logo

trugen jacn

DİASPORADA YAŞAYAN UYGURLARIN ÜLKELERİNDEKİ AİLELERİNE ULAŞABİLME MÜCADELESİ

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Çin yönetimi   işgalindeki  Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik 2027’de çıkardığı  Çin devlet Terörünün uygulanmasını sözde   yasal  hale  getirdiği  ” Radikalızm ve Terörcülerle Savaş”  politikasından sonra Doğu Türkistan’ı dünyadan tamamen kopardı ve  her türlü iletişimi ve  ülkeye giriş çıkışları  tümden kapatarak bu ülkeyi fanı dünyanın  cehennemine çevirdi.  O tarihten beri Doğu Türkistanlılar ülkelerindeki aile ve yakınlarının akibeti hakkında hiç bir bilgiye ulaşamıyorlar. Vefat eden  aile ve yakınlarının  ölüm haberlerini aylar sonra dolaylı yollardan  öğreniyorlar.

Çin   İşgal yönetimi  tüm dünyanın tepkisini çeken bu acımasız  ve insanlık dışı uygulamalarının  üzerini örtmek ve uygar dünyayı bir kez daha kandırmak amacı ile içlerinde Türkiye’de yaşayan  kara vicdanlı, düşük profilli  ÇKP İşbirlikçisi    kiralık   adamlarını  Doğu Türkistan’a götürerek  bunlara yalan Propagandaları yaptırmakta   ÇKP Faşizmi  içerikli  cinayetlerinin üzerlerini örterek dünyadan gizlemek istemektedir.  Çin işgal rejimi  son dönemde Doğu Türkistan’da işlediği insanlık ve soykırım suçlarını unutturmaya yönelik  “Sincan hakkında güzel hikayeler anlatma” kampanyası  başlatmanın yanı sıra   bir dizi  yalan makinası  ürünü önlemlere başvurarak uluslararası topluma ve  dış dünyada Uygur bölgesinde her şeyin ” Güllük-Gülistanlık ve Normal”  olduğu yönünde genel bir izlenim yaratmak çabasına giriştiği gözlemleniyor.
Ancak. Zoykırımcı Çin rejiminin bütün bu yalan ve sahtekarlık  ürünü düzenbazlıkları uluslararası toplumda hiç bir inandırıcılık ve karşılık bulmaya yetmemektedir. Uygur dünyanın gerçek gazetecilik yapan onurlu ve vicdanlı medyasının Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da işlediği insanlık ve etnik soykırım suçlarını  ifşa etmeye  mazlum Uygur Türklerinin dert istiraplarını  duyurarak  gerçek gazetecilik ve insanı görevlerini yerine getirdiklerine memnuniyetle  tanıklık etekteyiz.
Türkiye'de Yaşayan Uygurlar Çin'i Protesto Etti
Diasporada Yaşayan Uygurların  Kalp Yaraları Kanamaya devam ediyor 
Bu konuda en son ABD merkezli  ” The Diplomat” gazetesinin 19 Mart tarihli  nüshasında Çin ve Uygur Türkleri konusunda  yazdığı makaleleri ile tanınan   yazar Ruth Ingram Türkiye başta diğer yurt dışında yaşayan  Uygurlarla yapılan raportajini  “Yurtdışındaki Uygurların Kalpleri  Hala Kanamaya Devam Ediyor” başlığı ile kaleme aldığı bir yazı yayınlandı. Yazı   şu çarpıcı cümlelerle Doğu Türkistan’daki insanlık dışı durumu  şu çarpıcı cümleler ile özetleyerek başlıyor ” 2017’den bu yana sürgünde yaşayan çok sayıda Uygur, ülkelerindeki aile  yakınları ile  hiç bir şekilde  iletişim kuramıyor. Çin tüm  internet,telefon ve kendi sosyal medya platformlarını yurt dışında yaşayan Uygurlara kapatmış durumda. Bu yasaklara uymayan ve Çin’in bu acımasız   sansürünü  kaldırmak isteyenler  Casusluk ve teröristlikle   suçlanarak en ağır cezalara çarptırılıyor. Ancak bu süreçte  Uygurlar, ortaya çıkan çeşitli bilgi ve sonuçlardan şu ortak bir gerçeği görmeye başladılar:  ” Doğu Türkistan’da  tutuklanan  ve cezalandırılan  Uygurlar herhangi bir hata veya kusur işledikleri için değil, sadece Uygur oldukları için cezalandırılıyor. Bu durum ise işgalci  ve baskıcı ÇKP rejiminin  Han Şövenizminden beslenen   etnik ayırımcı ve dışlayıcı  orijinal doğasından  kaynaklanmaktadır.  Başka uluslara hayat hakkı tanımayan geleneksel aşırı Milliyetçi Çin Şövenizminin bu  suçları   böylesine korkunç sonuçlara  yol açmaktadır.”
Söz konusu  Makalede  sözü edilen  Mağdurlar Ve   Konuştukları Şöyle ; 
Yalkun Uluyol on X: "I have not only talked about my work on ...

