Son Dakika
Dr. Ferhat Kurban TANRIDAĞLI
ÖZET: ÇİN HALK CUMHURİYETİ’NİN GÜNÜMÜZDEKİ KONUMU TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ALİ MENFAATLERİ AÇISINDAN BAKILDIĞINDA İKİ ÜLKE ARASINDA İYİ İLİŞKİLER GEREKTİREBİLİR.
TÜRK TARİHİNİN KÖKLERİ İLE BİR BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAK VE KÜLTÜREL MİRASLARA SAHİP ÇIKABİLMEK İÇİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN BUGÜN ÇİN HALK CUMHURİYETİ BÜNYESİNDE BULUNAN UYGURLAR VE DİĞER SOYDAŞLARI İLE DE CİDDİ BİÇİMDE İLGİLENMESİ GEREKİR.
BU İLİŞKİLER ARASINDA BİR SEÇİM YAPILAMAYACAĞINA GÖRE AKILLI DEVLET POLİTİKASI ÜRETEREK İLİŞKİLERİ DENGELİ BİR ŞEKİLDE BİRLİKTE YÜRÜTMEK DOĞRU SEÇİM OLACAKTIR.
ÖNERİ: ‘’T.C CUMHURBAŞKANLIĞI TÜRK- ÇİN İLİŞKİLERİ STRATEJİK ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ’’NÜN KURULMASI
AMAÇ: TÜRK-ÇİN İLİŞKİLERİNİN TARİHİ GEÇMİŞİ VE DÖNEMLERİ ÜZERİNDE İNCELEMELER YAPMAK, TARİHİ TECRÜBELERİN IŞIĞINDA KÖKLÜ GEÇMİŞTEN GÜÇLÜ GELECEĞE DOĞRU GEÇİŞ YAPMAK, GÜNCEL KONULARDA AKILLI VE DENGELİ ÇÖZÜMLER ÜRETMEK, BAĞIMSIZ DÜŞÜNCE VE ARAŞTIRMA KURULUŞLARININ KONU ÜZERİNDEKİ ARAŞTIRMA RAPORLARINI VE BÜTÜN KAYNAKLARDAN ELDE EDİLEN BİLGİ VE BELGELERİ DEVLET CİDDİYETİYLE ELEKTEN GEÇİRMEK, DAHA SAĞLIKLI ÇALIŞMA YAPMAK, DAHA İSABETLİ DEVLET POLİTİKASI ÜRETMEK.
Türkiye Cumhuriyeti devleti Çin ile ilişkiler ve Uygur soydaşları ile olan ilişkiler arasında bir seçim yapamaz, yapması da gerekmez. Burada Ya Çin , ya Soydaşlar deme lüksü yoktur. Çünkü: 1.Türk- Çin ilişkileri ve ya Çin-Türk ilişkileri insanlık tarihinin en eski ilişkilerinden biridir, zira tarihi komşulardır. Hun imparatorluğu döneminden beri başlayan resmi ilişkiler bazen barış içinde bazen de savaş halinde olarak GÖKTÜRK DEVLETİ- ÇİN, UYGUR DEVLETİ- ÇİN, KARAHANLILAR DEVLETİ- ÇİN ve bir çok TÜRK DEVLETLERİ –ÇİN ilişkileri olarak devam edip günümüze kadar gelmiştir.
Bugün Çin halk cumhuriyeti’nin uluslararası arenadaki konumu, sanayide, ekonomide, yüksek teknolojide , enerji sahasında elde ettiği başarılar açısından bakıldığında, ayrıca dış ticaret açısından dünyanın en büyük pazarı olduğu da düşünülerek Türkiye – Çin ilişkilerinin iyi seviyede olması gerektiği savunulabilir.
Ayrıca güncel konular olarak ise değişen dünya şartlarında “Shang Hai İşbirliği Örgütü” Türkiye için bir alternatif ittifak seçeneği imiş gibi ortaya çıkmakta , “Bir Yol , Bir Kuşak” projesi de Türkiye’nin kalkınma hamlesi için cazip bir çıkış yolu olarak algılanmaktadır. Bununla birlikte Türk kamuoyunda “Shanghai işbirliği Örgütü”nün aslında “Türk Dünyasına kurulan pir kapan “, “Doğu Türkistan’ı dış dünyadan soyutlamak için örülen bir kuşatma”(1) olduğu tezi işlenirken , “Bir Yol , Bir Kuşak” projesi için ise “Modern Çin sömürgeciliğinin yeni adı”(2) olduğu ileri sürülmektedir.
2.Bugün Çin halk Cumhuriyeti bünyesinde başta Uygurlar çoğunlukta olmak üzere Sarı Uygurlar, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar, Salur gibi Türk boyları bulunmaktadır. 2014 resmi kayıtlarına göre Türk boylarının toplam nüfusu 15 milyon (Uygurlar%90), bağımsız araştırma sonuçlarına göre 30 milyondur. Kaşgarlı MAHMUT, Yusuf HASHACİP, Sultan SATUK BUĞRAHAN gibi Türk kültür tarihinin temel unsurlarını oluşturan nice büyük bilgin ve Kağanların türbeleri Kaşgar ve bu topraklarda bulunmaktadır. Tanrıdağları, Altay dağları, Tarım havzası, Taklamekan çölü gibi Türk tarihinin BENGÜTAŞ´ları niteliğinde olan bu tarihi mekanların bekçiliğini oradaki soydaşlar yapmaktadırlar. ‘’Turfanda ” deyiminin kaynağı olan Turfan, Kumul, Aratürk, Karaşehir, Aksu, Maralbaşı, Yarkent, Kargalık, Hotan, Karakaş , Kaşgar, Yengihisar, Tokuztaş, Tokuzak, Oğuzak, Aktuğ, Hanöy(Hanev), Kızılderya, Kızılsu, Şekerköl gibi daha nice sayabileceğimiz tamamen Türkçe olan, ‘’Dokuz Oğuz On Uygur’’ tabirinin ve Eski Türk tarihinin canlı şahitleri olan bu yer isimlerini Uygurlar yaşatmaktadırlar. Türk tarihinin kökleri ile bir bütünlüğünü korumak , tarihi ve kültürel miraslara sahip çıkmak açısından Türkiye Cumhuriyeti’nin bu coğrafya ile ve soydaşları ile ciddi biçimde ilgilenmesi gerekir.
