Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
Kırgızistan Devlet güvenlik idaresi ( GKNB) 6 Eylül 2016 resmi açıklama yaparak 30 Ağustos’ta Kırgizistan’ın başkenti Bişkek’teki Çin Büyükelçiliğine yapılan intihar saldırısını gerçekleştiren kişinin, Tacikistan vatandaşı Uygur asıllı Zahir Halilov olduğunu duyurdu. Zakir Halilov’u yönlendirenler, Türkiye’de ikamet eden Tacik ve Kırgız vatandaşları olan Özbekler olduğu, Çin’in Bişkekbüyük elçiliğine yapılan intihar saldırısı organizasyonunu yapan ve finansmanını sağlayanın, Suriye’de savaşan ve faaliyet gösteren “Doğu Türkistan İslam Hareketi”adlı bir örgüt’ün işi olduğunu iddia etti. Kırgız ve Rus medyası, saldırı emrinin El – Nusra’nın bölge sorumlusu Ebu Saluhe tarafından verildiğini yazdı. El –Nusra ise El – Kaide’nin Suriye kolu olduğu için, ABD, Avrupa ve Birleşmiş milletler tarafından kara listeye alınan terör örgütlerinin başında gelmektedir. Bugün, ABD ve Rusya başta olmak üzere 15 den fazla ülkeye ait Koalisyon uçakları El –Nusra üslerini bombalamaktadır.
Çin Büyük Elçiliğine yapılan Saldırı konusunda Şüpheli Noktalar
Çin’in Kırgızistan Büyük elçiliği’ne yapılan intihar saldırısının 30 Ağustos sabah 10,30 da gerçekleştiği bildirilmiştir. İntihar saldırısı’da intiharcı’dan başka kimse ölmemiştir. Kırgız ve Rus medyası, genelde Çin Büyük elçiliği önünde pasaport ve diğer işlemler için her gün ortalama 300 – bin arasında kişinin kapı önünde toplandığını, ancak, 30 Ağustos günü öğleden önce Çin Büyük elçiliğinin çalışmadığı yada müracaat kabulü yapılmayacağı gün olduğu için, Çin Büyük elçiliğinin kapsının havaya uçurulmasından başka fazla büyük bir hasar olmamıştır.” diye yazmıştır.
ABD. ve AB.ülkelerinde sürgün hayatı yaşayan Komünist Çin rejim muhalifi Çinli analizciler, köşe yazarları ve yorumcular, Bişkek Büyükelçiliği’ne yapılan bu bombalı intihar eylemini “ Bu eylem tamamen Çin yönetimini uyarma amaçlıdır ve ÇKP.rejimine karşı bir bombalı mesajdir.” tahmini ve yorumunda bulundular.
Bu konuda benim görüşüm ise, tamamen farklıdır ; Şöyle ki : Araçlı bombalı intihar eyleminin planlanması ve organizasyonu, İntihar eylemin yapıldığı saatlerde Çin Büyükelçiliği’nin çalışmadığı bir saatte gerçekleştirilmesi ve saldırının bu saate ayarlanmasındaki planlanmanın Çin istihbaratı’nın direktifi ile gerçekleştiği ihtimalini kuvvetlendiriyor.
Bir Taşta Birkaç Kuş
Çin bu konuda Kırgızistan istihbaratı ( GKNB) dan başka daha birkaç ŞİB.Örgütkü üyesi bir çok ülke istihbaratı ile beraber çalışarak “Uygur Terör Hareketi'”ni Orta Asya ve küresel Terörizm ve Terör örgütleri ile ilişkilendirmek ve onlara bağlamak konusunda açık – net , elle tutulur ve somut deliller elde ederek bu konuda büyük başarıya ulaşma çabası içindedir. Çin yönetimi, daha olay ile ilgili her şey açıklanmadan şimdiden intihar saldırısı olayının içinde Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye vatandaşlarının olduğunu kurgulamakta ve iddia etmektedir. Çin propagandasının satır aralarında, Bişkeke intihar saldırısı ile diğer bir çok komploları planlayan ve gerçekleştirenlerin Türkistan coğrafyası ile genelde Orta Asya’yı “Bir Terör Üssü” haline getirimek isteyen El –Nusra olduğuna her kesi inandırmak olduğunu okumak ve anlamak kolaylıkla mümkündür. Çin,Bişkek salrdırısını bizzat kendisi organinize ederek ” Bir Taşta iki ve birkaç kuş vurma” ‘yı hedeflemiştir.
