UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
İstanbul-Marmara Üniversitesi
Türk- İslam ülkelerinin Türkiye’nin yanında yer alacağını düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.İstanbul Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Müdürü ve 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmacısı Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya Özgür Asya radyosu Ankara Temsilcisi Erkin Tarım’a Doğu Türkistan ile ilgili sorularını ” Türkiye başta Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Çin’in toptan soykırımla yok etmek istediği Doğu Türkistanlı Uygurlar,Kazaklar, Kırgizlar başta tüm Türk halklarına sahip çıkması gerektiğini” belirterek şunları söyledi : ” Benim Doğu Türkistan meselesine olan ilgim ve duyarlılığım öğrencilik yıllarıma kadar dayanır. ” Doktora tezimin konusu Doğu ve Batı Türkistan’ı kapsayan büyük ve Uluğ ‘Türkistan idi. Türkistan olarak tanımladığımız Coğrafya günümüzde bağımsız Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini, Güney Türkistan dediğimiz Afganistan’ın kuzeyini ve bugün Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’ın tamamını kapsamaktadır. Bunlar arasında Doğu Türkistan’ın özel bir yeri vardır. Yazdığım Akademik makalelerimde özellikle bağımsız Türk cumhuriyetlerinin ve Doğu Türkistan’ın diğer ülkeler ve etnik gruplarla eski çağlardan günümüze kadar olan siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerini inceledim. Araştırmalarım sırasında Doğu Türkistan hakkında birçok yeni bilgiye ulaştım. »
Doğu Türkistan Kadim Bir Türk Toprağıdır
“Akademik ve bilimsel araştırmalarım sonucunda Doğu Türkistan’ın kadim bir Türk toprağı olduğunu, buna rağmen Türkistan’in doğudan komşusu Çin’in bu toprakları işgal ettiğini ve daha sonrasında ise, pek çok sorunun ortaya çıktığını anladım. Yani Çin bu toprakları işgal ederek kontrolü altına aldıktan sonra tüm dünya ülkeleri ve Birleşmiş Milletler bu toprakları Çin toprağı olarak kabul etti. Komünist Çin rejimi bölgeye “Uygur Özerk Bölgesi” adı altında özerk bir statü verdiğini iddia ediyor. Ama uygulamada bu özerklik ve temel hakların asla verilmediğini biliyoruz. Çin, başta Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi gibi birçok uluslararası anlaşmayı imzalamış olmasına rağmen bu taahhütlerine hiçbir zaman uymamış ve Uygurlara karşı ciddi insan hakları ihlallerini halen sürdürmektedir. Çin’in “Özerk” olduğunu iddia ettiği bölgede pratikte hiçbir zaman özerklik kural ve haklarını tanımamıştır. Bölgede Çin işgalinin başladığı 1949’dan beri ve daha öncesinde de baskı, zulüm ve insan hakları ihlalleri vardı.Ancak, Xi Jingping iktidara geldikten sonra bu baskılar ve hak hukuk ihlalleri daha da ciddi ve ağır hale gelmiştir. Günümüzde Xi Jinping rejimi Uygurların sistematik bir şekilde yok edilmesine yönelik bir soykırım politikasını yoğun bir şekilde icra etmeye başlamıştır. Bütün bu sebeplerden dolayı Birleşmiş Milletler’in ilgili yasa ve hükümlerine göre dünya ülkeleri Doğu Türkistan’ı Çin tarafından zorla işgal edilmiş Topraklar olarak tanıması gerekmektedir.
Çin’in Etnik Türk Soykırımı Ciddi Boyutlara Ulaşmıştır
Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya günümüzde Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta tüm diğer Türklerin mevcut durumunun çok ciddi olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü : ” Uluslararası hukuk ve insani değerlere göre Doğu Türkistan’daki mevcut durum insani bir mesele haline dönüşmüştür. Doğu Türkistan’a sahip çıkmanın Uygurlarla kan ve akrabalık bağı bulunan diğer Türklerin ve ülkelerin milli bir görevi olduğu kendi gelecekleri açısından da çok önemlidir. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri yönetimleri bu konuda Uygurlara destek vermeli ve onları kollamalıdır. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar, Kazaklar, Kırgizler ve diğer Türklerle kan ve akrabalık, hısımlık ve dini bağları olan Türkistan Türklerinin Uygurlara sahip çıkma sorumluluğu vardır. Uygurlar Çin’in Soykırımına maruz kalmayıp sadece ekonomik ayırımcılık ve dışlanmaya maruz kalsalar bile, kendi başlarının çaresine bakmakla yükümlüdürler. Bu nedenle soykırıma uğrayan Uygurlara yardım etmek Türk ülkelerinin ve Müslüman ülkelerin hem dini hem de milli görevidir.”
