logo

trugen jacn

KAMP MAĞDURU BAKTIGÜL:”KAPLAN KOLTUĞU”‘NDA 24 SAAT ARALIKSIZ İŞKENCE GÖRDÜM

Bakıtgül Ramazan, 1969 doğumlu ve  Doğu Türkistanlı Kazak Türkü. Yıllar önce Kazakistan’a göç ederek  Kazak Vatandaşı olmuş. Yakınlarını ziyaret için Doğu Türkistan’a gitmek için  sınırı geçmek isterken Çin polisi Pasaportuna el koyarak kendisini bir  Toplama Kampına hapsediyor.Kampta kaldığı sürece kendisine sistematik baskı,zulüm ve işkenceler yapıldığını  ve bunların içinde en acımasız ve korkuncunun ise Çin’in Kaplan Koltuğu adını verdikleri bir İşkence koltuğu olduğunu söylüyor.Gardiyanların kendisini bu işkence aleti Kaplan Koltuğuna bağlayarak 24 saat süre ile işkence yaptığını anlatıyor. Bahtigül Ramazan’ın Roma merkezli ACI KIŞ(Bitter Winter)adlı haber Sitesinde yayınlanan raportajini aşağıda sunuyoruz.(UYHAM)  

Bakıtgül Ramazan ile röportaj.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA AMERKEZİ(UYHAM)

Bahtigul Ramazan 29 Temmuz 1969 tarihinde Doğu Türkistan’in Durılbicin ilçesinde doğdu. 2014 yılında Kazakistan’a göç ederek bu ülke vatandaşı oldu.

Bahtitgul Ramazan  8 Ekim 2017’de  Doğu Türkistan’da yaşayan 20 yaşındaki  oğlunu görmek için Doğu Türkistan sınırına geldi. Pasaportuna sınırdaki güvenlik görevlileri tarafından hemen el konuldu.  29 Aralık 2017’de   kaldığı oğlunun evinden Çin Polislerince göz altına alındı ve  Çin’in Eğitim ve İdeolojik Eğitim Merkezi olarak tanımladığı  Çin tipi bir  Toplama Kampına  hapsedildi.  İşgal yetkilileri kendisinin tutuklanmasının nedeninin Komünist Parti’nin yıllık  aidatını  zamanında ödemediği ve ayrıca  saçını yönetimin istediği şekilde kısa kesmediğini iddia ettiler.

Bahtigül, Doğu Türkistan’da  iken, Çin Komünist Partisi’nin bir üyesiydi ve  ÇKP’ye yıllık üyelik  aidatını düzenli olarak ödüyordu. Ama  Kazakistan’a göç ettiği  yılda  ÇKP aidatını ödemeyi unutmuştu.

Bahtigül Ramazan, Acı Kış( Bitter Winter) haber sitesine  Toplama  kamplarındaki hayatını şöyle anlattı :

  • Toplama Kampındaki hayatımız benzer ve rutin idi. Tek tip tutuklulara özel  mavi üniforma giymek zorundaydık.
  • Biz tutuuklular(Mahkumlar) Çin dilini, Komünist partini metheden ve öven  şarkılar ile ÇKP Marşlarını ı ezberlemek ve  yüksek  sesle hep bir ağızdan tekrarlamak zorunda idik.
  • Tutuklulara zorla  dans  etmeyi  öğretiyorlardı.
  • Tutukluları İşlemediği suçları itiraf etmeye ve Parti ideolojisine aykırı  geçmişteki tüm eylemlerini  itirafa “hatırlamaya” zorluyorlardı.

Sorgulamada Bana Yöneltilen Suçlamalar  

  • ÇKP  üyelik  aidatını geç  ödemenin nedenleri  ile  Aidat ücretini ödemede geç kalmanın ne kadar kötü olduğu sürekli tekrarlıyorlardı.
  • Kazakistan’ı neden 32 kez ziyaret ettiğimın sebeplerini anlatma ve kendilerini tatmin etmem isteniyordu.
  • Kazakistan’da iken,namaz kılıp kılmadığım  ve  insanların İslami inanca göre  namaz Namazı kılmasının ne kadar kötü bir şey olduğu sürekli söyleniyordu.