Günümüzde Doğu Türkistan ve Uygur konusu ilgili STK’lar ve Basın-yayın organlarınca çok uç noktalardan ele alınmaktadır. STK’ lar Uygurların uğramakta olduğu haksızlıkları, baskıları, insan hakları ihlallerini dile getirirken doğal olarak öfkeli ve heyecanlı , çoğu zamanda duygusal bir tutum izlemekte. Dolayısıyla ‘’Öfke ile kalkan zararla oturur’’ misali bazı dikkatsız davranışlar konunun asil ciddiyetine gölge düşürmektedir.
Öte yandan bazı basın yayın organları ve medya kuruluşları mensupları ise Çin devletinin daveti üzerine oralara gidip tamamen önceden planlanmış program dahilinde gözlem yapmakta.Türkiye’ye döndüklerinde ise televizyon, gazete ve dergilerinde gerçeklerin saptırıldığı, Çin’in istediği şekilde haber ve gözlemlerini yayınlamaktadırlar.(Gazeteci olarak gerçekleri görmüş ve ya hissetmiş olsalar bile Çin’in ‘’duygusal’’ davranışlarının etkisi altında kalıp, Çin ağzı ile tek yanlı yazıyor olabilirler). Bu şekilde ortaya çıkan bilgi kirliliği ve çelişkiler toplumda kavram bulanıklığı yaratmakta. Doğu Türkistan ve Uygurlara samimi duygular besleyen, ama bilgisi yetersiz olan vaya bu konuya sonradan ilgi duyan kimseler üzerinde ikileme neden olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti Çin devleti ile diplomatik, siyasi, ticari, ekonomik,teknolojik ve enerji işbirlikleri gibi ülkemizin çıkarlarının gerektirdiği her alanda iyi ilişkiler kurabilir.
Uygur Özerk bölgesi ile ise ( prensipte Çin devletinin bazı hassasiyetlerine özen göstermekle birlikte) Kültürel ,ticari ve dini ilişkilerini koyulaştırmalı, kararlı davranmalıdır. Çin hükümeti Aşırı dini akımlardan endişeli oldukları için Türkiye’nin dini siyaset tecrübelerine sıcak bakabilirler.
Ayrıca güncel konular olarak ise “Shang Hai İşbirliği Örgütü” Türkiye için gerçekten bir alternatif ittifak seçeneği midir? “Bir Yol , Bir Kuşak” projesi Türkiye’nin gerçekleri ve Milli ekonomik çıkarları için ne getirir ne götürür ? gibi soruların cevapları soğukkanlılıkla, dengeli bir şekilde aranmalı, Devletimizin Ali Menfaatleri açısından firsat varsa doğru tespit edilmeli ve yakalanmalı, ancak telafisi zor tarihi yanlışlardan, onarılması imkansiz yanlış adımlardan da sakınılmalıdır.
Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti bu ilişkiler arasında bir seçim yapamayacağına göre doğru seçenek ise akıllı, sağlıklı ve isabetli devlet politikası üreterek bu ilişkileri dengeli bir şekilde birlikte yürütmektir.
Bütün bu konular en iyi nasıl işlenebilir?
ÇÖZÜM ÖNERİSİ : ‘’T.C CUMHURBAŞKANLIĞI TÜRKİYE-ÇİN İLİŞKİLERİ STRATEJİK ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ’’nün kurulması.
Böyle bir kurumun T.C Cumhurbaşkanlığı bünyesinde olması , devlet imkanları ile daha geniş bilgi toplamak, daha derin araştırma yapmak, daha soğukkanlı ve bilimsel fikirler üretmek için uygun zemin yaratır, bağımsız araştırma ve düşünce kuruluşları tarfından yapılmış çalışmalar ve raporların güdümlü, ısmarlama , yanlı hatta ard niyetli olabilme ihtimaline karşı bir tedbir ve süzgeç görevini üstlenir. Sağlıklı bir DEVLET POLİTİKSInın oluşmasını ve devlet politikasının kalıcı olmasını taahhüt altına alır. STK ve medya kuruluşlarının söylem ve yayınlarını doğrulama, düzeltme, gerekirse kontröl etme, bilgilendirme hatta yönlendirme rolünü de oynar, devlet politikası ile toplum arasındaki bilgi ve fikir uyumunun sağlanmasına katkı sağlar. TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN ALİ MENFAATLERİNE KORUMAK , ÜLKENİN SAYGINLIĞINI ARTTIRMAK için hizmet eder.
Dipnotlar:
*Dr.Ferhat Kurban TANRIDAĞLI, Türkolog, MEC (Mahmut Esad Coşan) Vakfı İnternet sitesi Çince Sayfa editörü, Yeminli Tercüman bilirkişi (Çince, Uygurca, Özbekçe). Danışman.