Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
ABD, Çin Tarafında Aldatılmasını Hazmedememektedir
ABD ve batı Avrupa ülkeleri 35 yıldan beri, Çin’in kalkınması için finans ve teknolojik desteği sağlamaktadır. ABD. Türkiye’ye yapmaktan kaçındığı özel gümrük indirimi ve teşvikini Çin’e uygulamıştır. ABD. bu özel ayrıcalık ve yardımları Çin’e sağlarken, gelişen ve kalkınan Çin’in uygar dünyanın bir parçasına dönüşeceğini ön görüyordu. Ancak, Çin Komünist Partisi yönetimindeki Çin, bu yardımlar ve özel olarak uygulanan bu ayrıcalıklar sayesinde kalkındıkça içeride kendi halkına ve bunun yanında özellikle işgali altındaki Doğu Türkistan,Tibet ve Güney Moğolistan bölgeleri ile diğer Çinli olmayan uluslara baskı ve assimilasyonu günden güne arttırdı. Dışta ise komşularına ve çevre ülkelerine olan tehdit ve şantajlarını artırmaya ve bölge ve dünya barışını tehdit etmeye ve korku yaratmaya başladı. Sonuçta kendilerinin kalkınıp gelişmesine yardım etmek için dev yatırımlar yapan Avrupa ve ABD şirketlerini ülkeden gitmeleri için yeni yaptırımlar ve baskılar uyguladı. Böylece bu dev yatırımcı şirketler Batı kapitalizminin iştihasını kabartan 1.5 milyarlı dev pazardan bir biri ardı sıra bu ülkeden kovulmaya başlandı. Bu baskı ve ağır yaptırımlara direnen ve bu ülkede varlığını sürdüren Şirketler ise, ağır müeyyedeler ve vergi cezaları altında ezilmektedir. Günümüzde Çin, dünyanın ABD.’den sonra 2. en büyük ekonomik gücü haline gelmiştir. Bu muazzam güç ise, Çin’de tek ve hakim bir siyasi güç olan Çin komünist partisi tarafından ve bu Parti’nin 21 kişilik Politbürosu (Merkezi Komitesi) üyesi olan mutlak Tiranlar tarafından yönetilmetdir. Bugün yer küremizdeki global ve uluslar arası terörizmin en büyük lojistik sağlayıcısı ve destekçisi Çin Halk Cumhuriyeti’dir. Afganistan’da Taliban’ın, Orta Doğuda İŞİD’in elindeki teknolojik çalıntı ürünü ucuz silahların hemen hemen tamamının Çin malı olması bu tezimizin en büyük ve çıplak kanıtı olarak orta yerde durmaktadır.
Sinsilik, kadim ve klasik Çin kültüründe bir maharet olarak kabul edilmektedir. Çin’in nihai amacı ise,1950’lı yıllardan itibaren dillendirilen ABD.’nı de geçerek dünyanın birincisi yanı hakimi olmaktır. Ancak, Çin güya başkalarının mağduru ve sadece kendi evinin işi ile meşgulmüş görüntüsünü yayarak ve başkalarını de bu yalana inandırarak 30 yıldan fazla bir süredir, başta ABD. sonra tüm dünya’yı kandırarak uyutmayı başarmıştır. Çin, ABD’nin yardım ve desteği olmadan bugünkü konumuna gelmesi asla mümkün değildi. ABD’lı iş adamları Çin’de dev yatırımları yaparken, Çin kalkınıp halkın refah düzeyi arttıkça liberal ekonominin gereği olarak ülkenin demokrasiye geçeceğine, ABD’nin ve hür dünyanın değerlerinin yanında saf tutacağına inanıyordu. Diğer yandan ise, ABD istihbarat elemanları yönetici, iş adamı, Millet vekili, ordu mensubu ve gazeteci kılığında Çin’e gelerek Çin’in üst düzey yetkililerine kadar ulaşarak istihbarat toplamayı başardılar. Aslında Çin yönetimi kendileri ile ilişki kuran bu çeşitli kılık ve konumdaki insanların ABD istihbarat elemanları olduğunu çok iyi bildikleri halde, aptal rolünü oynayarak onları kandırdılar ve bu ABD ajanlarına yanıltıcı bilgi ve belgeleri çok kolay şekilde elde etmelerini sağladılar. Çin’in özellikle göz yumması sayesinde elde edilen bu sahte bilgilere dayanarak Beyaz Saray şu sonuç ve kanıya vardı; “ Çin ekonomik ve askeri olarak güçlendiğinde, Çin’de belirli oranda bir orta sınıf şekillenecek, ondan sonra ise, Çin komünist partisi ülkeyi istikrarlı ve barışçıl bir şekilde batı normlarına uygun ve çok partili demokrasiye dönüştürecektir.”
