UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Çin yönetimi işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik 2027’de çıkardığı Çin devlet Terörünün uygulanmasını sözde yasal hale getirdiği ” Radikalızm ve Terörcülerle Savaş” politikasından sonra Doğu Türkistan’ı dünyadan tamamen kopardı ve her türlü iletişimi ve ülkeye giriş çıkışları tümden kapatarak bu ülkeyi fanı dünyanın cehennemine çevirdi. O tarihten beri Doğu Türkistanlılar ülkelerindeki aile ve yakınlarının akibeti hakkında hiç bir bilgiye ulaşamıyorlar. Vefat eden aile ve yakınlarının ölüm haberlerini aylar sonra dolaylı yollardan öğreniyorlar.
1- Yalkun Uluyol : Türkiye’de uluslararası ilişikler bilim dalında öğrenim gören bir Doktora öğrencisi. Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri hakkındaki çalışmaları ile tanınıyor. Onun Çin sınırındaki Kumul kentinde yaşayan babası 16 yıl hapis ve Amcası ise ömür boyu hapis cezasına mahkum edilmiş. Bunun yanında 30’dan faza aile üyesi ve yakınları çeşitli cezalara çarptırılmış. 2017’den beri ülkesindeki ailesi ile tüm bağlantıtı ve iletişimi kesilmiş. Onların akibetleri hakkında hiç bir bilgisinin olmadığını söylüyor. Yalkun Uluyol ülkesindeki dramatik durumu “Muhacerette yaşayan tüm Uygurların neredeyse tamamı benim dururumda ve acı ve istıraplar ortak kadirimiz.” cümleleri ile özetliyor.
2- Nur Muhammet Tursun : Aslen Doğu Türkistan’in Hoten kentinde doğup büyümüş ve 2000’lı yılların ortalarından Türkiye’ye gelmiş. Halen İstanbul’da Geleneksel Uygur Milli Tebabeti ve onun eğitimi ile iştigal ediyor. Kendisinin Türkiye’de yaşaması ve Çin’in talebi üzerine ülkesine geri dönmediği için 67 yaşındaki Babası tutuklanmış.Ancak,hapsedildiği toplama kamplarında kendisine yapılan baskı,zulüm ve işkenceler ile kötü yaşam şartları onun hayatını kaybetmesine sebep olmuş. Ancak o Babasının ne zaman tutuklandığını ve nasıl vefat ettiği konusunda hiç bir bilgiye ulaşamadığını belirtiyor.Ayrıca. 68 yaşındaki Annse ile 49 yaşındaki ablası ” Terörcü ve Teröcülere yardım” suçlaması ile hapsedilmiş. Onların akibeti hakkında da hiç bir bilgisinin olmadığını söylüyor3- Bunların dışında yine Türkiye’de yaşayan ve kendilerine konuşan Dilnaz Kerim,Zöhre Sultan, Kifaye İhsan adlarındaki Uygur kadınları Çin’in mağdurları.Bunların ortak sorun ve takdirleri aynı dert ve istirapları ise ortak. Bunlar da her birinin aile ve yakınlarından en az 20-30 arasındaki kişinin tutuklandığını Toplama kampları ile Çin zindanlarına hapsedildiğini söylüyorlar. Bu Uygur hanımlar Çin baskı ve zulmünün mağdurları olarak kendi hayat hikayelerini yazara tek tek anlatmış.Onlar da Yalkun’un ifadelerini şu sözlerle tamamlıyorlar : ” Soydaş, Kandaş ve dindaşlarımız olan Türk İslam alemi ile İnsandaşlarımız olan insanlık bizi unutsalar bile , biz ana yurdumuz Doğu Türkistan’ı orada yaşayan aile- yakınlarımızı, dostlarımızı ve Milletimizi asla unutmayacağız.” şeklinde konuştular.