Çin rejiminin Doğu Türkistan’ı hem fiziksel hem de sanal bariyerlerle dünyadan izole etmesi, Uygurların yaşadığı zulmü daha da artırmaktadır.

UAM.Başkanı İdris Babasının Ölüm Haberine 7 Ay Sonra Ancak Uluşabildi

Çin’in bu insanlık  dışı acımasız ve vahşet  uygulamalarının bu acı gerçeklerinin son mağdurlarından biri de  Uygur İnsan Hakları Aktivisti ve ABD.merkezli Uygur Araştırmalar Merkezi(UAM)  Başkanı Abdulhakim İdris. UAM Başkanı İdris Doğu Türkistan’ın Hoten kentinde yaşayan  ve bu yılın Ocak  ayında 81 yaşında iken, hayatını  kaybeden Babası  Hacı Abdulkerim Zikrullah İdris’in vefat haberini 7 ay sonra  almasıdır. Ayrıca, babasının ölüm nedeni ve  nerede ve nasıl  hayatını kaybettiği  hakkında hiçbir bilgiye sahip olmamasıdır.  Babasının vefat haberini dolaylı yollardan ve 7 ay sonra   alabilen İdris ölüm haberinden başka babası hakkında  hiç bir bilgiye ulaşabilmiş değil.

Abdulhakim İdris : Babamın Sesini  En Son  Nisan/2017’de  Duyabildim

 

Kendisi genç yaşta, ailesinden uzakta, Çin zulmünü dünyaya anlatma görevini üstlenmiştir. Ancak Doğu Türkistan’a dönme şansı olmayan İdris, babasını son kez 20 yıl önce görmüş ve en son 25 Nisan 2017’de onunla konuşabilmiştir.

Ailesinin yaşadığı yer, Çin kontrolü altında olduğu için iletişim kurmaları bile tehlikeli hale gelmiştir.

Bir kaynaktan gelen bilgiye göre, Abdulhakim İdris’in babası Abdulkerim Zikrullah İdris 7 ay önce vefat etmiştir.

Ancak annesi hakkında henüz bir haber alınamamıştır ve kardeşleri ile kardeşlerinin eşleri hala toplama kamplarında tutulmaktadır.

Bu haberleri öğrenen İdris, büyük bir acı yaşamış ve babasının kaybını bir şehit gibi görmüş, özgürlük ve adaletin bedelinin ağır olduğunu ifade etmiştir.

Uygur Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris “Bir oğul olarak kalbim buruk, son yıllarında babamla vakit geçiremedim. Güzel anılar bir film gibi gözlerimin önünde geçmeye başladı. Babam inanan, çalışkan ve adanmış bir adamdı. Beni bugün olduğum gibi yetiştirdi ve halkımız için çaba göstermem için bir yola soktu. Özgürlük ve adalet bedelsiz gelmez, Doğu Türkistan halkının  ödediği ve ağır bir şekilde ödemeye devam ettiği bedel budur. Bir soykırım sırasında memleketinde vefat eden babamı şehit olarak görüyorum, Allah’ın ona cenneti bahşetmesi için dua ediyorum ve bir gün orada tekrar bir araya gelmesi için dua ediyorum” ifadeleini kullandı.

Çin rejimi, Uygurlara yönelik soykırım baskısı ile yurtdışındaki Uygurlar ile aileleri arasındaki iletişimi engellemekte ve böylece sevdiklerinin durumunu öğrenmek isteyen Uygurları işkenceyle baş başa bırakmaktadır.

Bu acı gerçek, devam eden soykırımın vahametini ve ciddiyetini kanıtlamaktadırBu olay, günümüzde iletişim teknolojisinin en üst seviyede olduğu bir dönemde bile, Çin rejiminin Doğu Türkistan’daki baskısının ve zulmünün ne kadar ağır olduğunu göstermektedir. Tüm dünya, bu soykırıma dur demeli ve Müslüman ülkeler dahil, bu insanlık trajedisini görmezden gelenler soykırım suçunun ortakları olarak tarih önünde yer alacaklardır.

Ailesinin yaşadığı yer, Çin kontrolü altında olduğu için iletişim kurmaları bile tehlikeli hale gelmiştir.

Bir kaynaktan gelen bilgiye göre, Abdulhakim İdris’in babası Abdulkerim Zikrullah İdris 7 ay önce vefat etmiştir.

Ancak annesi hakkında henüz bir haber alınamamıştır ve kardeşleri ile kardeşlerinin eşleri hala toplama kamplarında tutulmaktadır.

Bu haberleri öğrenen İdris, büyük bir acı yaşamış ve babasının kaybını bir şehit gibi görmüş, özgürlük ve adaletin bedelinin ağır olduğunu ifade etmiştir.

Uygur Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris “Bir oğul olarak kalbim buruk, son yıllarında babamla vakit geçiremedim. Güzel anılar bir film gibi gözlerimin önünde geçmeye başladı. Babam inanan, çalışkan ve adanmış bir adamdı. Beni bugün olduğum gibi yetiştirdi ve halkımız için çaba göstermem için bir yola soktu. Özgürlük ve adalet bedelsiz gelmez, Doğu Türkistan halkının  ödediği ve ağır bir şekilde ödemeye devam ettiği bedel budur. Bir soykırım sırasında memleketinde vefat eden babamı şehit olarak görüyorum, Allah’ın ona cenneti bahşetmesi için dua ediyorum ve bir gün orada tekrar bir araya gelmesi için dua ediyorum” ifadeleini kullandı.

Çin rejimi, Uygurlara yönelik soykırım baskısı ile yurtdışındaki Uygurlar ile aileleri arasındaki iletişimi engellemekte ve böylece sevdiklerinin durumunu öğrenmek isteyen Uygurları işkenceyle baş başa bırakmaktadır.

Bu acı gerçek, devam eden soykırımın vahametini ve ciddiyetini kanıtlamaktadır.

Bu olay, günümüzde iletişim teknolojisinin en üst seviyede olduğu bir dönemde bile, Çin rejiminin Doğu Türkistan’daki baskısının ve zulmünün ne kadar ağır olduğunu göstermektedir. Tüm dünya, bu soykırıma dur demeli ve Müslüman ülkeler dahil, bu insanlık trajedisini görmezden gelenler soykırım suçunun ortakları olarak tarih önünde yer alacaklardır.

detail-photo-fancybox-1