Batılılar, kapalı kültüre sahip Çini fazla tanımıyordu. Masa başında Çin hakkında araştırma yapan ABD’li aydınlar, bir defa Çini görmekle yada Çin hakkında birkaç kitap okumakla kendilerini Çin uzmanı olarak gören Türk aydınlardan daha fazla kibirli idiler.
Âncak, Çin’in bu sinsi aldatmacalarının çok geç farkına varan ve Çok geç uyanan ABD elitleri sonunda Çin konusunda çok kötü şekilde yanıldıklarını anladılar. Çünkü, Çin 2007 de uzaya bir roket göndererek yörüngede ömrünü tamamlayan kendi uydusunu vurarak yok etmişti. Bu durum ABD’yi telaşlandırdı. 13 Mayıs 2013 tarihinde Çin, ilk Anti uydu özelliğine sahip uydusunu uzaya gönderdi. 14 Mayıs 2013’te Çin Komünist Partisi organ yayını olan “Halk’ın Günlüğü” gazetesi” Siçüan eyaletinin Şichang uydu fırlatma merkezinden fırlatılan DN-2 Tipi roketin uzaydaki uyduları vurma denemesinin üçüncüsünü gerçekleştirdiiklerini açıkladı. Bu, durum ise, Çinin ABD.ile uzay savaşına hazır olduğunu ilan etmesi idi. Daha sonra, Çinli Hackerler gurubu ABD’nin kritik devlet kurumlarına siber saldırılar yaptı ve devletin çok gizli bilgilerine ulaşarak bu bilgileri Çin devleti adına çaldılar, Daha sonra, Çin’in ABD.’ye ait gizli bilgileri çalması ve önemli bazı kurumları çalışamaz hale getirmesi, Çin deniz kuvvetlerinin deniz tatbikatında ABD uçak gemilerinin gövdesin’deki zırhları konumundaki kalın çelik duvarları delik deşik etmesi, Çin büyüsüne kapılmış olan ABD devlet adamları ile ABD.Ordusu Komutanalarının derin uykusundan sıçrayarak uyanmasına sebep olmuştur.