Çin’in G20 Zirvesi’ni Kullanarak Uygurlar Hakkında Elde ettikleri
ABD başkanı Barack Obama Hangzhou havalimanındaki karşılama’da çok aşağılanmıştır. Çin yönetimi, Zirve için ülkesine gelen bütün ülke Liderlerine, hatta G20 ülkesi olmayan ülke liderlerine bile karşılama’da kırmızı halı sermiş ve Çin Dış işleri bakanı tarafından karşılanmıştır. Karşılama’de ABD.başkanı Obama’yı çok alt düzeydeki bir Dış işleri Bakanlığı Memuru karşılamıştır. Ayrıca,karşılama’da Başkan Obama için Kırmızı halı de serilmemiştir. Her ülke Liderlerini getiren uçaklara getirilen merdivenler sadece Obama’nın uçağına getirilmemiştir. Bu yüzden Başkan Obana ön kapıdaki uçağın kendi merdivenlerini kullanarak inmek zorunda kalmıştır. ABD yetkilileri, yapılanın diplomatim nezakete uymadığını ve çok ayıp olduğunu söylediğinde, Çinli yetkili “ Bu ülke ve bu Havaalanı bizimdir. Burada ne yapacağımıza ve nasıl hareket edeceğimize biz karar veririz. Sizler bu konuda bize emir veremezsiniz.” sözleri ile sertçe cevap vermiştir. Bu günlerde ABD medyasının manşetlerinden düşmeyen gündem, Başkan Obama’ya yapılan bu aşağılayıcı davranış ve tutum olmaktadır.
Ancak G20 zirvesinde Çin devlet başkanı Şi jinpeng, Başkan Obama ile başa baş görüşme yaptıktan bir gün sonra ABD hükümeti 13224 Nolu genelge gereğince “ Doğu Türkistan İslami Harekatı” nı tekrar terör listesine aldığını açıkılamıştır. Ayrıca,ABD.yönetimi Birleşmiş Milletlerin 1267. dönem Toplantısında bu örgütü terör örgütleri Listesine eklenmesini sağlayacağını de bildirmiştir. Çin devlet başkanı Şi ise, , ABD yönetiminin bu yeni girişimi takdir ile karşıladığını açıklamıştır.
Uygur Türklerini Bekleyen Tehlikelerin Boyutları
Dünyada, Uygur Türklerinin acı ve istirabını kalbinin derinliklerinde hisseden, onların meselesini kendi sorunu bilen ,Uygur Türklerini karşılıksız seven,koruyan ve destekleyen ve himaye eden tek ve yegane halk Türkiye Türkleridir. Türkiye Cumhuriyeti devletimiz, tarihinin en zor ve kritik siyasi,sosyal,askeri ve diplomatik krizlerini bitaraf etme sürecini yaşıyor. Türkiye içte PKK ve FETÖ terör örgütü ile boğuşurken, dışta Türkiye’yi parçalamak isteyen güçler devreye girmiştir. Türkiye 2. Dünya savaşından bu yana müttefiki olduğu ABD ve Batı bloğu’ ndan tehdit görmektedir. Ancak, Rusya ve Çin, Türkiye’yi bölme projesinde şimdilik kaydiyle her hangi bir rol almamaktadır. Türkiye, yanlış Suriye politikasını telafi etmeye çalışırken, batı ülkeleri bölge’deki kargaşadan yararlanarak Türkiye’ye yönelik gizli emellerini açığa vurma cesaretini göstermektedir. Bu durum ise, Türk devletini yeni arayışlara ve uluslara arası yeni işbirliği alanları bulmaya zorlamaktadır. Uçak, Krizinden sonraki dönemede Türkiye –Rusya ilişkileri çok iyi noktalara doğru ilerlemektedir. Bu sebepledir ki ; Çin’deki G20 toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD.başkanı Obama’dan önce Rusya Lideri Putin ile görüşmeyi tercih etmiştir.
G20 zirvesinde Çin Lideri ve diğer devlet adamlarının ÇKP.güdümündeki Çin medyasının Türkiye cumhurbaşkanına olan ilgisi dikkat çekicidir. G20 Üyesi Ülkeler Devlet ve Hükümet başkanları aile fotoğrafı çektirirken, Çin devlet başkanı Şi, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı sol yanına almıştır. Erdoğan’ın diğer yanında ise, Rusya başkanı Putin yer almıştı. Başkan Obama ise, Çin Lideri Xi Jinpeng’in yanında birkaç kişiden sonra ve biraz uzağında bulunuyordu. Zirvede Türkiye – Çin nükleer enerji anlaşması için son imzalar da atılmıştır. Çinli yetkililer Kars –Edirne hızlı demir yolu yapım projesi için Çin’in sağlayacağı 47 milyar dolar konusunda açıklamalar yapar yapmaz Türk medyası balıklama atlamış ve adeta coşmuştur. Çin’in yeni ipek yolu projesi kapsamında İran ve Bulgaristan dahil bu projenin geçeceği tüm ülkelerle anlaşmaları bitirdikten sonra, Türkiye ile anlaşma yapması düşündürücüdür. Bu proje için imzalanan anlaşmalardan sonra, Aradan 6 yıl geçmiş olmasına rağmen, Türkiye’ye 47 milyar değil, 47 sent para bile gelmemiştir. Ama Çin’in vaat ettiği 47 milyar dolar Türkiye’de gündem yaratmaya devam ediyor. Paranın yüzü elbette sıcaktır.
