Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Türkiye’deki Uygur diasporası, Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine, dini, etnik ve siyasi alanda sistematik baskı ve asimilasyon politikalarının şiddetini günden güne arttırarak işlediği cinayetlere dikkat çekmeye ve sesini duyurmaya çalışıyor. Uygur diasporasının girişimleriyle ortaya konulan “Horlanan Vicdan” isimli kısa film ise bu çabaların medya alanındaki son örneği sayılabilecek türden…
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Doğu Türkistan’da milyonlarca insana karşı yürüttüğü çağ dışı, Nazi işkencelerini aratmayan, benzeri görülmemiş baskı ve asimilasyon politikalarını aralıksız sürdürüyor. Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi altında milyonlarca Doğu Türkistanlı zulme uğruyor. Türkiye’deki Uygur diasporası, bu zulmü dünyaya duyurarak önüne geçmek için çabalıyor. Son olarak Nebican Ali (Nabijan Ala) yönetmenliğinde yayımlanan Uygur yapımı film ile Çin Komünist Partisi tarafından Ekim 1949 tarihinde işgale uğrayan Doğu Türkistan halkının maruz kaldığı insanlık dışı olaylar konu edinildi.
Kırım Haber Ajansı (QHA) “Horlanan Vicdan” isimli kısa filmin yönetmeni Nebican Ali (Nabijan Ala) ile konuşarak film hakkında bilgi edindi.
“Horlanan Vicdan” isimli kısa filmde ailesi Urumçi’de olan Kayser’in Doğu Türkistan’a dönmesi ile başlayan Çin zulmü anlatılıyor. Filmde kendisi, eşi ve çocuğunun kamplara atılmasıyla hikayesi ve acısı büyüyor.”
Çin’in basit gerekçeler üreterek Doğu Türkistan’daki baskıları ile dünyanın son yıllarda şahit olduğu en büyük insan hakları ihlallerini konu edinen “Horlanan Vicdan” isimli kısa filmin yönetmeni Nebican Ali (Nabijan Ala) ile QHA’nın gerçekleştirdiği röportajının tamamı şöyle:
“Horlanan Vicdan” isimli kısa filminizden bahseder misiniz?
Konusunu gerçek bir hikayeden alan filmin fragmanı Temmuz’da yayımlandı. Uygurca çekilen film, Türkçe ve İngilizce alt yazı ile 12 Kasım 2020 tarihi itibarıyla izleyiciye sunuldu.
Filmin konusu nedir?
“Horlanan Vicdan” filmi, Çin yönetimi tarafından Doğu Türkistan’daki insanların nasıl vicdansızlıklarla, ne tür acımazsızlıklara uğratıldığını dünyaya duyurmak amacıyla çekildi. Burada anlatılmak istenen tüm Türk dünyası başta olmak üzere oradaki Doğu Türkistanlıların vicdanının ÇKP tarafından nasıl horlandığını yansıtmak.
Filmin konusunu nereden esinlendiniz? Gerçek bir hikaye mi?
Filmin konusu gerçek bir hikayeden esinlenilmiştir. Uygur bir iş adamının ticaret için Doğu Türkistan’dan İstanbul’a alışveriş yapmak üzere gelip dönmesi ile başlıyor. Çok kısa sürede bu ziyareti haber alan Çin yönetiminin polisleri, iş adamının ailesine ulaşıyor ve eşinin kısa sürede Doğu Türkistan’a dönmesini söylüyor. Uygur iş adamı dönünce de “Türkiye’yi ziyaret etme suçundan alıkonularak” toplama kampları süreci başlatılıyor ve hayatları kabusa dönüyor. Filmde “Türkiye ile irtibat kurma suçundan” bir aile faciası daha gözler önüne seriliyor…
Filme tepkiler nasıl oldu?
Film, Doğu Türkistan’da yaşanan acı gerçeklerin çok kısa bir kesitini de olsa gerçek bir hikaye ile yansıtarak ele aldığı için elbette bu acıları yaşayan insanlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Bunları dünyaya daha fazla yansıtarak Çin zulmünün azalması umuduyla devamının getirilmesi talep ediliyor.
Filmin devamı gelecek mi?
Bu filmin 20 bin dolar civarında bir masrafı oldu. Koronavirüs nedeniyle de bu filmi hiçbir etkili alanda yayımlama fırsatı bulamadık. O nedenle bu bütçeyi karşılamak çok zor oldu. Biz de bu duruma çözüm olarak filmi yayımladığımız Youtube kanalı üzerinden bir hesap numarası koyduk. Halkımızın da desteğine açtık. Buradan aldığımız destek ile bu sıkıntıları aşınca devamını getireceğiz.
(Çin tarafından) Film ile ilgili herhangi bir müdahale/uyarı geldi mi?
Film henüz yeni yayımlandığı için Çin’in resmi yetkililerden henüz bir uyarı almadık. Ancak filmin fragmanı Temmuz ayında yayımlanmıştı. Doğu Türkistan’ın Hotan vilayetinden Çin istihbaratı çalışanlarının filmin oyuncularını arayarak bu filmi soruşturduğunu biliyoruz. Tabii ki her an bununla ilgili bir müdahale bekliyoruz, bu kaçınılmaz bir şey.
Benim Türk dünyasından ricam şudur: Bu filmin Türk televizyonlarında, festivallerinde yer alması için desteklerini bekliyorum. Burada anlatılan herşey gerçekleri yansıtmaktadır. Bu Çin zulmünü dünyaya daha fazla duyurarak artık etkisinin kırılmasını istiyoruz. Türk dünyasından, Doğu Türkistan’daki soydaşları için desteklerini esirgememelerini rica ediyorum.
BENZER HABERLER