26 Ekim 2022’de BM.Üyesi 23 ülkenin   girişi ile toplanan  ve Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar, Kazak ve Kırgizlar başta Müslüman Türk azınlıklara yönelik insanlık suçları ile etnik soykırım uygulamalarının  bir kez daha müzakere edildiği ve Çin’in 31 Ağustos’ta açıklanan  Uygur İnsan Hakları Raporunda belirtilen ihlallerin ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla   yapılan  toplantıda söz alan Türkiye Temsilcisi Büyükelçi  Sayın  Feridun Sinirlioğlu şöyle konuştu:

” BM. ve uluslararası toplum, Çin’in  Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman Uygur Türklerinin sistematik insan hakları ihlallerini ve bunun Uygur ve diğer Müslüman azınlıklar üzerindeki sonuçlarını görmezden gelmesi  ve sessiz kalması asla kabul edilemez.

BM’nin  hazırladığı ve 31 Ağustos’ta  açıkladığı Uygur insan hakları  raporu, Uygurların insan haklarının ciddi şekilde ihlal edildiğini ve  dini ve etnik kültürlerinin tehdit altında olduğu yolundaki iddiaları  doğrulamıştır.  Ayrıca, üzülerek  söylüyorum, uluslararası toplumun Çin’in  Uygurlara yönelik  uygulamalarına  ilişkin tüm endişelerinin  doğru olduğunu ortaya koymuştur. Uygurların temel insan hak ve özgürlüklerinin ciddi şekilde ihlal edildiğini ve kültürel kimliklerinin tehdit altında olduğu de  kanıtlanmıştır.   Çin yönetiminin bütün  bu uygulamalarının  Uygur Türklerinin kendi öz  anavatanlarında barış, huzur ve güven içinde yaşama şanslarının olmadığını doğrulamaktadır. Çin’in  BM. Teşkilatının açıkladığı Uygur insan hakları raporunda İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin tavsiyelerine  kesin olarak uyması, gerekir. Bunun için Çin yönetimine yönelik tavsiye ve ikazların sürdürülmesi ve gerekirse baskı yapılmalıdır. Ayrıca, Çin’in mağdur ve mazlumu  Uygurlar ve diğer etnik gurupların kollanarak bölgede işlenen insanlık suçları ile etnik soykırım cinayetlerinin sorumlularından bu suçlarının hesabı sorulmalıdır.

Uygur Türkleri kendi  anavatanlarında  etnik  kimlik ve kültürlerini, gelenek ve göreneklerini  koruyabilmeli, evrensel  insan hakları bildirgesinde belirtilen  temel insan haklarını sorunsuzca kullanmaları sağlanmalıdır. Milli  onurlarını koruyarak  yaşayabilmeli ve devam etttirebilmelidir.  Ayrıca, Uygurlar başta Uygur bölgesinde yaşayan diğer  tüm Türk halkları  ana vatanlarında  rahat ve huzur içinde  yaşayabilmelerinin sağlanması  için uluslararası toplumun  derhal harekete geçmesi gerektiğine dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Bunun için uluslararası toplumun endişelerini ve beklentilerini yansıtmaya devam etmeleri  gerekiyor. Çin’in Uygur Türklerine ve  diğer etnik  Türk azınlıklara yönelik yaygın  ve sistematik insan hakları ihlallerine ve sonuçlarına seyirci kalamayız veya bunlara göz yumamayız. Bu ihlalin ciddiyeti, derhal harekete geçilmesini gerektirmektedir. Raporun tavsiyelerini uygulamak ve Çin’i sorumlu tutmak için İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile birlikte ortak ve işbirliği içinde  çalışmak artık bizlerin  ortak sorumluluğumuz olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye Büyükelçisinin Konuşması Cesurca,Net  ve Umut Verici