Son Dakika
ÖZGÜR DÜŞÜNCE VE EĞİTİM HAKLARI DERNEĞİ (ÖZGÜR-DER)
BASIN AÇIKLAMASI
Zalim ve işkenceci rejimlerden kaçmak ve bir nebze olsun rahat nefes almak için Türkiye’ye hicret etmek durumunda kalan mülteci kardeşlerimizin çilesi ne yazık ki burada da bitmiyor. Emin bir belde olarak geldikleri Türkiye’de ansızın polis baskınıyla evlerinden alınıp sınırdışı edilmeden tutun da aylarca keyfi bir şekilde yaşam koşullarının çok kötü olduğu göç idaresine ait mekanlarda tutulmaya kadar birçok insan hakkı ihlali ve zulme maruz kalmaktalar.
İktidarın genel anlamda mültecilere yönelik olumlu politikaları ortada iken İslami veya muhalif kimliğe sahip kişilerin sınır dışı edilmesine yol açan bürokratik vicdansızlık ve buna yol veren mevzuat saçmalığı her nedense bir türlü düzeltilemiyor. Konuya duyarlı kurum ve kuruluşların tüm çabalarına rağmen muhalif kimlikli kişilerin baskı ve işkence göreceği, hatta katledileceği açık olan ülkelerine teslim edilmesi ihtimali ile karşı karşıya bırakılması açık bir zülümdür, günahtır.
Nitekim bu olumsuz duruma son örnek 5 Mayıs akşamı Zeytinburnu’nda İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) tarafından yürütülen operasyon kapsamında yaşandı. İsnat edilen suçun ve failinin belli olmadığı arama kararı ile Doğu Türkistan-Uygur uyruklu, Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı olan ve çoğunluğu ikamet izinli 24 kişiden 3 kişi hakkında hiçbir somut suçlama olmaksızın gözaltı kararı verildi. 21 kişi ise terör bağlantılı oldukları niyet okuması nedeni ile sınırdışı edilmek üzere idari gözetim altına alındı.
Sınır dışı edilmek amacı ile Zeytinburnu Şehit Bülent Üstün Polis Merkezi Amirliği’nde tutulan 21 kişiden 11’i çocuk, 7’si kadın, 1’i ihtiyar, 3’ü ise yetişkin erkek. Tutanaklarda suç unsuruna rastlanılmadığı açıkça yazılmış olmasına karşın “DEAŞ terör örgütü ile bağlantıları olabileceği ve kamu düzeni ve güvenliği bakımından sakıncalı” olabilecekleri notu düşülmüş. Emniyet işlemlerinin ardından Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne teslim edilecek bu kişilerin sınır dışı süreci başlayacak.
Tipik bir bürokratik vicdansızlık, memur insaf ve izansızlığı ile karşı karşıyayız. Her sakallı muhaciri IŞİD/DEAŞ mensubu sanan kolluk kuvvetlerinin şüphe ve zan üzerinden insanların hayatlarını karartacak, geri dönülmesi, telafisi mümkün olmayacak kararlara imza atması kabul edilemez. İktidar sahipleri kolluk kuvvetlerine (sıkça şahit olunan ve zalimane sonuçlar doğuracak acemiliklerine rağmen) güvenme alışkanlığından vazgeçmelidir. Komşularının engelleme çabası ve lehlerindeki şahitliğine rağmen büyük bölümü çocuklardan oluşan bu ailelerin gözaltına alınmasını terör operasyonu olarak sunmak vicdansızlıktır, hukuksuzluktur.
İddia edildiği üzere Uygur Müslümanlarına yönelik bu zulmün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde Çin’e yapacağı ziyaretle irtibatlı olduğuna dair net bir bilgiye sahip değiliz. Lakin emniyet güçlerinin benzer ziyaretler öncesinde sık sık bu tür operasyonlar gerçekleştirdiği hepimizin malumu. Son derece kötü koşullara sahip ve özellikle çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir ortamda gözaltında tutulan kardeşlerimizin bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyor, genel manada da muhacirlere yönelik bu tür gayrı insani ve gayrı İslami yaklaşımların artık son bulmasını umuyoruz.09.05.2017
Musa Üzer
Özgür-Der Genel Sekreteri
BENZER HABERLER