UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü(HRW) Kazakistan yönetimine  çağrıda bulunarak  “‘ BM. başta uluslararası platformlarda Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar, Kazaklar ve diğer Türk halklarına yönelik soykırım uygulamalarına karşı   daha duyarlı  olmaları ve onların feryatlarına kulak vermeleri” gerektiği açıkladı.

HRW Örgütünün  Avrupa ve Merkezi Asya işleri Direktörü Hugh  Wiliamson’un kaleme aldığı  makalesinde ;Doğu Türkistan’ndaki mevcut  facialı  Kazakistan için de çok önemli olduğuunu,Çünkü  Uygur bölgesinde tutuklanarak Çin tipi toplama kamplarına  hapsedilenlerin arasında Kazakistan Vatandaşları ile Kazakistan’da Oturma İzni olan Çin Vatandaşı  Kazakların da bulunduğu bildirdi.

HRW Direktörü Hugh  Wiliamson yamsun yazısında şunları da dile getirdi : ” Çin yönetimi BM’lerde Uygur raporunun açıklanmasını engellemek için  büyük çabalar göstermesine rağmen” Ülkelerin Çin’i gerekli ve duyarlı tepki  göstermeleri ve Uygur sorununun BM.lerde gündeme alınarak tartışılması çok önemlidir. özellikle   dünyanın bu  insani değerlerin altında ezilip kaldığı bir dönemde Kazakistan’in  destek ve katkıları  İnsan Hakları Konseyi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler’in değerlerine verdiği desteğin bir göstergesi olacaktır. dir. tehdit” b Çin yönetimi 2017’den itibaren Toplama kampları ve devasa Hapishaneler kurarak en az 1 milyon civarında Uygur ve   bir kısım Kazakları  bu kamp ve hapishanelere kapatmıştır. Ancak, Kazakistan hükümeti  BM.lerdeki konu ile ilgili müzakerelerde bu  insanlık dışı acımasız vahşete  karşı kulaklarını tıkamayı sürdüregeldiğini üzüntü ile izliyoruz.  Çin’in Uygurlarla ilgili BM raporunu engelleme girişimlerine rağmen, “hükümetlerin buna hak ettiği acil ilgiyi göstermesi ve BM’de tartışılması çok önemli bir olaydır.  Kazakistan’da Çin’in Uygur bölgesindeki baskı,zulüm ve soykırım uygulamaları konusunda  her zaman kayıtsız ve sağır kalmıştır.

Kazakistan, BM.Yüksek Komiseri Bachelet’in 31 Ağustos’ta  Uygur raporunun açıklanıp açıklanmaması konusunun  ele alınabilmesi  için  kendi sorumluluğunu  yerine getirmeli   ve özellikle BM.İnsan Hakları Yüksek Konseyinin   asli değerlerinin tahdide maruz kaldığı bir süreçte  bu insani değerleri kollaması ve desteklemesinin  çok önemli olduğunu düşünüyorum.