiz yıl boyunca Uygurların günlük faaliyetlerine karşı “terörizm ve aşırılıkçılık” suçu olarak ayrımcılık yapmaya devam etti. Örneğin, Mayıs 2024’te ÇKP Merkez Komitesi Politbüro üyesi ve Siyasi-Hukuk Komitesi sekreteri Chen Wenqing, sürpriz bir ziyarette “terörizme” karşı mücadelenin “düzenlenmesi” ve “normalleştirilmesi” çağrısında bulundu. Uygur.Geçtiğimiz yılın Şubat ayında, Uygur Özerk Bölgesi Halk Kongresi Daimi Komitesi, “Uygur Özerk Bölgesi Din İşleri Yönetmeliği”ni değiştirdi ve bölgedeki dini yerlerin görünümü, sayısı, konumu ve büyüklüğü üzerindeki kontrol ve kısıtlamaları daha da güçlendirdi. Uygur Özerk Bölgesi’nin yanı sıra insanların dini faaliyetleri üzerindeki kontrol ve kısıtlamalar.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Çin İşleri Direktör Yardımcısı Maya Wang, Çin hükümetinin gerçekleri inkar etmesine rağmen en az yarım milyon Uygur’un hâlâ uzun süreli hapis cezasıyla hapishanelerde bulunduğunu söyledi. “Çin hükümetinin baskıları sonucunda kaçırılan en az yarım milyon kişinin uzun hapis cezalarıyla cezaevlerinde tutulmaya devam ettiğini biliyoruz” dedi. “Çin hükümeti bölgedeki baskıcı politikalarını sürekli olarak inkar etse de, yeni kanıtlar toplu keyfi gözaltı, kitlesel gözetleme, etnik ve dini kimliklerin ifadesine yönelik kısıtlamalar ve zorla çalıştırma gibi politikaların burada devam ettiğini gösteriyor.”
Maya Wang, Çin hükümetinin Uygurların günlük faaliyetlerini “yasadışılaştırmayı” yoğunlaştırdığı bir durumda, acil zorluklardan birinin bölgedeki durumun normalleşmesini teşvik etmek olduğuna dikkat çekti. bir telefon görüşmesi. Çin hükümetinin Uygurlara yönelik düşmanca politikaları yalnızca Çin ile sınırlı değil. Şu anda Tayland’daki Uygurlar Çin’e iade edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Ancak Çin hükümeti şu anda yurt dışında bölgede durumun normale döndüğü propagandasını yapıyor ve yarım milyon kişi cezaevinde kalırken kampların kapatılması yönündeki propagandasını yoğunlaştırıyor. Buna karşı koymak için hükümetler Çin üzerindeki baskıyı asla gevşetmemeli.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporunda “Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in iktidarda olduğu on yıl boyunca gücü merkezileştirme çabalarının Çin genelinde baskıyı yoğunlaştırdığı” vurgulandı. Çin’de bağımsız kuruluşlar engellendi ve insanların ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlükleri elinden alındı. Dini özgürlüklerin ve insan haklarının savunucuları ve hükümeti eleştirenler zulme uğradı. Çin hükümeti, kültürel ve etnik özellikleri nedeniyle tehdit olarak gördüğü Uygurlar ve Tibetlilere yönelik baskılarını yoğunlaştırdı. Bölgede devam eden insanlığa karşı suçlar kapsamında yüz binlerce Uygur hâlâ cezaevinde. “Hong Kong’da sivil özgürlükler yok edildi.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, Çin hükümetinin kötüleşen insan hakları sicili dünya çapında geniş çapta kabul edilse de, çeşitli hükümetlerin Çin ile yaptıkları görüşmelerde insan hakları konularına öncelik vermemeleri, bu tür ihlallerin devam etmesine neden olmayacaktı. Bu nedenle kurum, bu yılki raporunda, küresel insan hakları krizinin, hükümetlerin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ndeki sorumluluklarını yerine getirmeleri ve hesap verebilirliği teşvik etmeleri açısından belirleyici bir rol oynayacağını vurguladı.