Çin ile Karşılıklı Ekonomik İlişkilerde Türkiye Daima Zarar Etmektedir
Çin ile karşılıklı ekonomiik ve ticari ilişkilerde büyük bir dengesizlik ve Türkiye aleyhine işleyen bir ticari ilişki söz konusudur. Türkiye,2023’te Çin’den 40 milyar dolar tutarında mal ithal etmiş, buna karşılık ihracatı sadece 4 milyar dolar mertebesindedir. Yanı Türkiye Çin karşısında % 90 gibi büyük zararla karşı karşıya bulunmaktadır. Çin’den ithal edilen tüketim mallarının Türkiye’ye girmesiyle birlikte Türkiye’de birçok fabrika ve üretim tesisi kapanmıştır. İşçilerimiz işlerini, aşını ve ekmeğini kaybetmiştir. Türkiye, Doğu Türkistan sorunu başta ekonomik dengesizlikler konusunda Çin’e karşı önlemler alırsa diğer Türk ve İslam ülkelerinin de Çin’e karşı önlemler alacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Prof.Dr. Alaeddin Yalçınkaya Kimdir ?
1961’de Elazığ’da doğdu. Adapazarı Ozanlar Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 1987-1996 yılları arasında Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. İ.Ü. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde “Cemalettin Efgani ve Türk Siyasi Hayatı Üzerindeki Etkileri” konulu teziyle 1990’da Yüksek Lisans, “Sömürgecilik-Panislamizm Işığında Türkistan” başlıklı tezi ile 1995’te doktorasını tamamladı. 1993-1994 yıllarında, New York Universty, Center for Middle Eastern Studies’de visiting scholor (Misafir Araştırmacı) statüsüyle araştırmalarda bulundu. 1996’da Sakarya Üniversitesi’nde Yardımcı Doçent, 2000 yılında doçent, 2007’de Profesör olan Yalçınkaya, 2013 yılından beri Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesidir.
Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya Sakarya, Kocaeli, Bahçeşehir, Marmara üniversiteleri ile İstanbul, Şükrü Balcı Polis MYO’nda Uluslararası İlişkiler, Uluslararası Hukuk, Uluslararası Örgütler, Diplomatik Yazışma Teknikleri, Bölgesel Dış Politika, Türk Dünyası ve Kafkasya, İnsan Hakları Hukuku gibi alanlarda lisans ve lisansüstü seviyesinde dersler vermiş ve vermektedir. Evli ve iki çocuk babası olan Yalçınkaya, halen Marmara Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanıdır.
Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya’nın Doğu Türkistan sorununa olan ilgisi ve duyarlılığı öğrencilik yıllarına kadar dayanmaktadır. 1990’lı yıllardan beri çeşitli gazete ve dergilerde, internet sitelerinde Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri hakkında birçok inceleme/Araştırma yazıları ile ve makaleler yayınlamaktadır. Bu alandaki inceleme ve araştırmaları, Doğu Türkistan ve Uygur meselesinin Türk akademik alanında ve kamuoyunda farkındalığının arttırılmasında önemli ve değerli çalışmalarını sürdürmektedir.
Yayınlanmış kitapları şunlardır :
- Yetmiş Yıllık Kriz: Sovyetler Birliği’nde Moskova – Türkler İlişkileri
- Almatı’dan Akmola’ya Kazakistanı’ın Başkenti
- Türk Cumhuriyetleri ve Petrol Boru Hatları
- Etnik Düğümlerden Küresel Kördüğüme Kafkasya’da Siyasi Gelişmeler