UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
ABD.merkezli Axios haber Portali Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki baskı, zulüm ve etnik soykırım cinayetlerinden kaçarak Türkiye’y sığınan Uygur Türkleri ile ilgili bir haber-analiz yayınlamıştır. Euronews haber Sitesince özet olarak Türkçe’ye çevrilerek yayınlanan bu haber analizde son yıllarda Türkiye ile Çin arasında gelişen iktisadi ve siyası ilişkilerin Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerinin faaliyetlerine yansıdığını ve Uygur Türklerinin Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri ve etnik soykırım uygulamalarının kamu oyuna anlatılarak duyurulması noktasındaki faaliyetlerini olumsuz yönde etkilediğini ve seslerinin kısıldığı öne sürülüyor. Türkiye yönetiminin bazı Uygur Aktivistlerin vatandaşlık başvurularının ‘ulusal güvenlik’ ve ‘kamu düzeni’ne tehdit oluşturdukları gerekçesiyle reddettiği ileri sürülüyor. Başvurusu reddedilenlerin özellikle ailelerinin Çin’deki tutukluluk halleriyle ilgili seslerini yükselten kişiler olduğuna dikkat çekildi.
Vatandaşlık başvurusu reddedilenlerin çoğunun özellikle ailelerinin Çin’deki tutukluluk halleriyle ilgili seslerini yükselten kişiler olduklarına da dikkat çekiyor. Axios haber sitesinin bu haber analiz için görüştükleri bazı Uygur Türklerinden biri olan Aktivist Alimcan Turdi’nin vatandaşlık başvurusunun reddedilmesini bu iddialara örnek olarak gösteriyor. Uygur Türkü Alimcan Turdi. 2013 yılında çocuklarının eğitimi için Türkiye’ye yerleşenlerden birisi. Turdi, birçok yakını ve akrabasının 2017 yılında Sincan’daki kamplara gönderildiğini ve hala onlardan haber alamadığını belirtiyor.
Uygur Aktivist Turdi : Çin’e Karşı yasal Faaliyetlerim nedeniyle Vatandaşlık Baş vurum reddedildi
2019 yılında Türkiye’de protestolar düzenlemeye başlayan ve Çin hükümetine karşı sosyal medyada açıkça eleştiride bulunan Turdi’nin yedi yıl süreyle yaşadığı Türkiye’de yaptığı vatandaşlık başvurusu Ekim 2021’de reddedildi. Turdi başvurunun reddiyle ilgili kendisine “ulusal güvenliğe engel” ve “kamu düzeni” ifadeleri yer alan bulunan bir belgeden başka bir açıklama sunulmadığını söyledi. Uygur aktivist Alimcan Turdi, 2017’de Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da resmi devlet politikası olarak toplu tutuklamalar ve Toplama kamplarına esir olarak hapsedilmesi uygulamasında kardeşleri tutuklanmış ve hapsedilmişti. Bunun üzerine kendisi gibi Aileleri mağdur edilen bazı Uygur Türkü Aktivistler ile birlikte “Doğu Türkistanlı Toplama Kampları Mağdurları Platformu”‘nun kurarak Çin’in Türkiiye’deki Diplomatik temsilcilikleri önünde hapsedilen Aileleri hakkında bilgi verilmesi ve onların bir an önce yargı önüne çıkarılması ve serbest bırakılması talebi ile barışçıl eylemler gerçekleştirdi. Daha sonra bir çok Anadolu kentlerini dolaşarak Doğu Türkistan’daki Çin baskı ve zulmünü gündeme taşıdı ve Türk Milletinden bu konuda yardım talep ettiler. Alimcan Turdi daha önce T.C. Vatandaşlığı için başvuruda bulunduğunu bu faaliyetlerinden sonra kendisi başta bir çok Uygur Aktivistin vatandaşlık başvurularını “Ulusal Güvenlik – Kamu düzenine tehdit oluşturdukları ” gerekçesiyle reddettiğini belirtiyor. Turdi bunun üzerine kendisinin Hollanda’ya iltica başvurusunda bulunduğunu ve kabul edildiğini ve eşi ve çocuklarını daha sonra yanına getirdiğini söylüyor. Turdi, açıklamasında Türkiye’yi duygusal olarak öz vatanı ve kendi evi olarak çok sevdiğini Türkiye’ye daima sadık kaldığını belirterek “Türk Vatandaşlığımın reddedilmesine çok üzüldüğünü” de sözlerine ekliyor.
Amine Vahit : Çin Kampında Esir Tutulan Yakınlarım İçin Protestolara katıldım ve Vatandaşlık başvurum Kabul Edilmedi
Axios’a yaşadıklarını anlatan ve elindeki belgeleri paylaşan başka bir Doğu Türkistanlı Uygur Türkü Amine Vahit. Şair Yazar ve Çevirmen olan Vahit 2015 yılından bu yana Türkiye’de yaşıyor. Amine Vahit kendisi ile birlikte 17 yaşındaki oğlunun da vatandaşlık başvuruları aynı gerekçeler ile Ekim 2021’de reddedildiğini belirtiyor. Amine Vahit, aile ve yakınlarının Çin Toplama kamplarında esir tutulduğu için İstanbul’da yapılan protestolara katıldığını ancak oğlunun hiçbir eyleme katılmadığını söylüyor. Bu durumun ise, kendisi ve oğlu için haksızca bir cezalandırma olduğunu dile getiriyor.
Çin’e Karşı Hiç Bir Eyleme Katılmadım, Ama,yine de Vatandaşlık Başvurum reddedildi.
