Son Dakika
Almanya’da 1 Ağustos’ta yayınlanan “Süddeutsche Zeitung”, “Almanya’nın ortasında – sizi bulacağız: Almanya’da Çinlilere nasıl zulmediliyor?” başlıklı bir makale yayınladı. Makale, Çin’in ulusötesi zulmünün ve zulmünün kurbanı olan birkaç Çinli’yi anlatmakta ve diasporadaki Uygurların karşılaştığı sorunlara ışık tutmaktadır.
Makale, 2010 yılında Çin’den Almanya’nın başkenti Berlin’e kaçan ve Çinliler tarafından tehdit edilen Çinli bir kız çocuğu olan Su Yutong olayıyla başlıyor. Daha sonra 2017 yılında Almanya’da siyasi sığınma talebinde bulunan sanatçı Yang Weidong, Almanya’da doktora okuyan Hu Jiangqiao ve Hollanda’da yaşayan siyasi aktivist Wang Jingyu gibi Çinlilerin vakaları maruz kalıyor. Çin rejiminin sınır ötesi şiddeti belirli örneklerle anlatılıyor.
Makaleye göre, mevcut Çin Komünist rejimini beğenmeyen gurbetçi Çinlilerin davranışı, Çin’in hoşlanmadığı şeyleri yapmaktır. Örneğin: Su Yutong, Özgür Asya için makaleler yazdı ve sosyal medyada Çin Komünist Partisi aleyhinde konuştu, Hu Jiangqiao, Çin büyükelçilikleri önünde Çin karşıtı protestolarda Hong Konglulara katıldı, annesi spor doktoru olan Yang Weidong, Çinli sporcuların Uluslararası atletizm yarışmalarında doping kullanan Wang Jingyu, ancak Çin’e karşı siyasi faaliyetlerde bulundu. Bu nedenle Çin rejiminin dış nüfuzu tarafından farklı şekillerde tehdit edilmişlerdir. Bu tehdit özellikle Almanya’da büyüyor.
Almanya’nın ulusal güvenlik teşkilatı Federal Anayasayı Koruma Dairesi tarafından geçen hafta yayınlanan bir rapora göre, Çin’in Almanya’daki casusluk faaliyetleri gerçekten de artıyor. Rapor, Çinli casusların emekli Alman devlet adamlarını, etkili milletvekillerini ve ünlü siyasetçileri Çin’e seyahat etmeye davet ettiği konusunda acilen uyarıyor.Çin casusları Almanya’daki farklı partilerin liderlerine yaklaşarak onları etkilemeye çalışıyor. Çin casusluk uygulamalarına karşı daha duyarlı olunduğu iddia edildi.
Dernek Başkanı Bay Wang Issa’ya göre, Çin’in yurtdışındaki Uygurlara yönelik sınır ötesi baskılarının ana hedefi, yurtdışındaki Uygur ulusal hareketidir. Konuşmasında, Çin’in dış etkisinin acilen uluslararası ilgiyi çeken önemli bir konu haline geldiğini vurguladı.
Makaleye göre Çinli casuslar, bazı Çin vatandaşları tarafından internette “vatan haini” ve “milli ikiyüzlü” olmakla suçlanan Çinli muhaliflere karşı şu tehdit yöntemlerini kullanıyor:
Washington D.C.’deki Uygur Eylem Örgütü’nün direktörü Bayan Abbas, Uygurların Çin’de sınır ötesi tehditlerin baskısı altında en çok baskı altında olan ulus olduğuna inanıyor. Yurtdışındaki Çinli casusların uzun süredir Uygurlara karşı çok çeşitli önlemler kullandığını kaydetti.
“Güney Almanya gazetesi” bu yazısında esir kamplarında Uygurların maruz kaldığı soykırımı kısaca anlattıktan sonra şu ifadelere yer verdi: “Uygurlar gibi Pekin’in uzun eli ile karşı karşıya olan başka bir grup yok. 2017’den bu yana, Batı Çin’deki Türk kan sistemine ait Uygurların anavatanı olan Sincan’da büyük ölçekli bir yeniden eğitim kampları sistemi kuruldu. Yurt dışından, bilinmeyen kaynaklardan gelen aramalar ve evdeki babalardan, teyzelerden ve kız kardeşlerden gelen aramalar da esir kamplarına işaret edebilir. Son yıllarda Avrupa’da sürgünde yaşayan Uygurlara evlerinden yapılan aramaların sayısı arttı. “Genellikle koltukta veya sahne önünde oturan polis onlarla uzlaşıyor.”
Yazıda Kongre Kadın Komitesi Başkanı Zumrat Ay’ın açıklamalarına da yer verildi. Zumrat’ay, yaptığı konuşmada Çin rejiminin yukarıda belirtilen önlemleri Uygurlara geniş çapta uyguladığını belirterek, “Akrabalarımızı rehin aldılar. Çin’in merkezinde yer alan Münih’te eskiden 200-300 kişi Çin’i protesto ederdi ama şimdi bu sayı azaldı.Özgür dünyadaki Uygurlar da Çin tehdidinin gölgesi altında yaşıyor. Kendisi de bugün bu konudaki röportajımızı aldı ve görüşlerini dile getirdi.
BENZER HABERLER