Son Dakika
27 Ekim’de yeniden Japonya Parlamentosu üyeliğine seçilen Uygur kızı Arfiya Eri, o gün “India Today” TV kanalının muhabirine röportaj verdi. İlk başta Japon parlamentosuna katılma nedenleri ve siyasi idealleri üzerinde yoğunlaştı. Ardından sonraki sözlerinde Uygurların karşı karşıya kaldığı soykırımın durdurulması için uluslararası baskının artması, Japon tarafından Çin’e baskı yapılması ve insan hakları konusunun Çin’in göz ardı etmemesi, acilen görmezden gelmemesi gereken bir konu haline getirilmesi yönündeki görüşlerini dile getirdi.
Nisan 2023’te Japon Temsilciler Meclisi üyeliğine seçilen Arfia, uluslararası sahnedeki siyasi faaliyetleri, Japon parlamentosu ve uluslararası insan hakları örgütlerinde Uygurlara verilen desteğin arttırılmasına yaptığı katkılarla tanınan genç bir siyasetçidir. 29 Ekim’de Japonya’nın başkentinde düzenlenen “Uluslararası Uygur Forumu: Dünya Parlamento Konseyi” konferansı, başarıya özel bir faktör ekleyerek yurtdışındaki Uygurlara güçlü bir cesaret verdi.
28 Ekim’de Dünya Uygur Kongresi, X hesabı üzerinden Arfia Eli’yi Japon parlamentosu üyeliğine yeniden seçildiği için tebrik eden ve Uygurlar için başarılı çalışmalarının devamını dileyen bir mesaj yayınladı.
Japon Uygur Derneği eski başkanı Sayın İsmail Mahmud, Arfia’nın Japon parlamentosunda devam eden çalışmalarının Uygur meselesinin Japonya’da gündemde tutulması açısından önemli olduğunu söyledi.
Arfia Eli, India TV’ye verdiği röportajda, Japon parlamentosu üyesi seçildikten sonra açıkladığı insan hakları bildirisinin yabancı medyada yoğun ilgi gördüğünü, bu açıklamanın sadece Çin için değil tüm dünya için geçerli olduğunu söyledi. Çünkü günümüz dünyasında birçok ülkede vatandaşlık hakları ve insan hakları daralıyor, uluslararası düzenlemelere uygun siyasi ortamın daraldığını, böyle bir durumda Japonya gibi gelişmiş bir ülkenin korunması konusunda uygun bir rol oynaması gerektiğini söyledi. insan hakları.
“Japonya Anavatanı Koruma Partisi” üyesi Gülistan Aziz, yeniden Japonya Parlamentosu üyeliğine seçilen Arfia Eli’nin Uygurların karşı karşıya olduğu insan hakları krizini ülkenin çıkarları doğrultusunda çözmeye çalışacağını söyledi. Japon ülkesinin ve Japon halkının, Japonya’da yaşayan Uygurların da ona destek vermesi gerektiğini söyledi.
Arfia, Hindistan televizyonunda yaptığı konuşmada, Uygurların karşı karşıya olduğu krizin çözümünün çok yavaş olduğunu söyledi: “Uygur bölgesinde 2016 yılında benzeri görülmemiş büyük çaplı bir kaçırma olayının başladığına dair kanıtları zaten gördük. Elbette bölgede insan hakları sorunlarının uzun süredir var olduğunu biliyoruz. Ancak 2016 yılından sonra bu istismar daha önce görmediğimiz boyutlara ulaştı. Bilindiği gibi bu zulüm, Uygurların toplu olarak kaçırılmasını, tüm halka zulmedilmesini, ebeveynlerinin kamplara gönderilmesini, çocuklarının onlardan ayrılmasını içermektedir. Ayrıca avukatların, doktorların, profesörlerin bölge içindeki ve dışındaki fabrikalarda zorla çalıştırıldığına dair kanıtlar da gördük. ABD hükümeti 2 milyondan fazla Uygur’un gözaltına alındığını açıkladı ve bu sayının artmasını bekliyoruz. Kadınların kısırlaştırılması ve çocukların ebeveynlerinden ayrılması soykırım eylemidir ve bu eylemler Uygur bölgesinde gerçekleşmektedir. Eğer bu durum dünyanın başka bir yerinde olsaydı, BM’nin güçlü bir açıklama yaptığını görürdük ve uluslararası toplum da sert tepki göstererek bölgede olup biteni araştırmak üzere bağımsız bir ekip gönderirdi. Ancak bir defasında bir BM yetkilisi bölgeyi ziyaret etmiş ve raporlardan birini yayınlayarak “bölgede olup bitenlerin insanlığa karşı suç teşkil edebileceği” sonucuna varmıştı. O günden bu yana gerçek bir eyleme geçtiklerini görmedik.
“Dünyanın herhangi bir yerindeki insan hakları krizini çözmek için kullanılan tedbirlerin Uygur bölgesine de uygulanmasını umuyorum.”
Hintli bir muhabirin sorusuna yanıt veren Arfia, Çin’in Uygur bölgesinin kalkınmasını teşvik ederek dünyayı yanılttığını ancak aslında bölgedeki kalkınmanın muazzam kaynakların ve Çin milletinin yararına olduğunu söyledi. Bölge son 60 yılda gelişti. Bu doğru. Ama nasıl geliştiğine ve bu gelişmeden kimlerin yararlandığına bakarsanız bölgedeki Çinlilerin Uygurlardan daha iyi bir yaşam sürdüklerini verilerden görürsünüz. İnsanlara tanınan özgürlükler açısından bakıldığında Uygurların ifade, faaliyet ve dini inanç özgürlükleri ne kadardır? “Uluslararası toplumun bölgeye girip doğru bilgi almasının yolu temelde kapalı olduğundan, orada yaşanan insan hakları ihlalleri hakkında yorum yapmak mümkün değil, oysa oradaki insan hakları ihlalleri çok ciddi.”
Konuşmanın sonunda Arfia, Uygurların insan hakları konusunu gündeme getirmeye devam etmesi gerektiğini belirterek, “Herhangi bir insan hakkı ihlalinin, özellikle de bu kadar büyük çaplı bir kaçırma olayının cezasız kalmaması gerektiğini düşünüyorum.” Uluslararası toplumun sesini yükseltmesi ve bu konuyu tartışmayı bırakmaması gerekiyor. Gerçekten işe yarıyor. Daha da önemlisi bu konuyu Çin hükümetinin endişe duymayacağı bir şekilde gündeme getirmeliyiz. Bu amaçla BM ve diğer uluslararası kuruluşlara üzerlerine düşeni yapmaları, bölgede adil ve güvenilir soruşturmalar yürütmeleri ve insan hakları suçlarının bir daha yaşanmamasını sağlamaları çağrısında bulunmalıyız. Eski bir BM yetkilisi olarak, dünyayı insan hakları krizi konusunda uyarmamız, bunu tartışmamız ama ülkeleri bu sorunla ilgilenmeye ya da kriz tırmanmadan önce durdurmaya yöneltmememiz beni üzüyor. BM üyesi devletlere ve uluslararası kuruluşlara sorumluluklarını yerine getirmeye ve insan hakları konusunu her zaman vurgulamaya çağırıyorum.
Sayın Mahmud, Japon parlamentosuna ikinci kez seçilen Arfia’nın eskisinden daha güçlü bir siyasi temele ve deneyime sahip olduğuna inanıyor ancak Japon parlamentosunun Çin yanlısı üyelerinin ona hâlâ zorluk çıkarabileceğine inanıyor. Ancak Arfia siyasi zekasıyla bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardı.
BENZER HABERLER