Büyüsü bozulanların en başında ise, Çince’yi ana dili gibi konuşan ve çok iyi bilen ve 45 yıllık ömrünü Çin’de ve Çin’e odaklı istihbarat toplamakla geçiren Michael Pillsbury olmuştur. Michael Pillsbury 2015 de yayımladığı “ Yüz Yıllık Maraton: ABD’nin konumunu elde etmek İsteyen Çin’in Dünya’ya Mutlak ve Tek Hakimi Olma Stratejisi” (Zhe Hunderd – Year Marathon: China’s Secret Strategy to Replace America as zhe Global Superpower) kitabında, ABD için ajanlık yaparken, Çin’in verdiği yönlendirici sahte bilgilerle, Çin’in yakın gelecekte demokrasi’ye geçeceği konusunda nasıl Washington yönetimini ikna etmeye çalıştığını, ancak,bu konudaki acı gerçeklerle çok geç yüzleştiğini itiraf eder. Ayrıca, kendisinin ABD’deki Çin Lobisi için çalıştığını anladığında ise, kendisinin nasıl aldatıldığını ve nasıl utanç içinde kaldığını acı acı nedamet duyarak pişmanlık hikayeler ile anlatmaktadır. Michael Pillsbury kitabında, Milattan önce yazılan Çin”in 36 maddeli savaş sanatının 10. Maddesindeki “Tebessüm içine hançer saklamak” (Şiaoli sang dao) hilesinin kurbanı olduktan sonra Çini anladığını kabullenmek zorunda kalmıştır. Çin’in sinsi aldatmacaların kurbanı ve bu acı tecrübelerin sahibi bu Michael Pillsbury’nın, yeni ABD.Başkanı Donald Trump’un ekibinde, devlet güvenlik Komitesi Asya daire başkanlığına atanacağı konuşulmaktadır.
Aslında Pekin’ in ABD’den geçerek bir numara olma hedefi, Komünist Çin’in Kurucusu ve ilk başkanı Maozedong’un “ ABD emperyalizmi kağıttan kaplandır.” dediği 1958 yılında başlamıştır. Mao, bu tarihsel hedefini “İngiltere’den geçerek , ABD’ye Yetişmek ” Sloganını dillendirdiği ve Çin’de 45 milyon insanın ölümüne sebep olan “ Büyük ilerleme= Sıçrayarak İlerlemek Harekatı” ile birlikte deklare etmiştir. O, yıllarda Çin çok fakir ve yoksul idi. Bu Kampanya sırasında hayatlarını kaybeden 45 milyon insan’da Mao’nun sun’i olarak yarattığı kıtlıktan yanı açlıktan ketleler halinde olmüştür. Günümüzde Çin’deki tek partili iktidarı de yine Mao tarafından kurulan bu parti’nın varisi ve devamıdır. Onun gayesi “Kağıttan kaplan ABD’den geçmek” idi. Sonrakiler, ve şimdikiler de Mao’nun bu Han Şövenizmi ve Çin Faşizmi temelli idealini gerçekleştirmek için, günümüzde Çin’de yaşayan 1,35 milyar Çin vatandaşlarını çalışma hakkından başka hiçbir hak ve hukuka sahip olmayan “Sadece Çalışan Robotlara ” dönüştürmüştür.
ABD, Çin’in kalkındıkça ve geliştikçe ÇKP’nın komünist rejiminin daha çok güçlendiğinin farkına vararak görmüştür. Diktatörler, seferberlik noktasında müthiş avantajlara sahiptirler. Çin’de sadece bir tek kişinin konuşma özgürlüğü ve karar verme yetkisi vardır. Tek Güç ve karar Verme sahibi olan Çin, bugün ABD.ve Batı ülkelerinin destek ve yardımları ile dünya barışına tehdit eden ve tüm insanlığı korkutarak geleceklerini karartan bir ülke konumuna gelmiştir.
En sonunda uyanan ve aklını başına alan ABD, bugün bundan 40 sene önce yürürlüğe koyduğu “Kızıl Çin ile iş birliği yaparak Sovyetler Birliği’ni Dengeleyerek Önleme ” stratejisini tam tersinden uygulamaya sokmaya hazırlanmaktadır.
Bu ters Stratejilerin neler olacağını yeni Başkan Donald Trump’un görevi devir alacağı 20 Ocak 2017 tarihinden sonra daha net bir şekilde görebileceğiz ve bu Ters Strateji uygulamalarına daha açık şekilde hep birlikte şahit olacağız. ( 3.Bölümün sonu.Yazı devam edecek.)
Etiketler: Çin » Dünya » Edebiyat » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Kültür Sanat » Makale Analiz » Ordular ve Silahlar » Siyaset
BENZER HABERLER