Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
2014 yılında tutuklanarak Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve halen Urumçi’de İşgalcı Çin’in zindanlarında tutulan Uygur Demokrasi ve Hukuk Hareketi Lideri ve Uygurların Vicdanı Doç.Dr.İlham Tohtı’nın Avrupa Parlamentosu Saharov Ödül Komitesi tarafından 2016 Saharov Barış Ödülü’ne resmen aday gösterildiği açıklandı.
Dr.Tohtı’nın 2016 yılı Saharov Barış Ödülü’ne aday gösterildiğine dair haber 15 Eylul 2016 ‘de öğle’dene sonra Avrupa Parlamantosu Kurumsal İnternet sitesinde yayınlandı.
Özgür Asya radyosu internet sitesinde yer alan haberlere göre çeşitli ülke, kurum ve kuruluşlar tarafından AP.2016 Saharov ödülüne aday gösterilenler arasından seçilen son 7 kişinin adları açıklandı. Aday olarak gösterilenlerin i isimleri Avrupa Parlamentosu Dış ilişkiler ve Kalkınma Komitesi tarafından tesbit ediliyor ve ilgili komisyonların de tasvibinden sonra Avrupa Parlamenetosu genel kurulu tarafından onaylanıyor.En çok oyu alan aday Saharov ödülünü alıyor. Bu ödül Avrupa Parlamentosu tarafından verilen en üst ve prestijli bir ödül olarak kabul ediliyor.
Avrupa Parlamantosu 11 Ekim 2016 tarihinde yapacağı özel oturumda Saharov Barış Ödülü adayını belirlemek üzere aday 3 kişi arasında seçim yapıyor ve en çok oyu alan aday Saharov Barış Ödülü sahibi olarak kabul ediliyor. Avrupa Paralamentosu ödül sahibine Barış ödülü ile birlikte ayrıca, 50 bin Avro para ödülü de veriliyor.
2016 Saharov Ödülü Adaylarından 3 kişi Türk Asıllılardan Oluşuyor.
Bu yıl verilen Sahorov ödülü adaylarından 3 kişi Türk asıllı kişilerden oluşuyor. Birisi Uygurların vicdanı Dr.İlham Tohtı diğeri ise,Kırım Türklerinini efsanevi Lideri ve Kırım Milli Hareketi’nin cesur ve kahraman yolbaşçısı Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu olarak gösterilmiştir.Diğer aday ise, yine Türkiye’den kaçan bir gazeteci Can Dündar. İnsan hakları,Hukuk ve Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yazıları ile tanınan ve en son devlet sırlarını ifşa eden yazıları dolayisiyle bir süre hapsedilen ve tahliye olduktan sonra yurt dışına kaçan Can Dündar aranan ve hakkında yargılama süreci devam eden bir sanık olarak biliniyor. Türk devleti ve Milletine yaptığı ihanet ve işlediği ağır suçlar nedeniyle yurt dışına kaçan bu kanun kaçağı ve şüphelinin Dr.İlham Tohtı ve Cemiloğlu gibi demokrası ve insan hakları ve özgürlük kahramanları ile birlikte anılması ve aday olarak gösterilmesi anlamsız ve ardniyetli bir tavır olarak kabul ediliyor bu durum tepki ile karşılanıyor.
Dr.Tohtı’nin Aday Gösterilmesi Uygur Diasporası’nda Sevinç ile karşılandı.
Uygur Demokrasi ve Hukuk hareketi Lideri ve Uygurların vicdanı olarak anılan Doç.Dr.İlham Tohtı’nın 2016 Saharov Barış ödülüne aday gösterilmesi,Doğu Türkistan’da ve diaspora’da yaşayan Uygur Türkleri arasında büyük bir memnuniyet ve Doğu Türkistan davasının büyük bir zaferi olarak tanımlanmış ve sevinç ile karşılanmıştır.
Türkiye’de yaşayan Uygur düşünce ve bilim adamları,Dr.Tohtı’nın Avrupa Parlamentosu Saharov barış ödülüne aday gösterilmesini insan hakları,demokrasi ve hukuk’un zaferi olarak nitelendirdiler. Dr. Tohtı’nın tek başına cesurca ve kahramanca mücadelesinin Doğu Türkistan davası yönünden büyük ve olumlu bir sonuç ve katkı olarak değerlendirdiler. Ayrıca,Uygur aydınların Dr.Tohtı’nın yalnız Saharov ödülü’ne değil Nobel barış ödülüne de layık olduğunu çünkü,Dr.Tohtı’nın kendisini dünya devi olarak gören Çin’e karşı tek başına cesurca bir duruş sergilediğini belirttiler. Ayrıca, ifade özgürlü ve yasal ve barışçı yollarla Uygur Türklerin hak ve hukukunu koruma mücadelsi veren büyük bir kahraman olarak kabul ettiklerini ifade ettiler.
