Son Dakika
Doç.Dr.Adem Öğer :
Nevşehir- Hacı Bektaş Üniversitesi öğretim üyesi ve Uygurbilimci Doç.Dr.Adam Öger’in Özgür Asya radyosuna yaptığı değerlendirmesi ise, şöyle : ” Ben 2013 yılında Kaşgar’a gittim. Kaşgarlı Mahmut ve Yusuf Has Hacip ve Karahanlıların ilk Müslüman Türk hükümdarı Abdulkerim Satuk Buğra Han’in Türbelerini ziyaret ettim. 2013 yılındaki seyahatimde Kaşgar’ın antika değerindeki sokak ve mahallelerinin güzelliklerini gördüm. Uygurlara özgü güzelliklerinden çok etkilendim ve çok memnun kaldım. Kaşgar gerek maddi, gerekse manevi olarak ve özgün yaşantıları ile Uygurlar için çok önemli ve yaşamlarımızda özel yeri olan antik bir kent olduğunu gördüm. Kaşgar’in ve Uygurların bu sahip olduğu bu kültür ve medeniyet değerleri aynı zaman biz Anadolu Türklerinin ve tüm Türk dünyasının çok değerli ortak değerlerimizdir. Bu nedenle Çin’in Kaşgar’da ve bölgenin diğer kentlerinde yaşayan Uygurlara yönelik bu soykırım uygulamalarını “Elimizi Ovuşturarak” seyredilmesi asla kabul edilemez.
Kaşgar’da en son Ağustos-Ekim 2016 arasındaydı ve o dönemde Kaşgar’daki toplulukların yıkımına ve dönüşümüne tanık oldu. 2010’daki Kaşgar ile 2016’daki Kaşgar arasındaki farkın dünya çapında olacağını belirtti.
Çin hükümetinin bu din değiştirme projelerini Uygurları kontrol etmek amacıyla yürüttüğünü de vurguladı.
Adam Öger, Kaşgar’ın dönüşümü hakkında şunları söyledi: “2013’te oraya gittiğimde dikkat ettim. Çin hükümeti, “yenileme” bahanesiyle Uygur topluluklarını dönüştürmeye başladı. O zamanlar, bu tür bir değişikliğin yerel halkın geleneklerini bozmaya yönelik olduğunu anladım. Mahmud Kashkri ve Sutuk Bugrakhan gibi şahsiyetler sadece Uygurların değil, tüm Türk dünyasının ortak kültürel ikonlarıdır. Bu nedenle Çin hükümetinin Keşmir ve diğer vilayetlerdeki Uygurlara yönelik “yok olma” politikası hoş görülemez. Bir milletin dilini, dinini, kültürünü yok etmeye çalışmak, o milleti yok etmeye eşdeğerdir. Günümüzde soykırımın tanımı da farklıdır. Bir millete soykırım yapmak için o milleti öldürmek gerekmez, o milletin dilini ve dinini yasaklamak soykırım sayılır. Çünkü bu kadar eski bir tarihe sahip bir şehri yok etmeyi planlamak, yerel halkın kalp atışlarını durdurmaya çalışmak gibidir. Uygur folklor hukuku üzerine çalışan bir araştırmacı olarak bu durum beni çok üzüyor.
Adam Öger de Sayın Rune’nin görüşünü desteklediğini ifade ederek, “Ben de çok kötümser değilim. Elbette Kaşgar gibi tarihi bir şehirle karşı karşıya olduğumuzda atalarımızdan önce anlatacak bir hikayemiz var. Bizim de gelecek nesillerimize anlatacak hikayelerimiz var. Tabii şu anda çok tehlikeli bir durumdayız. Ama bir rejim bir kültürü değiştirme, yok etme, yok etme gücüne sahip olsa bile ben güçlü bir kültürün yeniden canlanacağına inanıyorum. Artık dünyanın her yerinde yaşayan Uygurların Uygur kimliklerini hararetle savunmaları için yapabileceğimiz tek şey var. Aklımıza ve kimliğimize sahip çıktığımız sürece inanıyorum ki bir gün Kaşgar’da, Hotan’da, Komul’da, Turpan’da Uygur kültürü yeniden canlanacak.
https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/qeshqer-cheqish-03212023115516.html