Ben sevgili ülkem,Doğu Türkistan’ı terkederek Pekin üzerinden İstanbul’a geldiğim 1989 yılında gördüğüm genel manzara şu idi; O tarihlerde Türkiye’nin Çin’den 20-30 yıl daha ilerde olduğunu görmüş ve bundan çok sevinmiştim. Yakın zamanlarda yapılan bir araştırma sonucunu okudum, Türkiye’nin ihracat ürünleri arasında, teknoloji oranı %3,7 iken, bu oran Çin’in ihracat ürünlerinde %26,3 mertebesinde gerçekleşmiş olduğunu okudum. Ne yazık ki günümüzde yakalar etek, etekler yaka olduğunu üzülerek müşahede etmekteyiz. . Türkiye’nin sermaye ve ileri teknoloji’ye şiddetle ihtiyacı bulunmaktadır. Türkiye değişen küresel şartlar gereği, dünya’daki konumunu tekrar gözden geçirebilir. Türkiye binlerce yıllık köklü devlet geleneğine sahip, demokrasi değerlerini ve hür teşebbüsü benimsemiş uygar, demokratik bir ülkedir. Türkiye’nin insan hakları,hukuk ve demokrasi değerlerinin mevcut olmadığı Çin gibi ÇKP.diktasının egemenliği altındaki geri kalmış bir rejimin safında yer alacağına inanmıyorum. Ancak, Türkiye ihtiyaç ve zorunluluk gereği geçici olarak de olsa, Çin ile iş birliği yapmak durumunda kalırsa, bu durumdan Doğu Türkistan Türkleri büyük zarar görecektir. Eğer Çin, Türkiye’nin görmemezlikten gelerek,susarak ses çıkarmayacağını, emin olursa, İşgali altındaki Doğu Türkistan’da Türklere yönelik toptan imha,yok etme ve soykırım politikalarına daha da canlılık kazandıracaktır. Hatta bu Ülke’de yaşayan ve 30 milyon civarında olduğu tahmin edilen Müslüman Uygur Türklerini çok kısa zaman içerisinde toptan yok etmeye ve onları ebedi olarak bitirmeye çalışabileceğinden ciddi şekilde endişeleniyorum.
Diaspora ve Özellikle Türkiye’de Yaşayan Uygur Türkleri Çin’in bu Uluslar Arası Tuzağına Dikkat Etmeli ve Asla Düşmemeli
Merkezi örgütlenmeden.birlik ve beraberlikten yoksun, bir kaç başlı, Örgütsüz, başı boş toplumlarda her sokaktan bir değil, onlarca “Lider” çıkar ve bu “Liderler” enerjisini kendi aralarında sürdüreceği mücadelelerde tüketirler. Enerjisini tükettiği için de , gerçek düşmanı ile savaşabilecek takatı kalmaz.Bu mücadele’den ve keşmekeşlerden sonra, ileriyi gören,ferasetli ve aklı başında bir kaç kişi ortada kalır.
Yurt dışında ve özellikle Türkiye’de yaşayan Uygurların bölünme,parçalanma ve kendi aralarındaki güvensizlik zaafından yararlanan Çin, kiraladıkları Uygur görünümündeki vatan ve Milletine ihanet eden Hainleri ve diğer yabancı ajanlarını işe salarak temiz yürekli, inanç ve imanı güçlü ve duyguları saf Uygurları kolayca kandırarak tuzağa düşürebiliyor. Onları, çeşitli imkanlar ve çıkarlar vaat ederek, Uluslar arası teröre bulaştırmak sureti ile Çin’den dev maddi imkanlara kavuşma şansını elde edebiliyorlar. Ölen, hayatı tamamen mahvolan ve Terörist” damgası yiyen Uygurlar yine ortada kalıyorlar.
Biz mazlum ve mağdur Uygur Türkü Kardeşlerine kucağını açan ve bağrına basan, şefkat ve merhamet kapılarını sonuna kadar açan kardeş Türkiye Cumhuriyeti topraklarında, Türkiye’mizi ve kendimizi sıkıntı’ya, zora sokacak yasa dışı işlere bilerek yada bilmeyerek bulaşmak, hem bize sahiplenen Türkiye Cumhuriyetine, hem kendi toplumumuza ve soyumuza karşı işlenmiş af edilmez suçtur.
Uygur Türklerini bekleyen uluslar arası komplo çok kapsamlıdır ve çok tehlikeli boyutlara taşınmış bulunmaktadır.
Eğer,bizler Uygur Türkleri olarak, Allah, Kur’an ve Peygamber aşkı diyorsak, geleceğimiz,evlatlarımızın geleceği,toplumumuzun şerefi ve haysiyeti ve bekası ve en önemlisi sevgili yurudumuz Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı ve özgürlüğümüz uğruna Allah’in verdiği aklımız ve ferasetimiz ile iyi ve doğru düşünerek karar vermeli ve hareket etmeliyiz.
Türkiye’mize ve Vatanımıza ve Toplumumuza karşı Akıl ve Mantık dışı her türlü hareket, iman dışı, islam dışı bir hareket olarak toplum vicdanında ebedi olarak mahkum olacaktır.
Allah, Türk İslam Aleminin tek ümit,ilham ve güven kaynağı ve yegane istinatgahı Aziz Türkiye’mizi ilelebed korusun ve daima Yüceltsin.Amin
Kaynaklar:
BENZER HABERLER