Kamplar, Yaşam Şartları ve Bana Yapılan  İşkenceler 

  • Beni  ilk olarak  Önce Dörbiljin ilçesinde bulunan Turgan Toplama Kampına hapsettiler. Daha sonraları ise bu kampın yakınlarında yeniden inşa edilen başka bir kampa naklettiler. ardından yakınlarda yeni inşa edilen bir kampa transfer edildim.
  • Bir keresinde bana çok ağır işkenceler yapıldı. Kaplan Koltuğu(Yolbars Orunduk) adı verilen Çelikten yekpare olarak yapılan İşkence koltuğunda 24 saat boyunca  vücudum  bu koltuğa zincirlendi. Ellerime kelepçe ve ayaklarıma prangalar takıldı. Ağzıma biber gazi sıktılar ve zaman zaman elektrik verilerek işkence yaptılar.
  • Kamplarda kaldığım süre içerisinde   kaldığım Koğuşlarda akşamları ellerim kelepçeleniyor  ve ayaklarıma ise pranga vuruluyordu.
  • Toplama kampının  koğuş ve hücreler çok soğuktu ve  ısıtılmıyordu . Verilen kıyafetler  yetersiz ve  çok ince idi ve bizi soğuktan korumaktan uzaktı. Verilen yemekler azı ve  çok yetersizdi.
  • Yetersiz beslenme ve soğuktan şikayet edenler ağır cezalara çarptırılıyordu. Şikayet ettiği için ağır cezalara  çaptırılan bir çok kişiye bizzat tanık oldum.
  • Çinli gardiyanlar çok vahşi ve acımasızdı. Bize işkence yaparken ve  vücudumuza vururken, bundan adeta keyif alıyorlardı.
  • Tutuklu kadınlar arasında çok sayıda Tungan(Çinli Müslüman) kadınlar vardı. Onlara da zulüm ve işkenceler yapılıyordu.  Namaz kılmaya  kalktılar ama engellendiler. Ayrıca  onların saçları dipten traş edilerek hücre cezasına çarptırıldılar.
  • Tutukluların aileleri ile ayda bir kez olmak üzere demir parmaklıklar arkasından  görüşmelerine izin veriliyordu.
  • Kadın tutukluların doğurganlıklarının  yok edilmesini sağlamak için Rahmin içine   cihaz takılıyordu.
  • Kadın tutuklulara takılan  cihazların takılması, çıkarılması ve diğer mudahele  için    cezaevi hastanesine gönderiliyordu.
  • Bir keresinde bu işlemler için ben de 15 gün hastanede kaldıktan sonra  eskiden kaldığım Turgun kampına geri gönderildim.
  •  Tutuklular Ramazan ayı boyunca  oruç tutmamaları için çok sıkı  kontrol ve gözetim altında tutuluyorlardı.
  • Müslüman Türk tutuklulara  işkence etmek, onlara hakaret ve aşağılamak  amacı  zorla domuz  eti yemeye zorlanıyorlardı.
  • Tutukluların Müslümaca  dini ritüellerini yerine getirmediklerinden emin olabilmek için onların  ellerini ve yüzünü nasıl yıkadıkları sürekli izleniyordu.
  • Tutuklular bütün bu ağır baskı  ve takibata raımen, çok dikkatliydi ve tüm dini uygulamalarını  Çin yönetiminden gizleyerek  ve kaçırarak  yerine getirmeye çalışıyorlardı.
  •  Toplama Kampı yetkilileri  bütün bu baskılara rağmen, dini ibadetlerinin gereğini yerine getirmeye çabalayan ve Namaz kıldıkları için cezalandırılan kadınların bu dini bilgilerinin bütün engelleme ve yasaklamalara rağmen nereden,kimden ve nasıl öğrendiklerini  konusunda hayretlerini gizlemiyorlar ve hatta şaşırıyorlardı.
  • Benim kaldığım Kampa tutuklu  yaklaşık 400 Kazak kadını vardı. n bulunduğunu bildirdi.
  • Ben kampa hapsedildikten sonra Yedi veya sekiz ay sonra kamptaki bazı katı  kurallar aniden değiştirildi.  Hapishane gardiyanları, mahkumlara daha fazla yemek isteyip istemediklerini  sormaya başladı.
  • Toplama Kampı Yetkilileri beni serbest bırakmadan önce  Kampın ve tutukluların durumu hakkında  konuşmamam gerektiğini ihtar ettiler.
  • Kazakistan’a döndükten sonra bu konuda ayrıntı verirsem yakınlarımı cezalandıracakları tehdit ve şantajinda bulundular.
  • Tutukluların ziyarete gelen yakınlarına kamptaki gündelik hayat, beslenme ve diğer konularda konuşmaları ve hatta ağlamalarının kesin olarak yasak olduğunu sıskı sıkıya tembih ediyorlardı.
  • Ağlamak ve kamptan şikayet etmek yerine ÇKP’ye ve hükümete minnettar olduklarını söylemeleri tembihliyorlardı.
  • Tutuklulara , Kazakistan’ın  Çin yönetimi açısından “dünyanın en tehlikeli 26 ülkesinden biri” olduğu ve bu ülkede yuvalanan  teröristler tarafından rahatsız edildiği söyleniyordu.

Toplama Kampından  Kurtarılması

Bahtigül,  Kazakistan’da yaşayan eşi ve 2 çocuğunun israrlı giriişimleri sonucunda  Kazakistan yönetimince   24 Aralık 2018’te Toplama Kampından kurtarıldı.   Ardından 6 ay gözetim altında tutuldu ve mahalli birimde maaşsız nöbetçi (Köle/İşçi)  işçi olarak  zorla çalıştırıldı.  Ancak, kendisine  bu 6 ay zorla çalıştırılması karşılığında bir kez 20 RMB(Çin Halk Parası=Yen) daha sonra ise bir kez olmak üzere  100 RMB  çalışmasının ücret ödendi. Yaklaşık  20 & = 300 TL.) verildi, ancak kendisine departmanın tüm emirlerine uyması gerektiği söylendi.

19 Ağustos 2019’da kendisine Kazakistan’a gitme izni  izni verildi ve 20 Ağustos 2019’da Kazakistan sınırını geçti. İki kızı ve kocası, Kazakistan’da sürekli olarak onun için başvurdu ve yardım istemek için Almatı’daki Atajurt  İnsan hakları Ofisinden yardım istedi. Bahtigül’un Çin Toplama Kamplarından kurtarılmasında eşi ve çocuklarının çabaları ve  Kazakistan halkının bu konudaki tepkileri ve protesto eylemlerinin büyük rol oynadığı bildirildi.

Share
2537 Kez Görüntülendi.