1- Yalkun Uluyol : Türkiye’de uluslararası  ilişikler bilim dalında öğrenim gören bir Doktora öğrencisi. Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri hakkındaki çalışmaları ile tanınıyor.  Onun  Çin sınırındaki Kumul kentinde yaşayan babası 16 yıl hapis  ve Amcası  ise ömür boyu  hapis cezasına mahkum edilmiş.  Bunun yanında 30’dan faza aile üyesi ve yakınları çeşitli cezalara çarptırılmış. 2017’den beri ülkesindeki ailesi ile tüm bağlantıtı ve iletişimi kesilmiş. Onların akibetleri hakkında hiç bir bilgisinin olmadığını söylüyor.  Yalkun Uluyol  ülkesindeki dramatik durumu  “Muhacerette yaşayan tüm  Uygurların neredeyse tamamı benim dururumda ve  acı ve istıraplar ortak kadirimiz.” cümleleri ile özetliyor.

2- Nur Muhammet Tursun : Aslen Doğu Türkistan’in Hoten kentinde doğup büyümüş ve 2000’lı yılların ortalarından Türkiye’ye gelmiş. Halen İstanbul’da Geleneksel  Uygur Milli  Tebabeti ve onun eğitimi ile iştigal ediyor. Kendisinin Türkiye’de yaşaması ve Çin’in talebi üzerine ülkesine geri dönmediği için 67 yaşındaki Babası tutuklanmış.Ancak,hapsedildiği toplama kamplarında kendisine yapılan baskı,zulüm ve işkenceler ile kötü yaşam şartları onun hayatını kaybetmesine sebep olmuş. Ancak o Babasının ne zaman tutuklandığını ve nasıl vefat ettiği konusunda hiç bir bilgiye ulaşamadığını belirtiyor.Ayrıca. 68 yaşındaki Annse  ile 49 yaşındaki ablası ” Terörcü ve Teröcülere yardım” suçlaması ile hapsedilmiş. Onların akibeti hakkında da hiç bir bilgisinin olmadığını söylüyor3-  Bunların dışında yine Türkiye’de yaşayan  ve kendilerine konuşan  Dilnaz Kerim,Zöhre Sultan, Kifaye İhsan  adlarındaki Uygur kadınları Çin’in mağdurları.Bunların  ortak sorun ve takdirleri   aynı  dert ve istirapları  ise ortak. Bunlar da her birinin aile ve yakınlarından en az  20-30 arasındaki  kişinin  tutuklandığını Toplama kampları ile Çin zindanlarına hapsedildiğini söylüyorlar. Bu Uygur hanımlar Çin baskı ve zulmünün  mağdurları olarak  kendi hayat hikayelerini yazara tek tek anlatmış.Onlar da Yalkun’un  ifadelerini şu sözlerle tamamlıyorlar : ”  Soydaş, Kandaş ve dindaşlarımız olan  Türk İslam  alemi ile  İnsandaşlarımız olan   insanlık bizi unutsalar bile , biz   ana yurdumuz Doğu Türkistan’ı orada yaşayan  aile- yakınlarımızı, dostlarımızı ve Milletimizi asla unutmayacağız.” şeklinde konuştular.

Share
635 Kez Görüntülendi.