Prof.İnayet : Dr. Tohtı’nın Mücadelesi Nobel Ödüllü Çinli muhalif Liyu’dan daha değerlidir.
Türkiye’de yaşayan Uygur Türkü fikir ve bilim adamı ve Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Prof.Dr, Alimcan İnayet, Dr.İlham Tohtı’nın büyük bir düşünce adımı, Halk kahramanı ve önemli ve örnek bir mücadele adamı olduğunu belirterek şunları söyledi : “ Dr.Tohtı’nın Saharov Barış Ödülü’ne aday gösterilmesini çok önemli buluyorum. Dr.Tohtı Uygur Türklerinin demokratik ve insanı haklarını talep etme yolunda kendi hayatını feda etmiştir. O,Uygur Türklerinin fedekar, kahraman ve cesur bir evladı olarakmücadele tarihimizdeki yerini almıştır. Dr.Tohtı’nın mücdelesi ve yöntemi, geçtiğimiz yıllarda Nobel ödülüne layık görülen Çinli aydın ve insan hakları savunucusu Liyo Şavbu ile büyük bir benezerlik göstermektedir. Liyu, etnik Çin ulusunun anayasal haklarını ve özgürlüklerinin uygulamada da ÇKP.iktidarı tarafından verilmesini talep ettiği için tutuklanmış ve hapis cezasına çarptırılmıştır. Dr.Tohtı de aynı şekilde ve ondan farklı olarak Çin anayasası ve sözde Uygur Özerk Bölgesi yasasında yazılı olan insanı,siyasi,sosyal ,kültürel ve en önemlisi dini hak ve özgürlüklerin uygulamada da tatbik edilmesini ve verilmesini talep etmiştir.O,barışcıl yollar kullanmış ve bu düşüncesini kalemi ile dile getirmiştir. O, sadece Uygurların Çin anayasası ve sözde Özerk Bölge yasalarının uygulamalarda da icra edilmesini ve verilmesini talep etmiştir.Hiç bir zaman şiddet yolunu teşvik etmemiş ve bu yola asla baş vurmamıştır.Daima barışçıl ve yasal yolları kullanarak mücadele etmiştir. Saharov ödülünün kendisine verilmesinin onun hakkı olduğunu düşünüyorum. Dr.Tohtı’nin ileride Nobel ödülü verilmesi de gündeme getirilmesi gerekir, diye düşünüyorum. Bu konuda başta Dünya Uygur Kurultayı , Türkiye, AB.ülkeleri ve diğer diasporada’da faaliyet gösteren Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları yaşadıkları ülkelerin STK.larının de destek ve katkılarını elde ederek Parlamentolar, hükümetler ve uluslar arası kuruluşlar nezdinde etkin ve sürekli şekilde çalışmaları yapmalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum.”şeklinde konuştu.