Adının açıklanmasını istemeyen ve İstanbul’da yaşayan bir başka Uygur Türkü ise şunları açıklıyor : ” Ben ne de eşim ve 3 çocuğum Çin yönetimine karşı hiçbir protesto gösterisine katılmadık ve sosyal medya üzerinden da Çin aleyhinde hiç bir paylaşım ve faaliyette bulunmadık. Buna rağmen Vatandaşlık baş vurularımız aynı gerekçelerle yanı “Milli Güvenlik ve Kamu Düzenine Tehdit Oluşturduğumuz ” iddiası ile reddedilmiştir. ” şeklinde konuştu.
Türkiye Hükümeti Bu Konuda Hiç Bir Açıklama Yapmadı
Axios haber sitesi Türkiye’de yaşayan Uygur Türkleri hakkındaki bu iddiaları teyit için kendilerinin ” Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları ile ile Türkiye’nin Washington Büyükelçilğine baş vurduklarını ancak bu konuda hiç bir bilgiye ulaşamadıklarını belirtiyor.
” Türkiye’nin Çin’le İlişkileri Sıkılaşıp Güçlendikçe Çin karşıtı Uygurların sesi kısılıyor
Konuyla ilgili Washington merkezli Uygur Türkleri İnsan Hakları Projesi(UHRP) kıdemli program yöneticisi Elise Anderson ise bu durumu şu sözlerle yorumluyor : ” Türkiye’nin Çin’le ekonomik ve Güvenlik ilişkileri günden güne güçleniyor. Türkiye Çin’in talebi ile Türkiye’de yaşayan Uygurları daha sıkı takip ve kontrol altında tutuyor. 2019 yılında Oturma izni olan Uygur Türkü Zinnetgül Tursun ile 2 küçük kızını göz altına alarak Tacikistan’a sınır dışı etti. Tacikisitan ise Tursun’u 2 kızı ile birlikte Duşembe’de özel Çin Uçağı ile Çin’e teslim etti. Bunun dışında bazı Uygurların Çin Halk Cumhuriyeti’ne geri gönderildiğine dair iddialar vardır. Bütün bunlar göz önüne alındığında Çin yönetimi Uygurlara yönelik Sınır aşan/Sınır ötesi baskılarını Türkiye’de de sürdürmeye devam ediyor. Uygur Türklerinin vatandaşlık reddinin Çin’in gelişen baskı kabiliyetinin sınırlarının ötesine Türkiye’ye kadar uzandığının açık ve net örneğidir.” sözleri ile değerlendiriyor.
Bir Çok Uygur Geleceklerinden Endişeli
Uygur İnsan Hakları Projesi Yönetici Anderson bu anlattıklarına ek olarak şunları da sözlerine ekliyor : ” Türkiye’de yaşayan birçok Uygur Türkü bütün bu olanlara bakarak kendilerinin de başına bunların gelebileceğinden ve Türkiye’de güven içinde yaşayabilecekleri konusunda endişeli olduklarını belirtiyor. Çin hükümeti Ankara’dan bazı Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerinin kendisine teslim edilmesini istiyor. Ancak Türkiye yönetimi Çin’in bu yöndeki taleplerini insani, ahlakı ve Türkiye’nin tarihten gelen devlet geleneğine aykırı olduğunu belirterek bu talepleri sürekli olarak reddediyor. Türkiye şimdiye kadar Zinnet Tursun ve 2 küçük kızından başka hiç bir Uygur’u Çin’e teslim etmemiştir. Ancak, Türkiye’nin bu insani tutumuna karşılık, Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri başta bir çok Müslüman Arap ülkeleri şimdiye kadar onları Uygur Türkü Dindaşlarını kaçtıkları Çin’e teslim ettiği biliniyor.
Türkiye’de En Az 50 Bir Uygur Türkü Yaşıyor
Türkiye, Kazakistan, Özbekistan, Kırgizistan ve Tacikistan’dan sonra dünyanın en büyük Uygur Türkü diasporasına sahip ülkelerinin başında geliyor. Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerinin sayısının en az 50 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Anacak, Türkiye’de yaşayan, Vatandaşlık alamayan ve oturum iznini kaybeden Uygurlar vatansız durumuna düşüyor ve normal hayatlarını devam ettirmede örneğin; istihdam, bağımsız olarak eğitim ve öğretim hakları ile sağlık imkanlarından yararlanma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyorlar. iş kurma me ve sonucunda işlerini ve eğitim haklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
Axios haber analizini şu ifadeler ile sonlandırıyor : ” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çin’in işgalindeki Uygur bölgesinde henüz toplu tutuklamalar ve çalışma kampları inşa edilmemişken(2017 öncesi) Çin’in Uygur Türklerine karşı etnik şiddet uyguladığını ifade etmişti. Kendisi Başbakan iken, Çin’in 05 Temmuz 2009 Urumçi katliamı için Roma’da katıldığı G20 zirvesi sonrasında yaptığı basın toplantısında :” Urumçi’de olanlar adeta Soykırımdır! Bu soykırımın sorumluları yargı önünde hesap vermelidir!” sözleri ile Çin’in Urumçi katliamını “soykırım” düzeyine vardığını yüksek sesle dile getirmiş ve sert şekilde tepki göstererek eleştirmişti.
Aixos, haber analizini şu cümlelerle sonlandırıyor : ” Son yıllarda Türkiye Batı’dan uzaklaşıp Çin’le ekonomik bağlarını güçlendirmiştir. Bu son durumun Türkiye’de yaşayan Çin’in mağduru Uygurların Çin’e karşı eleştirel eylemlerinin kısıtlanması ve kesilmesine yol açmıştır.” sözleri ile yorumluyor.