Fikir adamı şair ve yazar Mehmet Emin Hazret : Dr.Tohtı büyük bir dahi ve kahraman.Nobel ödülünü bile hakketmiş bir Mücadele adamıdır
Türkiye’de yaşayan Uygur Türkü fikir adamı,Şair, yazar, senarist ve film yapımcısı Uyghurnet.org yazarlarından Mehmet Emin Hazret Dr.Tohtı’nın Saharov barış ödülüne aday gösterilmesi ile ilgili olarak şunları ifade etti ; “ Dr.Tohtı Uygur Türklerinin son 60 yıllık işgal devrinde yetiştirdiği en büyük bir deha ve Uygur Türklerinin son yıllarda yetiştirdiği cesur bir kahramandır.O, mensubu olduğu Uygur Türklerini çok iyi inceleyen ve yakından tanıyan bir aydındır. Uygur Türkleri ile Çinliler arasındaki sorunların Çözümü noktasında güç- oran miktar ve dengesini çok iyi ve bilimsel bir şekilde inceleyen bir araştırmacı ve bilim adamıdır.Aynı zaman’da Çin’i de çok iyi tanımaktadır.Çin anayasası ve Sözde Özerk bölge yasalarının yasama ve hukuki yönden bir çok batı ölçü ve değerlerine çak yakın olduğunun ilk kez farkına varmıştır.Örneğin,Çin anayasası ve özerk bölge yasalarında verilen ve tanınan hak ve hukukun İspanya’nın bask ve Katalonya özerk bölgeleri ile Rusya’nın bir çok özerk Cumhuriyetlerindeki özerk yasalarına çok yakın haklar içerdiğinin bilincine varmıştır. Siyasi,ekonomik,kültürel ve doğal zenginliklerin merkezi yönetim ile paylaşımı güvenlik kuvvetlerinin ihdası ve benzeri konulardaki bir çok hususların onlardan hiç de gerisinde olmadığını tesbit etmiştir. Dr.Tohtı yıllarca bu yasal ve hukuksal konularda çalışmalar yapmış ve bu konularda kendisini bilimsel yönden geliştirmiş ve yetiştirmiştir. Yasaları çok iyi incelemiş ve Uygur sorununun hukuki altyapısını tesbit etmiştir. Daha sonra mücadeleye Çin yasalarına uygun ,fikrini, kalemini barışçıl yollarla kullanmıştır. En önemlisi o Çin ulusu ve onların kanaat önderleri,aydınları ve bilim insanları üzerinden kişisel dostluklar kurarak onlarla ortak değerler noktasında anlaşarak onların da katkı ve yardımları ile Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri sorununu diyalog ve barışçıl yöntemlerle çözüme kavuşturma yolunu seçmiştir. Çinli aydın,entellektüeller ve onlar kanalı ile Çin toplumunun merkezi Çin hükümetine baskı yaparak ve ikna etme yolunu tercih etmiştir. Dr.Tohtı tek başına bu mücadeleye girişirken,kendisinin tutuklanacağını ve hatta öldürülebileceğinin farkında idi ve bunu çok iyi biliyordu. O,Uygur Türklerinin hak ve hukukunu elde etme ve onları sesi olma ve seslerini duyurma noktasında kendisini bilerek feda etmiştir.
Kırım Türklerinin efsanevi Lideri Sayın Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu’nun de aday gösterilmesi çok yerinde bir karar ve sevindirici bir gelişmedir. Cemiloğlu yıllardır Tatar kardeşlerimizin haklarının tekrar elde edilmesi ve anavatanları Kırım’a dönebilmelerini sağlamak için Sovyetlerin en kudretli zamanlarında kahramanca Kırım mücadelesine girişmiştir.Ancak,Sovyetlerin zevalının yaklaşması ona büyük avantajlar sağlamıştır.Demokrasi değerlerinden ve nimetlerinden akıllıca yararlanmasını bilmiş ve davasını başarıya taşımıştır.
Ancak,Dr.Tohtı kapalı kutu olarak dünya’ya kapatılan Doğu Türkistan yaşayan Kardeşlerine ümit vermiş ve milli ruh aşılamıştır. Onların karanlıklar içindeki yolunu aydınlatmıştır. Günümüzde Doğu Türkistan’da Üniversite mezunu yüzbinlerce okumuş aydın mevcuttur.Ancak, İkinci bir İlham Tohtı görünürde henüz yoktur Ve Ufukta da görünmemektedir. Dr.Tohtı bu mücadeleyi tek başına yürütmüştür.O,çok tehlikeli bir mayın tarlasında tek başına yürümüştür. Günümüzde Çin,çok güçlü Uygur Türkleri ise çok zayıf durumdadır.Bunun en büyük nedeni Çinli işgalcılar Uygur Türklerini bir birlerine düşürerek,satın aldıkları bir kısım azınlık Uygurları diğer çoğunluk Uygurların üzerine saldırıtarak birlik ve berberliklerini yok etmeye çalışmaktadır. Ancak,kendisini dünya devleti iddiası ile dev aynasında gören Çin çatırdamaktadır.Diğer zalim ve insanlık dışı rejimler gibi tarihin karanlıklarına gark olarak yok olması ve zevalı çok yakındır. Dr.İlham Tohtı’ye Saharov ödülünden sonra Nobel barış ödülü de çok kısa zamanda verilmelidir.”şeklinde konuştu.
BENZER HABERLER